• Sonuç bulunamadı

Bu bölümde araştırmanın problem durumu, amacı ve önemi açıklanarak varsayımları ve sınırlılıkları belirtilmiştir.

1.1. Problem Durumu

İnsanlık tarihinin tüm zamanlarında görülen yabancılaşma olgusu, bilim ve teknolojinin gelişimi ile birlikte, günümüz modern insanın en temel sorunlarından biri haline gelmiştir. Gelişmeler, bireyin iş yükünü azaltmış ve hayatını kolaylaştırmıştır.

Ancak teknolojik gelişmeler karşısında edilgenleşen birey ve toplumda bunalım, kimlik yitimi, nesneleşme ve yalnızlaşma gibi önemli sorunlar ortaya çıkmıştır. Ekonomik imkânlar, bireyin asıl ihtiyaçlarını karşılamaya yetmemiş, değerlerinden ve ideallerinden uzak kalan insan giderek anlamsızlaşmaya, çözülmeye ve yabancılaşmaya başlamıştır (Weisskopf, 1996, s. 158).

Modern ve kapitalist toplum düzeninde nesneler değer kazanmış, insani duyguları örselenen birey ise inanç ve umutlarını yitirerek topluma ve kendisine yabancılaşmıştır.

Kapitalizmin etkisiyle ihtiyacından daha fazla üretmeye ve tüketmeye ayarlı bir mekanizmaya dönüşen birey özüne, yakın çevresine ve topluma yabancılaşmıştır.

Yabancılaşma sadece bireysel boyutta kalmayıp, bir topluluğu hatta toplumu ilgilendiren bir fenomen haline gelmiştir.

Bu çalışmada hayatın neredeyse her alanında var olan örgütlerde, ortaya çıkan yabancılaşma olgusu irdelenmektedir. Bu bağlamda çalışmanın odak noktası eğitim örgütleri ve onun en önemli girdilerinden biri olan öğretmenlerdir. Her alanda yaşanan değişimler ve beraberinde getirdiği yabancılaşma sorunu eğitim örgütlerini yakından ilgilendirmektedir. Hatta yabancılaşmanın en yoğun yaşandığı örgüt, eğitim örgütleri ve bunun başında okullar gelmektedir (Tezcan, 1983, s. 246). Araştırmalardan elde edilen bulgulara göre, okullardaki demokratik olmayan yönetim biçimi, aşırı merkeziyetçi ve bürokratik yapı, yönetmelikler, yoğun müfredat, öğretim süreçlerinin dışarıdan belirlenmesi, ekonomik olanakların yetersizliği, emek ve çabalarının yeterince takdir edilmemesi, diğer çalışanlarla yaşanan olumsuz ilişkiler gibi birçok neden öğretmenin eğitim ve öğretim süreçlerinden soğumasına ve yalnızlık hissi yaşamasına neden olmuştur.

6 Eğitim örgütlerinin amacı, bireye gerekli bilgi beceriyi kazandırarak sağlam ve iyi karakterli insanlar yetiştirmektir. Bu amaca ulaşma noktasında öğretmenler kilit önem taşır. Onların pozitif psikolojik sermaye durumları, eğitimin amaçlarını doğrudan etkilemektedir. Toplumdaki huzur ve barışı sağlamak, nitelikli insan gücü yetiştirmek, toplumun kültür ve değerlerini genç nesillere aktarmak, bireyin bedenen ve zihnen gelişmesini sağlamak, bireyi duygu fikir ve inanç yönünden geliştirmek öğretmenin başlıca görevleri arasındadır. Öğretmenin niteliği ile yetiştirdiği öğrencinin niteliğinin özdeş olması beklenen bir durumdur. Eğitim örgütlerinde öğretmenin "insan mimarı, sanatkâr" olarak anılması, öğretmenin ne derece önemli bir paydaş olduğunun altını çizmektedir. Tam da bu noktada öğretmenin pozitif dünya görüşüne sahip olması, kendine güvenmesi, zorluklar karşısında pes etmeden yoluna devam etmesi geleceğe iyimser ve umutla bakması yetiştireceği nesiller açısından son derece önemlidir.

Bu çalışmanın diğer bir değişkeni olan "pozitif psikolojik sermaye", örgütü oluşturan bireylerinin olumlu özelliklerinin farkına varma ve bu yönde geliştirmeye çalışma olarak ifade edilmektedir. Pozitif psikolojik sermaye çalışanın verimliliğini artıracak ve örgütteki aksaklıklara çözüm getirecek vaatlerde bulunmaktadır. Örneğin pozitif psikolojik sermaye algısı yüksek olan öğretmen, zorlu ve stresli ortamlarda dayanıklılığa sahiptir. Çaba ve sabır gerektiren durumlarda kendisini yeterli hisseder.

Engellere rağmen geleceğe umut ve iyimserlikle bakmaktadır. Örgüte uyum ve kişiler arası ilişkilerde iyidir. Başarısızlık, belirsizlik, çatışma veya aşırı sorumluluk karşısında güçlüdür. Kısacası tüm bu özelliklere, iyi oluş ve yüksek benlik saygısına sahip öğretmen, eğitimin amaçlarını doğrudan etkilemekte ve öğrencilerine model olmaktadır.

Çalışmada bir diğer değişken olan "birey-örgüt uyumu" birey ve örgüt arasında amaçların ve değerlerin uyumu olarak tanımlanmaktadır. Uyum düzeyinin artması ile çalışanların daha mutlu, örgüte bağlı ve verimli çalışması beklenmektedir. Öğretmenin özellikleriyle okulun özelliklerinin benzer olması veya öğretmenin ihtiyaçlarının okul tarafından karşılanması ile okula bağlılık, iş doyumu, performans artışı, bireyin iyi oluşu ve mutluluk gibi pozitif sonuçlara ulaşılacağı beklenmektedir.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmada temel amaç; öğretmenlerin örgütsel yabancılaşma, birey-örgüt uyumu ve pozitif psikolojik sermaye algı düzeylerini tespit etmek, bu değişkenler arasındaki ilişkiyi saptamak ve araştırmanın sonuçlarına göre örgütsel yabancılaşma

7 sorununa ilişkin çözüm önerileri getirmektir. Araştırmanın soruları aşağıda belirtildiği gibidir:

 Öğretmenlerin örgütsel yabancılaşma algıları ne düzeydedir?

 Öğretmenlerin birey-örgüt uyumu algıları ne düzeydedir?

 Öğretmenlerin pozitif psikolojik sermaye algıları ne düzeydedir?

 Öğretmenlerin örgütsel yabancılaşma, birey-örgüt uyumu ve pozitif psikolojik sermaye algıları arasında nasıl bir ilişki vardır?

 Öğretmenlerin örgüte uyumu, pozitif psikolojik sermaye ile yabancılaşma arasında aracılık etkisi gösterir mi?

1.3. Araştırmanın Önemi

Değişimin hızla yaşandığı günümüz dünyasında örgütler varlıklarını koruyabilmek ve başarılı olabilmek için sürekli kendilerini geliştirmeye ihtiyaçları vardır.

Herhangi bir örgütün başarısında etkili olan en önemli unsur ise insandır. Araştırmada söz konusu olan örgüt, eğitim örgütleri (okullar) dir. Eğitim örgütlerinin en önemli girdilerinden biri olan öğretmenler ise bu araştırmanın merkezinde yer almaktadır.

Çocukların fiziksel, sosyal ve ruhsal olarak sağlıklı yetişmelerinde kritik önem taşıyan öğretmenin, öncelikle her açıdan sağlıklı bir birey olması gerekir.

McKinsey&Company’nin eğitim raporlarında da bahsedildiği gibi, bir eğitim sisteminin kalitesi, öğretmenin kalitesi ile ölçülür (Barber ve Mourshed, 2007, s. 7). Bu bağlamda araştırmanın temel amacı öğretmenin psiko-sosyal sağlığına etki eden yabancılaşma olgusunu araştırmaktır. Öğretmenin psikolojik sermaye algısı, yabancılaşma sorununu ne ölçüde etkilemekte sorusuna cevap aranarak, eğitim örgütlerinin verimliliğini ve başarısını arttıracak çözüm önerileri araştırılmaktadır. Ayrıca örgütlerde rekabet edilebilirlikte önem arz eden birey-örgüt uyumunun, okulun ve öğretmenin birbirine uyumu olarak özelleştirilerek sorunlara, özellikle yabancılaşmanın azaltılmasına ne ölçüde katkısının olduğu araştırılmaktadır. Öğretmenin değer yargıları, idealleri ve istekleri ile okulun hedefleri, değerleri ve istekleri arasında uyumu yakalamak ve sorunları çözmek adına elde edilen bulgular ile bilimsel alan yazınına katkı sağlanacağı düşünülmektedir. Bir diğer önemli unsur; eğitim bilimleri ve eğitim yönetimi alanının, felsefe, psikoloji, sosyoloji gibi sosyal bilimler ile yeterince disiplinler arası çalışmasının olmadığıdır. Son dönemlerde dikkat çeken, bireyin ve örgütlerin iyi oluşunu,

8 yaratıcılığını ve pozitif ilişkileri öne çıkaran pozitif psikoloji hareketinin okullar ve paydaşları için olumlu sonuçlar getireceği beklenmektedir.

1.4. Varsayımlar

 Örneklemdeki katılımcılara ulaştırılan anketlerin samimi ve açık yüreklikle cevaplandırıldığı varsayılmaktadır.

 Veri toplamada kullanılan anketlerdeki soruların öğretmenlerin örgütsel yabancılaşma, birey-örgüt uyumu ve pozitif psikolojik sermaye algılarını ortaya koyacak düzeyde olduğu kabul edilmiştir.

1.5. Sınırlılıklar

Bu araştırma, 2018-2019 eğitim ve öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Eskişehir ili Tepebaşı ilçesinde bulunan devlet okullarında (ilkokul, ortaokul ve liseler) görevli öğretmenlerin görüşleriyle ve araştırma kapsamında kullanılan ölçeklerle sınırlıdır.

9 İKİNCİ BÖLÜM