• Sonuç bulunamadı

Enflasyonun Ekonomik Büyümeyi Belirli Bir Eşik Değer Çerçevesinde

2.2. Enflasyon ve Ekonomik Büyüme İlişkisini İnceleyen Uygulamalı

2.2.3. Enflasyonun Ekonomik Büyümeyi Belirli Bir Eşik Değer Çerçevesinde

Scott ve McKean (1964), 13 gelişmiş ülke için 1949–1959 dönemi için yaptıkları en küçük kareler testi sonuçlarına göre, enflasyon oranının yüzde 2’yi aşması halinde ekonomik büyümenin olumsuz etkilendiğini ortaya koymuşlardır.

Thirlwall ve Barton (1971), 1958-1967 dönemini kapsayan ve yıllık verilerle yatay kesit analiz yöntemini kullandıkları çalışmalarında, enflasyonun yüzde 8’in altında olduğu 17 gelişmiş ülkede enflasyonun ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediğini; enflasyonun yüzde 10’un üstünde olduğu 7 gelişmekte olan ülkede ise enflasyonun ekonomik büyümeyi pozitif yönde etkilediğini tespit etmişlerdir.

Levin ve Zervos (1993), 1960-1989 dönemi 102 ülkenin yıllık verilerini kullanarak gerçekleştirdikleri çalışmada, enflasyon oranının yüzde 80’in üstüne çıktığı durumlarda, enflasyon ile ekonomik büyüme arasında bir ilişki olmadığını, diğer bir deyişle kendi ifadeleri ile duyarsızlaşma hipotezinin geçerli olduğunu ileri sürmüşlerdir. Buna karşılık, enflasyon eşik değerinin yüzde 40 olarak belirlendiği durumda ise enflasyon ile ekonomik büyüme arasında negatif yönlü bir ilişki olduğunu belirlemişlerdir. Aynı zamanda, enflasyonun eşik değerinin yüzde 80 kabul edildiği durumda, İtalya gibi otuz yıllık enflasyon ortalamasının yüzde 10 olduğu ülkelerde enflasyonun yüzde 10’dan yüzde 5’e düşmesi halinde ekonomik büyümenin yüzde 0.2 oranında artacağını fakat enflasyonun eşik değerinin yüzde 40 olduğu durumda bu şekilde bir ilişkinin olmadığı sonucuna ulaşmışlardır.

Sarel (1996), 87 ülkenin 1970–1990 dönemine ait yıllık verileri kullandığı ve panel veri yöntemini benimsediği çalışmasında, enflasyonun yüzde 8’in altında olduğu durumlarda, enflasyonun ekonomik büyüme üzerinde negatif bir etkide bulunmadığını, hatta az da ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkileyebileceğini ileri sürmüştür. Buna karşılık çalışmasında, enflasyonun yüzde 8’in üstünde olduğu durumlarda ise enflasyonun ekonomik büyümeyi negatif yönde etkileyeceğini tespit etmiştir.

Fischer, Sahay ve Végh (1996), 1992-1994 dönemine ait 25 geçiş ekonomisinin yıllık verileri ile gerçekleştirdikleri yatay kesit çalışmalarında, ekonomik büyümenin enflasyonun yüzde 50’nin altında olduğu durumlarda sağlandığını ve dalgalı kur sistemi ile düşük mali açıkların da ekonomik büyüme üzerinde pozitif etki meydana getirdiklerini belirlemişlerdir.

Ghosh ve Knöbl (1997), 1990–1996 dönemi 17 tane geçiş ekonomisinin yıllık verileri ile en küçük kareler yönteminin kullanıldığı çalışmalarında, enflasyonun yüzde 10’un üzerinde olduğu durumlarda enflasyonun ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediğini ortaya koymuşlardır.

Bange, Bernhard, Granato ve Jones (1997), ABD için 1955–1990 dönemi yıllık verileri ile yaptıkları en küçük karaler ve simulasyon yöntemlerini kullandıkları çalışmalarında, yüzde 4’lük bir enflasyon oranının üstündeki her bir birimlik artışın ekonomik büyümenin yüzde 3.1 oranında doğal seviyesinin altına inmesine neden olacağını belirtmişlerdir.

Ghosh and Phillps (1998), 1960–1996 dönemi arası 140 ülkenin yıllık verilerini panel veri yöntemini kullanarak analiz ettikleri çalışmalarında, enflasyon ile ekonomik büyüme arasında istatistiksel olarak anlamlı bir negatif ilişki olduğunu tespit etmişlerdir. Çalışmada enflasyon ile ekonomik büyüme arasında yalnızca istatistiksel olarak anlamlı bir negatif ilişkinin olmadığı, aynı zamanda enflasyonun ekonomik büyümenin önemli belirleyicilerden biri olduğu da belirtilmektedir. Yüzde 2–3 veya daha düşük yıllık enflasyon oranlarının pozitif olduğunun belirlendiği çalışmada, bunun dışındaki durumlarda bu ilişkinin negatif ancak dışbukey olduğu sonucu elde edilmiştir. Buna göre, enflasyonun yüzde 10’dan yüzde 20’ye çıkması durumunda ekonomik büyümede yaşanan azalış, enflasyonun yüzde 40’dan yüzde

50’ye çıkması durumuna göre daha az olmaktadır. Çalışmada ayrıca, yüzde 2.5 seviyesinde bir eşik değer hesaplanmakta ve bu değer üzerindeki enflasyon ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin negatif yönde olduğu tespit edilmiştir.

Christoffersen ve Doyle (1998), 1990–1997 dönemi için 22 tane geçiş ekonomisi olarak tanımlanan ülke ekonomileri için yıllık verileri ve panel veri analiz yöntemini kullanarak yaptıkları çalışmada, enflasyonun eşik değeri olan yüzde 13 seviyesinin üstüne çıktıktan sonra ekonomik büyümeyi negatif etkilediğini ortaya koymuşlardır.

Bruno ve Easterly (1998), ekonomik büyümenin belirleyicilerini ortaya koymak amacıyla yıllık verileri kullandıkları ve doğrusal olmayan bir yaklaşımı benimsedikleri çalışmalarında, yıllık enflasyon oranının yüzde 40’ın üstünde olduğu durumları yüksek enflasyon krizi olarak tanımlamışlardır. Bu tanımdan hareketle, 1961–1994 dönemine ait verileri kullanarak yaptıkları çalışmada, 31 tane enflasyon krizi yaşayan ülkede ekonomik büyümenin yüzde 2.4 oranında azaldığını, buna karşılık krizden sonra ise ekonomik büyümenin yüzde 3.3 oranında arttığı ve kriz öncesi dönemine göre 0.9 oranında daha yüksek bir düzeyde gerçekleştiğini belirlemişlerdir.

Judson ve Orphanides (1999), yıllık veriler ile 1959–1992, 1959–1972, 1973–1992, 1973–1982 ve 1983–1992 dönemleri için 142 gelişmiş ve gelişmekte olan ülke için yaptıkları panel veri yöntemi sonuçlarına göre, enflasyonun yüzde 10’nun üstünde olduğu durumlarda ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediği sonucunu elde etmişlerdir.

Burdekin, Denzau, Keil, Sitthiyot ve Willett (2000), 1967–1992 dönemi 21 tane gelişmiş ve 51 tane gelişmekte olan ülkenin yer aldığı ve yıllık verilerin kullanıldığı çalışmalarında, gelişmiş ülkelerde enflasyonun yüzde 8’in üstüne çıktığı durumlarda ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediğini ortaya koymuşlardır. Gelişmekte olan ülkelerde ise enflasyonun yüzde 3’ün üstünde olduğu durumlarda ekonomik büyümeyi olumlu etkilediğini, fakat enflasyonun yüzde 3 ile 50 arasında gerçekleştiği durumlarda ise enflasyonun ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediğini hesaplamışlardır.

Engelbrecht ve Langley (2001), 1960-1994 dönemi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden oluşan toplam 136 ülkenin yıllık verileri ile yatay kesit analiz yöntemini kullanarak yaptıkları çalışmada, yüzde 40 ve yüzde 8 olmak üzere iki tane eşik değer belirlemişlerdir. Bu eşik değerlerden yüzde 8’lik eşik değer sadece dışa açık olan ülkeler için hesaplanmıştır. Söz konusu eşik değerler aynı zamanda enflasyon krizi olarak değerlendirilmekte birlikte, bu ülkelerden yüzde 40 düzeyinde enflasyon krizi yaşayan 22 ülkede kriz sırasında ekonomik büyümenin yüzde 1.8 oranında azaldığını, kriz sonrasında ise ekonomik büyümenin yüzde 3.5 oranında arttığını ortaya koymuşlardır. Diğer taraftan, dışa açık olan ülkelerde ise kriz sırasında ekonomik büyümenin yüzde 0.8 oranında azaldığı, krizden sonra ise ekonomik büyümenin 1.3 oranında arttığını belirlemişlerdir.

Black, Dowd ve Keith (2001), 1964-1989 dönemi içerisindeki farklı dönemler belirleyerek, 48 ABD eyaleti için yıllık verilerle gerçekleştirdikleri panel veri analizine göre, enflasyonun azalma eğilimi gösterdiği 1980’li yıllarda enflasyon ile ekonomik büyüme arasında pozitif yönlü bir ilişki bulmuşlardır. Buna karşılık, enflasyonun yükseliş eğilimine girdiği 1960’lı ve 1970’li yıllarda enflasyon ile ekonomik büyüme arasında negatif yönlü bir ilişki belirlemişlerdir.

Khan ve Senhadji (2001), 1960–1998 dönemi arasındaki gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden oluşan toplam 140 ülkenin beş yıllık ortalama ve yıllık biçimde olan veriler ile yaptıkları çalışmalarında, doğrusal olmayan en küçük kareler yöntemini kullanarak, enflasyon ve ekonomik büyüme ilişkisinin ortaya çıktığı eşik değerleri hesaplamışlardır. Elde ettikleri sonuçlara göre, gelişmiş ülkelerde enflasyon oranının yüzde 1 ile 3 arasındaki eşik değerinin üstüne çıkması halinde enflasyon ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilerken; gelişmekte olan ülkelerde ise enflasyon oranının enflasyon oranının yüzde 11 ile 12 arasındaki eşik değerlerini aşması halinde, enflasyon ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilemektedir. Burada yüzde 1 ile yüzde 11 beş yıllık verilerin ortalaması ile bulunan değerleri gösterirken, yüzde 3 ile yüzde 12 ise yılık verilere göre bulunan değerleri göstermektedir. Bununla birlikte çalışmada, eşik değerlerin altında ise enflasyonun ekonomik büyüme üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı da öne sürülmektedir.

Yılmaz, Akçay ve Alper (2002), 1970-2000 arası dönemde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 29 gelişmekte olan ülkenin yıllık verilerini kullanarak hazırladıkları çalışma, enflasyon ile ekonomik büyüme arasında doğrusal olmayan bir ilişki belirlemişlerdir. Buna göre, enflasyon oranı yüzde 13 eşik oranının üstünde olduğu zaman enflasyon oranındaki artış ekonomik büyüme hızını olumsuz etkilemektedir.

Caporin ve Di Maria (2002), 1979–1997 dönemi 97 tane gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yer aldığı ve yıllık verilerle birlikte panel veri analizinin kullanıldığı çalışmalarında, enflasyonun yüzde 10’un altında olduğu ülkelerde enflasyon oranındaki bir birimlik artışın ekonomik büyümeyi 0.12 oranında azalttığını belirlemişlerdir. Buna karşılık, enflasyon oranının yüzde 10 ile 30 arasında olduğu ülkelerde enflasyon oranındaki bir birimlik artışın ekonomik büyümeyi yüzde 0.05 oranında ve enflasyonun yüzde 30’un üstünde olduğu ülkelerde ise 0.0004 oranında azalttığı sonucuna ulaşmışlardır. Bununla beraber, çalışmada farklı değişkenler ile yapılan analizlerle de enflasyon ile ekonomik büyüme arasında negatif yönlü bir ilişki olduğu ortaya konulmuştur.

Sepehri ve Moshiri (2004), 1960–1996 dönemi arasında, 24 OECD ülkesi, 14 yüksek orta gelirli ülke, 26 düşük orta gelirli ülke ve 28 tane düşük gelirli ülke olmak üzere toplam 96 ülke için yaptıkları çalışmada düşük orta gelirli ülkeler için yüzde 15, düşük gelirli ülkeler için yüzde 11 ve yüksek orta gelirli ülkeler için yüzde 5 olmak üzere farklı eşik değerleri hesaplamışlardır. Panel veri analizinin ve yıllık verilerin kullanıldığı çalışmada, OECD ülkelerinin tümünün modele katılması halinde ise uzun dönemde enflasyon ile ekonomik büyüme arasında herhangi bir ilişkinin ve bir eşik değerin olmadığı saptanmıştır.

Vaona ve Schiavo (2005), 1960–1990 dönemine ait 160 ülkenin yıllık verileri ile yarı-doğrusal tahmin yöntemini kullandıkları çalışmalarında, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için eşik değerleri hesaplamışlardır. Buna göre, gelişmiş ülkelerde enflasyonun yüzde 10’u aşması durumunda; gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 15’i aşması durumunda enflasyonun ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini ileri sürmüşlerdir. Buna karşılık, söz konusu bu eşik değerlerin

altında ise enflasyonun ekonomik büyüme üzerinde önemli bir etkisinin olmadığını da tespit etmişlerdir.

Pollin ve Zhu (2005), içlerinde yüksek, orta ve düşük gelirli ülkeler ile 21 tane OECD ülkesinin bulunduğu toplam 80 ülke için 1960-2001 dönemini kapsayan çalışmalarında, enflasyonun eşik değerinin 15.2-18.6 arasındaki bir düzeyde olduğunu belirlemişlerdir. Panel veri analiz yöntemiyle yıılık verilerin kullanıldığı çalışmada, enflasyonun eşik değerlerinin altında kaldığı durumlarda, enflasyondaki her yüzde 1’lik bir artışın ekonomik büyümeyi yüzde 0.1 ile yüzde 0.15 oranında artırdığını, buna karşılık enflasyonun söz konusu eşik değerlerin üstünde kaldığı durumlarda ise enflasyonun ekonomik büyüme üzerinde kısıtlayıcı bir etki yaptığını belirlemişlerdir.

Drukker, Gomis-Porqueras ve Hernandez-Verme (2005), 1950–2000 dönemine ait 138 gelişmiş ve gelişmekte olan ülkenin yer aldığı çalışmalarında, enflasyonun eşik değerini yüzde 19.16 olarak hesaplamışlardır. Buna göre enflasyon oranı, söz konusu eşik değerin üstünde kaldığı durumlarda ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilerken; bu oranın altında kaldığı durumlarda ise ekonomik büyümeyi istatistiksel açıdan anlamlı bir şekilde etkilememektedir. Panel veri ve doğrusal olmayan ekonometrik yöntemler ile yıllık verilerin kullanıldığı çalışmada, gelişmiş ülkeler için ise yüzde 2.57 ve yüzde 12.61 olmak üzere iki tane eşik değeri bulunmuştur.

Mubarik (2005), 1973–2000 dönemine ait Pakistan’a ait yıllık enflasyon ve ekonomik büyüme verilerini kullandığı çalışmasında, enflasyonun yüzde 9’un üzerine çıkması halinde, ekonomik büyümeyi negatif yönde etkileyeceği sonucuna ulaşmıştır. Regresyon yönteminin dışında nedensellik test yönteminin de benimsendiği çalışmada, ayrıca enflasyondan ekonomik büyüme doğru yüzde 10 önem düzeyinde tek yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğu tespit edilmiştir.

Ahmed ve Mortaza (2005)’de 1980–2005 dönemine ait yıllık veriler ile Bangladeş üzerine yaptıkları çalışmada enflasyon ile ekonomik büyüme arasında uzun dönemli bir negatif bir ilişki olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Eşbütünleşme ve

1973–2005 dönemi için yapılan diğer bir çalışmada ise Pakistan için bu şekilde bir eşik değer bulunamamıştır. Bkz. (Hussain, 2005: 1–15).

hata düzeltme modelinin kullanıldığı çalışmada, yapısal kırılma testi ile enflasyonun eşik değeri hesaplanmış ve enflasyonun yüzde 6’yı geçtiği durumlarda enflasyonun ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.

Li (2006), 90 gelişmekte olan ülke ve 28 gelişmiş ülke üzerine 1961–2004 dönemi için yaptığı analizde enflasyon ile ekonomik büyüme arasında doğrusal olmayan bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Yılık veriler ve panel veri yönteminin kullanıldığı çalışmada, gelişmekte olan ülkeler için yüzde 14 ve yüzde 38 olmak üzere iki tane eşik değer hesaplanmıştır. Buna göre, enflasyon ilk eşik değerin altında kalırsa, çok kesin olmamakla birlikte ekonomik büyümeyi pozitif yönde etkilerken, iki eşik değerin arasında kaldığı durumlarda ise ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilemekte ve yüzde 38’in üstüne çıktığında enflasyonun ekonomik büyüme üzerindeki etkisi azalmakta fakat ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilemeye devam etmektedir. Bununla birlikte, gelişmekte olan ülkelerde enflasyon oranında meydana gelecek yüzde 10’luk bir artışın ekonomik büyümeyi yüzde 0.2 ile 0.4 arasında azaltacağı çalışmanın diğer bir sonucunu oluşturmaktadır. Diğer taraftan çalışmada, gelişmiş ülkeler için ise eşik değer yüzde 24 olarak bulunmuş ve enflasyonun bu eşik değerin altında kaldığı sürece ekonomik büyümeyi negatif yönde etkileyeceği fakat bu oranın üstüne çıktığında ise ekonomik büyüme üzerindeki olumsuz etkilerinin azalacağı sonucuna ulaşılmıştır. Politika önerisi anlamda Li, hiperenflasyonun ekonomik büyüme üzerinde hiper negatif etkileri olmayacağını belirtmekle birlikte, özellikle gelişmekte olan ülkelerde hükümetlerin ılımlı enflasyonu kontrol etmelerinin ekonomik büyüme açısından önemli olduğunu ifade etmektedir.

Amprik literatüründen de görüleceği üzere, sosyal istikrar ve ekonomik gelişmeyi yok ederek ulusal refahı tehlikeye sokan bir süreç olarak kabul edilen enflasyonun kendi dinamiği ne denli büyük olursa, ekonomik büyümeye ilişkin sonuçları da o ölçüde yıkıcı olmaktadır (Karaçor, 2007: 105). Zira, Türkiye’de de ekonomik büyüme sürecini etkileyen makroekonomik istikrarsızlıkların başında enflasyonun gösterilmesi bu tespiti doğrulamaktadır. Bu nedenle, kısa dönemli makroekonomik istikrarın göstergesi olan enflasyon ile uzun dönem ekonomik büyümenin göstergesi olan ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin ortaya konulması izlenecek ekonomi politikaları açısından büyük önem arz etmektedir (Ay, 2007: 39).

2.3. Enflasyon ve Ekonomik Büyüme İlişkisinin Türkiye Ekonomisi