• Sonuç bulunamadı

Ortaçağ‟da doğal afetlerle felaketlerle özdeĢleĢtirilen ve “erkeksi” bir renk olarak algılanan yeĢil renk günümüzde, doğayı sembolize eden bir renk olarak kabul edilmektedir. Tarihte bazı Hıristiyan gruplar, ilkbaharı ve bunun uzantısı olarak pagan dinlerini temsil ettiği düĢüncesiyle, yeĢil renkli kıyafet kullan kaçınmıĢlardır. Tarihin seyri içerisinde yeĢil “belirsizliğin” rengi olarak da kabul edilebilmiĢtir. Örneğin kumar masalarının üzerindeki çuhanın renginin yeĢil olması o günlerden kalan bir alıĢkanlıktır.

Amerika‟da yaĢayan Ġrlandalılar için yeĢil, ulusal bir simgedir ve Ġrlanda‟nın en büyük azizi olan Saint Patrick‟in doğduğu günde Chicago River‟in sularına yeĢil boya dökmeyi bir ibadet sayarlar. Paris çöpçüleri 1979 yılından beri yeĢil renkli giysiler ve süpürgeler kullanarak, çöpçülük mesleğine daha dinamik ve daha çevreci bir anlam yüklemektedirler (Ustaoğlu, 2007: 89).

Kırmızı, tüm politik ve dini algılamalarda tutkuyu simgeler. Eski Yunanlılarda kırmızı “erkeksi” bir objeydi ve savaĢ tanrısı Ares ile özdeĢleĢtirilmiĢti. Buna karĢın ilkel kültürlerde ise kırmızı “diĢi” çağrıĢımlara neden olan bir renktir. Hristiyanlık döneminde de kırmızı önemli bir dinsel renk olarak kabul edilmiĢtir. Hristiyanlıkta kırmızı; Hz. Ġsa‟nın ve inancı uğruna hayatını yitiren tüm Hristiyan kurbanların kanını simgesidir. Katolikler‟in Papa‟dan sona gelen en büyük din adamları durumunda olan kardinaller, Hz. Ġsa‟nın kanını hatırlatması için kırmızı renkli kıyafetler kullanırlar. Batı Asya toplumlarında ise kırmızı ve pembe renkler gelin kıyafetleri için tercih edilmektedir. Pembe, önceki hayatını, kırmızı ise evlendikten sonraki hayatını sembolize eder. Eski Türklerde gelinlikler için benimsenen renk kırmızı olmuĢtur. Tunç çağından kalma mezarlarda ölünün yanında bulunan çeĢitli kaplar içerisinde bolca kırmızı renkli boyanın bulunması kırmızının o dönemlerde de önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir. Eski Mısır‟lılar döneminde camın büyük önem verilmiĢtir ve o dönemde bir kırmızı cam parçasının maddi değeri hakiki bir yakut parçasıyla eĢit tutulduğu bilinmektedir. Ġspanyol kökenli Amerikan vatandaĢları arasında “santos” adı verilen, dini anlam yüklenilen bir ağaç heykeli çok yaygındır. Santosların boyanmasında ilginç olan kırmızı rengin karĢılığı olan, insan kanıyla renklendirilmesidir (Ustaoğlu, 2007: 89-91).

Mavi; dinginliğin, sükûnetin ve sadakatin simgesidir. Mısır‟da en önemli tanrılardan biri olan Aton‟un deri renginin mavi olduğuna inanılır. Eski bir Ġngiliz geleneği olarak evlilik töreni esnasında gelin, elbisesinin üstünde mavi kurdele ve mavi safir taĢından yapılmıĢ yüzük taĢırdı. Ortaçağda gerçekleĢtirilen birçok dini temalı resimde Meryem Ana‟nın kıyafeti mavi renkte çizilmiĢtir. Mavi cennetin, barıĢın, iyiliğin ve acımanın da simgesi olarak kabul edilmiĢtir. Araplar mavi renkli taĢların kan akıĢını yavaĢlatacağına inanmaları sonucunda nazar boncuklarını mavi renkli olarak tasarlamıĢlardır. Türkler mavi rengi çok önemsemiĢler hatta Turkuaz mavisi Türklerle özdeĢleĢtirilmiĢtir. Osmanlılar yeĢilden sonra en çok mavi rengi benimsemiĢler ve yüksek mevki sahibi kiĢiler açık gök mavisi elbiseler giymiĢlerdir (Ustaoğlu, 2007: 90).

Siyah; korkunun olumsuzluğun, hareketsizliğin ve tehdidin sembolü olarak kabul edilmiĢtir. Aynı zamanda güç ve iktidar anlamları taĢıması nedeniyle polis, hâkim ve hakemlerin giysilerinin rengi de siyah olarak belirlenmiĢtir. Eski uygarlıklarda siyah yeraltı tanrılarıyla özdeĢleĢmiĢtir ve acının ve ölümün simgesi olmuĢtur. Bazı ilkel toplumda ölen insanların yüzlerinin kül kullanılarak siyaha boyanması inancı benimsenmiĢtir. Bu iĢlemin amacı ölülerin kötü ruhları görmesini önlemekti. Modern toplumlarda ise siyah, özellikle modada zarafetin ve dengenin unsuru olarak kabul edilmektedir. Birçok modacıya göre siyah

ayakları yere basmanın ve bilgeliğin simgesidir Mısır‟ın kutsal hayvanı olan kediler siyaktır. Siyah renkli kedi birçok toplumda uğursuzluk sembolü olarak kabul edilirken, Mısır‟da kutsal bir hayvan olarak kabul edilmektedir (Ustaoğlu, 2007: 91).

Sarı renge uyarı, zenginlik, ve sağlık sorunu yaĢama anlamları yüklenmektedir. Ġmparator olmaları dıĢında, ayrıca çok zengin insanlar da olan Çin Ġmparatorları festivallerde ve dini bayramlarda sarı renkli kıyafet kullanmayı alıĢkanlık haline getirmiĢlerdir. Enfeksiyon riski taĢıyan ve karantinaya alınan gemilere sarı bayrak asılır. Bazı yorumcular; Ġncil‟in öyküsünden yola çıkarak sarı rengin ihaneti ve tehlikeyi sembolize ettiğini öne sürmüĢler, bazıları düĢünürlerse sarı rengin dikkat çekici olma özelliğini öne çıkarmıĢlardır. Trafik iĢaretlerinin ve ticari taksilerin sarı renkte olması daha kolay fark edilmeleri amacını sağlamaya dönüktür. Ortaçağ Avrupası‟nda sarı renk, lanetlenmiĢ olma anlamını taĢıyordu (Ustaoğlu, 2007: 92).

Beyaz renge kültürden kültüre, dönemden döneme değiĢen farklı anlamlar yüklenmiĢtir. Batı kültüründe tarihin derinliklerinden beri; saflık, temizlik ve bekaret anlamları yüklenile gelmiĢtir. Eski Roma‟da senatör adaylarının beyaz tunikler giymeleri bir gelenekti. Gelin kıyafetlerinin vaz geçilmezi beyaz renktir. Hristiyanlar, gelin kıyafetlerine beyaz dıĢında renkler de ilave ederek daha hoĢ görünmesini sağlamaya çalıĢırlar.

Doğu toplumları ise beyaz renge batılı anlayıĢın bütünüyle dıĢında anlamlar yüklemiĢlerdir. Doğu kültüründe beyaz renk; ölümle özdeĢleĢtirilmiĢ ve acı çekme anlamı yüklenmiĢtir. Japonya‟da cenaze törenlerinin hakim rengi beyazdır. Tek tanrılı dinlerde değil örneğin Kore kökenli Moon tarikatı üyelerinin düğünlerinde de beyaz gelinlik vazgeçilmez bir tercihtir. Ġngiltere‟de dul bir bayanın sonraki evliliklerinde, kilisede düğün töreni yapmasına ve beyaz gelinlik giymesine izin verilmez. Irkçı Ku Klux Klan örgütü, baĢlarına geçirdikleri beyaz kukuletaları ırksal saflığının simgesi olarak görürler (Ustaoğlu, 2007: 93).

Mor rengi Çin‟liler ve Hıristiyanlar için yas rengidir. Bunun nedeni olarak, mor rengin, morun insanın coĢkusunu söndüren özelliğe sahip olmasını öne sürerler (Ustaoğlu, 2007: 93).

Eski dönemlerde kızıl saçlı olanların, Ģeytani özellikler taĢıdığı ve bu gerekçeyle öldürülürlermiĢ (Ustaoğlu, 2007: 94).

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

ALAN ARAġTIRMASI TABLOLARI

1. ARAġTIRMANIN AMACI VE ÖNEMĠ

Bu araĢtırma ile Ġstanbul ili Tuzla ilçesinde 2010-2011 eğitim yılı itibariyle hizmet veren, ilköğretim ve ortaöğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerin sınıf içi iletiĢimde beden dili davranıĢ gerekliliklerini hangi ölçüde yerine getirdikleri, beden diline yüklenilen anlamların ve beden dilinin eğitime olan yansımalarının öğretmenlerin ve öğrencilerin görüĢleri doğrultusunda neler olduğu, eğitim alan öğrencilerin sınıf ortamında öğretmenlerin sergiledikleri beden dili davranıĢlarından ne yönde etkilendikleri amaçlanmıĢtır.

Eğitim oldukça komplike uygulamalardan oluĢur. Ġyi bir eğitim uygulaması için; doğru bir mantığa, amaca hizmet eden bir planlamaya, etkin ve kuĢatıcı bir yönetime ihtiyaç duyulur. Verimliği etkileyen çok sayıda faktör içerisinde en önemlisi, sonuçta eğitimin uygulama boyutu öğretmen ve öğrenci arasında gerçekleĢtiğine göre öğretmenlerin sunum kalitesi ve iletiĢim yeterliliğidir.

ÇeĢitli eğitim tanımlarından biri de; „kiĢinin kendini etkili bir Ģekilde ifade edebilmesi karĢısındakini doğru bir Ģekilde anlayabilmesidir.‟ Sınıf ortamı öğrencilerin paylaĢmayı, öğrenmeyi, düĢünmeyi, tartıĢmayı öğrendikleri ve yeteneklerini sergiledikleri mekânlardır. Sınıf içinde eğitim süreci, öğretmen ve öğrenci arasında kurulan iletiĢim sonucunda gerçekleĢmektedir. Ders saati sayısının da sınırlı olması durumu göz önüne alındığında özellikle Din Kültürü öğretmenlerinin beden dilleri aracılığıyla verecekleri doğru mesajların önemi açık bir Ģekilde ortaya çıkmaktadır.

ÇalıĢmada, DKAB öğretmenlerini, genel olarak;‟ beden dilini doğru kullanmada gerekli davranıĢları gerçekleĢtirebilmekte midirler, kız ve erkek öğrenciler aynı davranıĢtan farklı etkilenebilmekte midirler, ilköğretim öğrencileriyle ortaöğretim öğrencileri arasında DKAB öğretmenlerinin beden dili kullanma davranıĢları aynı etkiyi mi yaratmaktadır?‟ Sorularına cevap aranmıĢtır.