• Sonuç bulunamadı

ESNAF VE TİCARET GÖREVLİLERİ

III. Araştırmanın Kaynakları

III.IX. ESNAF VE TİCARET GÖREVLİLERİ

Ahîlik, XII. yüzyılın son çeyreğinde Konya’da fütüvvet anlayışı temel alınarak kurulmuş, Anadolu’ya özgü bir esnaf teşkilatıdır. Selçuklu döneminde Ahî Evran’la

debbağlar hırfeti örgütü durumunda olan Ahîlik, zamanla tüm esnafı temsil eder hale gelmiştir (Küçükdağ, 2004: 71). Ahîlikte, mesleği gelenek halinde sürdürmek ve gelenekten kopmama prensibi vardı. Bir ustadan el almadan veya üstadın rehberliği olmadan bir sanata sahip olmak uygun görülmemekteydi. Eğitim ve öğretim ocağı olan Ahî Teşkilatında aynı zamanda, mal üretmek ve topluma hizmet etmenin usülü de öğretilirdi (Bayram, 2006: 54-55).

Ahî Baba, debbağların şeyhiydi; esnafın en yaşlısı ve kıdemlisi arasından seçilirdi (Küçükdağ, 1989: 145). Maraş çarşısında esnaf taifelerine Ahi Baba olan Şeyh Hüseyin’in çocuksuz olarak vefat etmesi üzerine çarşının yaşlısı olup, küçük ve büyüklerinin iltimasıyla Seyyid Şeyh Hacı Ahmed’e Safer 1177/Ağustos-Eylül 1763’te merkezden beratı verilmiştir (VAD.No: 1156, vr. 8a). Çarşıda esnafların üzerlerine Ahi Baba olan Hacı Ali’nin oğlu İsmail’in üzerinden herkesin içinden seçilen İnce-zade Süleyman naip Mehmed Emin’in arzıyla 3 Recep 1229/21 Haziran 1814’te merkez tarafından tayin edilmiştir (VAD.No: 569, vr. 57b).

İşini gereği gibi yerine getirmeyen ve umursamayıp bırakanlar işten çıkarılıyordu. Yerine esnaftan seçilen kişi atanıyordu. Ahi Baba olan Seyyid Ahmed’in hizmetini terk etmesinden sonra kimse ilgi göstermemiş, vazife boş kalmıştır. Çarşı halkına haber verilmesiyle Seyyid Ahmed’in işine son verilmiş, kendi aralarından seçtikleri İnce-zade Hacı İbrahim Zilhicce 1192/Aralık-Ocak 1778-1779’da Maraş naibi Mustafa’nın arzıyla merkez tarafından ataması yapılmıştır (VAD.No: 1151,vr.19b).

Ahi Baba’nın görevleri ise; teşkilatın düzenini korumak, ustalığı olmayan kişiye hukuki yollarla engel olmak, üretilen malların kalitesini kontrol etmek ve bu konuda çıkan ihitlafları bilirkişi olarak çözmekti (Küçükdağ, 1989: 145). Bu görevleri yerine getirmeyip aksine görevini kötüye kullanan ve teşkilatın huzurunu bozan kişi başkanlıktan atılıyordu. Maraş sukında ehl-i hiref üzerine Ahi Baba olan İnce-zade Hacı İbrahim vazifesini umursamamış ve düşmanlığı huy edinmiş fesatlık edenlerden çeşitli hile ile ehl-i hirefin güvenini kaybetmiştir. İnce-zade Hacı İbrahim görevinden alınmış ve ehl-i hired tarafından seçilen Hacı Ali’nin oğlu Şeyh İsmail’in Maraş naibi Hayreddin-zade Abdulbaki arzıyla Cemaziyelahir 1202/Mart-Nisan 1788’de merkezden beratı gönderilmiştir (VAD.No: 1155, vr. 20b).

Ahi Baba, vazifesine esnafın içinden seçilerek geliyordu ancak vefat ettiğinde veya bıraktığında görev sırasında hak sahibi olarak öncelikle oğlu bulunuyordu. Maraş sukında ehl-i hirefin Ahi Babaları olan Seyyid Hacı Süleyman’ın üzerinden oğlu Yahya’ya tayin olunmuşken ve cümle esnaf kendinden razı iken Seyyid Mehmed’in sahte yazıyla üzerine berat ettirmiştir. Yapılan hilenin anlaşılması ile Seyyid Mehmed sahte yazıyla geldiği işinden atılmış ve hak sahibi olan Seyyid Yahya naip Ömer’in arzıyla Ahi Baba olarak vazifeye Şaban 1168/Mayıs-Haziran 1755’te tayin edilmiştir (VAD.No: 1135, vr. 10a).

III.IX.II. Kethüda

Esnaf teşkilatlarının ikinci adamı durumunda olan kethüdanın başlıca görevi, kendi esnafı üzerinde söz sahibi olup, çıraklıktan ustalığa geçmek isteyenlerin yeterlilik sınavını şeyhle birlikte yapardı (Küçükdağ, 1989: 146). Esnaf aralarındaki anlaşmazlıklarını çözmek, esnafa verilecek narhların belirleneceği toplantılara katılarak bu narhların üzerinden satış yapılmasını, haksız rekabeti önlemek, devletin istediği hizmet, ihtiyaç ve iş gücü ile esnaf ve sanatkârlara gerekli ham maddeyi temin etmek veya dağıtmak görevleri arasındaydı (Canatar, 2002: 333).

Maraş’ta şehrin farklı bölgelerinde bulunan esnafların üzerine de kethüda bulunmaktaydı. Aşağıcılar arasına hirefler kethüdası İbrahim’in vefatından sonra oğlu Mustafa Muharrem 1130/Aralık-Ocak 1717-1718’de tayin edilmiştir (VAD.No: 1142, vr. 103b).

Kethüdalık aynı ailenin üyeleri tarafından görev uzun yıllar devam ettirilmiştir. Bazazzalar kethüdalığı Ali’nin vefat etmesi ile Şeyh Ali Rebiülevvel 1124/Mayıs 1712’de, Şeyh Ali’nin vefatından sonra oğlu Mehmed Receb 1137/Mart-Nisan 1725’te, Seyyid Mehmed’in vefatı ile oğlu Süleyman Muharrem 1168/Ekim-Kasım 1754’te tayin edilmiştir (VAD.No: 1142, vr. 103b).

Cüllahlar kethüdalığına yeniden Hacı Mahmud Safer 1128/Ocak-Şubat 1716’da, Hacı Mahmud’un görevinden alınmasından sonra Ahmed Muharrem 1130/Aralık-Ocak 1717-1718, Ahmed’in Receb 1141/Ocak-Mart 1729’da vefatı nedeniyle Mehmed, Mehmed’in de işine son verilmesiyle Hacı Yusuf Receb 1142/Ocak-Şubat 1730’da sırayla atanmışlardır (VAD.No: 1142, vr. 103b).

III.IX.III. Şeyh/Şeyh-i Seb’a

Osmanlı’da XVIII. yüzyılda önemli bir güce sahip olan Ahî teşkilatına aralarında tasavvufi anlayış olan fütüvvet ehlinden olmayan grupların girmesiyle, önceleri Ahî zaviyelerinde toplanan sanatkârlar, sonraları her esnaf için benzer teşkilatla ayrı ayrı toplanan loncalarda bir araya gelmeye başlamışlardır. Bu loncalardaki esnaflar tarafından seçilen kişiye şeyh denilmiştir (Faroqhi, 2000: 193; Küçükdağ, 2004: 71).

Maraş’ta çarşı içinde bulunan her esnaf grubunun başında ayrı ayrı şeyh bulunmaktaydı. Boyacılar hırfetine ücretsiz şeyh olan Ali, bu görev için uygun olmayıp, işine son verilmiştir. Yerine Seyyid Osman naip Şeyh Ömer’in arzıyla Zilhicce 1157/Ocak-Şubat 1745’te tayin edilmiştir (VAD.No: 1148, vr. 30b). Cüllahlar hirfetinin şeyhi Seyyid Ali’nin beratı olmadığından Şevval 1134/Temmuz-Ağustos 1722’de berat verilmiştir (VAD.No: 1157, vr. 53a). Sarraclar hirfetinin ücretsiz şeyhi Mustafa’ın Safer 1144/Ağustos-Eylül 1731’de beratı yenilenmiştir (VAD.No: 1145, s.79). Yağlıkçı şeyhi Ali’nin görevden alınmasıyla Seyyid Osman Safer 1158/Mart-Nisan 1745’te göreve getirilmiştir (VAD.No: 1142, vr. 104b).

Ayrı ayrı her meslek grubunun şeyhinin olması dışında birkaç mesleğin üzerine de tek şeyh vardı. Debbeğan, Bakırciyan, Bahçeciyan, Bostanciyan ve Koyunciyan taifesinin şeyhi Seyyid Mehmed Şevval 1166/Ağustos 1753’te atanmıştır (VAD.No: 1142, vr. 104b).

Şeyhin vefatından sonra yerine oğlu geçebiliyordu. Cülahan şeyhi olan Şeyh Ali’nin vefat etmesi üzerine oğlu Osman’a naibi Mehmed Tahir’in arzıyla 9 Rebiülevvel 1202/19 Aralık 1787’de tayini yapılmıştır (VAD.No: 1155, vr. 21a).

Şeyh, başında bulunduğu kontrol ettiği esnafına karşı adaletli olmalı, düzeni gözetebilmelidir. Sorun çıkaran, huzur sağlamak yerine bozan şeyhten esnafın memnun olmadığı durumlarda birlikte karar alınıp zanaatkârlar mahkemeye gidebiliyorlardı. Maraş’ta Bahçevan şeyhi olan Mustafa sebze satıcı taifesini rencide etmiş, doğru yolu göstermekten uzak olup, hizmeti terk etmiştir. Bu görevi hak etmediği, haklarını ihlal ettiği ve ortalığı karıştırdığını zanaatkârlar yazı ile mahkemeye haber vermiştir. Şikâyetin incelenmesi neticesinde Mustafa görevden alınmıştır. Yerine aralarından seçtikleri Hasan’ın oğlu İbrahim’e Şaban 1178/Ocak-Şubat 1765’te Maraş kadısının

naibi Mevlâna Mehmed Said’in arzıyla merkezden berat verilmiştir (VAD.No: 1156, vr. 9b).

Şeyh bazı beratlarda şeyh-i seb’a olarak geçmektedir. Şeyh-i seb’a, esnaf teşkilatı reislerinden Ahî teşkilatında yedinci mertebeyi elde edenlere verilen unvandır (Pakalın, 1983: 134). Ehl-i hiref üzerine şeyh-i seb’a olan Seyyid Kalender-zade Seyyid Ali’nin vefat etmesinin üzerine yerine oğlu Seyyid Ali’ye Cemaziyelevvel 1196/Nisan- Mayıs 1782’de beratı verilmiştir (VAD.No: 1151, vr. 23a).

III.IX.IV. Ser-Dellal

Bir şeyin satılacağını, bir duyuruyu çarşı ve pazar yerlerinde yüksek sesle herkese duyuran görevliye dellal denirdi. Aynı zamanda her türlü mali hayvan ve emlak satışı sırasında alıcı ve satıcı arasında vasıta olup pazarlığı bitiren kimseye de denirdi (Parlatır, 2006: 329). Bu dellaların başına ise ser-dellal denmekteydi.

Nakleden ser-dellallık vazifesine Mehmed Safer sene 1168/Kasım-Aralık 1754’te atanmıştır (VAD.No: 1142, vr. 104b).

III.IX.V. Münadi-yi Salat/İlancı

Münadi, Arapça bir kelime olup nida edici çağırıcı anlamına gelmektedir (Pakalın, 1983: 615). Salat ise namaz manasına gelmektedir (Parlatır, 2006: 1451). Münadi-yi salat; ticaret yerlerinde namaza esnafa namaz vaktini duyuran, namaza çağıran kişidir. Suk-ı Sultani’de namaz vakti deyip cemaate ilancı İsmail vefat etmiş, yerine bir akçe ile Hacı Mehmed tayin edilmiştir (VAD.No: 1148, vr. 27a).

Maraş’ta Alaüddevle vakfından bir akçe ile sukda münadi-yi salat olan Ali’nin vefat etmesi nedeniyle boş kalan vazifeye İsmail Safer 1166/Aralık-Ocak 1752-1753’te merkez tarafından getirilmiştir (VAD.No: 1148, vr. 37). Alaüüdevle vakıflarından almak üzere günlüğü on akçe ile Suk-ı Sultani’de “ilan-ı vakt-i salat münadisi” olam Osman’ın vefatı üzerine oğlunun oğlu yani torunu Abdullah’ın oğlu Seyyid Mehmed’e 23 Cemadiyelahir 1202/31 Mart 1788’de beratı verilmiştir (VAD.No: 1155, vr. 21a).

III.X. DİĞER GÖREVLİLER

Benzer Belgeler