• Sonuç bulunamadı

Fotoğraf Dönemi (1800-1900) ve I Sanayi Devrimi

Fotoğrafın icat edilmesi, görsel sanatlar ve Görsel Okuryazarlık açısından bir dönüm noktasıdır. Böylece, fotoğraf ile gerçekçi resimler arasında bir rekabet başlamıştır. Ayrıca, akademik olarak tanımlanan resim tarzı ile alternatif oluşturmaya çalışan yenilikçi akımlar arasında uzun sürecek mücadele de tetiklenmiştir. Daha önceki yüzyıllarda, Batı sanatı sürekli olarak gerçeğe yakın resme yönelmişti. Fotoğraf, gerçeklerin resmedilmesinin sanat için hedef olmasını sorgulamıştır. (Freeland, 2001) s.36.

Muybridge tarafından çekilen, dörtnala koşan bir at fotoğrafı, daha önce yapılan resimlerdeki atların ayaklarının hatalı konumlandırıldığını ortaya çıkarmıştır. (Shimamura, 2013) s.91. Fotoğraf anlattıklarının kolayca anlaşılabildiği evrensel bir dile dönüşerek, herkesin Görsel Okuryazar olmasını sağlamıştır. Giderek güçlenen yazılı basın da fotoğraf ile zenginleşmiştir. Ancak, bazı sanatçıların fotoğrafa direnci devam etmiştir. Rodin, “Sanatçı gerçeği söyler, fotoğraf yalan söyler” demiştir. (Mather, 2015) s.93.

Fotoğrafın icat edilmesi, görsel sanatlar açısından fırsat da yaratmıştır. Sinemanın temellerini oluşturan hareketli fotoğraflar da bu dönemde geliştirilmiştir. İlk sinema denemeleri 19. Yüzyılın sonlarında ortaya çıkmaya başlamıştır.

Boya teknolojisindeki gelişmeler sonucunda boyaların tüplere girebilmesi, açık alanlarda resim yapılmasını kolaylaştırmıştı. (Turani, 2014) s.49. Ayrıca boyaların karıştırılması yerine saf renklerle resimler yapılması nedeniyle, 19. Yüzyılın Renk Çağı olduğu da söylenmektedir. (Turani, 2014) s.54. Renoir, Cezanne, Van Gogh ve Monet gibi ressamlar, doğal ortamlarda resimler yaparak İzlenimci (Empresyonist) akımı oluşturmuşlardı. Constable ve Turner gibi sanatçılar da doğayı yepyeni açılardan resimlemişti. Cezanne ise doğayı geometrik parçalara ayırmaya çalışmıştı. Barbizon okulu da doğal ortamlarda sanat yapmayı hedeflemişti. Kilise ve aristokratlar için siparişle resim yapmak istemeyen sanatçılar, sadece kendi tercih ettiği konuda çalışıyordu. (Turani, 2014) s.36.

138

Akademik resme başkaldıran bazı ressamlar, klasik konulardan uzaklaşarak, farklı toplumların eserlerine yönelmeye başladı. (Turani, 2014) s.78. Örneğin, Delacroix Arap ve Afrika tarzı resimler yapmıştı. Bazı sanatçılar da, konu olarak toplumun geneline yöneldi. (Dissanayake, 1992) s.196. Paris’te dönemin önemli resim ve heykellerinin düzenli olarak sergilendiği Akademik Salon’a alınmayan eserler, 1863’te Reddedilen Sanatçılar Sergisi’nde bir araya getirildi.

Bu dönemde, Seurat tarafından bilim ile sanatın arakesitinde yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkarılan Pointilizm dikkate değer bir akımdır. Seurat İzlenimcilerin “dikkatsizce yere atılan bir kıyafet yığınını andıran resimler” yaptığını düşünüyordu. Bu nedenle optik alanında çalışmalar yaparak kendi renk teorisini ve sonradan Pointilizm adını alacak olan tarzını oluşturdu. (Gompertz, 2012) s.74, 83). Pointilizm, televizyonlardaki ışık renklerinin birleşiminin temellerini atmıştır.

Sadi Carnot, 1700’de icat edilen buhar gücünü kullanan ilk makinayı 1824’te geliştirdi. Buhar makinasının kullanılması, sanayileşme için bir dönüm noktası oldu. Buharlı trenin 1825’te icat edilmesinin ardından 1850’de demiryolu ağları oluştu. (Harari, 2014) s.377. Tren yolları saatlerin standartlaşmasına da neden oldu. (Harari, 2014) s.396.

Jacquard’ın patentini aldığı dokuma makinaları, 1801 yılında Fransa’da üretimde kullanıldı. Ancak, bu gelişme ciddi sosyal sorunlara neden oldu. İşçiler 1804 yılında bu makinaları parçaladı. (Stonier, 1992) s.109. Elektrik enerjisinin yaygınlaşması ve özellikle de lambanın geliştirilmesi şehir hayatını renkli hale getirdi. Buna karşılık, 1880’de Londra sokaklarının elektrikli lambalarla aydınlatılmasına karşı çıkıldı ve bir süre için engellendi. (Diamond, 2006) s.541.

Kuzey Amerika’daki Kızılderililer 19. Yüzyılda hâlâ, avcı-toplayıcı olarak yaşıyorlardı. (Diamond, 2006) s.99. Amerika ve Kanada demiryolları yapımı sırasında, Avrupalılar tarafından taşınan verem mikrobunun bulaşması nedeniyle yerlilerin büyük bir kısmı öldü. (Diamond, 2006) s.260.

139

I. Sanayi Devrimi sonucunda, 19. Yüzyılda üretim kapasitesi ilk defa ihtiyacın üstüne çıktı. Tüketimin artırılmasına yönelik fuarlar ve sergiler kuruldu. Bu dönemde, Paris ve Londra gibi büyük şehirler gelişerek, sanayi ve kültür merkezlerine dönüştü. Bilimsel keşiflerin artması ve icatların yaygınlaşması sonucunda, yeni meslekler ve sosyal yapılar da ortaya çıktı.

Göttingen’de 1807’de Gauss Gözlemevi kuruldu. (Bronowski, 1987) s.144. Darwin ve Wallace tarafından geliştirilen Evrim Teorisi 1859’da gündeme yerleşti. (Bronowski, 1987) s.109. Pasteur’ün, mikropların hastalıklar ile ilişkisini ortaya koyması da bu dönemdedir. (Bronowski, 1987) s.122. Mendelyef de Elementlerin Periyodik Tablosunu oluşturarak eksik elementleri belirledi. . (Bronowski, 1987) s.127. Röntgen ise 1891’te, fotoğraf plakaları kullanılmadan bozulunca, bu olaya neden olan radyasyonu keşfetti. (Csikszentmihalyi, 1997) s.83. Görsel Okuryazarlık alanı genişlemeye devam ederken, 1901’de Nobel Ödülü’nü alan ilk bilim insanı Röntgen olacaktı.

Kömür ile çalışan buhar makinaları, tren ve vapurlarla yapılan insan ve yük taşımasında devrim yaratmıştı. Daha sonra içten yanmalı motorların geliştirilmesi, artmakta olan hava kirliliğini azaltmakta başarılı olmuştu. Bu dönemde icat edilen buzdolabı (1850) da, gıda maddelerinin kalitesi açısından, ateşin icadından sonra en önemli yeniliklerden biri sayılabilir.

Pamuk hasadında kullanılan çırçır makinası ve dokuma tezgahlarının ortaya çıkışı, köle çalıştırmayı ekonomik olmaktan çıkararak, bu önemli sosyal sorunun halledilmesine yardımcı olmuştur. Buna karşılık, Jacquard tarafından tasarlanan dokuma tezgahları ve dikiş makinaları pek çok insanı işsiz bıraktığı için gerginliklere sebebiyet vermiştir.

Dokuma tezgahı prensibi ile çalışan ilk hesap makinaları, Babbage tarafından bu dönemde yapılmıştır. Daktilonun icadı da okuryazarlık açısından önemli bir devrim olmuştur. Telefon ve telgraf da uzaktan haberleşme konusunda çok önemli imkanlar sağlamıştır.

140

Rönesans döneminden itibaren ortaya çıkan keşif ve icatlara rağmen 18. Yüzyılda dünya ekonomisinin %80’inini Asya ülkeleri oluşturuyordu. Bu durum, I. Sanayi Devrimi nedeniyle, 1850’den itibaren hızla değişti. Avrupa 20. Yüzyılın başında ekonomik gücün merkezi oldu. (Harari, 2014) s.312. Bu nedenle, 19. Yüzyılın stratejik bir dönüm noktası olduğu söylenebilir. Ancak bu dönüşümü hazırlayan etkenlerin 15. Yüzyıldan itibaren yapılan keşif ve icatlar olduğu unutulmamalıdır.

Sonuç olarak, 19. Yüzyıl bir çok açıdan bir yeniden yapılanma dönemi oldu. Bu yüzyılda yapılan yeni bina sayısı, daha önceki dönemlerde yapılanların toplamından fazlaydı. Özellikle de demir iskeletli çok katlı binalar yapıldı. (Turani, 2014) s.46. Çeliğin geliştirilmesi (1850) ve inşaatlarda kullanılması ile tarihte görülmemiş yükseklikte binaların ve köprülerin yapılması mümkün olmuştu. Dönemin ruhunu yansıtan Eyfel Kulesi gibi yapılar büyük şehirlerde görülmeye başlanmıştı. Ancak, bu büyük binaların kullanılmasını mümkün kılan en önemli yenilik, asansörün icat edilmesiydi. 1885 yılında Şikago’da tamamlanan elli beş metre yükseklikteki on katlı Home Insurance binası dünyadaki en yüksek yapı olmuştu.

Bu dönemdeki icatların pek çoğu, günümüzde de kullanılarak yaşamı kolaylaştırmaya devam etmektedir. Tren, otomobil ve bisiklet gibi ulaşım araçları insanların uzun mesafelere seyahat etmelerine imkan sağlamıştır. Özellikle hızla gelişen tren yolları, Avrupa’da olduğu gibi Amerika ve Rusya’nın da ekonomik büyümelerine ivme kazandırmıştır.

Özetle, sanayileşerek hızla ilerleyen Avrupa’da, 19. Yüzyılda fotoğraf ile birlikte gelişen basın, Görsel Okuryazarlığı yaygınlaştırarak resimli haberleri herkese ulaştırmıştır. Bu dönemde, bilimin teknolojiye dönüşümü toplumu yeniden yapılandırmıştır.

Avrupa’da I. Sanayi Devrimi, öncelikle coğrafi keşiflerle erişilen kaynaklar kullanılarak gerçekleşmiştir. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin hızlı bir şekilde sanayi üretimine yansıması sonucunda, insanlık tarihinde ilk defa üretim kapasitesi tüketimi aşmıştır. Buna paralel olarak, şehirleşme ve sosyokültürel değişimin

141

yaşandığı bu ortamda insanlar, mevcut yönetim sistemleri ile sorunlar yaşamaya başlamıştır. Böylece, 20. Yüzyılda ortaya çıkacak devrimlerin ve dünya savaşlarının da temelleri atılmıştır. Çağdaş olimpiyatlar da 1896 yılında Atina’da başlatılmıştır. Bütün bu gelişmelerin ışığında, Avrupa’da yaşanan bu heyecanlı dönem, bedenin içini görselleştirme imkanı sağlayan Röntgen ışınlarının keşfi ile kapanmıştır. Dönemin ruhunu yansıtan eserler Tablo 7.6’da bir araya getirilmiştir.

Tablo 7.6: Fotoğraf Dönemi’ne Ait Örnek Eserler

S T RA T E K ODAKL AR VI AÇIKLAMA M.S. 1800-1900 AVRUPA

GÖRSEL YENİLİK FOTOĞRAF

Deneysel Dünyaya Bakış

Deneysel Eser: Seurat optik konusundaki bilimsel çalışmalarının sonucunda La Grande Jatte’da Pazar Günü adlı eserinde görülen Pointilizm akımını başlatmıştır. (Farthing, 2014) s.334-335

Kurumsal Dünyaya Bakış

Kurumsal Eser: Claude Monet tarafından 1877’de tuval üstüne yağlıboya ile 75,5 x 104 cm. boyutlarında yapılan St. Lazare Garı’ndaki Trenlerin resmi teknolojik gelişmenin sanata etkisini göstermektedir. Eser Musée d’Orsay, Paris’tedir. (Gombrich., 2013), s.520

Duygusal Dünyaya Bakış

Duygusal Eser: 1856’da J.E. Millais tarafından tuval üstüne yağlıboya ile 80,8 x 53,4 cm boyutlarında yapılan Kör Kız resminde konu olarak bir engelli kızın seçilmesi engellilere olan hassasiyeti

göstermektedir. Daha önceki dönemlerde engelliler güzel bir resmin konusu olmamıştı. Eser Birmingham Museum & Art Gallery, Birmingham, İngiltere’dedir. (Matzner , 2017)

Bedensel Dünyadan Erkeğe Bakış

Erkek Bedensel Eser: Jacques Louis David tarafından tuval üstüne yağlıboya ile yapılan 261 x 221 cm. boyutlarındaki resimde Napolyon 1801’de at üstünde Alpler’i geçerken temsil edilmiştir. Eser, Chateau de Malmaison, Rueil-Malmaison, Fransa’dadır. (Pollitt, 2014)

Bedensel Dünyadan Kadına Bakış

Kadın Bedensel Eser: 1899’da H. De Toulouse- Lautrec tarafından yapılan 56 x 29.8 cm.

boyutlarındaki renkli taş baskı Jane Avril afişi ile çağdaş kadın öne çıkartılmaktadır. Eser, The

Museum of Modern Art, New York’tadır. (Castleman & Wittrock, 1985) s.252

Maddesel Dünyaya Bakış

Maddesel Eser: 1817’de John Constable tarafından, 51 x 91,5 cm boyutlarında tuval üstüne yağlıboya olarak yapılan manzara resminde inekler öne çıkarılmıştır. (Sotheby's, 2017)

142