• Sonuç bulunamadı

Etik, uygulamalı felsefenin temel bir alt dalı olarak, yüzyıllar boyunca hep teorik bir etkinlik ya da disiplin olarak gelmiş bulunmaktadır. Etik ya da ahlak felsefesinin kurucusu Soktares olduğu kabul edilebilir. Buna göre, MÖ 5. yüzyıldan bu güne kadar teorik bir yapı sergileyen etik ya da felsefi ahlak söz konusu olduğunda düşünürler şu iki şeyden birini yapmış bulunmaktadırlar. Onlar ya insanlara asıl amaçları, peşinden gidecek değerleri ya da yerine getirmek durumunda oldukları sorumlulukları gösteren normatif teoriler geliştirmişler ya da ahlaki kavramları, ahlaki yargıları analiz etmişler, insandan bağımsız ahlaki olgular olup olmadığını soruşturmuşlardır. Fakat modern yaşamın karmaşıklığı ve sorunsal karakteri, 20. yüzyılın pek çok yönüyle sıkıntılı bir dönem olması, etiği özellikle yüzyılın sonlarına doğru uygulamalı bir hale dönüştürmüş olduğu görülmektedir (Cevizci, 2016:18).

Bu bilgi doğrultusunda etiğin, 20. yüzyıla kadar teorik bir yapıda kaldığı, 20. yüzyıldan sonra uygulamalı bir yapıya geçtiği anlaşılmaktadır. Teorik ve pratik (uygulamalı) etik olarak ayırımındaki etken ise, ele alınan sorunların, teorik sorunlar ve pratik sorunlar olarak iki ayrı sorun kümesinde olmasıdır denilebilir.

H. Tepe (2016a), Teorik Etik adlı çalışmasında, kişisel ve kamusal alanlarda insanın eylemlerinin teorik açıdan ele alıp, bu eylemler hakkında bilgi alanı sağladığını belirtmektedir. Bu ifade doğrultusunda etiği nesnesi insan olan teorik bir etkinlik olarak tanımlamaktadır (s. 12)

İnsanların kişisel ve kamusal alanlarda uygulamada karşılaştığı sorunlar teoride etik soruları meydana getirmektedir. Yani teorik etik, uygulamada eyleme dönüşecek bilgiyi ortaya koymaktadır. Bu açıdan bakıldığında teorik ve pratik olarak ayrılan etik için, tek başına ne teoriktir ne de uygulamalıdır denebilir.

Teorik ve normatif araştırma şeklinin birleşmesiyle etiğin pratik sorunlara uygulanması var olan uygulamalı etik, daha çok özel ve kamusal alanlardaki sorunlar ile ortaya çıkmaktadır. Uygulamalı etiğin ortaya çıkmasındaki en önemli etken teknolojinin gelişmesi ve küresel değişim ile insanlardaki yapabilir olma gücünün artışındaki ortak payda olduğu görülmektedir. Uygulamalı etiğin amacı normatif düzeydeki teorik birikimin, sorunların karşılaşıldığı özel ya da kamusal alanlara uygulamasıyla sorun çözmektir. Ancak bu sorunların çözümünde sadece felsefi bilgiye değil, psikolojiye,

26

tarihe, sosyolojiye de gereksinim duyulmaktadır. Özel ve kamusal alanlarda karşılaşılan sorunlar genelde ‘‘meslek etiği’’, özelde ‘‘tıp etiği’’, ‘‘medya etiği’’ gibi adlandırmalarla uygulama etiğin alt dalları olarak kabul edilmektedir (Cevizci, 2016; Tepe, 2016b).

Etik türleri “teoriketik” ve “uygulamal ıetik”olarak iki ayrı grup altında toplanmaktadır. Teorik etik türlerine ve uygulamalı etiğe araştırmanın devamında yer verilmektedir. Uygulamalı etiğin kapsamına giren ‘‘meslek etiği’’ ise ayrı bir başlık olarak ele alınmaktadır.

3.4.1. Teorik Etik Türleri

3.4.1.1. Analitik etik (Meta-etik)

Etik ilkelerin anlamını ve kaynağını incelemeye çalışan, bir yandan etik kavramları analiz etmeye çalışırken bir yandan da etikle ilgili sorulara verilen yanıtlara araştırmaktadır. Etik; iyi-kötü, doğru-yanlış gibi ahlak dilinin anlamını anlamaya çalışır (Schlabach ve Peer, 2008: 104). Bu bağlamda analitik etik bir şeyin doğru veya yanlış olduğu söylendiğinde bunun gerçekten ne anlama geldiğinin arkasındaki dili ve dilsel simgelemeyi ele alır ve inceler (Passmore ve Mortimer, 2011: 207). Bunun dışında analitik etikte; insanların ahlaki yargılarda bulunurken akıllarından neler geçtiği, hangi güdülerle veya nedenlerle ahlaki yargılarda bulunduğu ve ahlaki özelliklerin gerçek olup olmadığı, yani insanlardan bağımsız olarak ahlaki gerçeklerin olup olmayacağı incelenmektedir.

Bu tanımlar doğrultusunda analitik etiğin, iyi-kötü, doğru-yanlış gibi ahlaki kavramların anlaşılmasında ve insanların sahip olması gereken erdemlerin temellendirilmesinde yol gösterici olduğu anlaşılmaktadır. Analitik etik ahlaki değerler üzerinden yargılarda bulunmamaktadır. Sadece ahlaksal açıdan insanların akıl yürütmelerine kılavuzluk etmektedir. Herhangi bir eylem için önermelerde bulunmamaktadır.

3.4.1.2.Normatif etik

Ahlaki olarak doğrunun, yanlışın ve kötünün ne olduğu, insanların sorumlulukları ile haklarının neler olduğu, insanların nasıl yaşaması gerektiği gibi sorulara yanıt verecek ilkeleri belirlemeye çalışır (Kuusela, 2011: 73). Bu anlamda; doğru ve yanlış davranışları düzenleyen ahlak standartlarına ulaşmayı çabalar (Sharma

27

ve Bhal, 2004: 29). Normatif etik, belirlediği ilkeler çerçevesinde insanların nasıl davranması gerektiği konusunda değerlendirmelerde bulunur (Schlabach ve Peer, 2008: 104). Böylece geçmişten geleceğe doğru etik davranışın değerlendirilmesine etkide bulunmaktadır.

Normatif etik, yapılması gerekenler ile yapılmaması gerekenler üzerine odaklanır, somut olayları inceler ve hangi eylemlerin ahlaki olarak kabul edilip edilmeyeceğini keşfetmeye çalışır (Cardwell, 2015: 9). Ahlak felsefesinin birçok alanı normatif etiği kapsamakta olup; düşünürler ahlak standartlarının, ahlak ilkelerinin, ahlak kurallarının, ahlak davranışının yapısı ve temelleri üzerine düşünmüşlerdir (Sharma ve Bhal, 2004: 29).

Analitik etik ve normatif etik tanımlarının sonucu, normatif etiğin analitik etik gibi akıl yürütme üzerine kılavuzluk etmediği, eyleme dönük yargılarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Normatif etik, ahlaki açıdan değerlendirilen doğru-yanlış, iyi-kötü gibi kavramlar üzerinden ölçütler belirleyerek ve insanların bu ölçütleri eyleme dönüştürmesi için ilkeler sunmaktadır.

3.4.1.3. Eleştirel Etik

Eleştirel etik, etiğin ayrı ve bağımsız bir alanını, ahlakın felsefesiyle meşgul olmanın yeni bir şeklini tanımlamaktadır. O tarihsel olarak on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren, özellikle modern etiğe veya klasik normatif etiğin modern yorumuna önemli ölçüde bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Gerçekten de eleştirel etik, tıpkı klasik etiğin felsefenin kurucu, bütünleştirici boyutunu ifade edecek şekilde geleneksel felsefenin etik anlayışını ve analitik etiğin de analitik felsefenin etik yaklaşımını temsil etmesi gibi, temel olarak Kıta felsefesinin etik anlayışını ortaya koyar (Cevizci,2014:255)

Eleştirel etik, teorik etikte iki temel kuram olan analitik etik ve normatif etiğin yetersiz olduğu düşüncesiyle, bu iki kurama tepki olarak ortaya çıkmış olduğu görülmektedir.

28

3.4.2.Uygulamalı (Pratik) Etik

1970’lerde özellikle toplumda ve meslek etiği, tıp etiği, iş etiği gibi konularda ortaya çıkan ahlak sorunlarının üzerine eğilmek için düşünürler ve akademisyenler tarafından için kullanılmaya başlanmış bir terimdir (Beauchamp, 2003: 1). Uygulamalı etik, normatif etik teorilerinin uygulamalı sorunlarını ele alan bir etik dalıdır (Duignan, 2011: 134). Ahlakla ilgili felsefi teorilerin dile getirilmesi normatif etiğin göreviyken; uygulamalı etik, uygulamaya ilişkin belirli ahlak konuları için bu teorilerin çıkarımlarını ayrıntılı bir biçimde ele almaktadır (Kuusela, 2011: 3). Bu bağlamda uygulamalı etik; etik teorilerini tıp etiği, çevre etiği, meslek etiği, iş etiği gibi gerçek yaşam durumlarına uygulamaya çalışmaktadır (Townsend, 2011: 142).

Söz konusu uygulamalı etik20. yüzyılın son çeyreğinde, dünyada yaşamın her alanında gün geçtikçe artan somut ahlaki sorunların bir sonucu olarak şekillenen bir etik türünü ifade etmektedir. O, temel olarak birtakım ayrı konularda sorun çözmeyi ve dolayısıyla sağgörümü geliştirmeyi amaçlamaktadır (Cevizci, 2014:22).

Uygulamalı etiğin ilgilendiği alan teorik sorunlar değil, insanların günlük yaşamlarında karşılaştıkları sorunlar olarak kabul edilir. Uygulamalı etiğin ayrı bir tür olarak ortaya çıkmasına “insan hakları”, “savaşlar”, “yoksulluk ve açlık”, “ötenazi”, “ırkçılık” gibi insanların karşılaştığı yaşamsal sorunlar neden olduğu görülmektedir. Teknolojinin, bilimin ve mühendisliğin ilerlemesi ile özellikle tıp alanlarında bir takım ahlaki sorunların ortaya çıkması neden olmaktadır. Ortaya çıkan bu sorunlar sadece insanları değil çevreyi, hayvanları, doğayı ve gelecek kuşakları etkilemektedir. Bu durum insanlar için çok önemli bir kaygı nedeni olmaktadır.

Uygulamalı etiğin amacı insanların karşılaştığı ahlaki sorunlara eyleme yönelik çözüm getirmektir. Uygulamalı etiğin ortaya çıkmasındaki bir diğer neden gelişen teknoloji ile birlikte yeni mesleklerin var olmasıdır. Yeni meslekler var olan sorunların üzerine yeni sorunlar eklemektedir. Meslek alanında karşılaşılan sorunlar, uygulamalı etiğin kapsamında “meslek etiği” başlığı altında değerlendirilmektedir.

29

Benzer Belgeler