• Sonuç bulunamadı

A. Üç Büyük Tragedya Yazarının Kahramanları

3. Euripides’in Kahramanları

İzleyicinin var olan gerçekleri akıl yoluyla bir süzgeçten geçirebilmesi, ne ile kaşı karşıya olduğunu bilmesi durumunda mümkün olur. Euripides'e göre tanrıların sesi halkın sesini bastırmamalıdır. Bu nedenle Euripides'in draması mitolojinin temelinden kopmuştur. Örneğin Euripides Orestes’i, Aiskhylos’un ki gibi mutlu bir sonla değil, insanlığı derin bir çıkmaza sürükleyen trajik bir sonla bitirir. Euripides, "Orestes" oyununda, insanların nasıl tanrıların elinde oyuncak haline geldiğini, seslerinin nasıl bastırıldığını ve isyanlarının nasıl bastırıldığını gösteren tüm karakterlerini kurbanlara dönüştürdü.

Euripides, onlarla konuşmak için Tanrı'nın dili yerine insanların dilini kullandı, trajedinin tüm mistik ve mitolojik yönlerine akılcı bir bakış açısıyla karşı çıktı, kişisel ve sosyal olayların dünyasını gözler önüne serdi, felsefi konuşma modelini sahneye çıkardı ve bir sanat anlayışı oluşturdu. Bunu gerçekçi sanat olarak tanımlayabiliriz. Burada mitos aynı zamanda hikâyelerin veya mesajların gücünü vurgulayan bir araçtır. Mitolojik modelleri ve toplumsal sınırları olabildiğince eleştirerek ve mitolojiyi mitsel dünyanın dışından ve tanrıların düzeni üzerinden eleştirerek kendi gelenek ve evren anlayışıyla dramasını kurdu.

Euripides’in tragedyalarında mantıksızlık yerine gerçeği düşünmek önemlidir. Gerçek olan, ideal olmayan durumlarda insanları, olayları ve sonuçları ortaya çıkarmaktır. Bu nedenle Euripides, soyluluğa karşı karmaşık bir bakış açısı ortaya koyar. Bu nedenle oyunlarında karşıt görüşlerle çatışarak her şeyin net olarak anlaşılması gerektiğini savunur. O, kişisel çıkarların mitolojik düşünceyi baltaladığına ve insanlar arasındaki ilişkiyi yansıtan manevi bir dünya yarattığına inanıyordu.

Mitolojik karakterler ve hikâyelerle ilgilense de onları tersine çevirir. Örneğin, Orestes trajedisini demokrasinin çöküşü olarak görüyor. Mitolojinin, mitolojik temelinden koparak tanrıların arabuluculuğunu gerektirmediği gibi oyunu mutlu bir sonla bitirmez. İnsanlığın bir çıkmaza girdiğini gösteren trajik bir sonla biter.

“Kutsal kahraman burada, kendi iradesi olmaksızın bir tanrının (Apollon’un) emirlerini uygulayan aciz bir insana dönüştürülmüştü. Tiran Aigisthos’un adamları tarafından ele geçirilen argos kenti ise halkın ve yönetimin yozlaştığı bir polis olarak karşımıza çıkartılıyordu. Mecliste toplanan halk, demokratik çözümlerle değil; yasadışı, hatta ilkel yöntemlerle, Orestes’ten ve ona yardım edenlerden (Elektra ve Pylades’ten) öç alma çabasındaydı (hatta çoğunluk, Orestes’in taşlanmasından yanaydı)” (Paksoy, 2011: 148).

Demokratik sistemi eleştiren Euripides, Atina'nın yozlaşmış ve aşağılayıcı olduğunu göstermek istedi, bunu efsanelerden faydalanarak yaptı, ancak onu idealleştirme amacı içinde değildi. Mitler, hem bir birleştirici unsur hem de ayrıştırıcı bir unsur olarak kullanılır. Parlamentoda kaos hüküm sürer, yasalar değil. Halkın coşkusu ve duyguları doğrultusunda politikalar geliştirildiğinde hiçbir değerin etkili olmadığını vurgular. Bu nedenledir ki Orestes’i, Atina'da bir kahramandan ziyade genç siyasi figürün sembolü olarak gösterir.

Euripides, efsaneyi alt üst ederek ilahi adaletin ortaya çıkışını yani çözümün tanrılarda yattığını değil, onların ortaya çıkışını çözümsüzlüğün bir işareti olarak kullanır. Çünkü toplumun gözünde tanrı artık hüküm süren değildir.

Bu nedenle bir denge unsuru olması gerektiğini ve denge unsurunun "orta sınıf" dan oluşacağına işaret eder. Efsaneyi tersine çevirir ve monarşiden ziyade demokrasinin sınırlarını ve üstünlüğünü gösterir. Euripides toplumdaki çelişkileri çok iyi anlatır, ancak çözümü sunmaz. Toplumun kucağında ne ‘mitos’ ne de ‘logos’ yaraya merhem olamaz. Euripides, yaşamın sonunda nihilist bir gizemciliğe sığınmıştır (Keskin-Big, 2013: 385-404).

İlgilendiği mitleri tanrılardan çok insan dilinde yazıyor. Gizemli evrenin dağınık olduğunu ve yeryüzüne gönderdiği tanrının -yüreği zayıf olan tanrı- aslında insanlığın bir yansıması olduğunu vurguluyordu. Nietzsche: “gerçekte seyirci, Euripides’in sahnelerinde, kendi benzerini gördü, dinledi ve konuşmayı böyle iyi

anladığına sevindi” (Nietzsche, 1996: 65). Çünkü Euripides, Atina demokrasisinin çökeceğini görmüş ve bu çelişkiyi oyunun temeline yerleştirmiştir. Dramasının yıkıcılığı, bu çelişkileri sağlam tutmasıdır.

Devlete olan güven büyük ölçüde azalmış bunun karşılığında eski düşünce tarzlarının tam tersi düşüncelerle karşılık vermeye çalışmıştır. Mitolojik olaylar trajedinin merkezinde yer alsa da, bu olayları oluşturan bakış ve zihniyeti ortadan kaldırır ve olayların kahramanları olarak kadınları göstererek en belirgin örneği verir. Kadınlar trajedilerin yanı sıra gerçekçi ve çağdaş yüzlerle tiyatro gösterilerine de katıldı.

Aiskhylos ve Sophokles tarafından yaratılan karakterler güçlü, asil, erdemli ve ahlaki değeri yüksek insanlardır. Bununla birlikte, Euripides'in oyunları büyük kahramanlar yerine sıradan insanları da içerir. “Savaş kahramanları yerine, aşağılık serseriler; vatanseverce davranış yerine “seks ve cinayet”; sapına kadar erkek olanlar yerine yalaka dolandırıcılar! Tragedya idealler ülkesinden lağıma dönmüştür” (Latacz, 2006: 255).

Aiskhylos ve Sophokles trajedide öğretici bir öneri öne sürseler de, Euripides soru sormaya, ona eleştirel bakmaya ve bunu izleyicilere göstermeye daha isteklidir. Genel olarak, Euripides'in ahlaki, politik, ideolojik veya dini olarak neyi savunduğunu belirlemek zordur. Euripides'in soyut fikirleri seven bir entelektüel olup olmadığını veya insan psikolojisinin gerçekçiliği konusunda tutkulu olup olmadığını belirlemek ya da Olympia dinine karşı çıkan akılcı mı olduğuna karar verilmesi güç görünüyor” (Güçbilmez, 2005: 46).

Euripides'in demokrasisinin anlaşılması, Sophokles, Aiskhylos veya Aristoteles anlayışıyla tutarsızdır ve Sophokles, Aiskhylos veya Aristoteles, trajedinin kurallarını belirlemek için bunlara dayanır. Euripides'in de belli bir demokrasi anlayışı vardı ama bu demokrasiye farklı bir anlam verir. Euripides’in demokrasi anlayışı daha çok bugüne yakındır. Dolayısıyla Euripides, dünyasında ne tanrılar ne de var olan demokratik düzen, o dönemin mitleri ve trajedileri insanların sorunlarını çözemez.

B. XVI. Yüzyıldan XIX. Yüzyıla Kadar Bazı Önemli Yazarların Kahramanları