• Sonuç bulunamadı

2. KAYNAK ÖZETLERİ

2.3. Euphorbia L.Türlerinin Halk Arasında Kullanılışı

Halk arasında ‘sütleğen’ olarak isimlendirilen Euphorbia türleri müshil olarak, sıtma ve sarılık tedavisinde, birçok ülkede de deri hastalıkları, barsak parazitleri, romatizma, nevralji, astım ve bakteriyal enfeksiyonlara karşı kullanılmaktadır (Hecker 1977). Bitkinin tohumundan elde edilen yağın tahriş edici özelliğe sahip olduğu ve düşük dozlarda kullanılması gerektiği literatürlerde geçmektedir. Anadolu’da yaygın olarak bulunan E. heliscopia L.’ den siğil ve romatizmaya karşı haricen ağrı kesici ve kızartıcı olarak kullanılmaktadır (Baytop 1963).

Euphorbiaceae familyasından olan Mallotus japonicus türü kabukları ve yaprakları polifenolik bileşiklerce zengin olduğundan Japonya’da gastrik ülser tedavisinde kullanılan bir tür olduğu belirlenmiştir (Yoshida ve ark. 1982).

Euphorbiaceae familyasına ait bazı türler kauçuk ve boya maddesi elde edilen ve ilaç sanayinde kullanılmaktadır. Ayrıca bazı Euphorbia türleri süs bitkisi olarak kullanılmaktadır. (Engin 1991). Bu türlerden biri E. marginata süs bitkisi olarak araştırma konusu olmuştur. E. marginata güneşli alanları seven, aynı zamanda gölgede de yetişen, toprak seçmeyen, her alanda kolay yetişen ve bir bahçe çiçeği olan bu bitkinin park ve bahçelerde tek ve grup olarak yetiştirilebileceği kanıtlanmıştır. Bu özelliklerinden dolayı süs bitkisi yetiştirenlerce değerli görülmüştür, ayrıca bu tür ülkemizde yetiştirilmektedir (Erenberk 1998).

Euphorbia türlerinin aktiviteleri dışında halk arasında boyarmadde olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Yaprağından kül rengi ve sarı, gövdesinden kirli sarı renkler elde edilmektedir. Ayrıca Euphorbia, topraktan yüksek miktarda metal toplama yeteneğine sahip olduğu için yerbilimciler kurşun, bakır ve çinko gibi metallere ait çalışmalarda, çok sayıda yeni diterpen sınıfları bulunmuştur. Euphorbia türlerinin,

tahriş edici ve tümör önleyici bileşikleri diterpen esterlerini, inceleyen çok sayıda araştırma yapılmıştır (Hoffman ve ark. 1999). Euphorbia türlerindeki tahriş edici özelliğinin diterpen esterlerinin ingenan iskeletinden kaynaklandığı bilinmektedir (Şekil 1.1). O Me R1 HO CH2R3 R2 H H Me Me Me

Şekil 2.1. İngenan diterpeninin iskelet yapısı (ingenol R1= R2= R3= OH) Euphorbia türleri son zamanlarda deri kanserine ve özellikle siğillere karşı etkili olabileceğini gösteren literatürde yayınlar bulunmaktadır (Evans ve Taylor 1983). Bununla beraber yapılan çalışmalarda Euphorbiaceae türlerinin antiviral (Hartwell 1965) ve antitimör (Wu ve ark. 1991) etki gösterdiği saptanmasından dolayı bu familyaya ait türlerin kimyasal bakımdan incelenmesi giderek önem kazanmıştır. Ayrıca National Cancer Institute (USA) tarafından yapılan testlerle bu familyanın türlerinin kimyasal bakımdan diğer familyaların türlerine kıyasla daha fazla HIV (Human Immunodeficiency Virus / İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) etki gösterdiği belirlenmiştir (Zayed ve ark. 2001). Ülkemizde bazı kırsal bölgelerde tatlı su balıklarını avlamak içinde taze sütleğen dalları kullanılmakla birlikte bu şekilde avlanan balıkların yenmesi zararlıdır. Zira yetişkinlerde herhangi bir belirti meydana gelmese de çocuklarda diyare oluşumuna sebebiyet verir (Baytop 1984).

2.2. Euphorbia L.Türlerinin Morfolojik özellikleri

Euphorbia cinsi dünyaya dağılmış yaklaşık 5 000 türü ile oldukça geniş bir cinsidir. Genellikle bu bitkiler tek yıllık ya da çok yıllık otsu bitkilerden oluştuğu gibi,

çalımsı türleri de vardır ve bazen kaktüs gibi bir habitat gösterirler. Yaprakları genellikle almaşık dizilişli daha az sıklıkla da dairesel dizilişli ya da karşılıklı olabilir. Çiçekler indirgenmiş yanda olup budak biçimli çiçek durumunda ve tek bir erkek organa indirgenmiş çok sayıda erkek çiçeklerden oluşur. Uçtaki çiçekler dişi çiçeklerdir. Bu cinse ait türlerde genellikle sütsü salgı vardır. İçerdikleri bu salgılardan dolayı zehirli olabildikleri gibi cilt içinde tahriş edici özellikleri vardır (Frohne ve Pfander 2005).

2.3. Euphorbia L. Türlerinin Halk Arasında Kullanılışı

Halk arasında ‘sütleğen’ olarak isimlendirilen Euphorbia türleri müshil olarak, sıtma ve sarılık tedavisinde, birçok ülkede de deri hastalıkları, barsak parazitleri, romatizma, nevralji, astım ve bakteriyal enfeksiyonlara karşı kullanılmaktadır (Hecker 1977). Bitkinin tohumundan elde edilen yağın tahriş edici özelliğe sahip olduğu ve düşük dozlarda kullanılması gerektiği literatürlerde geçmektedir. Anadolu’da yaygın olarak bulunan E. heliscopia L.’ den siğil ve romatizmaya karşı haricen ağrı kesici ve kızartıcı olarak kullanılmaktadır (Baytop 1963).

Euphorbiaceae familyasından olan Mallotus japonicus türü kabukları ve yaprakları polifenolik bileşiklerce zengin olduğundan Japonya’da gastrik ülser tedavisinde kullanılan bir tür olduğu belirlenmiştir (Yoshida ve ark. 1982).

Euphorbiaceae familyasına ait bazı türler kauçuk ve boya maddesi elde edilen ve ilaç sanayinde kullanılmaktadır. Ayrıca bazı Euphorbia türleri süs bitkisi olarak kullanılmaktadır. (Engin 1991). Bu türlerden biri E. marginata süs bitkisi olarak araştırma konusu olmuştur. E. marginata güneşli alanları seven, aynı zamanda gölgede de yetişen, toprak seçmeyen, her alanda kolay yetişen ve bir bahçe çiçeği olan bu bitkinin park ve bahçelerde tek ve grup olarak yetiştirilebileceği kanıtlanmıştır. Bu özelliklerinden dolayı süs bitkisi yetiştirenlerce değerli görülmüştür, ayrıca bu tür ülkemizde yetiştirilmektedir (Erenberk 1998).

Euphorbia türlerinin aktiviteleri dışında halk arasında boyarmadde olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Yaprağından kül rengi ve sarı, gövdesinden kirli sarı renkler elde edilmektedir. Ayrıca Euphorbia, topraktan yüksek miktarda metal toplama yeteneğine sahip olduğu için yerbilimciler kurşun, bakır ve çinko gibi metallere ait çalışmalarda, çok sayıda yeni diterpen sınıfları bulunmuştur. Euphorbia türlerinin,

tahriş edici ve tümör önleyici bileşikleri diterpen esterlerini, inceleyen çok sayıda araştırma yapılmıştır (Hoffman ve ark. 1999). Euphorbia türlerindeki tahriş edici özelliğinin diterpen esterlerinin ingenan iskeletinden kaynaklandığı bilinmektedir (Şekil 1.1). O Me R1 HO CH2R3 R2 H H Me Me Me

Şekil 2.1. İngenan diterpeninin iskelet yapısı (ingenol R1= R2= R3= OH) Euphorbia türleri son zamanlarda deri kanserine ve özellikle siğillere karşı etkili olabileceğini gösteren literatürde yayınlar bulunmaktadır (Evans ve Taylor 1983). Bununla beraber yapılan çalışmalarda Euphorbiaceae türlerinin antiviral (Hartwell 1965) ve antitimör (Wu ve ark. 1991) etki gösterdiği saptanmasından dolayı bu familyaya ait türlerin kimyasal bakımdan incelenmesi giderek önem kazanmıştır. Ayrıca National Cancer Institute (USA) tarafından yapılan testlerle bu familyanın türlerinin kimyasal bakımdan diğer familyaların türlerine kıyasla daha fazla HIV (Human Immunodeficiency Virus / İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) etki gösterdiği belirlenmiştir (Zayed ve ark. 2001). Ülkemizde bazı kırsal bölgelerde tatlı su balıklarını avlamak içinde taze sütleğen dalları kullanılmakla birlikte bu şekilde avlanan balıkların yenmesi zararlıdır. Zira yetişkinlerde herhangi bir belirti meydana gelmese de çocuklarda diyare oluşumuna sebebiyet verir (Baytop 1984).

2.2. Euphorbia L.Türlerinin Morfolojik özellikleri

Euphorbia cinsi dünyaya dağılmış yaklaşık 5 000 türü ile oldukça geniş bir cinsidir. Genellikle bu bitkiler tek yıllık ya da çok yıllık otsu bitkilerden oluştuğu gibi,

Şekil 2.4. E. macroclada’nın Türkiye’deki dağılımı (TÜBİVES 2016)

Şekil 2.5. E. macroclada’nın resmi (Fırat ve ark. 2015)

Euphorbia denticulata: Çok yıllık, otsu ve endemik bir tür olmayan E.

denticulata 4-8. aylar arasında çiçeklenen bir türdür (TÜBİVES 2016).

Şekil 2.6. E. denticulata’nın Türkiye’deki dağılımı (TÜBİVES 2016) maden arama tarama çalışmalarında biyokimyasal prospeksiyon aracı olarak bu bitkiyi

kullanırlar (Sen 2002). Euphorbia türleri için karakteristik kimyasal bileşikleri terpenoitlerdir.