• Sonuç bulunamadı

B. Sosyal Yetkinlikler

B.1. Empati

Rogers’a (1970) göre empati, bir kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesidir. Hoffman’a (1978) göre insanlar kendilerine benzer insanlarla empati kurmada daha istekli ve başarılı olmaktadırlar. Hoffman’ın empati gelişimi aşamaları aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Tablo 5

Hoffman’ ın Empati Gelişim Aşamaları*

HOFFMAN’IN EMPATİ GELİŞİM AŞAMALARI

TANIM ÖRNEK

Üzüntü Reaksiyonu Çocuklar diğer bireyin üzüntüsüne tepki verirler. Ancak o bireyin üzüntüsü- nün farkında olduğunu Belli etmezler.

Bir çocuğun düştüğünü ve ağlamaya başladığını gö- ren 11 aylık bebek sanki ağlayacakmış gibi görü- nür, başını annesinin bacaklarının arasına saklar ve parmağını emer. Bireyin Sürekliliği Çocuk, diğer bireyin ü-

züntülü olduğunu anlaya- bilir. Ancak diğer bireyin kendisinden farklı gerek- sinimleri olduğunun far- kında değildir. Bu neden- le uygun olmayan tepkiler verir.

Başka bir çocuğun düştüğünü gören çocuk, diğer çocuğun annesi yanında olsa bile onu rahatlatmak için kendi annesini götürür.

Rol Alma Çocuk, diğerinin üzüntü- lerine uygun tepkiler ve- rir, çünkü kendisini diğe- rinin yerine koyabilir.

7 yaşındaki çocuk öğle yemeği parasını kaybettiği için üzüntülü olan arka- daşını düşünür ve onunla kendi öğle yemeğini paylaşır.

Empati Çocuk hayat deneyimi art- tıkça üzüntülerden daha çok haberdar olur ve akut durumlara olduğu kadar kronik durumlara da em geliştirir.

12 yaşındaki çocuk kendi- sinden daha az şanslı olan bireylerin üzüntüsünü ha- fifletmek için yardım için para toplarlar.

Freud’a göre empati, bir başkasının tecrübesi ile düşünmek, araştırmak ve bulmaktadır. Kohut ise Freud’un etkisine kalarak, psikoanalitik çerçeve içinde empatiyi başka bir insanın iç dünyasına girerek olaylara onun bakış açısıyla bakması, onun duygu ve düşüncelerini, ihtiyaçlarını doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletme kapasitesi olarak tanımlamıştır (Akt: Tanrıdağ, 1992: 12; Beceren, 2002; Dökmen, 1998: 135). Söz konusu olan onlar gibi düşünebilip, davranabilmek, onları oldukları gibi kabullenebilmek ve hal ve hareketlerine saygı göstermektir (Beceren, 2002).

Dökmen’ in geliştirdiği empati tepki basamakları, onlar, sen, ben ve biz olmak üzere dört basamaktan oluşur. Her basamakta kendi içerisinde “düşünce ve duygu” olmak üzere iki alt basamağı içermektedir (Dökmen, 1988: 43). Birinci basamak onlar basamağı; empatik tepki veren kişi, kendisine anlatılan psikolojik bir sorun karşısında, sorunla ilgili kişiyle ilgilenmediği gibi, soruna ilişkin duygu ve düşüncelerinden söz etmez. İkinci basamak ben basamağı; empatik tepki veren kişi, ben-merkezci davranmaktadır, kişi kendine iletilen sorunla ilgilenmek yerine, sorunla ilgili duygu ve düşüncelerini aktarır. Üçüncü basamak sen basamağı; tepki veren kişi, kendisine ve topluma ilişkin bakış açısından sıyrılarak, kendisini karşısındaki kişi yerine koyar, onun sorunu üzerinde yoğunlaşır. Dördüncü basamak biz basamağı, tepki veren kişi, belli olaylar karşısında birbirlerinin düşünce ve duyguları hakkında tahminler yapar.

Yaşam koşullarındaki olumsuzlukların, kişilerin arasındaki çatışmaların, stresli koşulların, empatik beceri üzerinde etkilerinin olduğu belirlenmiştir (Köksal, 1997). Duygusal ihmal empatiyi köreltir; zalim, sadistçe tehditler, aşağılamalar ve salt kötülük içeren yoğun ve ısrarlı duygusal taciz ise mantığa aykırı bir sonuç doğurur (Goleman, 1998: 144).

Araştırmalar, empatik duyguları güçlü olan kişilerin sosyal çevreden gelen uyarılara cevap vermede ve sosyal bir ağ kurmada daha başarılıdırlar (Salovey, 2000). Yapılan araştırmalar, empati düzeyleri yüksek olan bireylerin, düşük olan

bireylere oranla daha fazla yardım davranışında bulundukları belirlenmiştir (Köksal, 1997).

Araştırmalar, kadınların erkeklere oranla daha empatik olduklarını göstermiştir. Bunun sebebi erkeklerin beynin sol yarım küresini, kızların ise sağ yarım küresini kullandıklarının tespit edilmesidir (Brody, 1993: 129). Aynı araştırma, kızlar sağ yarım küreye bağlı olarak duygusal süreçler de sezgilerine güvenirken, erkekler sol yarımküreye bağlı olarak analitik düşünceye güvendiklerini göstermektedir.

B.1.1. Empati Bileşenleri

Her ne kadar empatinin bileşenlerinin neler olduğu konusunda araştırmacılar arasında bazı görüş farklılıkları varsa da, bugün için çoğunluğun üzerinde uzlaştığı görüş, empatinin bilişsel ve duygusal bileşenlerden oluştuğu yolundadır (Pecukonis, 1990; Porsky, 1990). Empati sahibi kişi (Baltaş, 2006: 24–25);

- Başkalarının duygularıyla tanışık ve barışıktır, - Duygusal ipuçlarına duyarlıdır ve iyi dinler,

- Duyarlı davranır ve başkalarının bakış açısını anlar,

- Başka insanların ihtiyaç ve duygularını anlayarak onlara yardımcı olur.

Diğer insanları anlamak: Bu duygusal yeterlilik, hem kişinin kendini kontrol etmesine hem de empatiye dayanır ve insanların kendi bakış açısı içerisinde yer almak yerine, durumu berrak bir şekilde görmelerini mümkün kılar (Goleman, 2001).

Başkalarını geliştirmek: Başkalarına yardım etmek, işbirliği yapmak, bir iş yapımında gönüllü olmak olumlu sosyal davranışlardır. Bireyin insanlara yardım edebilmesi, onların beklentilerine cevap verebilmesi, gerekli olan şartların yaratılması ve onların yeteneklerinin gelişimi için onları doğru algılaması gerekir. Rehberlik yapma, cesaretlendirme, destekleme başkalarını geliştirmek için yapılan davranışlardır.

Hizmete yönelik olmak: Hizmete yönelimli kişiler, farklı durumlarda hangi duygu ifadelerini ve duygu kontrollerini kullanacaklarını iyi bilirler. Bireylerin rollerine mesleklerine göre beklenen duygu durumları içerisine girmeleri duygusal zekalarıyla alakalıdır. İnsanlar tüm duygu emarelerini saklamaya çalışsalar bile, hisler yine de bir şekilde dışarı sızar. Bu anlamda duygular söz konusu olduğunda iletişimsizlik mümkün değildir (Goleman, 2007: 109).

Benzer Belgeler