• Sonuç bulunamadı

A. David Gieselmann (1972 )

3. Anti Kahraman Bağlamında Bay Kolpert Oyunu

Oyunla aynı ismi taşıyan Bay Kolpert, oyunda şaka yoluyla ölü olduğu söylenen kişidir. Oyunda onu asla göremesek de oyunun merkez kişisinin ölü olan Bay Kolpert olduğunu söylemek pek hata olmaz. Oyunun merkez kişinin ölü olması durumu ayrıca daha sonra inceleyeceğimiz bir durumdur. Oyunun başında Ralf ve Sarah’ın konuşmalarından eve davet ettikleri kişileri tamamen eğlence amaçlı olarak çağırdıkları açıkça ortadadır. Burada Ralf ve Sarah toplum tarafından aşağılanan konumdan uzaktadırlar. Onlar bu durumun aksine toplumu ve çevresini eğlence amaçlı aşağılayan konumdadırlar.

“Ralf: İş arkadaşını o garip kocasıyla birlikte kibarlıktan davet etmedik ya eve, eğlenelim diye çağırdık.

Sarah: Doğru, aslında bunun üstünde bir de tüfek fazla kaçardı… Böyle söyleyerek onları ilk anda kafaya almayalım.

Ralf: Silahsız olduğumuzu mu? (Gülerler)

Sarah: Tabii ki, bizi eğlendirecekler ya, ondan söz ediyorum. Ralf: Tabii, sevgilim, konumuz bu.

Sarah: Haklısın.

Ralf: Daha kapının eşiğindeyken onlara kömürlükte bir ceset olduğunu söyleyip kafaya alalım onları” (Gieselmann, 2008: 6).

Oyunda çağın koşullarının bireye ve onun yaşamına nasıl etki ettiğine dair bazı veriler mevcuttur. Bunlardan birisi de mesleki olarak genel uzmanlık alanlarının özel ve özgül bir uzmanlık alanlarına dönüşmesi ile alakalıdır. Teknolojinin ve gelişen yaşamsal faaliyetlerin yeni spesifik mesleki alanlar yaratması ayrıca iletişim ve medya çağının dünyayı büyük bir köy haline getirmesinin etkisiyle kişilerin yaşam alanlarının daha da daralmasına neden olduğu oyunda şu şekilde karşımıza çıkmaktadır.

“Ralf: Tıpkı diğerleri gibi bir meslek işte. Çatı ustası çatı yapar, filozof felsefe yapar, doktor hastaları iyileştirir. Meslek dünyası aslında özellikle bilim alanında giderek uzmanlık alanları yaratmaya başladı. Bugün artık yalnızca özel bir uzmanlık alanının özel bir alanında uzmanlaşmış kişiler var.

Edith: (Başıyla onaylar) Düz çatı ustaları. Sarah: (Başıyla onaylar) Sosyologlar. Bastian: Ama hepsi de hizmet sektörü.

Ralf: Günümüzde sosyoloji bile fazla genel bir kavram haline geldi. Örneğin benim arkadaşım yarı iletken fizikçi.

Edith: Yarı… Ne?

Sarah: Yarı iletken fizikçi.

Edith: Tanrı aşkına neymiş şu yarı iletken fizikçi?

Ralf: Şey alanında çalışıyor… Yarı iletken fizikçi alanında. Bastian: Yarı iletken.

Ralf: Yani bazı maddeler iletkendir, örneğin metal gibi, bazı maddeler de vardır, iletken değildir, örneğin…

Bastian: tahta.

Edith: Tahta, bir de bazı maddeler vardır, öyle yarım iletirler. Edith: Ha. Ne işe yarar peki bunlar?

Ralf: Örneğin bilgisayar yapımında, çip üretiminde” (Gieselmann, 2008: 14-15).

Asilik ve saldırganlık bir anti kahraman özelliği olarak değerlendirilebilir. Oyundaki Bastian karakteri eve gelir gelmez kendisine ceset şakasının yapılmasının ardından içecek teklif edilmesine sinirlenir ve Ralf’in yakasına yapışır. Bu durum diyatbet olması ile alakalı olsa da sinirlerine hakim olamaz. Bunun dışında Ralf’in karısı ile dalga geçtiğini düşündüğünde de aynı tepkiyi gösterir. Oyunun ilerleyen bölümlerinde Ralf’i bağlar ve bir süre onu etkisiz hale getirir. Karakterlerin her biri şehir yaşamının etkisiyle duygularından uzaklaşmış kişilerdir. Konformizmin bireyleri uyuşturduğu bu çağda, bireylerin insan olma çabası oyunun temel dinamiklerinden birisidir.

Kişilerin meslekleri bu çağdaki yaşam hakkında ortaya bazı düşünceler koyar. Örneğin şehir yaşamının bireyler üzerinde yarattığı kaos ve onun mimari yapılaşmadaki simgesi, mimar olan Bastian’dır. Bu kaosun araştırmacısı ise Ralf’tir. Çağımızda şehir yaşamını kaosa dönüştüren bir diğer etmen olarak artan mimari yapılaşma ve metropol yaşamıdır. Günlük yaşamın monotonluğundan uzaklaşmak isteyen kişiler temelde özgür bireyler olabilme dürtüsü ile hareket etmek istemektedirler. Sarah, oyunda bu durumu şu şekilde anlatır.

“Sarah: Günlük yaşamdan bıktık. Hafta içi indirimli kulüp üyelik aidatları, pikselleşmiş Mona Lisa’lar, kahve fincanlarındaki süt kabarcıkları. Hafta sonları da insan dışarı çıkıp, dışarı çıkan insanlara bakıyor. Ben ve Ralf, biz hafta sonları hep diskolarda lisede birlikte okuduğumuz insanların dans edişini izleriz ve onların sanki okulu daha dün bitirmişler gibi davranmak için nasıl çaba harcadıklarına, nasıl duygulu olmaya çabaladıklarına, bakarız, bu da onları gülünçleştirir. Oysa gerçekte her yerde insanlar bunların arkasına saklanır. Biz ikimiz, Ralf’le ben artık duygulanamıyoruz. Gerçekten bir şeyler hissetmek istemiştik. İnsan olduğumuzu hissetmek. İşte o zaman bu cinayet fikri geldi aklımıza. Önceden planladık, uygun bir bedene işkence edip parçalamayı. Bay Kolpert bu iş için bize gayet uygun geldi, çünkü son derece zararsız görünüyordu. Üstelik yokluğunu da kimse fark etmezdi. Ben bugün Bay Kolpert’i buraya getirttim. Ralf izindeydi sözde. Acaba Bayan Mole’yle asansörde yatmanın yanı sıra benimle de yatakta yatar mıydı?” (Gieselmann, 2008: 28).

Oyundaki cinayet fikri şehir yaşamının neden olduğu baskılar sonucu duygularını yitiren bireylerin gittikçe daralan bir özgürlük alanından kendilerini itmeleriyle ortaya çıkıyor. Bu bağlamda oyun kişileri özgürlük çoşkusuyla birlikte iyiyi ve kötüyü reddederek hareket ediyorlar. Bu reddediş anti kahramana özgü bir reddediştir. Tıpkı çağın ve koşulların bireylere uyguladığı bu baskıyı oyun kişileri birbirlerine uygulamış oluyorlar. Böylesine bir ortamda kahraman olabilecek tek bir kişi vardır o da Bay Kolpert’tir fakat Bay Kolpert bir ölüdür. Bu durum yeniden insan olabilme çabası olarak karşımıza çıksa dahi özgürlüğe ulaşmanın ve kaybolan duyguları yeniden kazanmanın yolu bir başka insana dilediğini yapmakla ulaşılabilecek bir şey olmadığını da aynı zamanda ortaya koyar niteliktedir.

“Sarah: Evet, haklısın, ama biz daha fazlasını ummuştuk Ralf: Neyi?

Sarah: Şeyi, birini öldürmeyi daha farklı sanmıştık, ama acayip normal bir şeymiş.

Ralf: Belki de insanın ulaşabileceği tek şeydir. Sarah: Nasıl yani?

Ralf: Yani her şey normal görünürken, insanın bunun altında normal birşey olduğunu bilmesi. Normalin altındaki anormal. Sütlü kahve olayındaki gibi.

Sarah: Belki de biz yanılıyoruz. Belki birini öldürmek çok normaldir. Ralf: Pek sanmam.

Sarah: Bilmiyorum. Ralf: Şimdi ne yapacağız? Sarah: Bunu da bilmiyorum.

Ralf: Edith’e Bastian’ı ne yapacağımızı soralım. Onu da sonsuza kadar diğerlerinin yanında içeride tutamayız.

Sarah: Haklısın. Ben dışarı çıkmak istiyorum. Ralf: İstersen şimdi çıkalım.

Sarah: Edith’i diğer üçüyle yalnız mı bırakalım?

Ralf: Neden olmasın. Kolpert öldü. Bu bizim sorunumuz. Pizzacı öldü, Bastian yaşıyor. Buda Edith’in sorunu” (Gieselmann, 2008: 50-51).

Günlük yaşamın sıradanlığı ve saçmalığı en çok kendisini pizza siparişi sırasında gösterir. Bu sahnede tüm siparişler birbirine öyle karışır ki çağımızın iletişimsizliğinin bir göstergesi niteliğini taşır. Oyun kişileri günlük yaşamın içinden sıradan kişilerdir. Bu kişiler neredeyse tek boyutlu ve yüzeyseldirler. Karakterlerin derinliği yoktur. Yazarın niyeti burada içinde bulunduğumuz çağın bireyleri nasıl şekillendirdiğini ortaya koymaktadır. Çağımızın insanı artık kendi yaşamının kahramanı bile olamamakta ve adeta bunun sancısını çekmektedir. Bu sebeple yaşamlarına bir anlam yükleyebilmek adına harekete geçerler ancak eylemleri de içinde bulundukları çağın bir yansımasına dönüşür. Yaşamdaki bilinmezlik ve belirsizlik iletişimde de kendisini gösterir ve bu durum ayrıca bir kaosa neden olur. Oyun, oyunun içinde oynanan kim kimdir(?) adlı oyunun kendisi gibidir neredeyse. Bu oyunda herkesin alnında bir isim yazan kağıt vardır. Ralf’in başında yazan isim “Goofy” dir. Goofy dağınık bir kişilik yapısına sahip, şapşallığıyla bilinen komedi karakteridir. Bu bağlamda Ralf ile Goofy benzerlik gösterirler.

Anti kahramanın tek bir yüzü olmadığından, sadece toplum tarafından ötekileştirilen aynı zamanda toplumu da ötekileştirebileceğinden daha önce bahsetmiştik. David Gieselmann’ın Bay Kolpert adlı oyununda Gieselman, tüm anti kahramanları karşı karşıya getiren bir yapı kurmuştur. Böylesine bir yapının ön plana

çıkması kuşkusuz günlük yaşamın ve çağın problemlerinin bireyleri rutine salması ve bireyin yaşamda oluşturduğu şekillerin kırılması sonucunda yeni bir şekil oluşturma çabasının yani yeni bir heyecan arayışının olmasıdır. Bir başka deyişle, içinde bulunduğumuz çağın rutinliği ve bireylerin bu rutin yaşamdan uzaklaşma arzusu onları farklı bir heyecan arayışına sürüklemiştir. Bu heyecan arayışının çağın bireyine yansıması klasik kahraman için kullanılan hamartia kavramı içinde kalır ve bunun ötesine geçemez. Bu bağlamda bireyin heyecan arayışı onu bir hataya sürükler, fakat yüzyıllar boyu çeşitli şekillerde nesiller boyu aktarımla ötekileşmiş birey çağın koşullarında bunun üstesinden gelecek yetiye artık sahip değildir. Burada bireyin heyecan arayışı kendi varlığını yeniden oluşturma çabası olarak karşımıza çıkar. Bu sebeple kendi özüne ve benliğine dönme arzusu taşıyan oyun kişileri oyun sonunda çırılçıplaktır. Ne var ki böyle bir çağda birey, heyecan yoluyla kendi yaşamının kahramanı olabilme arzusu taşıyabilir fakat bu noktada içinde bulunduğumuz çağın koşulları da buna el vermez. Burada bireyin heyecan arzusu çağın koşullarıyla uyuşmazlık gösterir ve böyle bir durumda ortaya ancak bir anti kahraman çıkabilir.

Çizelge 7. Anti Kahraman Özelliklerinin Bay Kolpert Oyunu ile Karşılaştırılması

Anti Kahraman Bay Kolpert

Realist Anti realist

Asi ü

Pasif veya sistemin parçası haline gelmiştir. ü

Problemden kaçar ya da basit yolu seçer. Problemin üstüne gider. Başka bir problem ile karşılaşır. Genellikle temel duygularla dürtülenir. ü.

Genellikle sıra dışı bir görünüme sahiptir. Sıradan tiplerdir. Sıra dışı olan eylemleridir. Karşılıksız aşk yaşar ya da kaybeder. Aşkın ötesinde bir heyecan aranmaktadır.

Sıradandır. ü

Kendisine özgü ahlaki kurallara sahiptir. ü Çoğu zaman suçludur. Bireysel anarşisttir.

Hedefine giden yolda her şey mubahtır. ü İradesi dışında bir şeye itilebilir. Hakkında

karar verilendir. Birbirlerinin iradesi üstünde etkendirler. Hor görülendir. Hor görüldükleri için hor görenlerdir.

İradesiz ve savruktur. ü

Başarısızdır, hedefsizdir veya kaybetmeye

Çizelge 7 (devam). Anti Kahraman Özelliklerinin Bay Kolpert Oyunu ile Karşılaştırılması

Anti Kahraman Bay Kolpert

Kişisel çıkarlarına göre hareket etme ve dış

dünyaya karşı kendisini koruma eğilimindedir. ü

Değişmez. ü

Kararsız ve gizemlidir. Çoğu zaman anlaşılmaz

ve öngörülemez olabilir. ü

Toplum tarafından ötekileştirilmiş ve

dışlanmıştır. ü