• Sonuç bulunamadı

DÖVİZ KURU SİSTEMLERİ VE POLİTİKALARININ İHRACAT AÇISINDAN ANALİZİ

2.2. Döviz Kuru Politikaları ve İhracat

2.2.1. Araç Olarak Döviz Kuru Politikaları ve İhracat

2.2.1.1. Devalüasyon ve İhracat

2.2.1.1.1. Esneklikler (Nisbi Fiyat) Yaklaşımı

Esneklikler yaklaşımı ya da Nisbi Fiyatlar yaklaşımı ile paranın değerinde meydana gelen kayıpların ihracatı arttırıp arttırmayacağı ya da ne oranda bir devalüasyonun ihracatı ne kadar arttıracağı ölçülmektedir. Esneklikler yaklaşımına göre, döviz kurunda meydana gelen değişmeler, bir ülke mallarının diğer ülke mallarına olan nisbi fiyat oranını değiştirmektedir.

Esneklikler yaklaşımına göre, döviz kurunda meydana gelen değişmeler ihracat yapılan malların hacmi ve fiyat yapılarını değiştirmektedir. Bu nedenle yapılan bir devalüasyon sonucunda ihraç mallarının fiyatları iç fiyatlara oranla artar. Böylece hem iç fiyatların hem de maliyetlerin yüksekliği nedeniyle ihracat arzında

var olan tıkanıklık giderilmiş olur. Devalüasyon nedeniyle ülkedeki ihraç mallarının fiyatı ucuzlayacağı için yabancılar bu malları daha çok talep ederler. Bu nedenle bu mallara olan talep artar.100 Devalüasyonun ihracatı arttırarak döviz geliri sağlama etkisi birbirine ters iki etkiye bağlıdır. i) devalüasyon sonrası döviz cinsinden ihraç mal fiyatlarının ucuzlaması ii) devalüasyon sonrası ihraç mal fiyatlarındaki düşüş nedeniyle ihraç mallarına olan talebin artışı. Eğer ihraç mallarına olan talep artışı ihraç mal fiyatlarındaki düşüş etkisinden daha büyük ise döviz gelirleri artacak, tersi durumda döviz gelirleri azalacak, bu iki etki eşitse değişmeyecektir.101 Bu yaklaşım göre, döviz kuru ihracat sorunlarında anahtar bir rol oynamaktadır. Sadece ülkenin ihraç mallarına olan talebini değil, aynı zamanda ihracat arzını arttıracak bir araç olarak da görülmektedir. Gerek arz ve gerekse talep üzerindeki reel etki bunların fiyat esneklikleri ölçüsünde ortaya çıkmaktadır.

Esneklikler yaklaşımı döviz kurunda meydana gelen değişikliğin dış ticaret dengesini sağlayabilecek ortamı yaratan şartlarını belirlemektedir. Marshall-Lerner (ML) Koşulu olarak adlandırılan bu şart iki varsayıma dayanmaktadır. i) ülkenin dış ticaret bilânçosunun dengede olduğuna ii) ülkenin ithal ve ihraç ettiği malların arz esnekliğinin sonsuz olmasına dayanır. ML koşulu;

İthal malları ihraç malları

iç talep elastikiyeti + dış talep elastikiyeti < -1

(ema) (emb) > | 1 |

Bu eşitliğin bir olması durumunda, döviz kuru yükselecek ama bu yükseliş ödemeler bilânçosu üzerinde hiçbir etki yaratmayacaktır. Birden küçük olması durumunda ise, döviz kurunda meydana gelen yükseliş, ülkenin ödemeler bilânçosunun olumsuz yönde etkileyecektir. Ancak esneklikler toplamı birden büyük olması durumunda ülke parasının değer kaybetmesi (devalüasyon) ile ödemeler bilançosunda iyileşme dengesi sağlanabilir. Esnek kur sistemi açısından döviz piyasasındaki kararlığın yeterli koşulu olan ML koşulu, veri bir potansiyel

100 Abuşoğlu, 1990, a.g.e., ss.72-73 101 Doğan, a.g.m., s. 8

dengesizliğin daha küçük oranlı bir döviz kuru değişmesi ile ortadan kalkmasını sağlayacaktır.102

Devalüasyon sonrası, kısa dönemde mutlak esnek değerleri toplamının birden küçük olması J eğrisi etkisine yol açar. Bu yaklaşıma göre, devalüasyonun hemen ardından dış ticaret bilânçosu önce daha da bozulmakta, belli bir gecikmeyle düzelme ortaya çıkmaktadır. Devalüasyonun hemen ardından dış ticaret dengesinde görülen bozulmanın sebebi, ulusal para cinsinden ithalat harcamalarındaki artışın ihracat gelirlerindeki artıştan fazla olmasıdır. Bu durum, kısa dönem ithalat talebinin fiyat esnekliğinin düşük olmasından kaynaklanmaktadır. Kısa dönem esnekliklerin düşük olmasının bir nedeni de, devalüasyon öncesi yapılan sözleşmelerden dolayı ithalatın belli bir süre daha artmaya devam ederken, ihracatın düşmesidir. Ancak uzun dönemde tüketicilerin yeni fiyatlara alışarak ithal mallara olan talebi düşürmesi ve ihracatçıların kur avantajını kullanarak yeni dış bağlantılar yapmaları nedeniyle dış ticaret bilânçosu da düzelmeye başlayacaktır.

(+)

(-)

Şekil 7: J Eğrisi Etkisi

Şekilde de görülebileceği gibi, devalüasyon sonrasında dış ticaret bilançosu yukarıda sayılan nedenlerden dolayı ilk önce bozulmakta belli bir dönemden sonra düzelmeye (t3 döneminden itibaren) başlar ve t4 döneminde dış ticaret bilançosunda denge sağlanmaktadır. 102 Güran, 1987, a.g.e., s.74 Ticaret Bilânçosu Zaman 0 (X-M) t1 t2 t3 t3

Ayrıca dış ticaret hadlerindeki değişmeler ülkenin dış ticaretiyle doğrudan ilişkilidir. Belli bir dönemde ithal malı fiyatlarındaki artış oranı ihraç mal fiyatlarındaki artış oranından büyükse ihracat yapan ülke bu ticaretten kazançlı çıkıyor demektir. Dış ticaret haddini şu şekilde gösterebiliriz. N dış ticaret haddini göstermek üzere;

N = (İhracat fiyat endeksi / İthalat fiyat endeksi) * 100

Devalüasyon oranı belirlenirken ülkenin dış ticaret hadlerinin dikkate alınmaması, orta vadede ülkenin rekabet gücünü zayıflatarak ödemeler dengesi güçlüklerinin daha da artmasına sebep olabilecektir. Dış ticaret hadlerindeki bozulmanın sonucu olarak, ihracata yönelik kur politikasının ödeme zorluklarını ağırlaştırması, döviz kuru ayarlamalarında dikkat edilmesi gereken bir konudur.103

Esneklikler yaklaşımına göre, devalüasyonun başarılı olabilmesi için, bazı faktörlerin göz önünde bulundurulması gerekir. Bu faktörler şu şekilde açıklanabilir;

- Talep Esnekliklerinin Yüksekliği; İhraç mallarının dış talep esnekliklerini incelerken bir malın toplam dünya talebi ile sadece ülke malına düşen piyasa payı arasında bir ayırım yapmak gerekmektedir. Bu şekilde genel talep esnekliği düşük bir malın, ülke ihracatına yönelen talep payının ne derece yüksek olabileceği görülebilir.

- İhraç Mallarının Arz Esnekliği; İhraç ürünlerinin dış talep esnekliği yüksek olsa bile eğer üretim kolaylıkla arttırılamıyorsa devalüasyonun talebi uyarıcı etkilerinden yararlanmak mümkün değildir. Arz yönünden problem olmaması gerekir. Devalüasyonun yaratacağı talep artışlarını karşılamak için ya yeterince mal stoku yapılmalı, ya da dış talep artışının harekete geçireceği, ihracata yönelik boş bir üretim kapasitesi bulunmalıdır.

103 Doğan, a.g.m., ss.9-10

- İthal Mallarının Arz Esnekliği; Devalüasyonun ithalatı kısarak döviz tasarrufu sağlayıcı bir etki yaratabilmesi için ithal mallarının yabancı ülkedeki fiyatlarının değişmemesi gerekir. Bir ülkenin ithal talebini azaltması yabancı satıcıları ithal malların fiyatlarını düşürmeye zorlayabilir. Yabancı fiyatlar düştükçe ithal mallarının ulusal para cinsinden fiyatları ucuzlayacağı için devalüasyonun tasarruf sağlayıcı etkisi zayıf olmamaktadır.

- İç Fiyatların Sabit Tutulması; Devalüasyonun başarılı olabilmesi için devalüasyondan sonra oluşacak fiyat artışlarının önlenmesi en önemli koşullardan biridir. Devalüasyonun amacı döviz kuru ile ulusal fiyatlar arasındaki dengeyi sağlamak ve ülkenin dış rekabet gücünü arttırmaktır. Fakat devalüasyondan sonra fiyatlarda oluşan artış devam ederse bu amaç gerçekleştirilemez.

- Yerleşik Piyasalar ve Tüketici Alışkanlıkları; Uluslararası ticarette, alışkanlıklar ve gelenekler oldukça etkilidir. Geçmişte olan ticari ilişkiler, tüketicilerde belirli ülkelerin mallarına karşı olumlu veya olumsuz tavırların oluşmasına neden olabilir. Bu gibi durumlarda, o ülke mallarının talep esneklikleri düşük olacağı için, devalüasyon ihraç mallarının fiyatlarını ucuzlatsa bile talep edilen miktarları arttırmak kolay olmamaktadır.104

Esneklikler yaklaşımı birçok açıdan eleştirilmiştir. En büyük eleştiri, dış ticarete konu olan malların arz, talep ve fiyatlar dışında, tüm ekonomik değişkenlerin sabit varsayılmasıdır. Bir diğer eleştiri, arz esnekliklerinin sonsuz kabul edilmesi tam istihdam düzeyindeki ekonomiler için geçersiz olduğu gibi, eksik istihdamda olan ekonomiler açısından da esnekliklerin karşılıklı etkileşimleri nedeniyle bağımsız ve değişmez kabul edilemez. Esnekliklerin veri olarak kabul edilebilmesi ancak kısa

dönem için söz konusudur. Esnekliklerle ilgili bir diğer eleştiri de ithal ve ihraç mallarının homojen olmaması nedeniyle bir grup mal için esnekliği tanımlamanın olanaklı olmadığına ilişkindir. Esneklikler yaklaşımında, devalüasyon sonrasında ülkede diğer koşulların sabit kaldığı kabul edilmiştir. İthalat ve ihracat sadece fiyat ve miktar ilişkileri ile açıklanmaya çalışılmıştır.105 Bu gibi nedenlerden dolayı, karşılaştırmalı statik analize dayalı olan kısmi denge analizi, devalüasyonun ihracat üzerindeki etkilerini açıklamada tek başına yetersiz kalmaktadır.