• Sonuç bulunamadı

3. NEOLĠBERAL ÇALIġMADAN NEOLĠBERAL HAYATA

3.2. Esnek ÇalıĢmanın Hayata Etkileri

Yeni kapitalizm kavramı, neoliberal koşulları anlatan türden bir kavramlaştırmadır. Günümüzde kapitalizmin yeni kapitalizm olarak adlandırılmasının nedeni, çalışma koşullarında ve toplumsal hayatta gerçekleşen radikal dönüşümlerin yaşanmasıdır. “Piyasadaki karışıklık, girişimcilerin hızlı kararları ve uygulamaları, üretici firmaların çoğalması, yeni işletmelerin kapanması veya taşınması kapitalist sistemin toplumun her alanında nüksettiğini gösteren faaliyetlerdir” (Sennett, 2008, s.19). Toplumsal hayatta iş ve çalışma alanında seyreden durum tamamen neoliberal

55

sitemin egemenliği altındadır. “Kapitalist uygulamalarla piyasada gerçekleşen söz konusu durumları „yaratıcı yıkım‟ olarak tanımlayan Joseph Schumpeter; kapitalist uygulamaların istikrarsız enerjiyle yüklü olmasından bahsederek yeni kapitalizmin yükselişini ifade etmektedir” (Sennett, 2008, s.20). Burada kapitalist uygulamalar topluma belirsizlik ve kaygı unsurlarını da beraberinde getirmektedir.

“Piyasada binlerce kişinin çalıştığı fabrikalarda standart ürünlerin yapılan seri imalatından vazgeçilmesi, onun yerine küçük çaplı firmaların ve esnek çalışma usullerinin yaygınlaşması, şirketlerin ülke sınırlarını aşarak küresel çalışmaya başlaması, şirket yöneticilerinin iktidarından hisseder iktidarına geçilmesi, çalışanlar arasındaki rekabet uygulamaları ve benzeri gerçekleşen durumlar kapitalizmin yeniden yapılanmasına yol açan unsurlar olarak görülmektedir” (Sennett, 2008, s.34). 1970‟li yılların başında bozulan Boston Woods para anlaşması ile büyük miktar yatırım sermayesi ortaya çıkmış ve bu sermaye küresel ölçekte değerlendirilmiştir. Bankacılık sektörünün bu yüklü sermayeyi değerlendirmek için dönüşüme uğradığı belirtilmektedir. Dünya çapında gerçekleştirilen ticaret ve şirket anlaşmalarıyla şirket idarecilerinin gücü, şirket yatırımcılarının eline geçmiştir. Yatırımcıların şirketlere dahil olmasıyla şirket çalışanlarının geliştirdiği uzun süreli ilişkiler ve ittifaklar yeniden şekillenmeye başlamıştır. Yatırımcı hissedarların bu duruma yabancı olması da uzun süreli çalışma hayatının içinde gerçekleşen iletişim, etkileşim kültürünün değişmesine yol açmıştır. Güçlenen, yatırımcılar daha önce uzun vadeli yatırımlar yapmak isterken artık kısa vadeli yatırımlar yaparak hızla sonuç almayı hedefler hale gelmiştir (Sennett, 2008, s.35). Kısa vadede kar elde etme arzusu büyük firmaların gözdesi olmaya başlamıştır. Kısa vadede kar elde edilebilir mesajı veren şirketler gözde olmak için şirket içi değişim ve esneklik uygulamalarına başvurmaktadır. Şirketlerin piyasada istikrarlı duruşu artık üreticiler için çekici gelmemeye, o firmanın artık yenilik öğretemeyeceği, yeni fırsatlar sunamayacağı olarak değerlendirilmeye başlanmıştır.

“Teknolojinin gelişmesiyle artan iletişim imkanları, yöneticilerin, her şeyden hemen haberdar olmasını sağlayarak, firma ve çalışanlarına anında hükmetme fırsatı sunmaktadır” (Sennett, 2008, s.37). İletişim sektörünün hızlı gelişimi, piyasada yeni uygulamaların var olmasına yol açmıştır ve açmaktadır. Bu uygulamalar iş ve emeği tespit etmek için kullanılırken diğer yandan, işçi ve performansının izlenmesi ve

56

değerlendirmesi için kullanılmaktadır. İşveren için imkan sunan iletişim uygulamaları çalışanlar içinde aslında bir risk unsuru olmaktadır.

Teknolojinin sunduğu imkanlar hızla artarken, insanın yapabileceği iş ve emek alanının giderek daraldığı görülmektedir. İnsan gücü ve yetenekleriyle yapılan birçok iş; barkot okuyucu cihazlar, ses tanıma araçları, üç boyutlu nesne tarayıcıları, en basit çay kahve makineleri gibi mikro makineler tarafından yapılmaktadır. Şirketler bu araçlar sayesinde birçok insanın yapabileceği bir işi daha kısa zamanda ve daha az maliyete gerçekleştirmektedir. Artık şirketlerin günlük rutin işlerinin birçoğu insan gücü olmadan gerçekleşebilmektedir. Bu durumda toplumda çalışmak isteyen fakat herhangi bir uzmanlık alanı olmayan Sennett'in deyimi ile en alttaki işlevsel katmanları yok etmek isteyen bir durum ortaya çıkmaktadır. “Yeni düzen, işgücünü azaltıp, tasarruf edebilmek için gerekenleri yapmaktadır” (Sennett, 2008, s.39). Firma yöneticileri bunu düşünürken işçi ve emeğini göz ardı etmektedir.

Kapitalist düzende çalışma şartları sabit işlevli değil, görev yönetimli olarak oluşturulmaktadır. Firmalar, günümüzdeki deyimiyle, taşeronluk sisteminden yararlanarak, firmanın yapması gereken bir işin farklı bir firmada veya farklı bir kurumda yapılmasını sağlayarak, şirket içindeki yükümlülüğünden kurtulabilmektedir. Firmalarda farklı bir firmada veya kurumda yaptırılabilecek işlerin olup olmayışı, firmanın çalıştırması gereken işçi sayısını belirlemektedir. Bu durum sabit olmamakla birlikte çalışan sayısı bir artmakta bir azalmaktadır. Oluşan bu durum çalışanlar için yine kaygı ve belirsizlik unsurları oluşturmaktadır. Bu yüzden çalışanların kalıcılık ve aidiyet hisleri geliştirmeleri mümkün olmamaktadır. Kapitalist sistemin iş hayatına yansıyan bir diğer boyutu da yine Sennett‟in değimi ile „emek gücünün geçicileşmesidir (Sennett, 2008, s.41). Söz konusu geçicileşmenin çalışanlara yansıması, taşeronluk sisteminden çok daha farklı ve fazla olmaktadır. Geçicileşme firmanın çalışanlarla gerçekleştirdiği kısa süreli iş sözleşmeleri anlamına gelmektedir.

Toplumsal yaşama etkisi boyutunda bakıldığında, görev merkezli emek, çalışanların bir arada görev yapma şeklini değiştirmektedir. Bahsedilen değişim, çalışanların kısa süreli bir arada bulunacak olmalarından ve hep rekabete yönelik çalışmalarından dolayı iletişim ve etkileşimlerine sınırlı kılmaktadır. “Kapitalist sistemin içinde gerçekleşen sınırlı iletişim ve paylaşımda ortaya çıkan durum; düşük

57

sadakat, çalışanlar arasında güvenin azalması, kurumsal hizmet bilgisinin zayıflamasıdır” (Sennett, 2008, s.49).

İş hayatında çalışanlar arasında gerçekleşen bu durum sosyal yaşamın tüm yönlerine sirayet etmektedir. Çünkü böylesi koşullarda çalışan ebeveynlerin gündelik hayatları ve çocuk algıları da bu koşullarda dayalı olarak bir takım değişimler yaşanabilmektedir. Bu konuda ele aldığımız eğitim alanı da alt başlıklarımızda ayrıntılı olarak değerlendirilmektedir.