• Sonuç bulunamadı

EXAMINATION OF KNOWLEDGE AND ATTITUDES OF SOCIETY ON CORNEA / ORGAN DONATION

MATERYAL-METOT

EXAMINATION OF KNOWLEDGE AND ATTITUDES OF SOCIETY ON CORNEA / ORGAN DONATION

Cafer Kartal1, Altun Baksi 2

1 Dicle Üniversitesi Hastaneleri, Diyarbakır, kartal_cfr@hotmail.com

2 Süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Isparta, altun.baksi@hotmail.com

Giriş: Toplumlarda çeşitli nedenlerle organ ve doku bağışı konusunda isteksizlik bulunmaktadır. Organ ve doku nakilleri içinde kornea nakli uygulamaları özellikli bir yer almaktadır.

Amaç: Toplumun kornea/organ bağışı hakkında bilgi ve tutumlarını incelemektir.

Yöntem: Araştırma tanımlayıcı tiptedir. Araştırma, Diyarbakır ilinde bir alışveriş merkezinde Aralık 2016 – Ocak 2017 tarihleri arasında yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemini 18 yaş üstündeki toplam 336 birey oluşturmuştur. Araştırma verileri araştırmacılar tarafından literatür doğrultusunda hazırlanan sosyo-demografik özellikler/kornea/organ bağışı ile ilgili sorulardan oluşan veri toplama formu ile toplanmıştır. Araştırma için kurumdan ve bireylerden izin alınmıştır. Araştırma verilerinin analizi bilgisayar ortamında sayı-yüzde ve ortalama ile değerlendirilmiştir.

Bulgular: Araştırma örneklemine alınan bireylerin yaş ortalaması 39.42, %64.3’ü erkek, %30.1’i ilköğretim mezunu ve %51.2’sinin geliri giderine eşittir. Yine bireylerin % 14.9’nun kronik hastalığı bulunmakta ve %55.1’i genel sağlık durumunu iyi olarak algılamaktadır. Araştırma örneklemine alınan kişilerin %59.4’ü organ/doku bağışı hakkında yeterli bilgisi olmadığını, %41.1’i yeterli bilgi verilmediğini, % 61.3’ü organ/doku bağışının dini inancımıza göre caiz olduğunu, % 45.5’i bütün organların ve %4.2’si korneanın bağışlanabileceğini belirtmiştir. Yine bireylerin %89.6’sı organ bağışı yapılması gerektiğini, %5.7’si kornea bağışında bulunduğunu belirtmiştir. Araştırma örneklemine alınan bireylerin % 45.8’i kornea bağışı için neler gerektiği ve % 43.8 hangi şartlarda kornea bağışı yapılacağı hakkında bilgi sahibi olmadığını belirtmiştir.

Tartışma ve Sonuç: Araştırmaya katılan bireylerin yarısından fazlası organ/doku bağışı hakkında bilgi sahibi olmadığını ve yarısına yakını yeterli bilgilendirme yapılmadığını belirtmiştir. Araştırmaya katılanların yarısına yakını tüm organların bağışlanabileceğini belirtirken, çok az bir kısmı bağışlanabilecek organ/dokular arasında kornea dokusunu saymıştır. Yine katılanların büyük bir çoğunluğu organ/doku bağışı yapılması gerektiğini belirtirmiş, fakat çok az bir kısmı kornea bağışında bulunmuştur. Araştırmaya katılanların yarısına yakını kornea bağışı için neler gerektiği ve hangi şartlarda bağış yapılabileceği hakkında herhangi bir fikri olmadığını belirtmiştir. Bireylerin yarısından fazlası organ/doku bağışının dinen caiz olduğunu belirtmiştir. Kornea/organ bağışı hakkında bireylere konunun önemine dair farkındalıklarının arttırılarak duyarlılık kazandırılması için yapılan etkinliklerin gözden geçirilerek gerekli düzenlemeler yapılması önerilmektedir.

122

Poster Bildiri

CYBERKNIFE

Yusuf ALTUNGÖLLER*

* Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü ÖZET

CyberKnife cihazı; belli bir boyutun üzerindeki tümörlerde istenen noktaya ışınlama yapabildiği için kanser tedavisinde “nokta atışı” olarak tanımlanan robot kontrollü bir

radyocerrahi uygulamasıdır. Türkçe karşılığı “siber bıçak” olan ve tedavisi ismine rağmen

herhangi bir kesi veya anestezi işlemi gerektirmeden uygulanan ağrısız bir uygulamadır. Cihaz, hassas noktasal ışınlama yapma kapasitesine sahip olup aynı zamanda yüksek enerjili X ışınlarının üretimini sağlayarak, yüksek dozda radyasyonu tümörün üzerine milimetrenin altında isabet ve doğrulukla farklı açılardan odaklayarak derin kanser hücresi ve tümörleri bularak büyümesini önler veya yok eder. Cihazın çalışma prensibini “radyasyon demetlerinin veya ışınlarının odaksal olarak kanserli hücrelere yüksek dozlarla uygulanması” olarak bilinmektedir. Cyberknife, vücudun birçok bölgesindeki kanserli dokuların %20 sinin tedavisinde kullanılabilir. Belli bir boyutun üzerindeki beyin tümörlerinde istenen noktaya ışınlama yapabilen Cyberknife, boyutu 2,5-3 santimetreyi geçmeyen tümörlere uygulanır. Cyberknife gibi radyocerrahi yöntemlerinin büyük boyutlu tümörlerde uygulanmamasının sebebi; büyük ölü tümörlerin vücuttan atılmasının güç olması veya atılamamasıdır. Bu durumda ölü tümörler vücutta şiddetli alerjik ve iltihaplı komplikasyonlara sebep olabiliyor. Cihazın üzerinde yüksek manevra kabiliyetine sahip 6 eklemli bir robot vardır. Altı yönde hareket edebilen robotik tedavi yatağı, robotun üzerinde ise 6 MV enerjili x ışını üreten 140 kilogram ağırlığında lineer hızlandırıcı bulunur. Cihazın kullanımı sırasında hastanın sabitlenmesi için kullanılan parçalar fiziksel zorlamaya yol açmaz, suda eriyebilen plastik parçalardır. Cyberknife, 1200 farklı açıdan 100-150 arası ışınlama yapabilme yeteneğine sahip bir cihazdır. Cihazdaki lineer hızlandırıcı, tedavi yatağı ve robotun toplam ağırlığı 2 ton civarındadır. Cyberknife, hedefi görüntüler, yerini belirler, kılavuz sistemle robot sistemini birleştirir, tümörlerin üzerine yüksek hassasiyette noktasal ışınlama yapar. Işın kaynağını robotik kolla hareket ettirir. Hastanın pozisyonunu gerçek zamanlı görüntülerle kontrol

edebilir. Ayrıca Cyberknife cihazının ağrısız olması, hastaneye yatmaya ve anesteziye gerek

olmaması, tümörü çevreleyen sağlam doku ve organları koruması gibi avantajlarının yanında, tedavide herhangi bir şekilde nefes tutmak ya da nefesin belli aralıklarında ışınlama gibi bir durum da söz konusu değildir.

Cyberknife kullanımının giderek yaygınlaşması, pek çok farklı kanser tiplerinde sıklıkla başvurulan tümör cerrahisinde olumlu sonuçlar alabilmek için hastalara önemli bir tedavi seçeneği sunabileceğini düşündürmektedir.

123 DOĞUM AĞRISI YÖNETİMİNDE HİDROTERAPİ

Cuma DEMİR* Şule SARIZAYİM** Gamze DANIŞ**

*Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Bucak Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik 3. Sınıf öğrencisi Burdur/Türkiye Saidcumademir0207@gmail.com

**Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Bucak Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik 2. Sınıf öğrencisi Burdur/Türkiye sulesarizayim33@gmail.com gmzdns1999@gmail.com

Giriş-Amaç

Ağrı insanları rahatsız eden hoş olmayan bir deneyimdir. Doğum ağrısı ise, duyusal, duygusal ve bilişsel boyutların dahil olduğu karmaşık bir durum olarak kabul edilir.

Doğum eylemi ciddi travmatik bir süreçtir. Bu süreç içerisinde doğum ağrısının kontrol edilemediği durumlarda ortaya çıkan stres ve psikolojik baskı anne ve yeni doğan sağlığını olumsuz etkileyebilir.

Doğum ağrısı farmakolojik yöntemlerle giderilebildiği gibi nonfarmakolojik birçok yöntemle de giderilebilir. Doğum ağrısının yönetiminde kulanılan nonfarmakolojik yöntemlerden biri olan hidroterapi yöntemi, son yıllarda popülaritesi giderek artan bir alternatif doğum

yöntemidir.

Başlıca Hidroterapi yöntemleri vücudun tamamına veya bir kısmına uygulanan; oturma banyoları, buhar banyoları, kolon irrigasyonu, sıcak/soğuk kompres ve buz uygulamalarıdır. Hidroterapi yöntemiyle, kadın abdomeni suyun altında kalacak kadar derin ılık su içine girer. Kadınlar genellikle doğum ağrısı döneminde birkaç dakikadan, birkaç saate kadar suda kalırlar. Enfeksiyon riskini ortadan kaldırmak için küvetin ve suyun temiz tutulması da önemlidir. Suyun sıcaklığının 35.6-36.7 C arasında olmasına özen gösterilmelidir. Ilık su, gevşemeyi arttırmak, doğum ağrısını azaltmak doğum eylemini hızlandırması, annede doğum eylemini kontrol edebilme duygusunu yükseltmesi, doğum kanalı ve perinenin elastikiyetini arttırması, yırtıkların şiddetini ve insidansını azaltabildiği gibi yine epizyotomi, forseps ve vakuma duyulan gereksinimi de azaltabilmektedir ve doğum ağrısı döneminde süreci iyileştirmek için de kullanılır. Yine doğum ağrısı sırasında hidroterapi kullanımının rahatlığı arttırdığı, ağrıyı azalttığı, kan basıncını düşürdüğü ve diürezi arttırdığı bildirilmiştir.

Bu Araştırmada Doğum ağrısında kulanılan nonfarmakolojik yöntemlerden olan Hidroterapi yönteminin etkisinin incelenmesi amaçlanmıstır. Hemşire doğum yapan kadının ağrı

kontrolünde farmakolojik yöntemlerle iyi bir yönetim sağlayabildiği gibi, hidroterapi yöntemiyle de etkili bir yönetim sağlamalı ve doğum yapan kadına en iyi bakımı sunmalıdır. Sonuç:

Bu çalışmada doğum ağrısının yönetiminde kullanılan hidroterapinin etkisi değerlendirildi. Doğum ağrısının yönetiminde nonfarmakolojik yöntem olarak kulanılan hidroterapinin ağrı kontrolünde birçok etkisinin olduğu görülmüştür. Literatüre bakıldığında hidroterapi yöntemine yönelik çalışmaların az olduğu görülmüştür. Hidroterapi yönteminin ülkemizde kulanımının yaygınlaşması için Bu konuda yeterli çalışmaların yapılıp literatüre katkıda bulunulması önerilebilir.

124

Sözlü Bildiri

ÜST EKSTREMİTE ETKİLENİMLİ JÜVENIL İDİOPATİK ARTRİT TANILI