• Sonuç bulunamadı

1.5. Döviz Kuru Sistemler

1.5.1 Döviz Kuru Sistemlerinin Tarihi Gelişim

1.5.1.2. Altın Standardı

Altın standardında ülke, para birimini fiyatını altın cinsinden tanımlamakta ve bu pariteyi korumak için altınla para birimi arasında konvertibilite sağlamaktadır. Altın akışı ile fiyatlar arasında ilişki mekanizması on sekizinci yüzyılın ortalarında David HUME tarafından “fiyat-altın para akım mekanizması” olarak formüle edilmiştir. Bu mekanizmayı bir örnekle açıklarsak, iki ülkenin döviz kuru rejimlerinin altın standardına dayandığını kabul edelim. Dış ticaret fazlası veren ülkeye altın standardı gereği altın akışı olacaktır. Altın fazlası olan ülkede para arzı genişleyecek, satın alma gücü artacak ve genel fiyat düzeyi yükselecektir. Bu durumda karşı ülkenin malları cazip hale gelecek ve söz konusu ülkenin ithalatı

43 Gresham Kanunu: “Kötü para iyi parayı kovar.” Değeri düşük olan para dolaşımdadır ve işlem amacıyla kullanılır. Değeri yüksek olan para ise tasarruf amacı ile saklanmaktadır.

artacak ve ihracatı azalacaktır. Bu durumda, altın standardına dayalı kur rejimine sahip ülkelerin uluslararası ticaret ve ödemeler dengesi sağlanacaktır. Özetle, altın standardı sisteminde otomatik bir denkleşme söz konusudur.

Fiyat değişimleri dışında istihdam ve gelir etkileri de bu ayarlama sürecine dahil edilebilir. Dış ticaret fazlası veren ülkede, istihdam ve gelir aratacak, açık veren ülkede ise azalacaktır. Fakat altın standardı rejimi ayarlama mekanizması sayesinde dış ticaret açığı olan ülkede bu açık zamanla kapanacak, istihdam ve gelir yükselecek, bunu tersine dış ticaret fazlası veren ülkede ki istihdam ve gelir başlangıç durumuna gerileyecektir.

Altın standardının tam olarak ne zaman ortaya çıktığını söylemek imkânsızdır. 1873 ile 1914 arasında bir altın ve gümüş varlığından ve bunların yanında, bir de altına konvertibilitesi olmayan paralardan söz edilebilir. Ancak, 1880’e gelindiğinde İngiltere, ABD, Almanya ve Fransa’nın altın standardını benimsemiş olmaları bir dönüm noktası oluşturmaktadır. 1885’te ise Güney Afrika’da altın madenlerinin keşfedilmesi sisteminin yaygınlaşması açısından önem taşımaktadır.44

Altın standardı sisteminin istikrarlı bir biçimde işleyişi üç kuralın geçerliliğine bağlıdır;

- Her iki ülke parasının altın cinsinden fiyatının sabitlenmesi. - Altının ülkeler arasında ithal ve ihracının sabit olması.

- Dış ticaret fazlası veren ülke, ülkeye giren altın miktarındaki artışa bağlı olarak para arzının artmasına; açık veren ülke ise altın kaybına bağlı olarak para arzının azalmasına izin vermelidir.

1880 ile 1913 yılları arasında, altın standardı sistemi, uzun dönem fiyat istikrarını sağlamada başarılı oldu. 1880 yılında ki fiyat seviyesi ile 1913 yılındaki fiyat seviyesi aşağı yukarı aynıdır.

44 Çağlar, a.g.e., s.21

1914 – 1924 yılları arası ise ikinci altın standardı dönemi olarak adlandırılmaktadır. Birinci Dünya Savaşı ile birlikte, yüksek askeri harcamalar hükümetleri büyük borç açıkları ile karşı karşıya getirmişti. Bu şartlarda, paralarının altına olan konvertibilitesini kaldıran ülkeler kambiyo kontrolleri uygulamaya başladılar. Bu ülkelerin sistemi terk ederek altın stoklarını elden çıkarmalarıyla altının fiyatı düştü ve altına bağlılığını devam ettiren ABD’de büyük miktarlarda altın girişi sebebiyle fiyatlar ikiye katlandı. 1914 – 1924 yılları arasındaki dönem, yalnızca doların altına bağlı olmayı sürdürdüğü ve diğer paraların dolara göre dalgalandığı veya kambiyo kontrolleriyle istikrarını sürdürdüğü, dolar standardı olarak adlandırılabilir.

1930 bunalımının ardından, Mart 1933’te ABD yaşanan büyük depresyonun bankacılık sektöründe çökmeye yol açması karşısında, altın standardını terk etti. Nisan 1934’te dolar devüle edilerek altının resmi fiyatı 1 ons altın = 20,67 $ paritesinden 1 ons altın = 35 $ paritesine yükseldi. Doların dalgalanmaya bırakılmasından sonra, kısa bir süre Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika ve İsviçre’den oluşan küçük bir altın bloğu, varlığını muhafaza etti. Daha sonra, ilk olarak Belçika, 1935 yılında parasını devüle etti. 1936 yılı sonuna kadar, diğer ülkelerde ona katıldılar ve böylece ikinci altın standardı dönemi son bulmuş oldu.45

Altın standardı sisteminin avantaj ve dezavantajları şu şekildedir;

- En önemli avantajlarından bir tanesi, ülkenin para birimi ile belli miktar altın eşdeğeri arasında çift yönlü konvertibilite sağlanmasına olanak vermesidir. Konvertibilitenin esas politika amacı oluşu, spekülatif sermaye hareketlerinin istikrarsızlığa değil, istikrara neden olmasını sağlar.

- Altın standardında, serbest bir döviz piyasasının varlığı, ülke paralarının doğrudan veya dolaylı bir biçimde altınla tanımlanması, altın alım ve

satımının serbest olması, döviz kurlarını sabit kıldığından ülkelerarası ticaretin, kur dalgalanmalarının sıkça görüldüğü bir duruma göre istikrarlı ve kur risklerinin mevcut olmadığı bir ortamda yapılmasını olanaklı kılar.46

- Parasal ayarlama mekanizmasının simetrik oluşudur. Bir ülke rezervlerini kaybettiğinde para arzı azalmakta, buna karşılık yabancı ülkeler rezerv kazanmakta ve para arzı genişlemektedir. 47

- Diğer bir faydası da parasal genişleme üzerine sınır koymasıdır.

- En önemli avantajlarından bir tanesi de uluslararası ticaretin genişlemesi olmuştur. 1870 ile 1910 yılları arasında uluslararası ticaret hacmi yaklaşık %30 büyüme göstermiştir.

- Bu dönemde ekonomilerin birbirlerine bağımlı olmaları sorunların işbirliği ile halledilebileceği görüşünü de beraberinde getirmiştir.48

Sistemin dezavantajları ise;

- Altın standardı sistemi gelişmiş ülkeler için fazla sorun yaratmazken, uydu veya gelişmekte olan ülkeler için aynı durum geçerli olmamıştır. Bu ülkelerde ki dış ticaret hadlerindeki bozulmalar, yeterli altın rezervlerinin olmaması, altın sağlanmasında yaşanan zorluklar ile kısa ve uzun vadeli sermaye hareketlerinin denge bozucu etkilerinden dolayı sistemin sürdürülmesi zorlaşmıştır.

46 Karluk, 1997, a.g.e., s.355

47 Krugman P. R. & O. Obstfeld, İnternational Economics: Theory and Policy, Addison-Wesley Publishing Company, Fifth Edition, 2000, s.25

48 Aydan Kansu, Döviz Kuru Sistemleri Döviz Krizleri Türkiye 1994 ve 2001 Krizleri, Derin Yayınları, İstanbul, 2004, s.10

- Bir diğer sakınca ise, istihdam artışı için para politikasının kullanılmasına sınırlama getirmesidir.

- Uluslararası rezervlerde ekonomideki büyümeye paralel olarak büyümesi tamamen yeni altın rezervlerinin bulunmasına bağlıdır. Bu ise dünya çapında geniş bir işsizliğe yol açacak kadar önemli bir sorundur.

- Altın rezervi çok fazla olan ülkelerin (Rusya, Güney Afrika) uluslararası makroekonomik koşulları etkileme gücünün yüksek olması sistemin bir diğer dezavantajıdır.

- Altın standardı rejiminde fiyat istikrarı altın ile ekonomideki mal ve hizmetlerin nisbi fiyatları arasındaki ilişkiye bağlıdır. Bu sebepten, dünya ekonomisinde yeni altın rezervlerinin bulunması fiyatlar genel düzeyinde geniş dalgalanmalar sebep olabilir.