• Sonuç bulunamadı

2.2. Türk-Amerikan Münasebetlerinde Etkin Rol Oynayan Tehcir Olayının

2.2.3. Ermenilere Yardım Kapsamında Amerika Yardım Teşkilatı’nın

Ermeni tehcirinin yaşanması, savaşın geniş bir sahada olması, sivil halka yönelik saldırılar, vur-kaç eylemleri nedeniyle öksüz ve yetim çocuklar sorunu ortaya çıkmıştır. Böylelikle pek çok yerli ve yabancı hayır kuruluşu ortaya çıkmıştır. Mütareke sırasında, tehcir ile Müslüman aileler tarafından el konulduğu iddia edilen Ermeni çocuklarının, Ermeni Patrikhanesi tarafından geri alınması için bir kampanya başlatılmış ve İstanbul’da Patrikhane’nin desteğiyle Müttefik güvenlik kuvvetleri tarafından çocuk avı başlatılmıştır. Sahipsiz çocukları bulma işini ABD’de kendine misyon edinmiş birtakım kuruluşlar üstlenmiştir.111

Gayrimüslümlere yardım amaçıyla kurulan YDYK, yeni dünya düzenine yönelik bir propaganda heyetinden başka bir şey değildir. Özellikle yardım ettiği tebaa Hristiyanlardan oluşmuştur. Hristiyan halkın kötü olan yaşam koşullarını olabildiğince en iyi hale getirmek komitenin başlıca amacıdır. Rum ve Ermeni cemaat teşkilatları aracılığıyla komitenin olmadığı yerlerde bu gibi teşkilatlar meydana getirilerek; muhtaç Hristiyanlara ulaşılıp yardımlara devam edilmiştir. YDYK, misyonerlerle yaptığı işbirliği sayesinde ruhanî ve maddî amaçlar için birlikte çalışmışlardır.

YDYK, himayesinde bulunan 1700 yetimi yetiştirerek yeni bir nesil tanzim etme çabasında olmuştur. YDYK’nın elinde bulunan yetimlerin tahsil ve terbiyeleri ile bizzat

109 Hacer Çelik, “ Ermeni Tehciri ve Tehcirden Dönen Ermenilerin İskan Sorunu”, ÇITAD, VII/ 16-17, 2008/ Bahar-Güz, s. 159.

110 Pınar Özbek, a. g .t., s. 58-59.

111ED: Emine Gürsoy Naskali-Aylin Koç, Savaş Çocukları Öksüzler ve Yetimler, Baskı: Umut Kağıtçılık, İstanbul, 2003, s. 119-120.

misyoner eğitmenler ilgilenmiştir. Bunun gerçekleşmesi için YDYK, yıllık 2000.000 dolarlık ödeme yapmayı kabul etmiştir. Bu paralar daha çok kolejlerden gönderilen abartılılarla dolu rapor ve resimler aracılığı ile yapılan propagandalardan elde edilmiştir. YDYK’nın faaliyet alanı içine giren “ Misyoner Tahsil ve Terbiye” adında bir komitesi bulunmaktadır. Ellerindeki yetimlerin yaş ortalaması 8 olduğu düşünülürse 8- 12 sene sonra, intikam hisleriyle büyütülmüş 150,000 kişilik anarşist bir ordunun oluşması söz konusudur. “Misyoner Teşkilatı” Hristiyanları ekonomik sosyal ve kültürel olarak uluslararası camiada yüceltmek ve başarıya ulaştırmayı hedeflemiştir.112

Yetimler, Protestan öğretisi içinde yetiştirilmişlerdir. Çocuklar, 1890’larda başlatılmış ve devam etmekte olan farklı mesleki eğitim programlarına tabi tutulmuşlardır. Cinsiyetleri, becerileri ve bulundukları bölgeye göre yetim çocukların katılacakları programlar düzenlenmiştir. Yaklaşık 50 farklı mesleki eğitim kursu verilmekte ve yetimlerin sorumluluk alabilecek bireyler olarak yetiştirilmesi misyonerlerin temel amacı olmuştur.113

YDYK’nın yardım kapsamına giren 100,00’den fazla Ermeni yetimi için Ağrı Dağı yakınlarında yer alan Transkafkasya Bölgesi’nde, büyük toplantılar yapılmıştır. Bu çocuklar, muhtaç hale getirilmemek üzere alınmıştır. Ev işlerinde yardım edebilecek veya bir aleti kullanabilecek yaşa gelen her çocuğun; ev, bahçe, tarla ve dükkân işlerinde kendilerine ait bir yeri bulunmakta olup bu işleri yaparken de günlerinin yarısını ilkokulda geçirmişlerdir. YDYK’ya ait 15 Ağustos 1925 tarihli raporda Mısır’da, Asya’dan sürülmüş ve YDYK’nın Yunan yetimhanelerinde eğitilmiş, Mısır’daki Ermenilerce evlat edinîlmiş 700 Ermeni kızın temsilcileriyle görüşüldüğü yazılmaktadır. Bunlardan daha büyük 5.000’den fazla çocuk Makedonya’daki çiftliklere ve endüstrilere yerleştirilmiştir. Geri kalanlar ise evlere yerleştirilerek veya çırak yapılarak hayatlarına devem etmeleri sağlandığı belirtilmiştir. Bu yardım faaliyetlerinin, hem YDYK için hem de dünya geleceği üzerinde kaçınılmaz bir şekilde önemli bir nüfuzu olacak olan yararlı eğitim işlerinin stratejik önemine uzun uzun vurgu yapılmıştır. Bu ifadeler ve raporlar Bostan’da bulunan yardım faaliyetleri işlerinden sorumlu olan Enoch F. Bell’e iletilmiştir.114

Kızlar için gözde meslekler öğretmenlik ve hemşirelik olmuştur. Bunun dışında halı yapımı, nakış, terzilik, dantel yapımı, çiftçilik, şeker yapımı, çorap yapımı, tekstil

112 ATASE, ISH, Kutu No: 636, Gömlek No: 3, Belge No: 3-1. 113 Pınar Özbek, a. g. t., s. 63.

dokumacılığı, oyuncak yapımı, hayvancılık, bebek bakımı, fırça yapımı ve sepet dokumacılığı gibi derslerde verilmiştir. Erkelere ise öğretmenlik, marangozculuk, dokumacılık, ayakkabı yapımı ve tamiratı, terzilik, ressamlık, matbaacılık, çiftçilik, sütçülük, hayvancılık, bakırcılık, kalaycılık, fırıncılık, berberlik, tamircilik, esnaflık, aşçılık, çilingir, makinistlik, elektrikçilik, oto teknisyenliği, tasarımcılık, gümüşçülük, fotoğrafçılık, duvarcılık, eczacılık, ciltçilik, tesisatçılık gibi dersler verilmiştir.115

Ayrıca Türk Askerî İstihbarat raporlarında Hristiyanlar içinde milî ve dinî bilinç uyandırmak için hastaneler, okullar ve daha geniş başka yapılanmalar içinde çalıştıklarını, görünürde dost gibi görünen kurumların Türk-İslam düşmanı fesat ocakları olarak belirtilmiştir. Maksatlarının Osmanlı topraklarında en koyu muhalif unsurları teşkil eden Hristiyanları, bir taraftan millî bir terbiye ile yükseltmek olduğu, en büyük rakipleri olarak kabul ettikleri İslam’a karşı bu muhtelif mezhepteki Hristiyanları bir gaye etrafında topladıkları ve bu suretle Türkleri yıpratmak ve mağlup etmek amacında oldukları yine bu raporlarda ifade edilmiştir.116

Ayrıca Ermenilerin, doğuda bulunan Müslüman köylerine işgal edip Allahekber Dağı’na çekildikleri ve İslam köylerinin Ermenilerin tecavüzleriyle başa çıkmaya çalıştıkları; ancak neticede Müslümanların köylerini terk etmek zorunda kaldıkları da anlaşılmıştır. Öldürme, yağmala olaylarının dışında genç kızların iffetleriyle oynanmıştır. 10 Ağustos 1919 tarihli gelen şifreli telgraflar, olayları doğrulamakla birlikte durum Erzurum, Van, Trabzon vilayetlerine arz edilmiş, Ermenilerin merkezi Erivan olmak üzere iki fırkadan meydana geldikleri, bu fırkalardan diğerinin Kars olduğu belirtilmiştir ve durumun Amerikan mümessilliğine bildirilmesi istenmiştir.117

Bununla birlikte Amerikan yetimhanelerine ve hastanelerine, Ermeniler, topladıkları Ermeni çocukların yanında sahipsiz olan Müslüman çocukları da alarak Amerikalı misyonerlere teslim etmişlerdir. Bu vakalardan bir tanesi 1920 yılında Dereiçi Karakolu’na yapılan bir ihbarda dile getirilmiştir. İhbara göre; Kars’ta Amerikan Hastanesi’nde adı İbrahim olan Müslüman bir çocuğun olduğu belirtilmiştir. Yapılan tahkikatta Kars’a getirilen Müslüman çocukların, Rusların Trabzon bölgesini işgal ettikleri sırada, Ermenilerce sahipsiz çocukları önce Batum’da topladıkları sonra Tiflis üzerinden Kars’a getirdikleri anlaşılmıştır. Müslüman çocukların Türkçe yazıyı unuttukları da gözlemlenmiştir. Doğu Cephesi Kumandanlığı’ndan, bu tarz çocukların

115 Pınar Özbek, a. g. t., s. 64.

116 ATASE, ISH, Kutu No. 636, Gömlek No:3, Belge No: 3-2. 117 BOA, HR. SYS. Dosya No: 2878, Gömlek No: 1.

Amerikan kurumlarından alınarak Kolordu okullarına yerleştirilmesi yolunda dönemin Kars Valiliğince bazı istekleri olmuştur.118

Kaldı ki Ermeni çete örgütleri ile finansal ve lojistik işbirliği halinde olan YDYK, sürekli olarak azınlıkları savunan, Osmanlı Devleti ve hükûmetini suçlayan yanlı raporlar hazırlamıştır. Misyonerler, Ermenilerin ABD’ye göç etmelerini sağlayarak ABD’deki Ermeni toplumunu genişletmeyi ve bu esnada ABD hükûmetinden daha fazla finansal, siyasî ve diplomatik destek almayı amaçlamıştır.119

Amerikalı misyonerler, Anadolu’nun doğu bölgesine ağırlık vermişlerdir. Çünkü burada Ermeni nüfusu oldukça fazla olduğu gibi Ermenilerin bu bölgede rehabilitasyonu diğer bölgelere kıyasla daha kolay olmuştur. Bunun nedeni Anadolu’nun bu bölgesinin İtilâf güçlerinin denetiminde olmasıdır. Mültecilerin temel ihtiyaçları olan giyim, yerleşim ve yiyecek konularıyla ilgilenilmiştir.120

Sağlık ve temizlik konuları misyonerler için hayati bir konudur. Ana amaç Ermeni nüfusun arttırılabilmesidir. Yakındoğu’da pek çok misyoner doktor çalışmıştır. Büyük hastaneler savaş sırasında Erivan, Kars ve Gümrü’de konumlanmıştır. Ancak YDYK’nın bazı hastaneleri savaş neticesinde yıkıma uğramış ve finansal sorunlar nedeniyle bu binaları yeniden tesis etmek YDYK için oldukça zor olmuştur.121

Mütareke döneminde YDYK hazırlıklarını tamamlayabilmiştir. 36 doktor ve 50 hemşireyle birlikte tıbbî asistanlar Kızılhaç’tan seçilip Yakındoğu’ya gönderilmiştir. 15 tamamlanmamış hastane ünitesi ve yerli tıbbî yardım malzemeleri satın alınmıştır. Bu malzemeler; cerrahi aletler, yataklar, nevresim, porselen eşya, cam eşya, bıçak takımları, havlular, elektrikli aydınlatma üniteleri, buz makineleri, çamaşırhane ekipmanları, hastane kullanımı ve bit temizliği için sterilazyon aletleri, klorlayıcılar, aşılar ve ilaçlardan122

oluşmuştur.

Mütarekenin olası sonuçlarını düşünen YDYK görevlileri bölgedeki en önemli işin, mültecilerin yeniden yurtlarına yerleştirmek olduğuna karar vermiştir. Uzun süren savaş ve hastalık neticesinde misyonerlerin sayısında azalma olmuştur. Bunun giderilmesi için mücadele verilmiştir. Ayrıca Yakındoğu’daki çocuk ve mültecilerin rehabitilasyon ihtiyaçlarının karşılanması için 3.000.000 dolarlık özel bir kampanya

118 BOA, HR. SYS. Dosya No: 2878, Gömlek No: 11. 119

Pınar Özbek, a. g. t., s. 64-65. 120 Pınar Özbek, a. g. t., s. 60. 121 Pınar Özbek, a. g. t., s. 61. 122 Pınar Özbek, a. g. t., s. 62.

ABD’de başlatılmıştır. Komite, aynı zamanda Yakındoğu’daki durumun araştırılması için özel bir komisyon kurmuştur.123

Mütareke sonrasında İtalya, Fransa, İngiltere ordularının kontrolü altındaki birçok toprakta yardım komisyonu faaliyetlerini yürütebilmek için; ilk olarak ABD Elçisi Lord Bryce, çeşitli ülkelerde temasta bulunabilmek ve komite üyelerine yardım etmek amacıyla Londra’ya gitmiştir. John W. Dawis yabancı birimlerle temasa geçerek buna ordu ve deniz kuvvetleri de dâhil olmak üzere konferanslar düzenlemekle ilgilenmiştir. İngiltere, Bağdat demiryolunu, Toros tünellerini, İzmit Körfezi’ni, önemli merkezlerdeki iskele ve ambarları elinde bulundurmuştur.124

Mütareke sonrasında İstanbul’da 10 Şubat 1919’da ilk Amerikan İaşe Merkezi kurulmuştur. Bu tarihten sonra Amerikalılar, Anadolu’nun dört bir yanını dolaşmışlardır. Anadolu’ya gelen Amerikan heyetleri içinde hiçbirinin çalışmaları YDYK kadar etkili olmamıştır. YDYK, öyle ki 1919 Osmanlı Devleti tarafından iaşe mıntıkalarının kaldırılması ve ordunun ambarlarında bulunan malzemenin muhtaç ahaliye verilmeyeceğini ilan etmesi üzerine, özellikle işgale uğrayan bölgelerde muhtaç ahalinin yiyeceğini dağıtma yetkisiyle donatılmıştır.125

İngiliz diplomatlarla Londra’da yapılan görüşmelerde; Yakındoğu’da İngiltere’nin kontrolünde bulunan ambar ve iskelelerin Amerikan Yardım Komitesi tarafından kullanılması yönünde anlaşmaya varılmıştır. Bu temaslar, Paris’te de devam etmiştir. Paris Barış Konferansı’nın üyelerine ve Başkan Wilson’a YDYK amaçları anlatılırken Yakındoğu’da bulunan komite üyelerinin resmî makamlarca temaslarının sürdürülmesi noktasında anlaşmaya varılmıştır. Konferansta Fransız diplomatlarla iletişim haline olacak özel bir temsilci YDYK tarafından seçilmiştir. Bu amaçla seçilen Arthur Curtiss James(işadamı), hukukî temaslar için görevlendirilmiştir. Komite Paris’ten sonra Roma’ya giderek İtalyan diplomatlarla müzakerelerde bulunmuş ve güven sözü almıştır. Böylelikle YDYK çalışanları gerekli desteği uluslararası arenada da almış ve yola çıkan Mecurius adındaki ilk gemi, yardım amacıyla New York’tan hareket etmiştir.126

123 James Barton, a. g. e., s. 108-109. 124 James Barton, a. g. e., s. 110.

125Safiye Kıranlar, Savaş Yıllarında Türkiye’de Sosyal Yardım Faaliyetleri ( 1914-1923), Basılmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, İstanbul, 2005, s. 302- 303.

Amerikan temsilcisi olarak İstanbul’a gelen Mr. Heck, Derince bölgesine giderek burada YDYK tarafından Anadolu’da muhtaçlara gönderilecek eşya ve muhtelif gereçlerin tahsis edileceği bir binayı ziyaret etmiştir. Amerika’dan gelen yardım vapurları, getirdikleri yüklerini Derince (İzmit) de boşaltmakla birlikte yardım faaliyetlerinin sorunsuz yürütülmesi için iaşe ve ulaşıma oldukça önem vermişlerdir. Yardım faaliyetlerinde kömürsüzlük nedeniyle, trenler bazen işlemez hale gelmiştir.127

. Bu sorunların önüne geçebilmek için de 1919’un Nisan ayından Eylül ayına kadar 600 ton kömür dağıtımı gerçekleştirilmiştir.128

Derince’de ki Bağdat demiryolu depoları, depolama ve yardım malzeme yüklerinin dağıtımı için kullanılmıştır. Hem deniz hem de kara bağlantısı olduğundan Derince önemli bir depolama merkezidir. Yardımın dağıtılması için nakliyat konusu büyük bir problem oluşturmuştur. Çünkü Bağdat demiryolu şartları itibariyle yöredeki tek demiryolu olup ve geniş bir alana yayılmamıştır. İç bölgelere ulaşabilmek için misyonerler uzun ve zorlu kafile yolculukları yapmak zorunda kalmışlardır.129

YDYK’nın çalışma alanları Anadolu’nun dışında; Kafkasya, Ermenistan, Suriye, Mısır, Filistin ve İran bölgesini içeren geniş bir coğrafyada olup buradaki muhtaçlara yardım edebilmek için 18.000.000 dolarlık yardım yapılmıştır. Yardımların büyük bir kısmı kiliselerden ve Amerikan çocuklarına dinî eğitim verilen Pazar okullarından toplanılmıştır. Komisyon üyeleri içinde Dr. Barton ve Dr. Pitt’ten başka Harvard Üniversitesi profesörlerinden Moore, New York zenginlerinden Mr. Hesck, Grinal Kolej Müdürü Mr. Maryn, Mr. Carman ve Mr. Sterland isminde iki kâtip bulunmaktadır. Tıbbî yardımları Robert Koleji eski müdürü Dr. Woschborn’un oğlu George Woschborn idare etmiştir. Komite adına gıda malzemesi taşıyacak olan vapur, 300 kadar misyonerinde geleceği bildirilmiştir. Bu çalışanlar, birçok yerde yardım teşkilâtı oluşturmakla görevlendirilmişlerdir. Bu görevliler, geniş bilgilerle donatılmış ihtisaslarını yapmış doktor ve hasta bakıcılardan oluşmuştur.

Komite adına yola çıkan üç büyük vapurdan ikisi, birer hafta arayla yüklerini İstanbul’a, üçüncüsü ise yükünü Beyrut’a götürmek için yola çıkmıştır. Bu vapurlarda yüzer yataklı 15 hastanenin levazımı ile bunlara ait bir senelik levazım bulunmaktadır. Tıbbî heyet ve eşyaları, limanlardan ve şimendifer istasyonlarından taşınırken geri kalan

127

“ Amerikan Muavenet Heyeti’nin Mesaisi”, Vakit, 4 Şubat 1335, Numara: 18 ( 462), s. 1

128Kenan Özkan, Türkiye ABD İlişkileri ( 1918-1923), Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir, 2006, s. 285.

nakliyatlarda 150 inek ve yük otomobilleriyle sağlanmıştır. Bu vapurlarla gelen malzemelerin dışında, İstanbul’a 8 bin ton un gönderilmiştir. Gelen un, zarurî olan iç bölgelere dağıtılmak için yola çıkmıştır. YDYK içinde Amerika’nın en ünlü simaları da bulunmaktadır. Eski Başkan Mr. Taft’nın başkanlık adayı olarak gösterdiği Mr. Hivez, eski Dışişleri Bakanı Mr. Rot, Kardinal Gıybenis, Şikago Üniversitesi Rektörü Mr. Godsen, Harward Üniversitesi eski Müdürü Dr. Eliet, pek çok banker, gazeteci, vaizci de bunlar arasında bulunmaktadır. Yardım toplamaya ait her türlü masraf, komitenin zengin üyelerince karşılanmıştır. Komite, yalnız Ermeni ve Rumlara yardımda bulunurken Amerika Kızılhaç’ın tahsis ettiği meblağlar ve harcama yeri tayin edilmeksizin verilen yardımlar, millîyet ve mezhep ayrımı yapılmayarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılmıştır.130

YDYK adına İstanbul’da gelen Amerikan İaşe Komisyon Başkanı Mr. Hoover D. Hayntes, bölgedeki yiyecek sıkıntılarının tespiti ve giderilmesini araştırmakla vazifelendirilmiştir. İstanbul’da erzak fiyatlarının pahalı olması dikkatini çekmiş ve bunun en önemli nedeninin nakliye azlığı ve idare eksikliğinden kaynaklandığını tespit etmiştir. Bundan istifade eden tekelcilerin, fiyatlarla istedikleri gibi oynadıklarını ve hükûmetin bunu engellemekte aciz olduklarını belirtmiştir. Bu sorunun önüne geçilmesi için çareler aranmış ve bu heyetin kontrolünde İstanbul Limanı’na getirilmek üzere büyük Amerikan vapurları, Amerikan unları ile yüklenmiştir. Bu unların bir kısmı ABD’deki malîyet fiyatı ile piyasaya sürülmüştür. Bu sayede İstanbul’daki hem ekmek fiyatlarının düşmesi hem de cinsinin ıslah edilmesi amaçlanmıştır.131

.

İstanbul’daki depolarda bulunan unların tüccarlara satışı Witol Ticarethanesi aracılığıyla olmuştur. Şimdiye kadar 45,000 çuval un satıldığını belirten ticarethane müdürü, un fiyatlarına 1 lira zam yapmak durumunda olduklarını söylemiş ve bunu da Osmanlı kâğıt parasının yaşadığı değer kaybına bağlamıştır. İstanbul’a yapılan yardımların sıklaşmasıyla Amerikalı tüccarlar da mal getirmek için harekete geçmişlerdir. Amerikalı tüccarlar petrol fiyatlarındaki pahalılığı gördükleri için ilk olarak İstanbul’a gaz sevk edeceklerini ve kahve getireceklerini, böylelikle kahve piyasasının da düşeceğini belirtmişleridir.132

İstanbul, yardım heyetinin merkezi olmasına rağmen YDYK başkanlığı ile ilgili olarak bazı karışıklılar gözden kaçmamaktadır. Daha doğrusu komitenin idarî

130 “ Amerikan Muaveneti”, Vakit, 23 Şubat 1335, Numara: 481, s. 1.

131 “Amerika İaşe Mümessilinin Beyanatı”, Vakit, 2 Mart,1335, Numara: 488, s. 1. 132 Kenan Özkan, a. g. t., s.279-280.

kadrosunun hiyerarşik durumu açık değildir. Bu yüzden Anadolu’ya gönderilen yardım gruplarının başkanlarının isimlerinin, komitenin İstanbul merkezi başkanıyla karıştırıldığı görülmektedir. Böyle bir karmaşa İstanbul basınının vermiş olduğu bilgilerdeki tutarsızlıklardan kaynaklanmaktır.133

Amerikan yardım heyeti Başkanı Miralay Komis, heyetlerinin İstanbul ve birçok yerde bulunan muhacirlerin sevk ve iskânı için uğraştıklarını, Anadolu’da 15 hastanelerinin olduğunu, hastaların tedavilerinin yapıldığını, 45 bin kadar kimsesiz ve yetim çocuğa ayrıca 500 bin kişiye yiyecek verildiğini, bu insanlar için sanat ve meslek eğitimi için imalathanelerinin bulunduğunu söylemiştir. Yardım faaliyetlerinde uzak vilayetler de önem verdiklerini, nakliye işlerinde kamyon ve develer kullandıklarını, imalathanelerde yapılan elbiselerin yine muhtaçlara dağıtıldığını, şeker sıkıntısının gerek Rusya’da gerekse ABD’de de yaşandığını, doların artmasının şeker fiyatlarını da etkilediğini de belirtmiştir.134

Tiflis’ten gelen resmî bilgilerde Amerikan ordusuna mensup Miralay William Haskel, yarım milyon Ermeni’ye kıyafet ve erzak gönderildiğini belirterek daha fazla hububat gönderildiğini İngiltere hükûmetinin de Ermenilere yardım ettiğini söylemiştir. Ayrıca Haskel, Ermenistan’ın çeşitli şehirlerinde kendi teşebbüsü ile 80 yetimhane ve 36 hastanenin tahsis edilmiş olduğunu ve 4 bin yetim ve 390.000 muhacirin yardım heyetleri tarafından güvenliklerinin temin edildiğini bildirmiştir. Halkın hastalıklara karşı aşılandığını ve Ermenistan’da hiçbir Müttefik askeri bulunmadığı için kendi nüfuzundan istifade ettiğini belirtmiştir. Haskel’in Ermenistan’da bulunmasının ana sebebi; ABD’nin Ermenistan mandaterliğine yönelik inceleme yapması ile ilgili olarak bölgeye gönderilmiş olmasıdır.135

Bu arada ABD ordusu Mercurius ve Pensacola adlı gemilerle Yakındoğu’ya yardım malzemeleri taşımıştır. Savaşın sonları doğru Amerikan hükûmeti doğrudan Yakındoğu ile ilgilenmekle birlikte Amerikan Yardım Heyeti Başkanı Herbert Hoover tarafından 1918 Nisan’ı ile 1919 Kasım arasında 7 bin yoksula ekmek dağıtılmıştır. 1919 Mart’ı ile 1920 Temmuz arası yapılan yardımlarda Amerikan Un Koperatifi, YDYK ile işbirliğine girerek 92.000 ton unun dağıtılmasında katkıda bulunmuştur. Bu

133 Safiye Kıranlar, a. g. t., s. 304.

134 “ Memleketimizde Amerika Muavenet Heyetleri”, İkdam, 10 Nisan 1336, Numara: 8317, s.1. 135 “ Ermenistan’da Amerika”, İkdam, 13 Nisan 1336, Numara: 8320, s. 1.

miktardaki un Ermenilere 6 ile 8 ay için ancak yetebilmekte ve komite çalışanları da 17 yetimhane ve 40 hastanenin hazırlıkları ile ilgilenmişlerdir.136

Bunun dışında işgal kuvvetlerinin elinde bulunan Maraş; Amerikalı ve Alman misyonerlerin eğitim faaliyetlerinin merkezi durumunda olup getirilen Ermenilerin sayıca çok olması buradaki hastane ve yetimhanenin işlevini yitirmesine yol açmış ve buna engel olabilmek içinde bu bölgede yardım çalışmaları daha da yaygınlaştırılmıştır. Maraş’taki Amerikan hastanesinde çalışan Dr. Mabel Elliot, Fransızların bölgeden çekilmeleriyle Ermenilerin yok olma tehlikesi içinde olduklarını ve paniklediklerini rapor etmiştir.

Anadolu’nun güneyinde Türk-Fransız çarpışmalarının yaşandığı süreçte bölgedeki Ermeni yetimlerin güvenlikleri nedeniyle ülkeden çıkarılmalarına 1920’de başlanmıştır. İlk olarak 1920 Nisan’ında İngiliz-Fransız işbirliği ile 3 bin yetim Çukurova’dan Kıbrıs’a gönderilmiştir. Ancak kimin nereye gönderileceği konusu Amerika, İngiltere ve Fransa arasında sorunlara neden olmuştur.137

Halep ve Beyrut’a doğru yönelen kalabalık Ermeni nüfusları, Suriye sınırında yığılmalara neden olmuştur. Buradaki mülteci kampları derme çatma evlerden ve sağlıksız koşullarından oluşmakla birlikte bu durum 1930’lara kadar sürmüştür. Leaque Of Nations Settlement Commision (İskân Ettirme Komisyonu)’nun ödenekleri ile yığılmalardan kaynaklanan sorunlara çözüm aranmıştır. Urfa, Mardin, Mersin, Tarsus, Adana, Antep ve Maraş’tan yetimler Suriye’ye aktarılmışlardır. Bu insanların en büyük sorunu yeni çevre koşullarına uyum sağlamak olmuştur. Çocukların eğitimi İstanbul’dan idare edilmiş ve Harput, Malatya ve Diyarbakır’dan Suriye’ye giden yetim sayısı bir yıl içinde 12 bine ulaşmıştır.138

YDYK, sadece Türkiye’de değil birçok ülkede yetim çocukların bakımlarıyla ilgilenmek durumda olan bir cemiyet olduğu için finansal sorunlarıyla başa çıkabilmek için kiliselerin desteğine de önem vermiştir. Bu nenenle YDYK kendisine yardım etmekte olan kiliselere bazı öneriler sunmuştur. Bu öneriler YDYK’nın çalışmalarını destekleyen Amerikan Kiliseleri ve Kiliseler Arası İlişkiler Komitesi adına John M. Moore tarafından ifade etmiştir. Bunlar;

1. Yardım faaliyetlerinin devamı için fonları tedarik edilmesi ve YDYK’nın