• Sonuç bulunamadı

Eski Yunan ve Helenistik Dönemde Hamam

2. HAMAM YAPILARININ ÖZELLİKLERİ

2.1. Eski Yunan ve Helenistik Dönemde Hamam

Antik Yunan’da yıkanma ve hamam, “gymnasium”larla hem sosyal hem mimari anlamda doğrudan ilişkilidir. Her Yunan kentinin karakteristik yapılarından olan gymnasiumlara kabul edilen 18 yaşındaki özgür erkeklere (“ephebes”), burada askeri, atletik eğitimin yanısıra zihinsel ve sanatsal gelişimlerini sağlama imkanı veriliyordu. Gymnasiumlarda ayrıca gezgin, filozof, doctor, şair, müzisyen ve retorikçiler sohbet edip, ephebes ve halka ders verir, veya gösterilerini sahnelerdi. Bu ikinci işleve bağlı olarak gymnasiumlarda kitaplık ve “auditorium”lar da bulunurdu. Ayrıca gymnasiumlar, önemli özel veya kamusal kutlamaların, şölenlerin düzenlendiği yerdi. Tesisler, kentin zengin ve seçkinleri arasından seçilen “gymnasiarch” ünvanlı kişi tarafından yönetilip, finanse ediliyordu; bu prestijli ve

çok geniş yetkili ama aynı zamanda da ağır bir görevdi. Birçok faaliyeti barındıran gymnasiumlarda en önemli gider kalemi ise atletlere dağıtılan ücretsiz yağ idi. Eğer parasal sorun yaşanırsa, bağış veya devlet yardımı alınabiliyordu.

Gymnasium yapı programı, “palaestra” adlı kolonadlı dörtgen avlu ile etrafındaki odalardan oluşur. Vitruvius’un tanımına göre, palaestranın üç yanında tek sıra kolonad, güney ucunda ise çift sıra kolonad bulunur. Tek sıra kolonad ardındaki “exedrae” adlı odalar, genel amaçlıdır; filozof, retorikçi, müzisyen gibi kişiler bu

odalarda oturup tartışırlar. Çift sıra kolonadın ardındaki “ephebeum” adlı en önemli oda ise, gençlerin sınıfı ve toplanma odasıdır ve içinde oturma yerleri bulunur. Ephebeumun iki yanında da odalar vardır; bunlardan en sağdaki “loutron” yani soğuk suyla yıkanma odasıdır. En solunda ise bir dizi sıcak-soğuk banyolar ile yuvarlak planlı “laconicum” yani terleme odası yeralır. Vitruvius, “apodyterium” yani soyunma odasından bahsetmiyor. Olasılıkla ya ephebeum veya palaestra etrafındaki diğer bir mekan, bu işlevi yerine getiriyordu. Gymnasium’um palaestra dışındaki önemli mekanları, Vitruvius’un “xystus” ve “xysta” olarak bahsettiği açık ve kapalı spor alanları idi. Vitruvius’un bu şemasına rağmen Yegül, buluntulara ve çeşitli resimlere dayanarak, geleneksel Yunan gymnasiumunda yıkanma ile ilgi tek mekanın

Şekil 2.1. Olympia gymnasiumu planı (Yegül, 1992)

Şekil 2.2. Vitruvius’a göre gymnasium planı ( Yegül, 1992)

loutron olduğunu ve olasılıkla, yükseltilmiş tekne ve soğuk duş ekipmanı bulunan açık bir mekan olduğunu söyler. Üstü kapalı yıkanma mekanlarının ise ancak M.Ö.5-4. yüzyıllarda ortaya çıktığını belirtir. Vitruvius, palaestrada, ephebeusun soluna yerleştirdiği yıkanma üniteleriyle ilişkili, gelişmiş su dağıtım ve ısıtma sistemlerinden bahseder, ki Yunan cimnastiği esaslarına gore vücut, beden eğitimi için yağlanıp, hafifçe tozlandığından, egzersiz sonrası temizliği için sıcak su gerekmesi makuldur. Fakat Yegül, Roma öncesi dönemde bunlara dair hiçbir iz bulunamadığını belirtmekte ve ısıtma için basit kömürlü mangalların kullanıldığını; bu iş için en uygun yerin aynı zamanda yağlanma odası olan ve yuvarlak veya oval odalar olarak karşımıza çıkan “aleipterion” olabileceğini düşünmektedir. (Yegül,1992)

Yıkanma ile ilişkilendirilen güç, güzellik ve sağlık, Plato’ya göre üç önemli erdemdir ve ruhun acıma, cesaret, tevazu ve adalet duygularıyla dengelenir. Böylece zihin ve vücut arasındaki uyum ideali gerçekleşir; ki bu da klasik gymnasium kurumunun temel kavramıdır. Dolayısıyla sağlıklı olmak fiziksel ve görsel bir arzudan çok, bir zorunluluk ve dini bir gerekliliktir ve banyo da bunun bir parçasıdır. Homer’in dünyasında, İliada’da ve Odyssey’de sıcak su banyosu sağlıklı ve canlandırıcı bir deneyim olarak betimlenir. Faydalı ve tedavi edici bir faaliyet olarak banyo ise, ilk kez Hipokrat okulunda geçer. Öte yandan kutsal sayılan ve yeraltı güçlerine, su perilerine ait olduğu düşünülen, çeşitli doğal sıcak su kaynakları üzerine yapılan, kimi yuvarlak formlu yapıların ibadet ve tedavi amaçlı yıkanma ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Ginouves, bu dönemde, evlerde de mutfakla ilişkili yıkanma alanları olabileceğini, fakat çoğu evde bunun vazo benzeri ayaklı bir küvetle sınırlı olduğunu belirtmektedir. (Ginouves, 1962)

Öte yandan halkın sıcak su hamamlarına artan eğilimi, edebiyatçı ve düşünürlerce, Yunan halkını bir arada tutan ahlaki bağları zayıflatıp yozlaştırdığı gerekçesiyle eleştirilmekte ve Ispartalılar gibi soğuk suyla yıkanma tavsiye edilmektedir. Buna rağmen M.Ö.4.yüzyılda, Yunan burjuvazisinin sıcak su banyoları tercihi, iyice yerleşmiş durumdadır. Gerek halkın bu tercihi, gerekse gymnasiumlara girişin artık bir ayrıcalık haline gelmiş olması, ayrıca evlerdeki basit yıkanma donanımının sıcak su banyoları için yeterli olmaması, Yunan halk hamamlarının inşasına neden olmuştur. (Ginouves, 1962)

Helenistik dönemde tüm Doğu Akdeniz’de gymnasiumlara sıcak su banyolarının eklendiği veya bir kısmının artık hamama dönüştüğü bilinmektedir. Bu bir terim karmaşasına da yıl açmıştır; eski gymnasiumlar yeni işlevleriyle artık “balaneion” olarak anılmaktadır. Yapı her iki işleve birden aynı anda veya değişmeli olarak sahip olabilmektedir. Gymnasiumda sıcak banyoların kabulüyle, hamamların halk arasındaki popülaritesi de iyice artar. Gymnasiumdaki bu değişimin bir nedeni, öncelikle ideal atlet eğitiminde beden eğitiminden çok, zihinsel eğitime ağırlık verilmeye başlanması; diğeri ise sıcak banyoların ve tıpta hidroterapinin artan popülaritesi olmuştur. Bu arada Yunan kültürüne, bireysel konfor ve zevk merakı girmiş; hamam deneyimi de bunu beslemiştir. M.Ö. 5.yy.’dan itibaren üç tip Yunan hamamı ile karşılaşıyoruz: Palaestrada atletler ve gymnasium’u ziyaret eden kişiler yıkanırdı. Kentteki balaneialar halk hamamlarıydı. Kutsal yerlerdeki banyolarda ise dini amaçlarla yıkanılırdı. Klasik Yunan’da hamamın kültleri ve geleneksel tanrıları Hermes ve Herakles’tir.

Helenistik dönemde ise yönetici kültü başlar ki; bu daha sonraları Roma’da imparator kültü olarak devam etmiştir.Yunan halk hamamının planlaması basit ve işlevseldir. Ortada bir veya daha çok sayıda “tholos” adı verilen eğrisel planlı oda ile etrafında toplanmış dikdörtgen veya yamuk planlı ünitelerden oluşur. Plan şemasında farklı sıcaklıklarla ilişkili geçişler, detaylar görülmez. Yuvarlak ve sıcak oda niteliğindeki tholos mekanı, ayırdedici özelliktir. Tholos çeperinde ve dörtgen odaların da duvarları boyunca, ya içine tam

Şekil 2.3. Mısır’da Kasr-Karun / Dinonysias’ta hamam (Yegül, 1992)

Şekil 2.4. Gortys hamamı planı (Ginouves, 1962)

girilen veya oturulan küvetçikler sıralanır. Bunlar, ufak nişler gibi duvara gömülü veya kayaya oyulu olabilir. Bazen bu küvet-nişlerin üst taraflarında da elbise koymak için daha ufak raf-nişler bulunur. Kutsal sıcak su kaynakları üzerine yapılan, eski rotunda formlu yapıları andırır şekilde, hamam odaları genelde kayaya oyularak ve minimum konstrüksiyonla yapılır; konik örtüler kullanılır. Isıtma çok basittir. Alçak tavanlı ve penceresiz mekan, ya suyun sıcaklığıyla, veya mangallarla ısıtılır. Bazı yerlerde, yıkanılan yerin yanındaki bir odada, hem suyu, hem mekanı ısıtan sobalar bulunmuştur. İstisnai olarak, Ginouves, Olympia’daki buluntularda erken bir “hypocaust” sistemi örneği olduğunu belirtmektedir. Malzeme genelde kerpiç, bazen tuğla, kireçtaşı ve alçıdır. Mekanlar, tuğla ile örülmüş ufak kubbecik veya tonozlarla örtülüdür (Ginouves, 1962) (Yegül, 1992). Öte yandan İ.Ö. 500 yıllarında Persler tarafından inşa edilip ve İ.Ö. 450-440 yıllarında Yunan yönetimine geçtiği bilinen ve Olympia hamamının çağdaşı olan Kıbrıs’taki Vuni Sarayı’nın hamamında bir drenaj sisteminin yanısıra suyun ısıtılması için bir düzenek de bulunmuştur. Vuni’de su, metal bir kapta “caldarium” yani sıcaklık duvarı içindeki bir boşlukta ısıtılmaktadır ve caldarium mekanının doğu köşesinde ateş odasına açılan kanal aracılığıyla bu mekandaki sıcak hava caldarium mekanını ısıtmaktadır (Öngül ve Saner, 2006).

Şekil 2.5. Cyrene kutsal hamamları planı (Ginouves, 1962)

Şekil 2.6. Cyrene kutsal hamamları kesiti (Ginouves, 1962)