• Sonuç bulunamadı

Emine Akyüz’e Ait Değirmen (Ankara/Güdül)

Belgede YAŞAYAN GELENEKSEL MİMARİ (sayfa 168-200)

Derleyen: Gözde GÖÇMEN Derleme Yeri: Ankara/Güdül

Kaynak Kişi: Emin AKYÜZ,1955, ilkokul, çiftçi Yapıda Kullanılan Malzeme: Taş, ahşap, kerpiç

Yapının Bulunduğu konum: Güdül merkezden uzakta bir su kuyunun yanında bulunmaktadır.

Yapım Yılı: 1900

Yapım Tekniği: Taş yığma tekniği ile örülen duvarların arasına ahşap malzeme konularak, duvarlar kerpiçle desteklenmiş ve sıvanmış-tır.

Yapının İşlevi: Yapı değirmen olarak kullanılmaktadır. İki bölüm-den oluşur. Yapının dış bölümünde tarhanalık unun ve bulgurun kabu-ğundan soyulması için ayrı bir dibek değirmeni bulunmaktadır. Dibek değirmeninin yanında ise savurma sistemi vardır.

Dibeğin içerisindeki tenekeden yapılmış kapak yardımıyla, öğütü-len buğday ve bulgurlar dışarı çıkarılmaktadır. Dibek değirmeni yanın-da bulunan savurma sisteminin uzun bir borusu vardır. Borunun altınyanın-da bulunan kısım, tozundan ve kepeğinden ayrılan temiz bulguru dökme-ye yarar. Bu işlem; borunun üst kısmından ayrıştırılmamış bulgur dökül-düğünde, alt kısmındaki makinenin hava üflemesiyle bulgurun yarıktan aşağı düşmesi, toz ve kepeğin borunun yukarı kısmındaki taş bölmede kalmasıyla gerçekleşmektedir.

Değirmenin ikinci bölümünde ise öğütmeye hazırlık, öğütme, çuvallama ve kırma kısımları bulunmaktadır.

Değirmenin içerisinde buğdayın öğütmeye hazır hale getirebilmesi için kullanılan, selektör, yıkama makinesi, kurutma makinesi, dinlendir-me teknesi vardır.

Selektörün buğdayı ayrıştırabilmesi için değirmenin içerisine açıl-mış olan çukura buğday boşaltılmaktadır. Boşaltılan buğday, helezonlar ile yukarı doğru çekilerek selektöre çıkarılmaktadır. Buğdayın içerisinde bulunan taşlar ve olgunlaşmamış taneler selektörde elenmektedir.

Eleme işlemi bittikten sonra yine helezonlar yardımı ile buğday

Türkiye’de 2003 Yılında Yaşayan Geleneksel Mimari

169 önce yıkama daha sonra ise kurutma makinesine alınmaktadır. Bu işlem-lerden sonra buğday dinlenmeye bırakılır. Buğday dinlenme teknesin-den alındıktan sonra öğütme işlemine geçilir.

Öğütme işlemi iki makine ile gerçekleştirilir ve bu makinelerin içe-risinde buğdayı öğüten iki büyük taş bulunmaktadır. Bu işlemden sonra buğday çuvallama işlemi için ipek eleklere alınmaktadır ve makinenin altına yerleştirilen çuvallara elekten geçen un doldurulmaktadır.

Değirmenin kırma adı verilen bölümünde ise hayvanların yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla çeşitli işlemler yapılmaktadır. Kırma makinesinin üstünden boşaltılan ürün çuvallara doldurulmaktadır.

Taş Fırın (Afyon/İhsaniye-Ayazin)

Derleyen: Tolga SEVİNÇ

Derleme Yeri: Afyon/İhsaniye- Ayazin Kaynak Kişi: Davut ŞEN, 1974

Yapıda Kullanılan Malzeme: Taş, tuğla, çamur, toprak, su, saman, kireç Yapının Bulunduğu

konum:-Yapım Yılı: 1970

Yapım Tekniği: Yapının dışı tuğladan, ekmek pişirilen yer taştandır.

(F:177) Fırın yapılırken öncelikle fırının yapılacağı yüzey temizlenmiştir.

Daha sonra fırının yapımında kullanılacak taşlar hazır hale getirilmiştir.

İlk önce fırının alt bölümü yani fırın taşı yapılmıştır. Alt bölüm yapıldık-tan sonra üst bölümde ekmekler pişirileceği için temiz bir yüzey elde etmek gerekmektedir. Üst bölümde taşlar çizilen daire planına uygun olarak örülmüştür. Bu işlem gerçekleştikten sonra içinin sıvanması için çamur hazır hale getirilmiştir.

Ekmeğin pişirildiği taşa; fırın taşı denilmektedir. Bu taşlar, Ayazin ocaklarına ait, özel idareden kiralanmış bir bölgeden elde edilmekte-dir. Bu taş ısıyı çok çabuk ilettiği ve uzun süre muhafaza ettiği için kul-lanılmaktadır. Fırın taşının ortasında bir delik bulunmaktadır. 30x30 kare kesitinde olan bu delik, alevin fırının üstüne vurmasını sağlamak-tadır. Altında ateş yakılmakta ve fırının üzeri kızgınlaştırılmaksağlamak-tadır. Fırı-nın dumanı evin yüksekliğinden iki metre daha yükseklikteki tuğladan yapılmış bir bacayla dışarı iletilmektedir.

Yapının İşlevi: Fırın olarak kullanılan yapıda “yazmalı yuva” deni-len bir bölüm bulunmaktadır. Hamur evde yoğrulup fırına getirildikten sonra bu yazmalı yuva denen bölümde ekmek şeklinde yazılmaktadır.

Fırının işlek bir fırın olması nedeniyle ve ekmeklerin karışmasını engelle-mek amacıyla Ayazin halk fırınında iki tane yazmalı yuva bulunmaktadır.

Bu yazmalı yuvaların birinin üstünden eve gidilebilen bir bölüm bulun-maktadır. Ayrıca fırının önünde taştan oyulmuş bir yalak bulunbulun-maktadır.

Bu yalağın içine su doldurarak fırının temizlenmesi için kullanılacak su temin edilmektedir. Fırıncı fırını temizleyeceği zaman yalağın deliğini tıkayarak su birikmesini sağlamaktadır. İşi bittikten sonra deliği açar ve pis su kanalizasyona gider.

Türkiye’de 2003 Yılında Yaşayan Geleneksel Mimari

171 Ayazin halk fırını bir şahsın malı olmasına rağmen kasabada herkes ekmeğini pişirebilir. Fırını kullanacak kişiler, fırın sahibi ile diyalog kurup sıra almaktadırlar. Fırın sahibi fırını kullananlardan maddi ve manevi hiçbir şey talep etmez. Fırını kullananlar sadece fırın sahibine pay bırak-maktadırlar. Bu payın herhangi bir ölçütü yoktur. Gönüllerinden ne koparsa verirler. Fırını kullananlar, bu payı “bu taşın hakkıdır” diye ver-mektedirler. Yani fırını yapan kişinin emeğinin karşılığı olarak verirler.

Fırının kesin bir açılış-kapanış saati yoktur. Fırın sahibinden izin alın-ması koşuluyla akşam 10:30–11:00’a kadar kullanılabilir. Sabahleyin de sabah ezanından sonra kullanıma açılabilir. Ancak daha öncede belir-tildiği gibi fırın sahibinin onayı olması gerekmektedir. Çünkü fırın eve bitişiktir ve yangın gibi hadiselerin olması mümkündür. Fırın sahibinin bu tip tehlikelere karşı önceden önlemini alması için fırın, onun bilgisi dâhilinde kullanılmaktadır.

Fırına sağ ayakla girilmeye dikkat edilmekte ve fırına girilirken ve ekmek fırına sürülürken besmele çekilmektedir.

Fırına farklı kişiler tarafından getirilen ekmeklerin karışmaması için hanımlar, parmaklarıyla iz yapmaktadırlar. Örneğin; üç aile geldi. Üçü de on beşer ekmek yaptıracak, Ailelerden biri tek parmağını, öbür diğeri de üç parmağını hamura gömerek ekmeklerin karışmasını önlemektedir-ler. Dinlenen hamur tahtalarla ekmek küreğinin üzerine konulmaktadır.

Ekmekler, ekmek küreği ile fırına sürülmektedir. Ekmeğin iyi pişmesi için zaman zaman ekmek küreği ile çevrilmektedir. Kasabalılar genellikle büyük, daire şeklinde, ortası şişkin ekmekler yapmayı tercih etmektedir-ler. Ekmeğin bayatlamaması için içine haşlanmış ve rendelenmiş ekmek konulmaktadır. Böylece ekmeğin bir hafta boyunca taze kalması sağlan-maktadır. Fırını kullanan herkes kendi yakacağını kendi getirmektedir.

Fırın sahibi sadece sabahları fırını ısıtmakla yükümlüdür.

Daha sonraki saatlerde fırının sıcaklığı kullananlar tarafından ayar-lanmaktadır. Fırında yakacak olarak odun kullanılmaktadır.

Fırın sahibi fırının genel temizliğini sabah açıldığı ve akşam kapan-dığı zaman yapmaktadır. Ekmeklerin yazılkapan-dığı yerdeki örtüler haftada 2–3 kez değiştirilmektedir. Fırının içinin temizliği ise bir değneğin ucuna bağlanan ıslak bezle yapılır. Bu yapılırken fırının içine girilmez. Dışardan değnekle yapılmaktadır.

Fırında ekmekten başka; güveç, balık, baklava, keşkek, gölle, kabak ve pancar gibi yemeklerde yapılabilir.

Ayazin halkının günlük besin ihtiyacını karşılayan en önemli yiye-cek fırında yapılan bükmelerdir. Bükmelerde hamurdan yapılmaktadır.

Hamuru, ekmek hamuru gibi yoğrulur. El büyüklüğündeki hamurlar yassılaştırılarak içerisine patates, yoğurt, peynir, mercimek, ıspanak gibi malzemeler konularak çeşitleri hazırlanmaktadır.

Bükmeler sini şeklindeki büyük tepsilerde fırına sürülerek pişiril-mektedir. Fırında yapılan börek çeşitleri kışın daha fazladır. Çünkü kasa-balı yazın zamanın büyük bir bölümünü tarlada geçirmek zorundadır.

Kışın eli boşalan kadınlar, çeşitli ve güzel yemekler yapacak zamanı bulabilirler. Fırın ramazanda geceleri de açıktır ve sahurluk yemekler burada yapılır.

Fırında iki tane ekmek küreği bulunmaktadır. Bu kürekler yaklaşık olarak 2 cm uzunluğundadır ve tahtadandır. Çam ağacından yapılmak-tadır. Küreğin ucuna söğütten, 40cm eninde 60cm uzunluğunda bir sap yapılmaktadır. Ekmek fırınına sürülürken bu saptan yararlanılmaktadır.

Bunların dışında fırında 60-70cm uzunluğunda; 50cm genişliğinde çamdan yapılmış yastırgaç denilen bir alet bulunmaktadır. Yastırgacın bir tarafının tam ortasına, onun rahat taşınabilmesi için bir sap yapıl-maktadır. Bunun büyüklüğü tam bir el kadardır. Acil ekmek gerektiği zaman yastırgacın üzerinde hamur yoğrulabilmektedir.

Fırında 3 kova su bulunmaktadır: Biri kadınların hamurlu ellerini yıkaması içindir, diğeri fırını silerken kullanılan su, öbürü de içilen sudur.

Ayrıca fırını silmek için kullanılan bir bez vardır. Bu bez temiz olmak koşuluyla eski giysilerden de yapılabilmektedir. Ama bu bezin kalın olmasına dikkat edilmektedir. Bu bez 1,5m civarındaki bir söğüt ağacı-nın ucuna iple bağlanmaktadır.

Türkiye’de 2003 Yılında Yaşayan Geleneksel Mimari

173

Taş Fırın (Zonguldak/Ereğli-Hasbeyler)

Derleyen: Nuri ÇAKIR

Derleme Yeri: Zonguldak/Ereğli-Hasbeyler köyü Kaynak Kişi 1: Muzaffer ÜNAL, 1928, Hasbeyler Köyü Kaynak Kişi 2: Havva ÇAKIR, 1920, Hasbeyler köyü

Yapıda Kullanılan Malzeme: Çakıl, ırmak taşı, ak toprak, ateş kiremidi, kayın ağacı Yapının Bulunduğu

konum:-Yapım Yılı: 1850–1860 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir.

Yapım Tekniği: Irmak kenarından çakıl ve ırmak taşları, ormandan ise kayın ağacı temin edilmiştir. İlk olarak çamur haline getirilen toprak, özel kalıplara dökülerek pişirilmiştir. Bu işlemden sonra ateş tuğlası ve ateş kiremidi yapılmıştır.

Fırının yapılacağı yer düzleştirilmiştir. Irmaktan getirilen taşlar, “ak toprak” ve çimento ile örülmeye başlanmıştır. (F:178) Fırının dış kısmı belli bir seviyeye kadar (1–1,5 m) taşlarla örülmüştür. Daha sonra ak top-rak ile ateş tuğlası tabana döşenmiştir. Döşeme işinden sonra fırının iç kenarları ak toprak ve ateş tuğlası ile kemer şeklinde örülmüştür. Örül-me işleminde ak toprağın kullanılmasının nedeni, ak toprağın ısıya karşı dayanıklı olmasındandır.

Örme işi bittikten sonra sağlam olması ve yapıma uygun olduğu için kayın ağacı kullanılarak fırının üst kısmı örtülmüştür. Yapımında taş kullanıldığı için bu fırına “taş fırın” da denilir.

Yapının İşlevi: Yapı fırın olarak kullanılmaktadır. (F:179) Fırın bir aile tarafından yaptırılmıştır, köyün orta yerindedir ve köylünün ortak kul-lanımına açıktır. Fırına ekmek koyan aile fırın sahibine pişen ekmekten birkaç tane vermektedir. Fırın yaklaşık olarak 40–50 arası ekmek almak-tadır. Fırına ekmek, genellikle bayram ve düğünlerde konulmakalmak-tadır.

Karışıklığı önlemek amacıyla fırına ekmek koyan aileler köyde bulunan diğer ailelere haber vermektedirler.

Fırın yapılırken içine ekmek sürülebilmesi için ön tarafı açık bırakıl-mıştır. Açık bırakılan bu bölme ekmek pişerken bir sac kapakla kapatıl-maktadır.

 Ak toprak: Evlerin ısı ve su yalıtımını sağlamak amacıyla badana, sıva ve çatı kaplamada kul-lanılan topraktır.

Fırının sağ tarafında ise “temek” adı verilen küçük bir baca bulun-maktadır.

Fırının ön tarafında sol üst kenarda küçük bir oyuk bulunmaktadır.

Aydınlatmayı sağlamak için buraya geçmişte kandil konulurmuş.

Ekmek yapımı dışında fırının değişik işlevleri bulunmaktadır. Günü-müzde olmasa da geçmişte fırına mısır, “taşut” (elma), bazı zamanlarda da “kömeç” (börek) konulurmuş.

Elmalar küçük dilimler halinde kesilir, fırına atılır ve fırında iyice kurutulurmuş. Kuruyan bu elma dilimlerinden de kış aylarında “Höbbü-lü” adı verilen yemek yapılırmış. Mısır değirmende öğütmek için kurutu-lurmuş.

 Daha önceki çalışmalarda yer alan yörelerde, ahırdan hayvan pisliğinin dışarı atıldığı, dışarı-dan samanlığa saman atılan küçük pencerelere temek/tamek denilmişti.

Türkiye’de 2003 Yılında Yaşayan Geleneksel Mimari

175

Un Değirmeni (Kırşehir/Kaman-Tatık)

Derleyen: Nurten AKÇA

Derleme Yeri: Kırşehir/ Kaman-Tatık Köyü

Kaynak Kişi: Mustafa GÜNGÖR, 1960, ilköğretim, çiftçi Yapıda Kullanılan Malzeme: Taş, kerpiç

Yapının Bulunduğu Konum: Bir çay kenarında bulunmaktadır.

Yapım Yılı: 1970

Yapım Tekniği: Taş ve kerpiç kullanılarak inşa edilmiştir. Çatısı kire-mitle kapatılmıştır.

Yapının İşlevi: Yapı un değirmeni olarak kullanılmaktadır. İçinde değirmen makinesi vardır. Ambar ve öğütme işinin yapıldığı iki kısım mevcuttur.

Ambarın bir iç, bir de dış kapısı vardır. Öğütülen ürün iç kapıdan ambara taşınır, dış kapı ürünü kolayca dışarı çıkarılabilmek için büyük yapılmıştır.

Makinelerin bulunduğu kısım da üç bölümden oluşur. Birinci bölümde buğday öğütülüp un elde edilir. İkinci bölümde bulgur elde edilir. Üçüncü bölümde ise hayvanlara yem olarak arpa kırılır. Bu bölüm-ler herhangi bir şeyle ayrılmamıştır. Aynı oda içerisindedir.

Yapının dışında iki ayrı havuz/derince bölümler bulunmaktadır.

Bunlardan biri bulgurun nemlendirilmesi için diğeri kırılan arpanın konulması için kullanılır.

Yunak ve Fırın

Derleyen: Ferhat ÖZMEN Derleme Yeri: –

Kaynak Kişi 1: Meryem UĞUR,1923, okuma-yazması yok

Yapıda Kullanılan Malzeme: Taş, ahşap, çamur, saman, su, toprak Yapının Bulunduğu konum: Su kenarında bulunmaktadır.

Yapım Yılı:

-Yapım Tekniği: Yapının duvarları düzgünleştirilmiş taşla örülmüş-tür. Taşların arasında çamur kullanılmıştır. Ahşap malzeme olarak kalın ve dayanıklı olan meşe, çam, gürgen gibi ağaçlar kullanılmıştır. Çatıda kullanılan bu ahşap malzemenin üzeri ince oduncuklarla kapatılmış-tır. Oduncukların üzerine su geçirmez bir örtü örtülmüş, bunun üzeri-ne kum serpilip çiğüzeri-nenmiştir. Serilen kum sıkıştırılmıştır. Bu çatı/dama

‘demiste’ denir. Yunağın duvarı çift sıra taşla örülmüştür.

Yapının İşlevi: Yapı yunak olarak kullanılmaktadır. Yunağın en önemli işlevi, köylünün temizlik ihtiyacını karşılamaktır. Yunağın demis-tesi çok amaçlı kullanılmaktadır. Yıkanan elbiseler, burada iplerde kuru-tulmaktadır.

Yunağa gidileceği akşam bütün hazırlıklar yapılmaktadır. Suyu ısıt-mak için kazan ve odun, yıkanacak kirli elbiseler, eğer gece kalınacaksa gaz lambası at arabasına yüklenir.

Giysilerin temizlenmesi için kil ve tokaç kullanılır.

177 Fotoğraf 1: Yemek pişirilen

tandır.

Fotoğraf 2: Yapının iki ayrı kapı-sından biri ve kapı tokmakları.

FOTOĞRAFLAR

Fotoğraf 3: Yapının içinde bulunan hamamın kapısı ve kabartma süslemeler.

Fotoğraf 4: Mutfakta bulunan ahşap raflar.

Fotoğraf 5: Dantelli örtüler, minderler serilmiş sedir ve ortada mangal görülüyor.

Fotoğraf 6: Üstü yük-lük olan dolabın altı yakacak depolanan kısımdır.

179 Fotoğraf 7: Gözgöre

deni-len ahşap raflar.

Fotoğraf 8: Gün ışığını odaya dağıtarak yansıtan ve ayna işlevi gören küre. Ahşap tavanla pervazlar arasında duvar süsleri görülmektedir. Bu süslemede kullanılan renkler kök boyadan elde edilmektedir.

Fotoğraf 9: Çiçeklik adı verilen, vitrin işlevi gören ahşap bölüm. Duvarlarda kök boya ile yapılan kalem işi süsleme-ler görülmektedir.

Fotoğraf 10: Duvar-dan desteklenen demir kilit sistemi.

Fotoğraf 11: Kırmızı renkli cephe.

Fotoğraf 12: Giriş katın duvarlarının taş ve briket, üst katın ise tuğla ve tahtalardan oluş-tuğu görülmekte.

181 Fotoğraf 13: Yapının ön cepheden görü-nüşü. İş yeri olarak kullanılan kısım geç-mişte hayvan barınağı olarak işlev görmüş.

Fotoğraf 14: Nertek, duvara dayalı duran ahşap kapının arkasına direnç olacak şekil-de yerleştirilerek kilit işlevi görür.

Fotoğraf 15: Eyvan, diğer odalar eyvana açılıyor. Sofaya göre biraz daha dar gele-neksel halk mimarisi-nin iç dekorasyonun-da yer minderi olarak karşımıza çıkan yer oturumları görül-mekte.

Fotoğraf 16: Avluya inen ahşap merdiven ve yatay kapağı.

Fotoğraf 17: Sahanlık adı verilen raf/terek.

Fotoğraf 18: Köşkü/seki len yükselti. İçinde kirelik deni-len banyoluk bulunmaktadır.

Sedir olarak kullanılmaktadır.

183 Fotoğraf 19: Bağdadi

yapı örneği: Taş ve ahşap iskelet ile pencerelerin dışa açılan kapakları.

Fotoğraf 20: Kapının sürgülü kilit sistemi.

Fotoğraf 21: Salon-dan ahıra inen mer-divenler ve kepenk.

Fotoğraf 22: Ahır ve hayvanların yemliği.

Fotoğraf 23: Tandır evi.

Fotoğraf 24: Gelenek-sel Türk halk mima-risinin iç dekorasyon örneği. Sedir, yastıkla-rın üzerinde danteller ve duvar halısı.

185 Fotoğraf 25: Çift

çıkışlı sokak kapısı.

Fotoğraf 26: Her iki cephede bulunan çıkmalar ve çıkma-ların altında destek sağlayan payandalar.

Fotoğraf 27: Gömme dolap ve vitrin işlevi gören ahşap duvar, açıldığında bu kısmın parçası gibi bütünlük oluşturan kapı.

Fotoğraf 28: Ortada bulunan kapak mah-zene inen merdivenin iki yanından yukarı çıkılan merdivenler çift taraftan.

Fotoğraf 29: Maka-tın alMaka-tındaki küçük dolap.

Fotoğraf 30: Yörede astar diye bilinen tavanlama tekniği.

Ahşap iskelet ve kamışlar görülmek-tedir.

187 Fotoğraf 31: Yapının müştemilatı hamam ve kubbesi. Kubbedeki deliklerden gün ışığı sürekli hama-mın içindedir.

Fotoğraf 32: Toyhane, kürsü odanın orta kısmındadır.

Fotoğraf 33: Ayakçakbaşı, üçüncü kata çıkan merdiven-ler. Yazlık oda bu kattadır.

Fotoğraf 34: Duvarda kabartmalı süslü raflar ve çıbıklık.

Fotoğraf 35: Havuş adı verilen bahçe.

Zeminde kesme taşlar.

Fotoğraf 36: Yörede bürke denilen süs havuzu.

189 Fotoğraf 37: Yörede mahmal denilen

küçük gömme dolap, altında ayak-kabılık işlevi gören kısım perde ile gizlenmiş.

Fotoğraf 38: Duvarın üst kısmındaki kuş takaları.

Fotoğraf 39: Kapının dışarıdan görünüşü.

Yüzeyi sac kaplanmış.

Kapının içeriden görü-nüşü. Üzerindeki yarım daire pencere içerinin aydınlanması için.

Fotoğraf 40: Birbirine bitişik oda kapıları.

Fotoğraf 41: Kanatlı ve camlı kapı örneği.

191 Fotoğraf 43: Üçüncü kata çıkan

ahşap merdiven.

Fotoğraf 44: Üst kattaki oval balkon.

Fotoğraf 42: Yapının pencereleri ve kısmen dış görünüşü.

Fotoğraf 46: Ahıra yakın yapılan su oluğu.

Fotoğraf 47: Kuruluk.

Fotoğraf 45: Ahşap dış kapı ve çatı.

193 Fotoğraf 49: Ocaklık, kedilik, sac.

Fotoğraf 50: Hamamlık ve musandere.

Fotoğraf 48: Çeşitli tahıl ürünlerinin muhafaza edildiği ambar.

Fotoğraf 52: Tandır.

Fotoğraf 51: Enik adı verilen giriş kapısı. İhtiyaca göre her iki yan-daki kısımlar açılarak kapı geniş-letilebilmektedir.

195 Fotoğraf 55: Farklı motiflerin bulunduğu

pencere demiri.

Fotoğraf 54: Loğ taşı ve toprak dam.

Fotoğraf 53: Duvarı yatay olarak ikiye bölen “gor”.

Fotoğraf 56: Tekne tavan.

Fotoğraf 57: Vitrin işlevi gören, yüklük ve lambalık bulunan, duvarı boydan boya kaplayan kemerli, oymalı, işlemi ahşap dolap.

197 Fotoğraf 58: Tavandaki göbekte gaz lambası asılan çengel.

Fotoğraf 59: Konağın dışarıdan genel görü-nüşü.

Fotoğraf 60: Sürgü ile kilitlenen kapı.

Fotoğraf 61: Çar-dakta bulunan ambar.

Fotoğraf 62: Yapının avlu-dan genel görünüşü. Gele-neksel halk mimarisinin dekorasyonunun parçası saksı çiçekleri basamaklar-da görülüyor. Girişte bulu-nan geniş balkon kısmında ise çamaşır kurutuluyor.

Fotoğraf 63: İki kat arasında ahşap iskelet arasına kontrplak ile tavanlama yapılmıştır.

199 Fotoğraf 64: Geleneksel Türk halk mimarisinin oturumu sedir. Duvarda uzanan ahşap askılık görülmekte.

Fotoğraf 65: Büyük oda ve orta-sında bulunan direk. Üst katın ağırlığını taşıyan bu direk çeşitli nesneler ile süslenmiş.

Fotoğraf 66: İç sofa/

karnıyarık diye bili-nen içi alan. Katlara çıkan ahşap mer-diven, dışarı açılan kapı görülmektedir.

Fotoğraf 67: Divanha-ne diye adlandırılan sofa/hayat. İki kısım-dan oluşmaktadır. Tek basamaklı yükseltili kısım koltuk ve sedirin yükselti farkından anlaşılabilmektedir.

Fotoğraf 68: Çardak.

Kimi yörelerde dış sofa diye bilinen balkon.

Fotoğraf 69: Dolap kapağı ve sedef kulpları.

Eskiden banyoluk olarak da kullanılan dolaplar, günümüzde yüklük ola-rak işlev görmektedir.

Belgede YAŞAYAN GELENEKSEL MİMARİ (sayfa 168-200)