• Sonuç bulunamadı

Federal devlet, üniter devletten farklı olarak, iki ayrı yönetim alanından oluşur. Bu iki yönetim alanında, yetkilerini doğrudan halktan alan çok sayıda iktidar merkezi vardır502. Birinci yönetim alanı ulusal ölçekte kurulmuştur. Burada, “genel yönetim”, “ulusal yönetim” veya “merkezi yönetim” olarak da adlandırılan “federal yönetim” faaliyette bulunur. Federal yönetimin yetki alanı, ülkenin tamamını ve yurttaşların bütününü kapsar503. İkinci yönetim alanı, ulusaltı ölçekte örgütlenmiştir. Bu alanda faaliyet gösteren yönetimler de, “eyalet yönetimleri”, “bölgesel yönetimler” gibi adlarla anılan federe yönetimlerdir. Federe yönetimlerin yetki alanı, yurttaşların belirli bir kısmı ve/veya ülkenin belirli bölgeleri ile sınırlıdır. Federe yönetimlerin, diğer bir deyişle, eyaletlerin sayısı ülkeden ülkeye değişir. Amerika Birleşik Devletlerinde 50, Almanya’da 16, Rusya’da 89, Hindistan’da 25 federe yönetim vardır504.

Federal devlette, yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarını yerine getirecek organlar hem ulusal hem de ulusaltı ölçekte kurulmuştur. Bir başka anlatımla, federasyonlarda ülkenin tek anayasası, tek parlamentosu ve tek hükümeti yoktur. Ulusal ölçekte kurulan federal yönetim ve ulusaltı ölçekte kurulan federe yönetimler, kendi yetki alanlarına giren konular bakımından nihai karar verme yetkisine sahiptirler. Federal anayasa, her bir yönetime kendi başına, diğer yönetimlerden bağımsız şekilde kullanabileceği yetkiler tanır. Dış ilişkiler, ulusal savunma, gümrük faaliyetleri, ulusal paranın belirlenmesi gibi konular federal yönetimin yetki alanına girerken; sağlık, eğitim, kültür, sosyal güvenlik, asayiş, ulaşım gibi diğer birçok konuda federe yönetimler yetkilidir. Bir ulus-devlet modeli olarak federalizm, siyasal iktidarın biri ulusal, diğerleri ulusaltı ölçekte olmak üzere, yer veya topluluk esasına göre kurulan çok sayıda iktidar merkezi arasında bölündüğü ve ulusaltı birimlerin ulusal karar alma sürecine katıldıkları siyasal örgütlenme biçimidir505.

Federal devlet, üniter devlet gibi basit bir örgütlenme biçimine sahip olmadığı için, egemenlik noktasında da daha farklı görülebilir. Çünkü burada, devlet içerisinde devlet vardır ve bu federe devletlerin birbirleriyle ve daha da önemlisi federal devletle aralarında hukuksal eşitlik, bağımsızlık ve hiyerarşi gibi konularda önemli sorunlar ve farklılıklar

502 UYGUN, “Üniter ve Federal Devlet”, s. 390. 503

UYGUN, “Üniter ve Federal Devlet”, s. 390. 504 UYGUN, “Üniter ve Federal Devlet”, s. 390-391. 505 UYGUN, “Üniter ve Federal Devlet”, s. 391.

bulunabilmektedir506. Üniter devlette devlet içerisinde basit bir yapılanma olmasına rağmen, federal devlette kademeli bir örgütlenme biçimi söz konusudur. Federal nitelikteki bir devletin içerisinde birden fazla devlet vardır ve bunların her birinde de, bir devletin üç önemli fonksiyonu olan yasama, yürütme ve yargı organları bulunmaktadır. Her federe devletteki bu organların yanında, aynı zamanda federal düzeydeki devletin de ayrıca bu biçimdeki organları mevcuttur. Bu devlet sistemi içerisindeki bir eyalette, hem eyaletin yasama organının hem de federal devletin yasama organının çıkardığı kanunlar uygulanmaktadır. Bu nedenle federal devlet sistemi, üniter devlete göre oldukça karmaşık bir örgütlenmeye sahiptir. Karmaşıklığı çözebilmek için, federal devletin ve federe devletlerin sahip olduğu yetkiler ve sınırları anayasalarda belirtilmeye çalışılır.

Federal devlet dış ilişkilerde tek yetkili birim olarak hareket eder. Dolayısıyla, federal devlet dış ilişkiler bağlamında üniter devlet gibidir. İç ilişkiler alanına baktığımızda ise, hem federal devletin hem de federe devletlerin önemli yetkilere sahip olduğu görülür. Bu yetkiler değişik biçimlerde bölüşülmüştür ve yetkilerin bölüşümü, pozitif hukuksal metinlerde de düzenlenmiş durumdadır507. İşte, federal devlet sisteminin egemenlik anlayışı ile sorunlu gibi görünen ilişkisi de bu noktada ortaya çıkmaktadır. Devletin yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarının hem ulusal(federal) hem de ulus-altı(federe) düzeyde kullanılması nedeni ile bölünmesi, bu bakımdan klasik egemenlik anlayışı ile çelişir nitelikte kabul edilmiştir508. Çünkü, bu biçimdeki bir modelde birden çok güç ortaya çıkmaktadır; oysa klasik egemenlik açısından bakıldığında, bir devlette sadece tek bir egemen güç olmalıdır. Bu açıdan federal devletler, egemen olmayan devletler kategorisinde bile görülebilmektedir.

Federal devlet sistemi, klasik egemenlik anlayışı ile bağdaşmasa da, egemenliğin günümüzde kazandığı anlamıyla uyumludur. Günümüzde demokratik bir rejimde asıl önemli husus, egemenliğin kaynağının halkta olmasıdır509. Egemenliğin kullanılmasının doğrudan halk tarafından gerçekleştirilmesi, zaten mümkün değildir. Bunun sonucu olarak, zorunlu biçimde temsili demokrasi ortaya çıkmıştır. Bu açıdan bakıldığında, egemenliğin kullanılması, birden çok organ tarafından gerçekleştirilebilmektedir. Egemenliğin

506 HAKYEMEZ, s. 111; OKANDAN, s. 791-792.

507

HAKYEMEZ, s. 111; UYGUN, Federal Devlet, s. 131-132.

508 HAKYEMEZ, s. 112; UYGUN, Federal Devlet, s. 117.

kullanımı, üniter devlet düzeninde tek düzeyde birden fazla organ tarafından; federal devlette ise birden fazla düzeyde, birden fazla organ tarafından gerçekleştirilir510.

Birden çok organın veya yönetimin egemenliği kendi yeki alanları açısından kullanması, kaynağı bakımından egemenliğin halka ait oluğunun kabulü ile mümkün olur. Klasik egemenlik anlayışında, egemenliğin tek kişi ya da organda olması “bölünmezlik” olarak algılanmakta iken, egemenliğin kaynağının halka geçmesi ile, “bölünmezlik” ilkesi ihlal edilmeden, federal devlet sistemi açısından düşündüğümüzde, federal ve federe düzeyde birden çok organın, egemenliği halkın adına kullanması mümkün olmuştur511.

Dolayısıyla federal devlet sisteminin, egemenliğin bölünmesi esasına dayalı olduğunu ileri sürmenin yanlış olduğu belirtilmektedir. Üniter devletten farklı olarak, bir federal devlet sisteminde hükümet etmek, federal ve federe olmak üzere iki düzeyde gerçekleşmektedir. Bu bakımdan federal sistem, egemenliğin bölüşümü esasına değil, hükümet yetkisinin bölüşümü esasına dayanır512. Yani egemenlik, federal devlette de bir bütündür; fakat değişik iktidarların kullanımı, anayasaya göre değişik organlar arasında adeta kademeli biçimde dağıtılmıştır513. Bu açıdan federal devlet sisteminde egemenlik ile ilgili sorun, egemenliğin kaynağı ve egemenliğin kullanımı ayrımı ile aşılabilir. Egemenliğin kaynağı halkta olmakla birlikte, bunun kullanımı farklı organlara verilmiştir. Bu organlar üniter devlette tek düzeyde, federal devlette ise iki düzeyde ortaya çıkmaktadır.

Günümüzde de egemenlik, sahibi açısından bölünmezdir. Yani, belli bir toplumsal kesim tarafından paylaşılamaz, tüm topluma aittir. Ancak kullanımı açısından, ulusal ya da ulus-altı birimler arasında bölünebilir niteliktedir. Bu bakımdan federal devlette de, üniter devlette olduğu gibi, devlet organlarının her biri egemenliğin bir yönünü kullanmaktadır514. Dolayısıyla, günümüzde federal devletin egemenlik noktasında doğurduğu belirsizlik, kısmen federal devletin, kısmen de egemenliğin yanlış değerlendirilmesinden

510 HAKYEMEZ, s. 112; UYGUN, Federal Devlet, s. 128.

511 HAKYEMEZ, s. 113; UYGUN, Federal Devlet, s. 128-129.

512

HAKYEMEZ, s. 113; UYGUN, “Üniter ve Federal Devlet”, s. 399. 513 HAKYEMEZ, s. 113; UYGUN, “Üniter ve Federal Devlet”, s. 399. 514 HAKYEMEZ, s. 113; UYGUN, “Üniter ve Federal Devlet”, s. 399.

kaynaklanmaktadır. Federal devlet sistemi, klasik egemenlikle bağdaşmasa bile, günümüzde egemenliğin kazandığı yeni anlam ile rahatlıkla bağdaşmaktadır515.

D. ULUSLARARASI, ULUSALÜSTÜ KURULUŞLAR VE KLASİK