• Sonuç bulunamadı

Amaç Olarak Döviz Kuru Politikaları ve İhracat

DÖVİZ KURU SİSTEMLERİ VE POLİTİKALARININ İHRACAT AÇISINDAN ANALİZİ

2.2. Döviz Kuru Politikaları ve İhracat

2.2.2. Amaç Olarak Döviz Kuru Politikaları ve İhracat

2.2.2.1. Gerçekçi Kur Politikası ve İhracat

Daha önce değinildiği gibi gerçekçi kur politikası ülkenin ekonomik ilişkide bulunduğu ülkelerle arasındaki enflasyon farkı hesaplanıp belli bir zaman içersinde kurlara yansıtılarak ulusal paranın değer kazanmasına ya da kaybetmesine yol açmayacak bir kur politikasıdır.

113 Karluk, 1997, a.g.e.,s. 347

Ülkenin rekabet şansını devam ettirebilmesi için teori doğrultusunda bir ayarlama yapması gerekmektedir. Örneğin, talep enflasyonu dönemlerinde iç piyasanın çekiciliğini azaltmak ve maliyet enflasyonu dönemlerinde ise, maliyet artışlarını karşılamak için kısa dönemde de olsa fiyat artışlarının, Satınalma Gücü Paritesi anlamında, döviz kurlarına yansıtılması gerekir. Böylece iç ve dış fiyat farklılaşması döviz kurları yardımıyla giderilmiş olacaktır.

Enflasyon ortamında ulusal paranın değerinin düşürülmesi, firmalar için iki fiyat ortaya çıkarmaktadır. İçeride fiyat artışı olurken dışarıda sabit kalması, göreli fiyatları düşürecektir. İç satışlarda kâr marjının yükselmiş görülmesi, ihracatın çekiciliğini kaybettirecektir. Çünkü, iç fiyatlarda bir artış farklı piyasalardaki malların fiyatlarını göreli olarak farklılaştırmaktadır. Bu farklılığın giderilmesi ve iç piyasanın çekiciliğinin ortadan kaldırılması için enflasyon oranında ve Satınalma Gücü Paritesine uygun olarak, kurların yeniden düzenlenmesi gerekir.

Kısaca, gerçekçi kurun iki temel işlevi vardır. Bunlardan ilki, iç ve dış ekonomik koşullar arasında uyum sağlamasıdır. Böylece iç ve dış fiyatlar arasında ki ilişkiyi tek başına kurar. İkinci işlevi, döviz üreten sektörlerle döviz tüketen sektörlere eşit davranılmış olur. Diğer taraftan gerçekçi kur politikasının uygulanması, firmaların etkin yönetim ve maliyet minimizasyonu yönünde baskı altında tutacaktır. Bu nedenle, gerçekçi kur politikası sağlıklı ve yansız bir politikadır.

2.2.2.2. Eksik Değerlenmiş Kur Politikası ve İhracat

Bilindiği gibi, eksik değerlenmiş kur politikası, döviz kurlarının enflasyon oranları farkından daha az arttırılması yani döviz kurlarının olması gereken değerinin altında olmasıdır.

Eksik değerlenmiş kur politikası, ulusal paranın reel satınalma gücünü arttırıp, söz konusu ülke için yabancı ülkelerin mal ve hizmetlerini ucuzlatıcı etki doğurur. Bu durumda ihraç malları pahalı hale geldiğinden ekonominin dış rekabet

gücü azalır. Bu caydırıcı etki, başka yollarla giderilmediği sürece, ihracatın gerilemesi ve dış pazarların kısmen kaybedilmesi söz konusu olur. Eksik değerlenmiş kur politikasının ilk olumsuz etkisi, maliyetleri yüksek ve rekabet güçlükleri olan marjinal ihracatçı sektörler üzerinde olacaktır. Eksik değerlenmiş kur nedeniyle dış piyasalarda pahalı hale gelen üretim kollarında maliyetler düşürülemediği takdirde, dış talep esnekliğinin yüksek olması durumunda, dış piyasalarda satış zorlukları ile karşılaşılacaktır.

Eksik değerlenmiş kur politikasının ihracat üzerindeki etkisini bir örnekle açıklayabiliriz. Örneğin X malının fiyatı 300 YTL ve 1 Euro’nun 2 YTL olduğunu varsayalım. Bu durumda malın Euro cinsinden satış fiyatı 150 Euro’dur. Ekonomide dönem sonunda enflasyon oranının %10 oranında gerçekleştiğini kabul edelim. Malın fiyatının aynı oranda artarak 330 YTL olması gerekir. (Gerçekçi değerlenmiş kur politikasına göre.) Eğer ülkede Euro’nun değeri enflasyon oranının (%10) altında arttıysa –diyelim ki %5- dönem sonunda 1 Euro’nun değeri dönem sonunda 2.05 YTL (2 YTL 5 YKr) olacaktır. Bu durumda X malının Euro cinsinden fiyatı yaklaşık 160 Euro olacaktır. İhracatçı dış alıcıya bu fiyat artışını yansıtamadığı için ihracatçı birim başına 10 Euro zarar edecektir. Bu aradaki fark devletçe sübvanse edilmediği zaman ihracatçı pazarını kaybetmemek için ya kârından beli bir oranda vazgeçecek ya da faaliyetlerini karlı hale gelen ithalata veya iç piyasaya yöneltecektir.

Görüldüğü gibi, eksik değerlenmiş kur politikası ihracatı caydırıcı etkilere sahiptir ve bu durumda ihracata dönük yeni sanayi kurulması olanaksız hale gelir. Ülke sanayisi iç maliyet artışlarını malın fiyatına yansıtmadığından, yüksek maliyetle ürettiği malı dışarıya ucuza satıp zarara uğramak istemeyecektir.

Özetle, eksik değerlenmiş kur politikası ihracatı engellediği ve ithalatı arttırdığı için döviz arzının azalmasına, döviz talebinin artmasına yol açacaktır. Mevcut döviz rezervleri ve dış borçlanma yolu ile ithalatın finansmanı belli bir noktaya kadar devam ettirilse bile, belli bir süre sonra ihracatta artış sağlanamayacaktır.

2.2.2.3. Aşırı Değerlenmiş Kur Politikası ve İhracat

Aşırı değerlenmiş kur politikası, döviz kurlarının enflasyon oranları farkından fazla artması, döviz kuru değerinin olması gereken gerçek değerinden daha yüksek belirlenmesidir.

Bu kur politikasının ihracat üzerindeki etkisini bir örnekle açıklarsak; Örneğin X malının fiyatı 300 YTL ve 1 Euro’nun 2 YTL olduğunu varsayalım. Bu durumda malın Euro cinsinden satış fiyatı 150 Euro’dur. Ekonomide dönem sonunda enflasyon oranının %10 oranında gerçekleştiğini kabul edelim. Malın fiyatının aynı oranda artarak 330 YTL olması gerekir. (Gerçekçi değerlenmiş kur politikasına göre). Eğer ülkede Euro’nun değeri enflasyon oranının (%10) üstünde arttıysa – diyelim ki %20- dönem sonunda 1 Euro’nun değeri dönem sonunda 2.40 YTL (2 YTL 40 YKr) olacaktır. Bu durumda X malının Euro cinsinden fiyatı yaklaşık 137.5 Euro olacaktır. Bu durumda ihracatçı kur farkından dolayı normal kârına ilaveten 12.5 Euro daha kâr elde edecektir.

Uzun süre ve belirgin bir biçimde aşırı değerlenmiş kur politikası izlene bir ekonomide, dış ticaret bilânçosu fazlalık verir ve döviz rezervleri olumlu yönde gelişir. İhracatçı ve döviz üreten sektörler ekonominin canlı, gelişen sektörleri olurlar. Bu tip ekonomilerde sanayileşme karşılaştırmalı üstünlüklerin ötesinde, dışa dönük bir biçimde gelişir. Aşırı değerleme, uzun dönemde rekabet gücü azalan ya da pazarı terk edeceği işaretleri veren sektörlere kaynak aktararak, korumacılık baskılarını arttırabilir. Aşırı değerlenmiş kur politikası ile ithalatın azalması, ülkenin ara ve yatırım malları açısından dışa bağımlı olması durumunda, yurtiçi yatırımlardaki azalmalarla birlikte, ihracat yönünde yeni ticaret fırsatları geliştirilmesi açısından ülke esnekliğini sınırlandıracaktır.