• Sonuç bulunamadı

IV. BÖLÜM: SONUÇ ve ÖNERİLER

9. Şekil: Laboratuvar modeli

46 Geleneksel bilgi erişim aynı zamanda, dokümanlara ve dermeye odaklanan, bilgi gereksinimine göre oluşturulmuş bilgi öğelerini içeren sorgular için algoritmalar üreterek ve bilgi öğelerine erişebilmek adına sistem içerisinde oluşturulmuş algoritmalarla eşleştiren sistem odaklı bilgi erişim olarak değerlendirilmektedir (Baskaya, 2014, 16. s.).

Bilgi erişim kavramının laboratuvar modeli olan sistem odaklı yaklaşım 9. Şekil’de ayrıntılı olarak gösterilmiştir.

47 II. 1. 2. 2. Bilişsel Kullanıcı Odaklı Yaklaşım

Bilgi erişim sürecinde benimsenen sistem odaklı yaklaşımının bireylerin bilişsel ve davranışsal özelliklerini sürece dâhil etme konusunda yetersiz kalması, alternatif yaklaşımlara olan talebi artırmıştır. Bu talep ortaya konan üç devrimle tanımlanmakta ve özetlenmektedir.

 Bilişsel devrim

 İlgililik devrimi

 Etkileşim devrimi (Robertson ve Hancock-Beaulieu, 1992; Borlund, 2003, 1. s.).

Kullanıcı odaklı yaklaşım 1960’lardan sonra araştırmalara konu olmaya başlamıştır. Bilgi erişimin laboratuvar modeli olarak adlandırılan sistem odaklı bilgi erişim araştırmalarında, deneylerde ve modellemelerde kullanıcı bilgi arama davranışlarını araştırma konusu olarak ele alınmadığı belirlenmiş bu nedenle bilişsel-kullanıcı odaklı bilgi erişim araştırmaları tam da bu noktada bilişsel-kullanıcıya odaklanmıştır (Järvelin, 2007, 972-973.s.).

Sistem odaklı yaklaşım performans ve etkililiğe odaklanır ve kullanıcıların bilgi gereksinimleri ve davranışları hakkında varsayımlarda bulunur. Bir bilgi erişim sistemi tasarlamak sadece sistem odaklı yaklaşım bileşenlerine değil aynı zamanda kullanıcıların sistemle girdiği etkileşimin doğru anlaşılıp yorumlanmasına bağlıdır (Ingwersen ve Järvelin, 2005, 192. s.). Bu nedenle bilgi erişim sürecinin değerlendirmesinde ve bilgi erişim sistemlerinin tasarlanmasında bilişsel-kullanıcı odaklı yaklaşım ile sistem odaklı yaklaşımın birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bilgi gereksinimi, bilgi arama ve bilgi arama davranışları üzerine gerçekleştirilen kullanıcı odaklı çalışmalar, ilk olarak 1960’larda doğa bilimleri daha sonra sosyal ve beşeri bilimler alanlarında, aşağıda sunulan 9. Tablo’da belirtilen isimlerin önemli çalışmaları ile öne çıkmıştır. 1966 yılında “Information needs and uses” başlığı ile ilgili yayınları vermeye başlayan ARIST (Annual Review of Information Science and Technology) isimli seri, kuşkusuz kullanıcı odaklı yapılan önemli çalışmalara imza atmıştır. (Menzel, Lieberman ve Dulchin, 1960; Paisley, 1968; Allen, 1969; Wilson, 1981; Dervin ve Nilan, 1986; Taylor, 1991; Kuhlthau, 1993a; Westbrook, 1993; Byström ve Järvelin, 1995; Wilson ve Walsh, 1996; Özenç Uçak, 2008, 23. s.).

Bilişsel-kullanıcı odaklı çalışmalar ise 1970’lerden itibaren araştırma konusu olarak ele alınmaya başlamıştır. İlk yaklaşımlar arasında, Ingwersen’in (1982) bilişsel etkileşim modelleri, Fidel ve Soergel’in (1983), çevrimiçi taramayı etkileyen faktörler

48 üzerine çalışmaları gösterilebilir. Kuhlthau’un (1993a), “bilgi arama süreci” modeli, 1990’larda bilişsel-kullanıcı çalışma yapanlara ilham olmuştur (Järvelin, 2007, 972-973.

s.). Aşağıda sunulan 9. Tablo’da bilişsel-kullanıcı odaklı çalışma yapanlardan önemli isimlere ve çalışmalarına yer verilmiştir.

49 Pejtersen ve Fidel (1998) Görev merkezli değerlendirme: web üzerinde bilgi erişim BK

Wilson (1999) Bilgi davranışı araştırmalarında modeller BK

Borlund (2000) Etkileşimli bilgi erişim sistemlerinin değerlendirilmesi BK

Vakkari (2001) Bilgi arama süreci modeli BK

Ruthven (2008) Etkileşimli bilgi erişim BK

Xie (2008) Dijital ortamlarda etkileşimli bilgi erişim BK Kelly (2009) Kullanıcılarla etkileşimli bilgi erişim sistemlerinin değerlendirilmesi BK Ruthven ve Kelly (2011) Etkileşimli bilgi erişim, arama davranışları BK

Toms (2012) Kullanıcı odaklı bilgi erişim BK

Skov, Järvelin ve Ingwersen (2018)

Kullanıcı odaklı ve bilişsel bilgi erişim modelleri BK

Kullanıcı odaklı yaklaşım, sistem odaklı yaklaşımın aksine bilgi erişim sürecini daha geniş bir biçimde inceler ve bilgi arama ve bilgi erişim sürecini bir bütün olarak değerlendirir (Borlund, 2000, 57. s.). Cranfield deneyleri ve TREC değerlendirmeleri sonrası somutlaştırılan sistem odaklı yaklaşım, bilgi erişim araştırmacılarının en tanıdık olduğu değerlendirmedir. Sistem odaklı yaklaşım kullanıcıların gereksinimleri ve davranışları hakkında varsayımlarda bulunur. Bilişsel-kullanıcı odaklı yaklaşım ise, söz konusu karışıklığı gidermeye çalışarak kullanıcıların bilgi arama davranışları, erişim performansı ve sistem ile etkileşimi üzerine yoğunlaşır. Söz konusu yaklaşım sadece kullanıcıların bilişsel yapısıyla değil aynı zamanda bilgi erişim sisteminde temsil edilen sayısız farklı bilişsel yapı hakkında da bilgi verebilir (Ingversen, 1996; Kelly, 2009, 16.

s.). İki yaklaşım arasındaki farkın incelenmesi ve değerlendirilmesi, gerçek sistem testlerinin yürütüldüğü sırada oldukça zordur (Borlund, 2000, 49. s.).

Bilişsel-kullanıcı odaklı yaklaşım, temelinde insan faktörü olan insan-bilgisayar etkileşimi ile ilgilenen disiplinlerarası çalışma alanıdır. Aynı zamanda bireylerin bilgi durumlarının önemli bir parçasıdır ve bilgi erişim sistemlerinin tasarımında yönelik yeni yaklaşımlar geliştirilmesinde kritik öneme sahiptir (Bhatia ve diğerleri, 2013, 46. s.).

Bilgi erişim çalışmalarında kullanıcı odaklı araştırmalara bilişsel süreçlerin değerlendirilmesinin dâhil edilmesi, bilgi erişim sürecinde etkileşimi başlamaktadır. Bu nedenle günümüz bilgi erişim süreci değerlendirilmelerinde etkileşim değerlendirilme yöntemleri oldukça önemlidir.

II. 1. 2. 3. Karma Yaklaşım

Sistem odaklı ve bilişsel-kullanıcı odaklı yaklaşım, bilgi erişim sürecinin ve bilgi erişim sisteminin performans sonuçlarının güvenilirliğine yönelik farklı bakış açılarını

Bilgi erişim sistemi, metin, görüntü, ses, video ve diğer çoklu ortam nesnelerinden oluşan bilgileri depolayan, kullanıcıların gereksinim duyduğu bu bilgilere erişmelerini olanaklı kılan yapıdır (Kowalski, 1997, 3. s.).

Gürdal Tamdoğan’a (2009, 162. s.) göre bilgi erişim sistemi, “Bilgiye seçici biçimde yaklaşan ‘kullanıcı' ile sistematik hale getirilen ve kullanılır kılınan (depolanmış)

‘bilgi' arasındaki bilgi akış sürecini kesintisiz biçimde sağlamak üzere bir araya gelen, her biri kendi üzerine düşen işlevi yerine getiren, birbirleriyle etkileşimli ve uyumlu parçaların bileşkesidir”. Arıkan (2005, 27. s.) ise bilgi erişim sistemlerinin birer bibliyografik kaynak olarak kabul edildiği görüşündedir.

Bazı bilgi erişim sistemleri, kullanıcılara fiziksel ve elektronik kaynakları bir arada sunmakta ve kullanıcıları bu kaynaklara yönlendirmektedir. Bu yapıda olan bilgi erişim sistemleri karma sistemler olarak isimlendirilmektedir. Örneğin arşivlerde, kullanıcıları sadece fiziksel kaynaklara yönlendiren çevrimiçi bilgi erişim sistemleri vardır. Fakat bu sistemlerde, dermede bulunan kaynakları tanımlamak için kullanılan veriler yani kaynaklara ait meta veriler, sistemi karma bir yapıya dönüştürmektedir (Hider, 2007, 146. s.). Kullanıcıları, fiziksel ve elektronik kaynaklara yönlendirerek karma sistemler olarak adlandırılan ve/veya sadece elektronik kaynaklara yönlendiren bilgi erişim sistemleri vardır.

51 Bu bağlamda bilgi erişim sistemi türleri aşağıda sunulduğu gibi kategorize edilmiştir.

 Kütüphaneler ve diğer bilgi merkezleri

 Veritabanları

 Tarama motorları

 Açık erişim sistemleri (Gürdal Tamdoğan, 2009, 162-163 ss.)

Bilgi erişim sistemi türlerinden olan kütüphaneler ve diğer bilgi merkezleri, insan-insan, insan-makine, insan-nesne etkileşiminin gerçekleştiği ve diğer bilgi erişim sistemlerini de kapsayan tek bilgi erişim sistemi türüdür (Gürdal Tamdoğan, 2009, 163.

s.).

Geleneksel bilgi erişim sistemlerinde, bir taramanın başarısı iki şeye bağlıdır;

kullanıcı tarafından sisteme girilen arama terimleri ve/veya sorgusu ile sistemin doküman eşleştirme durumu (Saunders, 2008, 86. s.). Basit sözcüklere ve/veya terimlere dayanan geleneksel bilgi erişim sistemlerinde bir doküman bir dizi kelime olarak kabul edilir.

Burada önemli olan kelimelerin sistemde görülme sıklığıdır (Chouni ve diğerleri, 2019, 1108. s.). Kullanıcılar, gereksinim duydukları bilgiye birkaç doküman aracılığıyla ve çok çaba göstermeden erişmeleri durumundan tatmin olsalar da bilgi erişim sistemlerinin temel amaçlarından biri, kullanıcı gereksinimine göre dermede bulunan en ilgili belgenin yerini belirlemektir. Bu durum da yukarıda bahsedilen sorgu ve doküman eşleşmesini önemli kılmaktadır. Bir bilgi erişim sisteminin başarısı sorgu ve doküman eşleşmesi performansına göre değerlendirilmelidir. İdeal bir bilgi erişim sistemi, kullanıcıdan istek alındığında, söz konusu gereksinimle ilgili belgelerin tamamına ve salt ilgili belgelere erişim sağlamalıdır (Tonta, 1995, 302. s.; Loreto, 2006, 15. s.). Bir bilgi erişim sistemi şu üç bileşenden oluşmaktadır; bir belge dermesi (veya bu belgeleri temsil eden kayıtlar), kullanıcı arabirimi ve kullanıcıların sorgularında bulunan terimler ile dermede bulunan terimleri karşılaştırarak ilgili belgelere erişilmesini olanaklı kılan bir erişim kuralı (Tonta, 1995, 303-304. ss.).

Bir bilgi erişim sistemi, üç temel süreci içermektedir.

 Sorgu gösterimi (kullanıcının bilgi gereksinimi)

 Belge gösterimi

 Eşleştirme fonksiyonu veya sıralama fonksiyonu (Van Rijsbergen, 1979; Salton ve McGill, 1983; Oussalah, Khan ve Nefti, 2008, 583. s.)

52 Bir bilgi erişim sistemi, kullanıcının sorgusunu değerlendirebilmek amacıyla doküman içeriğinin somut bir temsiline gereksinim duymaktadır. Bu durum doküman temsilinin temelini oluşturan dizinleme mekanizması olarak adlandırılır. Bu mekanizma, her bir dizin terimine bir ağırlık değeri atayarak, doküman sunumundaki her bir dizin terimini detaylandırmaktadır. Dizin terimine atanan ağırlık değeri, dokümanın anlam ve içeriğini aktarabilmelidir. Bu nedenle, doküman temsili içerik ve anlam açısından bir bilgi kaybı varsa gelişmiş bir sorgu dili etkili sonuçlar üretmek için yeterli olmamaktadır. Bilgi erişim sistemlerinde dizinleme mekanizmaları, tüm dokümanlar içerisindeki dizin terimlerinin sıklığını sayma esasına dayanmaktadır. Eşleştirme işlevi ise kullanıcının sorgusunda bulunan terim ile doküman eşleşmesine olanak tanımakta ve buna bağlı olarak dokümanların ilgililik derecesine göre sıralanmasını sağlamaktadır (Oussalah, Khan ve Nefti, 2008, 583. s.).

Lancaster’e (1979, 13-14. ss.) göre, bir bilgi erişim sistemi aşağıda bulunan altı alt sistemden oluşmaktadır.

 Doküman alt sistemi

 Dizinleme alt sistemi

 Sözcük, terim alt sistemi

 Tarama alt sistemi

 Kullanıcı-sistem arayüzü

 Eşleşme alt sistemi

Bilgi erişim sistemlerinde, süreç değerlendirilmesinde kullanılan kesin isabet ve erişim isabeti oranları, sorgudan sorguya değişebildiği gibi bilgi erişim performansı da taramadan taramaya büyük ölçüde farklılık göstererek anlamlı değerlendirmeyi zorlaştırmaktadır. Bu nedenle bilgi erişim sistemleri, sistem özellikleri ve erişim performansı üzerinden değerlendirilmektedir. Sistem özellikleri ise aşağıda sunulduğu gibidir.

 Kavramsal şemanın niteliği (sistem tarama ve seçim için gerekli tüm bilgileri içeriyor mu?)

 Terim genişliği (dizin dili ve eşanlamlılar sözlüğü) (Gerekli kavramları içeriyor mu? İyi yapılandırılmış mı? Her kelimenin eş anlamlısı var mı?)

 Otomatik ve/veya elci dizinlemenin niteliği

 Tarama algoritmasının doğası

53

 Sistemin kullanıcı gereksinimi için açıklama ve/veya sorgu oluşturma desteği

 Görüntü kalitesi (Soergel, 2004, 8. s.).

Yukarıda sunulan sistem özellikleri, bilgi erişim sistemlerinin performansının değerlendirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Sistemin, kullanıcı tarafından tarama yapılabilmesi için uygunluğu, dizinleme mekanizmasının niteliği, kullanıcıların sorgu oluşturabilmeleri için sistemin verdiği destek ve sistem arayüzünün kullanılabilirliği, bilgi erişim sürecinde sistemin, kullanıcılara sunduğu ve/veya sunacağı önemli özelliklerdir. 10. Şekil’de sistem özellikleri ve erişim performansı açısından bilgi erişim sistemlerinin işlevleri sunulmuştur.