• Sonuç bulunamadı

1935 panayırı hazırlıkları sürecinde katılımcı portföyünün gelişmesi adına Belediye Başkanı Behçet Uz bizzat çalışmalara katılmıştır. Bu amaç ile katılım potansiyeli gösteren tüm kurum ve firmalar ile görüşmeler yapmış, gerektiğinde konu hakkında toplantılara katılmak üzere kent dışına geziler düzenlemiştir. Bu toplantılarda potansiyel katılımcılara gösterilecek kolaylıklar ve sağlayacakları yararlar hakkında sunumlar yapan Uz, katılımın, dolayısı ile kalitenin artması için elinden gelen çabayı göstermiştir (Tan Gazetesi, 03.08.1935).

Şekil 4.9 1935 Panayırı Afişi (APİKAM Arşivi)

Organizasyonun 1935 yılında o güne kadar olan en üst seviyeye ulaşacağı açılış tarihinden çok önce net olarak görülmüştür. Bu noktada, özellikle yurt dışından gelecek katılımcıların sayısı önemlidir. Yurt dışı katılımının çok olmasına paralel olarak yurt içi katılımı da artmıştır. Ayrıca katılımcı sayısı ve niteliğinin artması ile kente gelmesi beklenen yurt içi ziyaretçi sayısı da 50.000’e ulaşmıştır (Akşam Gazetesi, 17.08.1935).

Panayıra olan ilgiyle doğru orantılı olarak katılımcı ve ziyaretçilere sağlanan kolaylıklar da arttırılmıştır. Buna örnek olarak ulaşım araçlarındaki indirim oranlarının yükseltilmesi gösterilebilir. Devlet Demiryolları, panayır ile ilişkili tarifelerde %80 gibi daha önce görülmemiş bir fiyat belirlemiştir (Tan Gazetesi, 21.08.1935).

Şekil 4.10 1935 Panayır Alanı Girişi (APİKAM Arşivi)

Organizasyon Komitesi yurt dışından gelecek katılımcılara büyük önem vermiştir. Dönemin hükümeti de bu yönde düşünmüş ve bu katılımcıların panayır nedenli ülke girişlerinde vize ücreti almamaya karar verilmiştir. Atılan bu önemli adımı, toplu taşım ücretleri ve konaklama noktalarında uygulanacak indirimler izlemiş, gösterilen bu kolaylıklar neticesinde sayısal anlamda yurt dışı katılımcılarının artması hedeflenmiştir (Ulus Gazetesi, 19.08.1935).

III. İzmir Panayırı 22 Ağustos 1935 günü saat 18.00’de dönemin ekonomi bakanı Celal Bayar tarafından açılmıştır (Tan Gazetesi, 23.08.1935). Daha önceki açılışlarda olduğu gibi dönemin başbakanı İsmet İnönü’nün İzmir’de bulunması isteği komite tarafından dile getirilse de 1935 panayırında bu gerçekleşmemiştir. Ancak İsmet İnönü, hükümet olarak büyük önem verdikleri panayırın açılışına katılamama nedenini ve kutlamasını içeren nazik bir telgrafı İzmir Belediye Başkanı Behçet Uz’a göndermiştir (Akşam Gazetesi, 24.08.1935).

4.2.6.1 Mekansal Özellikler

Gelişen organizasyona paralel olarak sahanın da standartlarının yükseltilmesine karar verilmiştir. Buna göre geçmişte özel olarak sağlanan yassı taşlar ile kaplanan saha içi yollara asfalt uygulanması kararı alınmıştır. Bu kararın hayata geçmesi adına İstanbul’dan gerekli makine kente getirilmiştir. Ayrıca panayır alanının özel bölümlerinden olan havuzların etrafına peyzaj müdahalelerin yapılması da alınan kararlardandır (Akşam Gazetesi, 17.08.1935).

Panayır alanının geçmiş yıllara oranla fazlasıyla geliştirilmesinde stant sayısının arttırılması da kullanılmıştır. Yoğun ilgi, artan sayıya rağmen günler öncesinden katılımcı olmak isteyen firmalar için stant bulunamamasından anlaşılmaktadır (Tan Gazetesi, 21.08.1935).

4.2.6.2 Organizasyonel Özellikler

Sayısal Veriler: III. 9 Eylül Panayırı’na 38 yabancı, ülke içerisinden de 208 yerli

firma katılmış, toplam 311.009 kişi ziyaret etmiştir. Başlangıçta 1927 yılında açılmış olan Dokuz Eylül Sergileri’nin umulanı verememesi ve yarıda kalması gelecek ile ilgili planları bir süre için gölgelemişse de, ardından açılan Dokuz Eylül Panayırları’nın her yıl daha verimli şekilde iyiye gitmesi, düşünülenlerin hayata geçirilmesi için iyi bir fırsat oluşturmuştur (Baran, 2003, s.97).

Panayıra olan ilgi özellikle cumartesi ve pazar günleri doruk noktalarına ulaşmıştır. Günlük girişlere bakıldığında 31 Ağustos cumartesi 13.436, 1 Eylül pazar ise 21.446 sayılarına ulaşılması çarpıcı bir bilgi olarak karşımıza çıkmaktadır (Yeni Asır Gazetesi, 03.09.1935).

İran, İngiltere, Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve Yunanistan’dan 1935 yılının katılımcı yabancı firmalarının ülkeleri olmuştur.

Yunan Pavyonu geçmiş panayırlarda olduğu gibi 1935 yılında da ilgi ile karşılanmıştır. Savaş yıllarından sonra aradaki pürüzlerin giderilmesinin ancak bu tip sıcak temaslar ile sağlanabileceği düşünüldüğünde ticaretin yanında daha derin anlamlar taşıyan bu ilişkilerin önemi daha iyi kavranmıştır (Yeni Asır Gazetesi, 17.09.1935). Ayrıca ilişkilerin üst düzeyde olduğu İtalya ile yine panayır aracılığı ile farklı boyutlarda temasların yapılmasına olanak sağlanmıştır (Yeni Asır Gazetesi, 19.09.1935).

Şekil 4.12 1935 Panayır’ında Yunan Pavyonu (APİKAM Arşivi)

Her panayırda yaşanan ülkeler arası dostluk ve yakınlaşmalara 1935 yılında Türkiye ve İran damgasını vurmuştur. İran Pavyonu’nu ziyarete gelen diplomatlar ve konsolos tarafından verilen davette İran yetkilileri memnuniyetlerini sunmuşlar ve ilişkilerin gelişeceğine değinmişlerdir (Yeni Asır Gazetesi, 03.09.1935).

1935 öncesi panayırlarında kolonya ürünlerine olan ilgi ve farklı reklam girişimleri ile ön plana çıkan Hilal Eczanesi sahibi Kemal Aktaş, popüler hale geldiği organizasyon süresince il dışından gelenler tarafından ziyaret edilmiştir. Bu nazik ziyaretler karşısında misafirperverliğini ürünlerinin fiyatlarındaki indirimler ile göstermiştir (Yeni Asır Gazetesi, 11.09.1935).

Sonuçlar ve Hedefler: III. 9 Eylül Panayırı, kazanılmış olan deneyim ile geçmiş

organizasyonlara göre çok daha olgun bir biçimde düzenlenmiştir. 1935 yılı panayır için kalitenin yüksek olduğu ve Avrupa malları ile rekabetçi şekilde yarışabilen bir özelliğe erişmiştir (Erozan, 1936, s.40). Organizasyonun bu özelliği katılımcı ülkeler adına cazip bir fırsat olarak ön plana çıkmış, panayır dahilinde gerçekleştirilen ürün,

vitrin ve en başarılı pavyon yarışmaları ile çekiciliği daha da artmıştır (Yeni Asır Gazetesi, 04.09.1935).

Düzenlenen en iyi pavyon yarışmasında kararı Türkofis Direktörü Ziya Bey, Ziraat Bankası Direktörü Aşki Bey, İş Bankası Direktörü Firuz Bey ve Panayır Direktörü Nezih Bey’den oluşan jüri (Yeni Asır Gazetesi, 04.09.1935) en iyi radyo yarışması kararını ise 8 Eylül 1935 günü panayırı ziyaret eden halk vermiştir (Yeni Asır Gazetesi, 06.09.1935).

1935 İzmir Panayırı, çekiciliğinin verdiği güç sayesinde İzmir’e yüksek sayıda ziyaretçi ve katılımcıyı çekmesi ile Avrupa’nın o dönemde endüstri olarak nitelediği turizm anlamında ülke adına büyük bir adım atmıştır. Bunun yanında içeriğindeki kültür sanat aktiviteleri ile ziyaretçiler adına bir sanat sergisi olarak da yorumlanmıştır (Orgar, 1935, s.275-276).

III. 9 Eylül Panayırı 22 Eylül 1935 tarihinde 24.00’da kapanmıştır. Kapanış nedeni ile komite üyeleri, katılımcılar, basın mensupları ve kentin önde gelen yöneticilerinin katıldığı bir yemek düzenlenmiştir. Bu organizasyonda Belediye Başkanı Behçet Uz yaptığı konuşmada panayırın önemini dile getirmiş, faydalı sonuçlardan bahsetmiş ve tüm katılımcıların etki ettiği başarı nedeniyle emeği geçen herkese teşekkür etmiştir (Yeni Asır Gazetesi, 23.09.1935).

Başlangıçta sadece kentin imarına ve ekonomisine katkı sağlaması hedeflenen İzmir Panayırı gitgide gelişen içeriği ile yerli ve yabancı ticari kuruluşların ilişkilenmesi, aynı zamanda yerli mallarının önemsenmesi açısından büyük başarı sağlamıştır. Ziyaretçi sayısının giderek artmasının yanında katılımcıların da memnuniyeti yükselmiştir ancak panayır olgusunun ulaşılan noktada ilerleyen ekonomik ilişkileri kaldıramayacak duruma gelmesi sorunu ortaya çıkmıştır. Sorunun çözümü için gerekli reçete olarak yepyeni bir alanda, kapasitesi ve imkanları yüksek uluslararası fuara gidecek gelişmenin temellerinin atılması olarak belirlenmiştir (Aksoy ve Yurdkoru Özgünel, 2001).

1935 Panayırı henüz sonlanmadan bir sonraki yıl için planlar hazırlanmaya başlanmıştır. İzmir Basını’nda yer alan bir haber 1936 yılı organizasyonunun yine aynı noktada gerçekleşeceğini yazarken (Yeni Asır Gazetesi, 14.09.1935) farklı bir tarihteki habere göre panayır harabelerden temizlenmekte olan alanda kurulacak Kültürpark içerisinde yapılacaktır (Yeni Asır Gazetesi, 08.09.1935). Ancak 18 Eylül 1935 tarihli Yeni Asır Gazetesi bu konuya nokta koyarak 1936 yılında fuar adı ile gerçekleşecek organizasyonun Kültürpark içerisinde olacağını kesinleştirmiştir (Yeni Asır Gazetesi, 18.09.1935). Behçet Uz büyük önem verdiği organizasyonun 1936 yılında düzenleneceği alanda uygulanmak üzere Avrupa’daki örnekleri inceleyerek toplantılarda yararlı olacak özellikler hakkında öneriler getirmiştir (Yeni Asır Gazetesi, 13.09.1935).

Ayrıca günümüzde Swiss Otel Grand Efes’in bulunduğu alanda yer alan panayır alanının da halkın yararlanması amacı ile park olarak korunacağı ve gazino bölümünün Belediye Evlendirme Dairesi olarak kullanılacağı da belirtilmiştir (Yeni Asır Gazetesi, 08.09.1935). Kültürpark’ı daha bir yıl önceki panayır bitmemişken çok önemseyen Behçet Uz 9 Eylül 1935 tarihinde ilgili mühendisler ile bir toplantı yaparak Kültürpark Planı hakkında görüşmüştür (Yeni Asır Gazetesi, 10.09.1935).

Panayır sonrası, göreve geldiği andan itibaren kısa süre içerisinde İzmir’e büyük katkı yapan adımların atılmasında en önemli aktör olan Belediye Başkanı Behçet Uz ile yapılan görüşmede kent adına önemli konulara değinilmiştir. Uz demecinde kente Kültürpark adı altında bir park kazandırılacağını, bu proje ile hem halkın rekreasyon ihtiyacının giderileceğini hem de fuar etkinliğinin gerçekleştirileceğini dile getirmiştir. Kültürpark hakkında 360.000 m² alan üzerine kurulacağı bilgisinin yanında, farklı yönlerde oluşturulacak meydanlara bakan kapıların ve saha içerisinde birbirinden farklı peyzaj düzenlemeleri yapılacak alanların olacağı bilgisini de vermiştir (Tan Gazetesi, 28.09.1935).

Kültürpark için kent ve bölge için önemle üzerinde durulan yapılar olarak Atatürk’ün hayatının canlandırılacağı Atatürk Köşkü, Türk ihtilalini anlatacak Devrim Müzesi, Türk Ordusu’nu anlatacak Süel Müze, hastalıklara karşı bilinci

yükseltecek Sağlık Koruma Müzesi, Ege Bölgesi’nde yetişen ve üretilen ürünleri içeren Toprak ve Endüstri Ürünleri Müzesi, İzmir Sivil Müzesi ve Jeografik, Jeolojik, Antropolojik, Astronomik Müzeleri ön plana çıkmıştır (Tan Gazetesi, 28.09.1935).

Ayrıca Kültürpark’ta 5.000 kişi kapasiteli meydan, 1.000 kişi kapasiteli 2 adet meydan, lokanta, gazino, sirk, açık hava tiyatrosu, çocuk tiyatrosu, çocuk oyun alanları, kum oyun alanları, stadyum, tenis kortları ve açık yüzme havuzu da inşası üzerinde karar verilmiş yapılardır. Uz bunların yanında Kültürpark hakkında çalışmaların başladığını, sekiz ay içerisinde hafriyat işinin bitirileceğini, hükümetin de desteği ile Atatürk Cumhuriyeti’ne yakışır bir eserin ortaya çıkarılacağını da belirtmiştir (Tan Gazetesi, 28.09.1935).