• Sonuç bulunamadı

Evrimci (Neo-Schumpeteryen) Ġktisatta Teknoloji ve Ġnovasyon

I.7. ĠKTĠSAT TEORĠSĠNDE TEKNOLOJĠK GELĠġME VE ĠNOVASYONUN

I.7.3. Evrimci (Neo-Schumpeteryen) Ġktisatta Teknoloji ve Ġnovasyon

Neo-Klasik iktisatçıların görüĢleri köken itibariyle Newtoncu fiziki evren teorisine dayanmaktadır. Diğer taraftan, evrimci bakıĢ açısı biyoloji biliminde yer alan evrim ve seleksiyon fikirlerinden beslenmektedir. Neo-Klasik iktisatçılara göre ekonomideki dengeci mekanizmalar büyümeyi etkilediğinden, evrimci iktisatçılar dengelerin sürekli olarak bozulması ve bunun ekonomik büyümeye katkılarından bahsetmektedirler. Evrimci bakıĢ açısı, iktisadi büyümenin, seleksiyon ortamının, yani ekonomik ortamın özelliklerine bağlı olduğunu savunmaktadır. Seleksiyon ortamı kavramı evrimci iktisatçıların mekânsal ekonomik özelliklere verdikleri önemi göstermektedir. Evrimci bakıĢ açısı, enformasyonun maliyetli olduğunu ve herkesin aynı düzeyde enformasyona sahip olmadığını açıklamaktadır. Evrimci teori firmaların belirsizliklerle

dolu bir çevrede faaliyet gösterdiklerini ve bu nedenle de stratejilerinin heterojen karakter taĢıdığını belirtmektedir (Karaöz ve Albeni, 2003:34-35).

Evrimci iktisadın temel amacı, teknoloji ve kurumları açıkça modele dâhil etmek ve büyüme sağlayıcı geliĢme sürecini incelemektir. Evrimci iktisat yaklaĢımı, Neo- Klasik yaklaĢıma alternatif olarak beĢ temel yapıya sahiptir: Bunlar; belirsizlik altında kârlılık hedefleme, nihai tek bir dengenin olmaması, teknolojinin modele açık bir Ģekilde dâhil edilmesi, teknolojik değiĢimin modele açıkça dâhil edilmesi, ekonomik yapının modele açıkça dâhil edilmesidir.

Evrimci iktisatçıların inovasyon sistemleri yaklaĢımına özgü teknoloji ve inovasyon politikasının amaçları Ģu Ģekilde özetlenebilir:

- Ġnovasyon için uygun bir ortam oluĢturmak, kurumlar arası iĢbirliğini teĢvik etmek, tüketicilerin yeni ürünlere yönelmesini sağlamak;

- Firmalarda teknolojik inovasyon kültürü geliĢtirmek, yeni ürün, süreç ve hizmet geliĢtirilmesine yönelik yaratıcı düĢünceyi özendirmek, dıĢ bilgiden en üst düzeyde yararlanabilecek özümleme kapasitesini geliĢtirmek, projelerin piyasaya kadar baĢarılı bir Ģekilde sürdürebilme yeteneğini geliĢtirebilmek, risk almayı teĢvik etmek;

- Firmaların ihtiyaç duydukları kaynaklara ulaĢmasını sağlamak;

- Teknoloji ve bilgi akıĢı için piyasa-dıĢı mekanizmaların ve network yapılarının yaygınlaĢmasını desteklemek;

- Kurumsal yapının geliĢtirilmesi, yeni kurumların kurulmasının

desteklenmesi, sistemik aksaklıkların oluĢmasını engellemek biçiminde özetlenebilir (Aktaran, Alpaslan vd. 2008:7-9). Tablo 3‘te teknolojik değiĢim sürecine göre iktisadi dalgalanmaların aĢamaları ve bu süreç ile ilgili olarak bazı yazarların görüĢleri yer

almaktadır. Tablo‘dan da takip edilebileceği gibi, Wonglimpiyarat (2005) altıncı uzun dalgadan bahsetmektedir. Buna göre altıncı uzun dalga nano-mühendislik ve imalat çağı ile baĢlar ve burada iktisadi kalkınmanın anahtar faktörü de nano-teknolojidir.

Tablo 3: Teknolojik DeğiĢim Düzeyinin Sınıflandırılması

Schumpeter’in Uzun Dalga Teorisi (Mark I)

Dönem Tanımlama Ġktisadi Kalkınmanın

Anahtar Faktörü Altıncı Kondratieff (2000’ler-?) Nano-mühendislik ve imalat çağı Nano-teknoloji

II. Neo-Schumpeteryen (Mark II)

Akademisyenler Teknik DeğiĢmede Anahtar Konseptler

Abernaty ve Clark (1985) Teknik değiĢimi sınıflandırmayı amaçlamıĢlardır: 1. Mimari inovasyon, 2. Piyasa niĢ aĢamasındaki inovasyon, 3. Düzenli inovasyon, 4. Devrimsel inovasyon

Barras, 1986 ve 1990 Tersine üretim çevrimi (RPC) modeli, teknik değiĢimin üç aĢamasını temsil etmektedir: 1. Verimliliğin geliĢtirilmesi, 2. Kalitenin geliĢtirilmesi, 3. Yeni ürünler

Buzzacchi vd. (1993) Kitlesel otomasyon değiĢimi ve akıllı otomasyon rejimi sergileyen bankacılık endüstrisindeki teknik değiĢim. Teknoloji rejim değiĢimini devrimci olarak kabul etmiĢlerdir.

Dosi (1982) SeçilmiĢ teknolojik problemlerin çözüm modelleri olarak teknolojik paradigma

Freeman ve Perez (1988) Ġnovasyonu sınıflamayı amaçlamıĢlardır: 1. Artımsal inovasyon, 2. Radikal inovasyon, 3. Yeni teknoloji sistemleri, 4. Tekno-ekonomik paradigmanın değiĢimi

Gallouj ve Weinstein (1997) Ġnovasyon modeli, radikal ve radikal olmayanlar arasında bir ayrım yapma giriĢiminde bulunmaktadır: 1. Radikal inovasyon, 2. GeliĢme inovasyonu, 3. Artımsal inovasyon, 4. Geçici inovasyon, 5. Yeniden kombine edilmiĢ inovasyon, 6. BiçimselleĢtirme inovasyonu

Hughes (1988) Büyük teknik sistemlerin değiĢmesi evrimsel bir süreçtir. Nelson ve Winter

(1977,1982)

Özel problem çözme faaliyetlerinin öğrenilme süreci olarak doğal bir yörünge

Pavitt (1984) Teknik değiĢim modeli çalıĢması olarak teknik değiĢimin sınıflandırılması: 1. Tedarikçi- egemen, 2. Ölçek yoğun, 3. Bilim yoğun 4. UzmanlaĢmıĢ tedarikçiler

Pavitt (1986a) ve (1986b) Teknik değiĢim yaratıcı birikimin bir sürecidir: kopukluk olmaksızın devamlı geliĢmelerin bir temsilcisidir.

Rosenberg (1967) ve (1982) Teknolojik değiĢim teknolojinin daha önceki birikimlerine dayanan küçük geliĢmelerin bir sürecidir.

Tushman ve Anderson (1987)

Teknik değiĢimin yetkinlik-artırıcı ve yetkinlik-yıkıcı olmak üzere iki süreci vardır.

Von Hippel (1988) Ġnovatif organizasyon perspektifindeki inovasyon, artımsal geliĢmelerin bir sürecidir.

Kaynak: Wonglimpiyarat, 2005:1351.

Tablo 4‘te teknolojik geliĢmeye iliĢkin olarak; teknoloji doğası, teknolojiyi yaratma, kullanma ve yayma, özgüllük, çeĢitlilik ve transfer yöntemleri, dıĢsallıklar, risk ve belirsizlik temel baĢlıkları altında Neo-Klasik ve evrimsel yaklaĢım arasındaki farklar ile ilgili genel bir karĢılaĢtırma yapılmıĢtır.

Tablo 4: Teknolojik GeliĢmeye Neo-Klasik ve Evrimsel YaklaĢımlar

Neo-Klasik Evrimsel

Teknoloji Doğası Teknoloji, bütünüyle firmalar arasında aktarılabilen

kodlanmıĢ bir bilgidir.

Teknoloji; bilgi, beceri ve bir sanat eseridir. Teknoloji tümüyle kodlanabilir değildir, önemli ve gizli unsurlara sahiptir. Tüm firmalar teknolojilerin özellikleri ve kaynakları

üzerindeki bilgiye eriĢilebilir.

Teknoloji kullanımı hem teknik hem de organizasyonel yeteneklerin geliĢimini gerektirir.

Teknolojiyi Yaratma, Kullanma ve Yayma Bilinen bir üretim fonksiyonu üzerinde optimizasyonu içeren

uygun teknolojinin seçimi

Firmalar tümüyle bilinen bir üretim fonksiyonuna sahip değillerdir. Ancak bu noktadan uzakta artan bir bilgiye haizlerdir.

Teknolojiye eriĢim maliyetsiz Teknoloji arama maliyetli olabilir Öğrenme süreci yoktur, varsa bile öğrenme otomatik ve

öngörülebilirdir.

Teknolojiye eriĢmede firmalar farklı yeteneklere sahiptirler. Firmalar arasında piyasa-dıĢı bağlantılar ve etkileĢimler söz

konusu değildir. Teknolojiyi absorbe etme maliyetli olabilir ve uzun bir süreç gerektirebilir. Öğrenme sürecinde önemli dıĢsallıklar yoktur. Teknolojik geliĢme bir öğrenme sürecidir ve teknolojiyi kullanmak

için öğrenme, teknoloji yaratma ya da geliĢtirmeden her zaman farklı değildir.

Yeni bir teknolojiyi kullanma tümüyle inovasyondan farklıdır (üretim fonksiyonunun kaymasına karĢı birlikte hareket eder).

Öğrenme otomatik ve öngörülebilir bir süreç değildir, ancak öğrenmeyi öğrenme durumu söz konusudur.

Kümülatif süreçler yoktur ya da teknoloji geliĢiminde bağımlılık vardır.

Teknoloji, endüstri ve kurumların evrimi sözkonusudur. Firmalar etkin bir sistemde bulunan alternatif bilgiler ile amaç

fonksiyonlarını maksimize ederler. Burada sadece bir teknoloji olacaktır. Söz konusu teknoloji ekonomik olarak uygulanabilir. Tüm firmalar bu teknolojiyi eĢit derecede kullanacaktır.

Öğrenme kolektif ve kümülatiftir. Ayrıca tarih boyunca ekonomik süreçlerin sonucudur. Verimli teknoloji geliĢtirme, faktör piyasalarındaki geliĢme ile ilgilidir (özellikle beceri, teknoloji ve finans). Firmalar amaç fonksiyonlarını maksimize edemezler, ancak değiĢtirilmesi zor olan yeterli rutinler geliĢtirebilirler. Ġnovasyon rutinlerinin adaptasyonu öğrenme ve yayılma süreçleri olarak düĢünülmelidir. Öğrenme ağırlıklı olarak teknolojiyi ve

organizasyonel rutinleri içeren firmalar arası dikey ve yatay etkileĢime dayalıdır. Teknoloji firmalara göre farklıdır ve verimlik ve ustalık konusunda geniĢ bir varyasyon vardır.

Özgüllük, çeĢitlilik ve transfer yöntemleri Firma düzeyinde teknolojilerde özgüllük ya da çeĢitlilik

yoktur. Sektörler arası farklılıklar nadiren kabul edilir.

Firma düzeyinde teknolojik öğrenme ve teknolojinin kendine özgü birçok özelliği vardır. Her bir inovasyonun ve teknolojik yörüngenin yüksek özgüllük düzeylerinden bahsedilir. Belirli teknolojilerin çok sayıda değiĢkeni mevcuttur.

Ülke düzeyinde, teknolojide sadece farklı faktör fiyatları oranlarını yansıtan tekniklerin farklı seçeneklerinden kaynaklan değiĢiklikler

Ülke düzeyinde, teknolojik yetenek, vasıflar ve kurumsal yapı, absorbe verimliliği ve öğrenme süreçlerinin maliyeti düzeylerine dayanan güçlü farklılıklar

Teknolojik olarak geliĢmenin en iyi yolu; serbest ticaret, serbest yatırım akıĢı ve uygun eğitim politikalarına sahip olmaktır.

Uygun teknolojilerin ve teknolojik yeteneklerin geliĢmesi; ticaret ve yatırım müdahalelerini ve teknoloji politikalarını (ve diğer politikaları) gerektirebilir.

Dengede, farklı teknoloji transfer yöntemleri arasında fark yoktur. Serbest piyasalar seçeneklerin oluĢması için en iyi alanlardır.

DıĢsallaĢtırılmıĢ yöntemler (lisanslama ya da sermaye malları) teknolojik derinlik için inovatif faaliyetlerin yurt dıĢında kaldığı içselleĢtirilmiĢ yöntemlerden (FDI) daha iletken olabilir. DıĢsallıklar

DıĢsallıklar sadece dikey teknolojik bağlantılar ve taklit edilebilir bilgiden kaynaklanmaktadır.

DıĢsallıklar güçlüdür ve yaygındır

DıĢsallıklar kısıtlanmıĢtır ve tek tüktür. DıĢsallıklar kolektif öğrenme süreçleri ile bütünleĢmiĢtir. DıĢsallıkların belirlenmesi zor ya da imkânsızdır. DıĢsallıklar sadece teknolojik değil, aynı zamanda yönetimsel ve

organizasyonel öğrenme ve pazarlama ile olan bağlantıdan kaynaklanmaktadır.

DıĢsallıklar teknolojiye özgü değildir, bu yüzden seçici olmayan önlemler ile ele alınabilir.

Birçok önemli dıĢsallık teknoloji ve kümeye özgüdür. Bazı teknolojiler ve kümeler diğerlerinden daha dinamik büyüme ve taĢmalara sahiptir. DıĢsallıkların belirlenmesi zor değildir.

Risk ve Belirsizlik Mevcut teknolojiyi absorbe etmede ve kullanmada düĢük risk

ve belirsizlik düzeyleri

Teknolojileri absorbe etmede yüksek belirsizlik düzeyi

Ġnovasyon riskler içermektedir. Özellikle liberalizasyon bağlamında, öğrenme süreçlerinin ekonomik etkilerini öngörmede risk ve belirsizlik

Liberalizasyon ilave risk oluĢturmaz