• Sonuç bulunamadı

Evrimer, ilgili çalışmasında Mehmet Behçet’in İstanbul’a hukuk tahsili için geldiğinde anneannesinin yanında

Taner Tunç **

32 Evrimer, ilgili çalışmasında Mehmet Behçet’in İstanbul’a hukuk tahsili için geldiğinde anneannesinin yanında

kaldığını belirtmiştir. Bk. Fecr-i Âti Şairleri: Mehmet Behçet ve Tahsin Nahid, s. 6. Yaptığımız incelemelerde Mehmet Behçet’in annesinin ne zaman vefat ettiğine dair bir bilgiye rastlamadık. Ancak tahsili için İstanbul’a gelen şairin annesinden uzak kaldığını veya onu küçük yaşta kaybettiğini düşünüyoruz. Bu sebeple şiirlerde geçen bu benzetmelerin, sevgilinin yanı sıra anneye de ait olabileceğine ihtimal veriyoruz.

33 Edhem Hidayet, “Tenkit: Erganun İçin”, Genç Kalemler Dergisi, C. 2, Nr. 10, 1 Teşrinievvel 1327/14

116 TANER TUNÇ

Edhem Hidayet, bu kitabın “Fecr-i Âti Kütüphanesi” dizisinin ilk eserlerinden olan Cemil Süleyman’ın Timsâl-i Aşk romanı ile Tahsin Nahit’in Ruh-ı Bî-kayd isimli şiir kitabı gibi “çocukça ve geçici bir hevesle” kaleme alındığını ifade eder. Erganun’u “bu kolaylık zümresinin üçüncü evladı” olarak gören Edhem Hidayet, eserin edebî bakımdan bir kıymetinin olmadığını, şiirlerin derinlikten uzak, hemen yazılmış izle- nimi verdiğini söyler. Ona göre bu şiirlerde “ruh tahlilleri” yoktur, “yalnız mevzun ve mukaffa sözler” vardır. Ayrıca şiirlerden örnekler vererek bunlarda bir takım “kavaid hataları”nın bulunduğunu ve şiirlerin “samimiyet ve tabiilik”ten mahrum olduğunu dile getirir. Edhem Hidayet’in eleştirdiği bir diğer husus da şairin üslûbudur. Ona göre “Behçet Bey’in 142 sahifelik mecmûa-i eş’ârını dolduran 56 manzûmesini ayrı ayrı tetkik edersek hepsinin muhtelif üslûpları olduğunu görürüz ki bu da sahibinin hiç olmazsa bir üslûp sahibi bile olmadığını gösterir”. Mehmet Behçet’in şiirlerinin bir kısmında “Tevfi k Fikret’i, Cenab’ı, hatta Kemal’i, Hamid’i, bazısında da Haşim’i, Emin Bülend’i, Ali Tevfi k’i taklit ettiği”ni ileri süren Edhem Hidayet, yirminci asırda olmamıza rağmen şiirlerin “uzun uzun terkipler, eski ve köhne hayallerle” doldurul- duğunu dile getirir.

Edhem Hidayet’in bu yazısına Ali Canip “Yekta Bahir” müstearıyla kaleme aldığı “Üslûp-Şahsiyet”34 başlıklı yazıyla cevap verir. Üslup sahibi olmanın zannedildiği

kadar kolay bir şey olmadığını belirten yazara göre “Üslûp, şekilden ibaret değildir. O sahibinin fi kri, hissi, hayali her şeyidi r. Üslûp bir adamın, bir kavmin ‘personnalite: şahsiyet’i demektir ve san’atta en mühim şey şahsiyetin tebyinidir”. Daha sonra Edhem Hidayet’in gönderdiği mektuba verdiği cevapta35 Erganun şairinin “kendine mahsus

bir üslubu”nun olmadığını belirten Ali Canip, eseri “şimdiye kadar çıkan bütün şiir mecmuaları gibi nihayet bir heveskârlık mahsulüdür” şeklinde değerlendirir. Bu eserin Mehmet Behçet’in içinde bulunduğu edebî muhitin özelliklerini yansıttığını belirtir.

Erganun’daki bazı şiirlerde tema, üslup ve duyuş tarzı bakımından Tevfi k Fikret ve

Cenap Şahabettin’in yanı sıra özellikle Ahmet Haşim’in etkisi açıkça hissedilmektedir. 2.1.1.2. Buhurdan

Mehmet Behçet, Buhurdan36 adıyla ve “Fanteziler” alt başlığında kaleme aldığı

bu eserini 1925 yılında yayımlamıştır. Şairin 1920-1924 yılları arasında kaleme aldığı mensurelerinden oluşan bu eser, “Buhurdan”, “Karanlık”, “Güneşin Kitabından”, “Evvel Zaman İçinde” şeklinde dört alt başlığa ayrılmış, toplam 21 mensureden oluşmakta-

34 Yekta Bahir, “Sanat ve Edebiyat: Üslûp-Şahsiyet”, Genç Kalemler Dergisi, C. 2, Nr. 11, 23 Teşrinievvel

1327/5 Kasım 1911, s. 183, 186-188.

35 Yekta Bahir, “Edhem Hidayet Bey’e”, Genç Kalemler Dergisi, C. 3, Nr. 13, 5 Kânunuevvel 1327/18

Aralık 1911, s. 28.

FECR-İ ÂTİ ŞAİRLERİNDEN MEHMET BEHÇET: HAYATI VE EDEBİ FAALİYETLERİ 117

dır. Buhurdan’daki bazı mensur parçalar daha önce Anadolu Duygusu37 ve Anavatan Mecmuası’nda38 yayımlanmıştır. Hayalî ve mistik bir atmosferin hâkim olduğu bu

mensur parçalarda aşk, tabiat ve ölüm temaları öne çıkmıştır. 2.1.1.3. Yumak

Mehmet Behçet’in Cumhuriyet’ten sonra yayımladığı bu eser39, “Yumak”, “Sev-

gi”, “Gönül”, “Keman” ve “Fanteziler” olarak beş bölüme ayrılmıştır. Bir şiir kitabı olarak bilinen Yumak, 19 şiir ve “Fanteziler” bölümünde yer alan “Yakamoz” ve “Yada” başlıklı iki mensureden oluşmaktadır. Eserde daha önce mensur parçalar için kullanılan “fantezi” başlığı altında “Peri Bacaları” isimli bir şiir de yayımlanmıştır. Bu kitaptaki iki mensure 1932’de, şiirler ise 1937 yılında kaleme alınmıştır. Şiir ve mensureler daha önce herhangi bir gazete ve dergide neşredilmemiştir. Eserdeki “Yu- mak” ve “Keman” başlıklı bölümler serbest nazım biçimiyle kaleme alınmış tek bir şiirden meydana gelmiştir.

Yumak’taki şiirlerde sevgi temasının işlendiği görülmektedir. Ayrıca Erganun’da

romantik, hissi ve hayali bir tabiat karşımıza çıkarken Yumak’ta ise görünen ve daha somut bir tabiatla karşılaşırız. Bu eserde Erganun’a nazaran daha aydınlık bir atmos- ferin olduğunu söyleyebiliriz. Eserin “Gönül” kısmında tasavvufî düşünce etrafında şekillenen ve ilahi aşkı anlatan şiirler bulunmaktadır. Bu bağlamda şiirlerde rindâne bir tavır dikkat çekmektedir. Şiirler çoğunlukla yeni Türk şiiri nazım biçimleri ve aruz ölçüsü ile kaleme alınmış, Erganun’dakilerden farklı olarak Yumak’taki şiirlerde Arapça ve Farsça terkiplerden uzak ve sade bir dil kullanılmıştır.

2.1.2. Edebiyat Araştırmalarına İlişkin Eserler

Mehmet Behçet, uzun süren yazı hayatında şiir ve mensurelerin yanı sıra edebiyat araştırması mahiyetinde eserler de kaleme almıştır. Yazarın özellikle Cumhuriyetin ilanından sonraki dönemlerde bu tarz çalışmalara yöneldiği görülmektedir. Edebiyat tarihi çalışmalarının bazıları şiir ve roman türü üzerine bir incelemeyi kapsarken, bazıları ise Türk edebiyatçıları üzerine kaleme alınmış bir anket-antoloji niteliği taşımaktadır.

37 “Evvel Zaman İçinde ”, Anadolu Duygusu, Yıl 1, S.1, 3 Şubat 1337/3 Şubat 1921, s. 6.; “Dünya Güzeli”, Anadolu Duygusu, Yıl 1, S.2, 17 Şubat 1337/17 Şubat 1921, s. 25.; “Gözler”, Anadolu Duygusu, Yıl

1, S.7, 28 Nisan 1337/28 Nisan 1921, s. 103.

38 “Karanlık”, Anavatan Mecmuası, Yıl 1, S.1, 2 Temmuz 1338/2 Temmuz 1922, s. 5-6.; “Güneşin Kita-

bından”, Anavatan Mecmuası, Yıl 1, S.2, 15 Ağustos 1338/15 Ağustos 1922, s. 23.