• Sonuç bulunamadı

1933 Panayırı ardından hiç ara verilmeden 1934 yılı hazırlıklarına başlanmıştır. Behçet Uz tarafından 1933 Panayırı’nın katılımcılarından olan 250 firma yöneticisine gönderilen, katılımcıların görüş, şikayet ve önerilerini alabilmek amacı taşıyan tavsiyeler de bir sonraki organizasyon düzenlenmesinde etkili olmuştur. Örnek olarak tavsiyeler yönünde Behçet Uz otelcilerle yaptığı toplantıda panayır için şehre gelecek kişilere bir misafir gibi davranmanın gerekliliğinden bahsetmiş, kazanç elde etmek için mantığın ve insafın elden bırakılmamasını istemiştir. Bu toplantıdaki ana amaç ziyaretçilerin memnuniyetinin sağlanmasının yanı sıra uzun vadeli başarı hedefi dahilinde tekrar İzmir’e gelmelerini sağlamaktır (Yeni Asır Gazetesi, 29.09.1933).

İnşaat ve hazırlık aşamaları bundan öncekilere göre çok daha özenli şekilde atlatılan II. 9 Eylül Uluslararası Panayırı 26 Ağustos günü Başbakan İsmet İnönü tarafından açılmıştır. Açılış öncesi İstanbul’dan deniz yolu ile kente gelmeyi seçen İsmet İnönü’nün birçok devlet yöneticisi tarafından coşkulu şekilde uğurlanması 9 Eylül Panayırı’nın sadece İzmir değil, yurdun diğer illerinde de heyecan yaratmış olduğunun bir göstergesi olarak ele alınabilir. İzmirli olan İsmet İnönü doğduğu şehrin en güçlü damarlarından biri haline gelecek olan İzmir Fuarı’nın ilk adımlarında yer almasının şerefi ile açılış konuşmasında iki yıl gibi kısa bir sürede bu eserin ortaya konulmasını övmüş ve tüm dünyaya barış mesajları vermiştir (Akşam Gazetesi, 26.08.1934).

Şekil 4.8 1934 Panayır Alanı (APİKAM Arşivi)

Behçet Uz ise açılış konuşması ile İzmirlilerin inancını ve kararlılığını dile getirmiştir: "... İzmir, Cumhuriyet idaresinin müşfik ve bilgili elinde Türk yurdunun

daha çabuk yükselmesine, onun aziz halkının refah ve saadetine, Mustafa Kemal çocuklarına layık azimle çok çalışmayı ahdetmiştir, İzmirliler bunu vatanı ve milli, mukaddes bir borç bilmektedir. Bu itibarla Akdeniz'in bu mühim sahilinde, Ege'nin en eski ve en meşhur pazarında kurulan beynelmilel bir panayır, parlak bir istikbale mazhar, emsalsiz ve ucuz Türk mallarını tanıtmak için içte ve dı§ta çok müfit olacak bir mevcudiyettir… İzmir Panayırı, milli mahsulatın yayılmasına, tanınmasına, yeni müşteriler bulunmasına, sanayi hayatımızın muhtelif şubeleri arasındaki terakki farklarının artmasına saik olacak, Türk ticaret ve sanayini inkılap programında muayyen olan yüksek hedefine götürmeye hizmet edecektir..." (Baran, 2003, s.95-96).

4.2.5.1 Mekansal Özellikler

1934 yılı organizasyonunun uluslararası özelliğe sahip olması, buna bağlı olarak daha göz alıcı ve daha geniş bir alana ihtiyaç duyulacağı öngörüsü ile Behçet Uz’un yönlendirmesi sayesinde Şehir Meclisi tarafından mevcut düzenlemenin ardında bulunan ve yangın alanı ile bağlantılı olan bölgede (günümüzde Atatürk ve Namık

Kemal Liseleri arasında kalan alan) 60.000 m² büyüklüğünde bir park yapılması kararı alınmıştır (Serçe, Yılmaz ve Yetkin, 2003). Bu güzel gelişmenin yanında katılımcı firmaların organizasyona farklı mimari stillerde hazırlanmış pavyonlar ile iştirakleri sonucunda panayırın albenisi daha da artmıştır.

4.2.5.2 Organizasyonel Özellikler

Sayısal Veriler: Panayıra yabancı ülkelerde İngiltere, Irak ve Sovyetler Birliği

resmen olmak üzere 30 yabancı ve 166 yerli firma katılmış ve panayırı açık olduğu 20 gün boyunca 286.259 kişi gezmiştir. Ayrıca yerel basında panayır süresince kent nüfusunun hissedilir derecede arttığı da dile getirilmiştir.

Sonuçlar ve Hedefler: Panayıra katılan firmalardan sadece birkaçı olan İzmir

Havagazı Şirketi, Bomonti Fabrikası, Bünyan Mensucat Fabrikası ve Feshane-i Amire Fabrikası pavyonlarının ilgi çekicilikleri ile ön plana çıkmışlardır (Adak ve diğerleri, 2007, s.129). Panayır’da gerek yerli gerekse de yabancı katılımcılar tarafından ilgi çeken bir diğer bölüm ise Harita ve Kadastro Pavyonu’dur. Bu bölümde 1/800.000 ölçekli Türkiye Haritası ilk kez sergilenmiştir (Yeni Asır Gazetesi, 03.09.1934).

İzmir Basını’nda yer alan bir habere göre panayır süresince güvenlik nedeni ile çıkışta satın alınan tüm mallara dair faturaların gösterilmesi gerekliliği getirilmiştir. Bu noktada yapılmış olan, faturaların %90’ının Hilal Eczanesi’ne ait Gönül Kolonyaları’na ait olacağı yorumu ilginç bir ayrıntı olarak öne çıkmaktadır (Yeni Asır Gazetesi, 02.09.1934). Ayrıca Hilal Eczanesi sahibi olan Kemal Kamil Bey’in panayır süresince minyatür bir araç ile ilk kez görünen cinsten reklam yapması da basında yer bulmuştur (Yeni Asır Gazetesi, 07,09,1934).

1934 Dokuz Eylül Panayırı ticari öneminin yanında özellikle tanıtım açısından büyük ses getirmiş, arzu edilen başarıya ulaşmıştır. Sovyetler Birliği’nin panayırın bitişi ile birlikte 1935’te tekrar İzmir’de olacağını açıklaması başarıyı gösteren önemli bir ayrıntıdır (Yeni Asır Gazetesi, 27.09.1934).

İlk panayırda olduğu bu organizasyonda da farklı ülkeler ile ilişkileri ilerletme şansı bulunmuştur. 12 Eylül 1934 tarihinde Sovyet Rusya Pavyonu’nda verilen yemek ile birçok ülke temsilcisinin bir araya gelmesi buna güzel bir örnektir (Yeni Asır Gazetesi, 13.09.1934).

Vali Kâzım Dirik, 15 Eylül 1934 tarihindeki II. 9 Eylül panayırının kapanış konuşmasında "...iktisadi inkılabımızın yüksek, taliine bir pırlanta gibi şeref veren

panayırdaki yüksek huzurunuzu candan samimiyetle tebcil ederim. Burada her şeyden önce inkılap Türkiyesi'nin yüksek menfaatleri, bu memlekete karsı taşıdığınız aşk ile geldiniz. Ticari ve iktisadi tesirler ancak ikinci ve dördüncü derecede gelir...."

diyerek organizasyonun başarısını ve önemini vurgulamıştır (Baran, 2003, s. 96). Ayrıca Dirik, Avrupa ülkelerinde bu tip bir organizasyon için bir yıl öncesinden harekete geçildiğini ancak İzmir’e dört aylık sürenin yeterli olduğunu belirtmiştir. İkinci panayır için düzenlenen ve günümüzde Atatürk ile Namık Kemal Liseleri arasında kalan 60.000 m² büyüklüğündeki park alanında övgü ile söz etmiştir. Uluslar arası nitelikteki ilk deneyimin kente ve ülkeye katkısının büyük olduğunun yaşanan başarılı deneyim ile anlaşılmasının ardından bir sonraki yılın hazırlıklarının en kısa süre içerisinde başlatılacağının da altını çizmiştir (Yeni Asır Gazetesi, 16.09.1934).