• Sonuç bulunamadı

3. NEOLĠBERAL ÇALIġMADAN NEOLĠBERAL HAYATA

3.1. ÇalıĢmanın Belirsizliklerinden Hayatın Belirsizliklerine

1980‟li yıllardan itibaren giderek yayıldığı görülen neoliberal uygulamaların küresel çapta yaşamın tüm alanlarında yer aldığına şahit olmaktayız. Neoliberal görüş yerel ve küresel yatırımların ve istihdamın gelişmesi için serbest piyasa ekonomisi görüşünü savunur. Bu durum giderek yaşamın tüm dinamiklerini ele geçirmiş durumdadır. “Ekonominin sembolik olan her şeye hükmettiği bu dünyada yaşamlarımız ve yaşam alanlarımız da bu koşulların birer ürünü olmaktan başka bir şey değildir” (Harvey‟den akt. Şahin, 2016, s.151). Günümüzde yaşanan hayatların neoliberal koşullara bağlı olarak köklü değişimlere uğradığı görülmektedir. İş, ekonomi, siyaset, hukuk, felsefe, sağlık, eğitim gibi alanlarda gerçekleşen neoliberal değişimler, kendilerine özgü unsurlarıyla birlikte hayatın tüm bildik pratiklerini farklı bir noktaya savurmaktadır.

“Neoliberal düşüncenin amacı, devletin pek çok işlevinin veya tüm işlevlerinin, kapitalist sınıfın çıkarları doğrultusunda ele geçirilmesidir” (Harvey, 2015, s.1). Bu amaçla hareket eden neoliberal söylem, toplumsal hayatın merkezine sermayenin çıkarlarını koymaktadır. Şirketlerin finans kuruluşlarının üst sınıf zenginlerin çıkarlarına yönelik düşük vergi uygulamaları ve bu yönde kuralların seyreltilmesi her geçen gün daha da artan şekilde devam etmektedir. Ayrıca özelleştirmeler için yapılan her türlü uygulamalar da piyasada giderek yaygın hale getirilmektedir. Piyasada rekabet ve piyasa adı altında yapılanlar sermayeyi elinde tutanların gitgide daha güçlenir hale gelmesine yol açmaktadır. Bu durumun toplumsal hayattaki karşılığı eşitsizlikleri arttırması olmaktadır. Neoliberal uygulamalara maruz kalan toplumdaki birey belirsizlik ve güvensizlik durumlarıyla artan şekillerde yüzleşmek zorunda kalmaktadır.

Firmaların neoliberal uygulamalarla hareket etmesi, esnek politika uygulaması, işverenin karını arttırırken çalışanların haklarını giderek daha da sınırlandırmaktadır. Esnek politikalar; çalışma saatlerini, iş güvenliği faktörlerini, sigortalı çalışma koşullarını, iş ücreti uygulamalarını doğrudan etkilemektedir. İşveren esnek uygulamalarla beklentilerin, arttırırken, çalışanların güvensizliği de giderek

53

artmaktadır.“İstihdam konusundaki esnek uygulamalar geçim güvensizliği oluşturarak yaşam politikasının büyük bir sorun haline gelmektedir” (Bauman, 2001, s.29). İstihdamın liberal koşullardakinin aksine istikrarlı olmayışı çalışan birey için büyük bir belirsizlik unsuru olmaktadır. Bireyin yeni çalışma koşullarına bağlı olarak yaşam şartları şekillenmekte, toplumdaki sosyal rolleri dahi ona göre değişim göstermektedir. Aile ve ebeveynlik türünde isteklerinin ve pratiklerinin dahi söz konusu politikalara göre şekillendiği görülmektedir.

Neoliberalizmin her alanda uygulanmasını amaçlayan esnek politikalar insanları istikrarsız ve güçsüz kılmayı amaçlamaktadır. Modern hayatta yasalarla koruma altına alınmak istenen sözleşmelerin yerine çalışanların firmaların çıkarları doğrultusunda işten çıkarılması, geçici sözleşmelerin yapılması, bireysel odaklı performans değerlendirmeleri yapılarak çalışanların rekabete yönlendirilmesi neoliberal hayatın iş alanında oluşturduğu belirsizlikleri olarak görülmektedir. Çalışanların bunlara boyun eğmesinin nedenleri; belirsizliklerin yol açtığı stres ve kaygı duygularıdır. Hiyerarşinin her aşamasında karşılaşılan işten çıkarılma durumları kişinin geçim olanaklarını, sosyal haklarını, toplum içindeki sosyal konumunu hatta insanlık onurunu kaybetmesi gibi sürekli bir tehdit unsuru hissetmesine yol açmaktadır.

Bauman; Ekonomide güvensizlik, edinilen işlerin istikrarsızlığı „yapısal şiddet‟ olarak tanımlamaktadır (Bauman, 2001, s.39). Neoliberal hayat toplumu yapısal şiddet uygulamalarına maruz bırakmaktadır. Bireyciliğin ön plana çıkarılması toplumda dayanışma eylemlerini yok etmektedir. Artık var olan belirsizlikler kişiye özgü güvensizlik ve belirsizliklere dönüşmeye başlamıştır. Belirsizlik, korku ve tehdit unsurlarının artmasıyla toplumda sürekli emniyette kalma, ihtiyatlı olma düşünceleri yaygınlaşmaktadır.

Modern toplumda yaşamın vazgeçilmezleri olarak görülen birçok faktörün gelenek ötesi toplumda neoliberal politikaların etkisiyle artık kabul görmediği görülmektedir. Toplumsal alanların tümünde gözlenen bu değişim yaşamın tüm rutinlerini etkilemektedir. Toplum, burada radikal bir yaşam biçimine ayak uydurmak zorunda kalmaktadır. “Modernlik, yapısal olarak ihlal edici bir unsur olduğu için birçok değişmez sınırını yıkmıştır. Neoliberal hayatta yabancılar komşu, komşular yabancı olmuştur” (Bauman, 2001, s.71). Bu bağlamda insanın her gün gördüğü,

54

çoğunlukla aynı mekanları paylaştığı kişiler, en yakınlar yabancılaşmakta ve bireyler birbirini tanımaz hale gelmektedir. Bu durum yine birey için yeni belirsizlik unsurları oluşturmaktadır.

Postmodern toplumda birey olmak özgür olmak değildir, postmodern toplumda sunulan, hatta bu toplumda en yaygın olan bireysellik biçimi özelleşmiş bireysellik özünde özgürsüzlük anlamına gelmektedir (Bauman, 2001, s.73). Bireyselliğin yüceltilmesi aslında gerçek anlamda özgür ve mutlu birey ortaya çıkarmamış ve özünde bireyi neoliberal yaşama adapte olması için söz konusu politikalara uyum sağlamak zorunda bırakmıştır. Burada bireyin bireyselliği özgürlüğünü elinden almıştır.

Neoliberal hayat, yukarıda bahsedildiği gibi gerçekleşirken, toplumu en çok etkileyen kısmı “belirsizliğin ekonomik politiği mekanla bağlarını koparmış finansman, sermaye ve ticaret güçlerinin yerel siyasi otoritelere dayattıkları bütün kurallara son verecek kurallar kümesi haline gelmiştir” (Bauman, 2001, s.189).

Son olarak yine belirtmemiz gerekir ki, söz konusu uygulamalardan eğitim alanı da fazlaca payını almaktadır. Neoliberal politikalar eğitim uygulamalarını da derinden etkilemektedir. Hayatın belirsizlikleri ekonomik alana da yansımıştır. Eğitiminin özelleştirilmesi ile birlikte ekonomik dalgalanmalardan etkilenmesi de eğitim alanında yeni belirsizlik ve riskler ortaya çıkarmıştır. Nitekim yeterli ekonomik güce sahip olan ebeveynler ancak özel eğitim hizmetlerinden yaralanabilmektedir. Fakat bu durum için yaşanan iktisadi dalgalanmalar karşısında da anne-babaları özel eğitim hizmetlerine erişebilmek konusunda kaygılı hale getirebilmektedir. Çünkü özel eğitim süreci temelde istikrarlı bir ekonomik gelire dayanmak zorundadır.