• Sonuç bulunamadı

Emekli Göçü ve Yerleşik Yabancı Kavramı

2.2 Yerleşik Yabancılar

2.2.1 Emekli Göçü ve Yerleşik Yabancı Kavramı

20. yüzyılın başlarında Akdeniz’e kıyısı olan özellikle İtalya ve Fransa’da emekli göçüne rastlanmasına rağmen II. Dünya savaşı ve sonrasında yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmelerle birlikte yaygınlaşmaya başlamıştır. 1950’li yıllarda yaygınlaşmaya başlayan uluslararası emekli göç/yerleşik yabancı göç hareketi, insanlık tarihi boyunca farklı coğrafyalarda farklı şekilde ve farklı nedenlerle gerçekleşen diğer göç türlerinden hem göçün nedenleri, hem de göçmenlerin profilleri bakımından farklılıklar gösterdiği görülmektedir (Balkır vd., 2014:3). Emekli göçü/ yerleşik yabancı göçü isteğe bağlı yer değiştirme olarak kabul edilirken diğer göçler daha çok insani olmayan ve zorunlu yer değiştirmeler olarak kabul edilmektedir. Kıta Avrupasında yaygınlaşmaya başlayan emekli göçü/ yerleşik yabancı göçü, uluslararası emekli göçü/ yerleşik yabancı göçü, post-modern göç gibi kavramlar ile birlikte kullanılmaya başlamış ve şekil olarak tamamen farklı bir boyut kazanmıştır (Avcı vd., 2008: 24).

Kıta Avrupasında 20. yüzyılının ortalarında özeklikle Kuzey ve Batı Avrupa ülkelerinden yani soğuk bölgelerden sıcak kıyı bölgelerine (Fransa, İtalya, İspanya ve Portekiz) yönlenen emekli göçünün/yerleşik yabancı göçünün bu kadar hızlı gelişiminin başlıca en önemli nedeni olarak ekonomik gelişmeyle birlikte refah seviyesinin yükselmesi ve sağlıktaki gelişmelerle birlikte yaşam süresinin uzaması gösterilmektedir. Bu dönemlerde Avrupa kıtasında gerçekleşen emekli göçü/yerleşik yabancı göçünün Avrupa bütünleşme sürecinin sağladığı kolaylıklar nedeniyle daha da yaygınlaştır. II. Dünya savaşı sonrası oldukça hızlı bir şekilde yaygınlaşan uluslararası kitle turizminin gelişimiyle bu turizm faaliyetine katılanların diğer ülkeler hakkında bilgi ve deneyimlerinin artması, ulaşım

altyapıları ve olanaklarının gelişmesiyle emekli göçü/yerleşik yabancı göçü daha da yaygınlaşmaya başlamıştır.

20. yüzyılın ortalarından itibaren emekli göçünü/yerleşik yabancı göçünü gerçekleştirerek Akdeniz’e kıyısı olan Avrupa ülkelerine yerleşenler, önceki yaşamlarını sürdürdükleri büyük şehirlerin yoğunluğundan uzaklaşmak, yoğun iş temposundan uzak dingin bir hayatı tercih eden ve Akdeniz’in eşsiz iklim koşullarının sunduğu avantajlarından faydalanmak amacıyla yeni yerleşim yerleri tercih etmeleriyle birlikte başta İspanya olmak üzere İtalya, Portekiz, Fransa ve Yunanistan gibi ülkeler emekli göçünün/yerleşik yabancı göçünün yoğun olduğu ve emekli göçü/ yerleşik yabancı göçü ile birlikte anılmaya başlayan destinasyonlar oluşmuştur. Hatta emekli göçünün/yerleşik yabancı göçünün olumlu ekonomik yansımalarıyla birlikte bu ülkelerde, emekli göçü/yerleşik yabancı göçü, turizm hareketlerinin bir uzantısı ve daha uzun süre devam eden bir türü olarak görülmeye başlamıştır. Belli zaman sonra bu ülkeler emekli göçüne/yerleşik yabancı göçüne yönelik ulusal politikalar geliştirme çabası içine dahi girmişlerdir (Avcı vd., 2008: 25).

Avrupa’da yaşanan emekli göçü/yerleşik yabancı göçü, 1990’lı yıllarla birlikte şekil değiştirmeye başlamıştır. Önceki dönemlerde bu ülkelere sadece emekliler yerleşmekte ve konut satın almakta iken, bu dönemden sonra emekliliğe hazırlık yapanlar da konut satın alma ve yerleşme planları yapmaya başladıkları görülmüştür (Avcı vd., 2008: 25). Söz konusu destinasyonlara yerleşenlerin sadece emekliler olmadığından dolayı, bölgeye olan emekli göçünün/yerleşik yabancı göçü kapsamı genişlemiştir. Bu alanda çalışan birçok bilim adamı, bu kapsamında gelenleri sınıflandırmada farklı kriterler kullanmışlardır.

Konut sahibi ve menşe ülkeye dair yönelim, bağlılık ve zamanın iki ülke arasındaki dağılımını esas alan O’Reilly (1995), yabancı göçmenleri kendi aralarında beş gruba ayırmaktadır (Balkır vd., 2014:3-4).

1. “Gurbetçiler (Yeni yerleşim yerinde sürekli kalırlar fakat ülkelerine bağlılıklarını sürdürürler),

2. Yerleşikler (Konut sahibi oldukları ülkeye bağlı, fakat menşe ülkeyi her yıl 2-5 ay arası ziyaret ederler),

3. Dönemsel Ziyaretçiler (Menşe ülkeye bağımlı ve her sene yeni ülkede 2-6 ay arası bir süre yaşayanlar)

4. Geri Dönenler (Genellikle düzensiz ziyaretlerde bulunan ikinci konut sahipleri, 5. Turistler (Bölgeyi sadece tatil amaçlı kullananlar).

Betty ve Cahill (1996) ise ikamet sürelerini dikkate alan bir sınıflandırma önermektedir (Balkır vd., 2014:5). Bunlar;

1. “Kayıtlı yerleşikler (İkamet izni olan ve neredeyse sürekli yaşayanlar),

2. Uzun dönem kalanlar (Mülk sahibi, kış boyu kalan ve genelde kayıtlı olmayanlar), 3. Kayıt dışı yerleşikler (Resmi izinleri bulunmamakla birlikte mülk sahibi olan ve yıl

boyu kalanlar),

4. Mülk kiralayanlar (Yeni bir ülkede yaşamak için gelmeyi düşünenler ama hala ülkesindeki meskenlerini koruyanlar).

Her iki sınıflandırmada konu edilen yabancı göçmenlerin genel yapılarının birbirine çok benzeştiğini söylenebilir. Burada anlatılmaya çalışılan yerleşik göçmenlerin temel özellikleri kısaca aşağıdaki gibi özetlenebilir.

1. Emekliler, yaşlılar ve emekliliğe hazırlanan gibi belirli özellikleri olan bir grubu oluşturmaları,

2. Sürekli, geçici veya da basit biçimde hareketlilik şeklinde farklı tarzda hareketlilik özelliklerine sahip olmaları,

3. Boş zamanlarını değerlendirmede kaygısız, eğlenceli ve keyifli faaliyetlerle değerlendirmede oldukça motive olmuş olmaları,

4. Tüketim harcamaları, emlak piyasası, vb etkinlikleri ile bulundukları bölgenin ekonomik faaliyetlerine katılmaları ve bölgesel etki yaratmalarıdır”.

Emekli/yerleşik yabancı göçünün tarihsel gelişim süreci içinde sebeplerinde kısmende olsa değişmeye başlamış. Başlangıçta emekli/yerleşik yabancı göçüne karar verenler, daha çok Akdeniz ikliminin sağlayacağı rahat yaşam olanaklarından yararlanmak, stresten uzak kalmak gibi nedenlerle göçe yönelirken daha sonraları sosyo-ekonomik nedenler, ailevi nedenler, daha iyi refah düzeyine sahip olmak vb. nedenlerle göçe karar vermektedirler (Avcı vd., 2008: 26).

II. Dünya savası sonrasında başlayan kitsel turizm hareketliliği ve bu hareketliliğinde olumlu katkısıyla hareketlenen emekli göçüyle/yerleşik yabancı göçüyle birlikte kendine özgü yeni yaşam tarzları ortaya çıkmaya başlamıştır. Ortaya çıkan bu yeni uluslararası yaşam tarzlarını açıklama çabalarının diğer göç türlerine göre oldukça yeni olduğu görülmektedir.

Emekli göçü/yerleşik yabancı göçü hakkında bu zamana kadar göç literatüründe tam bir birlikteliğin sağlanamadığı görülmektedir. Emekli göçmenleri/yerleşik yabancı göçmenleri genellikle yılın yarıdan fazlasını yeni yerleşim yerlerinde geçirdiklerinden dolayı göç literatüründe bu hareketliliği göç olarak mı yoksa turizmin biçim değiştirmiş bir hali mi olduğuna ilişkin tartışmalar sürmesine rağmen emekli göçlerini/yerleşik yabancı göçmenlerini başta Batı ve Kuzey Avrupa ülkeleri olmak üzere refah seviyesi yüksek olan gelişmiş ülkeleri yaşlanan nüfusları için yeni bir yaşam biçimi, yaşamın yeni bir dönemi olarak kabul edilir (Südaş, 2009: 137). Bu noktadan hareketle emekli göçünü/yerleşik yabancı göçünü turizm faaliyeti olarak kabul edildiğini bu alanda turizm literatüründe çalışmaların yapıldığı görülmektedir (Yirik vd., 2015). Son dönemlerde emekli göçüyle/yerleşik yabancı göçüyle ilgili çalışmalar yapılmasına rağmen bu çalışmalarda net bir yerleşik yabancı emekli tanımının yapılamadığı görülmektedir. Yapılan çalışmaların bir kısmında emekli göçmen, Avrupalı göçmenler (Özerim, 2012) terimi kullanılırken bir kısım çalışmalarda ise yerleşik yabancılar terimi kullanıldığı görülmektedir. Emekli göçü turizm faaliyeti olarak görüldüğü için ve bu alanda yapılan çalışmalarda da çoğunlukla yerleşil yabacılar terimi kullanıldığı için bu çalışmada da Avrupalı göçmenler/emekli göçmenler terimi yerine “Yerleşik Yabancılar” terimi kullanılmıştır (USAK, 2008; Avcı vd., 2008; Dirlik, 2009; Baltacı 2011; Zafer, 2013; Bayram, 2013; Çil, 2013; Balkır vd., 2014; Ekici vd., 2015)