• Sonuç bulunamadı

2.3. ENFLASYON HEDEFLEMESİ STRATEJİSİ

2.3.3. Enflasyon Hedeflemesi Stratejisine Yöneltilen Eleştiriler

Enflasyon hedeflemesi stratejisine yönelik eleştiriler dört başlık altında ele alınabilir. Bunlardan ikisi, enflasyon hedeflemesinin katı bir şekilde uygulanmasının sonucu olarak üretim dalgalanmalarına ve düşük ekonomik büyümeye neden olmasıdır. Diğer ikisi ise, sinyal vermede gecikme ve hesap verebilirliğin azalmasıdır. Burada söz konusu olan eleştirilerin geçerli olup olmadığı pratik kanıtlarla açıklanmaya çalışılacaktır.

2.3.3.1. Üretim Dalgalanmalarına Neden Olması

Enflasyon hedeflemesi, esnek para politikası olması yanında katı bir şekilde uygulanması halinde, ekonomide meydana gelebilecek beklenmedik şoklara karşı para politikasının esneklik göstermesi mümkün olmayacaktır. Bu durum, merkez bankasının sadece enflasyon hedefine odaklandığı “katı enflasyon hedeflemesi” olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomide meydana gelebilecek beklenmedik şoklar karşısında para politikasının esneklik göstermemesi, üretim dalgalanmalarını kaçınılmaz hale getirecektir. Dolayısıyla, ekonomik büyümeyi kısa dönemde olumsuz etkileyebilecektir. Ancak enflasyon hedeflemesi stratejisi, Asya Krizi’nden başka ciddi bir krizle test edilememiş ve enflasyon hedeflemesinin büyüme istikrarsızlığı üzerinde kanıtlanmış herhangi bir tecrübe söz konusu değildir235. Ayrıca enflasyon hedeflemesi, katı hedefleme şeklinde uygulanabildiği gibi, merkez bankasının enflasyon hedefinin yanında faiz oranı, döviz kuru, üretim ve istihdam gibi başka hedeflerinin olması şeklinde de uygulanabilmektedir.236

2.3.3.2. Düşük Ekonomik Büyüme Performansı

Enflasyon hedeflemesi üzerine yöneltilen eleştirilerin önemli bir kısmı, enflasyon hedeflemesi rejiminin oldukça katı bir uygulama olması nedeniyle, enflasyon hedeflemesinin üretim istikrarsızlığını arttırması ve düşük ekonomik büyüme sağlaması üzerinedir. Ancak bu dezavantajlar Mishkin ve Bernanke tarafından tartışılmış, uygun bir enflasyon hedeflemesi stratejisinin oluşturulmasında

235

Akyazı, a.g.k., s. 30.

236

Merkez bankasının enflasyon hedefinden başka hedefinin olmaması katı enflasyon hedeflemesi, merkez bankasının enflasyon hedefinin yanında faiz oranı, döviz kuru, üretim ve istihdam gibi başka hedeflerinin olması ise esnek enflasyon hedeflemesini ifade eder. Ayrıntılı bilgi için bkz. Alina Carare, Mark R. Stone, “Inflation Targeting Regimes,” European Economic Review, Volume 50, Issue 5, July 2006, pp. 1297-1299.

gerçekte önemsenecek dezavantajlar olmadığı vurgulanmıştır237. Aşağıda söz konusu eleştirilerin enflasyon hedeflemesi stratejisinin oluşturulmasında gerçekte önemsenecek dezavantajlar olmadığı açıklanmaya çalışılacaktır.

Aslında enflasyon hedeflemesi, ülke uygulamalarına bakıldığında, katı olmaktan oldukça uzaktır. Çünkü enflasyon hedeflemesi stratejisi, merkez bankasının enflasyon hedefine ulaşma yönünde kullanacağı politika araçlarını belirlerken ve bunları kullanırken, enflasyon üzerine etki edebilecek mevcut bütün bilgileri kullanmayı gerektirmektedir. Yani bu politikada kural, tek bir değişkene bağlı değildir. Bununla birlikte enflasyon hedefleri, ekonomideki koşullara göre değiştirilebilmektedir. Bu şekilde sağlanan esnekliğin zaman tutarsızlığı problemine yol açmaması için politikada; şeffaflık, kamuoyu ile iletişim ve hesap verebilirliğin arttırılmasına büyük önem verilmektedir238.

Ekonomide meydana gelebilecek beklenmedik şoklar karşısında para politikasının sıkı bir şekilde takip edilmesi yani merkez bankasının sadece enflasyon hedefine odaklanması, üretim dalgalanmalarına neden olabilmektedir. Aslında, enflasyon hedeflemesinin sadece bir enflasyon üzerinde yoğunlaşmayı gerektirmediği; aynı zamanda politika yapıcıların üretim dalgalanmalarına olan ilgisinin, hedeflenen enflasyon oranının sıfırın üzerinde belirlemelerinden anlaşılmaktadır. Bu durum ülke uygulamalarına bakıldığında açıkça görülmektedir. Öyle ki, Yeni Zelanda enflasyon hedefini ortalama %1,5; Kanada ve İsveç, %2; İngiltere, Avustralya ve İspanya %2,5 iken İsrail %8,5 olarak belirlemişlerdir. Enflasyon hedeflerinin sıfırın üzerinde belirlenmesi; para politikacılarının, düşük enflasyon oranlarının ekonomik aktivite üzerindeki olumsuz etkilerinin ortaya çıkması endişesinden kaynaklanmaktadır. Öyle ki enflasyonunu sürekli düştüğü negatif enflasyon bir başka ifadeyle deflasyon durumunda, finansal istikrarsızlığın kaynağı olarak görülmektedir. Son yıllarda Japonya’da yaşanan bu süreç, finansal sisteminin zayıflamasına ve ekonomik aktivitenin zayıflamasına neden olmuştur. Bu nedenle birçok iktisatçı, Japonya’nın enflasyon hedefini sıfırın üzerinde belirlemeye

237

Mishkin ,“Inflation Targeting in Emerging Market Countries,” p. 4.

238

davet etmesinin temel amacı olmuştur. Bu bağlamda, enflasyon hedefinin sıfırın üzerinde tutulması deflasyon riskini azaltacaktır239.

Enflasyon hedeflemesinde esnekliğin bir başka unsuru ise, enerji ve hammadde arzındaki sınırlamalar gibi üretim üzerinde önemli olumsuz etkileri olan arz şoklarına karşı enflasyon hedefinden sapmalara izin verilmesidir. Bir arz şokundan sonra merkez bankası, resmi enflasyon hedeflerinin dayandığı fiyat endeksini genellikle “arz şoklarının” etkilerini içermeyecek şekilde ve yumuşatacak şekilde tanımlamaktadır. Yani enflasyon hedeflemesi, arz şoku ile oluşacak sapmalar ve bunlara karşı alınabilecek önlemlerin nedenlerini kamuoyuna açıklayabilmektedir240.

2.3.3.3. Sinyal Vermede Gecikmelere Neden Olması

Döviz kuru hedeflemesi ve parasal hedeflemeden farklı olarak; enflasyon, para otoritelerince kolayca kontrol edilemez. Bununla birlikte, para politikası etkilerindeki uzun ve değişken süreli gecikmeler nedeniyle, enflasyonist sonuçlar önemli bir gecikmeyle kendini gösterir. Bu nedenle enflasyon hedefi, halka ve piyasalara para politikasının durumu ile ilgili olarak çabuk sinyaller gönderemez241. Nitekim parasal büyüklükler tarafından gönderilen sinyallerin çok güçlü olmadığı ve döviz kurunun sabitlenmesi durumunda ise aşırı genişleyen para politikasına ilişkin sinyaller alınamayacağını daha önce vurgulamıştık. Bu nedenle, parasal hedefleme ve döviz kuru hedeflemesi stratejisinin enflasyon hedeflemesinden üstün olduğu sonucuna varılamaz.

2.3.3.4. Hesap Verebilirliğin Azalması

Enflasyon hedeflemesi, ileriye dönük belirli bir zaman dilimini kapsayan enflasyon oranı için resmi nitelikli sayısal hedeflerin kamuoyuna ilan edildiği bir para politikası stratejisidir242. Bu bakımdan, ileriye dönük enflasyon tahminlerinin gerçeklememesi durumunda para otoritesinin uyguladığı politikaya karşı, hesap verebilirliğini zayıflatır ve güven kaybı da söz konusu olabilir. Ancak Bernanke ve

239

Mishkin ,“International Experiences wiht Different Monetary Policy Regimes,” p.20.

240

Işılar, Çakmak ve Yavuz, a.g.k., s. 158.

241

Işılar, Çakmak ve Yavuz, a.g.e., s. 156.

242

Mishkin’in de savunduğu243 gibi, 1970’li yıllarda enflasyon tahminlerinin güç olmasının nedeni, o yıllarda yaşanan petrol fiyatlarındaki aşırı yükselme sonucu oluşan stagflasyon olgusudur. Stagflasyon ortamından çıkılmasını izleyen yıllara gelindiğinde, özellikle gelişmiş ülkelerde düşük ve istikrarlı enflasyon oranlarına ulaşılması ile enflasyon tahminlerinin daha sağlıklı bir şekilde yapılabileceğini öne sürmüşlerdir.