• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM

2.6. Güçlü Ekonomiye GeçiĢ Programı ve Sosyal Politika

2.6.3. Ekonomik ve Sosyal Konsey

Sosyal diyaloğun baĢlıca aracı olan ekonomik ve sosyal konsey (ESK), “hükümet ile çeşitli toplum kesimlerinin ekonomik, toplumsal ve siyasal sorunları

görüştüğü bir danışma organı” olarak tanımlanmaktadır. (Koç, 1999: 2) ESK,

17.03.1995 tarih ve 1995/5 sayılı BaĢbakanlık Genelgesi ile kurulmuĢtur. (Koray ve Çelik, 2007: 402) Daha sonra genelge beĢ kez değiĢtirilmiĢ ve her bakan ve hükümet değiĢikliğinde ESK‟nin yapısı değiĢtirildiğinden “her hükümete bir ESK” uygulaması ortaya çıkmıĢtır. Bu durumun oluĢmasında, konseyi belirleyen bir yasanın bulunmaması etkili olmuĢtur. Konsey, bu nedenle hükümetlerin siyasi faaliyetlerine açık bir zemin halini almaya baĢlamıĢtır. (Koray ve Çelik, 2007: 404)

154

2000-2001 krizleri sürecinde hukuki dayanağı oluĢturulmuĢtur. ESK Yasası GEGP‟de “Sosyal Dayanışmayı Güçlendiren Düzenlemeler” baĢlığı altında, “Ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında toplum kesimleri arasında

uzlaşma ve işbirliğinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Kamu kesimi, işçi, işveren ve diğer sivil toplum örgütlerini biraraya getiren konseyle ilgili yasa çıkarılmıştır.”

ifadeleri ile yer almıĢtır. (Türkiye‟nin Güçlü Ekonomiye GeçiĢ Programı, 2001: 21) Belirtilen yasanın çıkarılmasında, süreklilik arz eden ve kolay değiĢtirilemeyen bir yapıya sahip olması gereken ESK‟nin genelge yerine yasa ile düzenlenmesinin gerektiği (Koray ve Çelik, 2007: 405) yönündeki görüĢlerin etkili olduğu düĢünülebilir.

ESK‟nın amacı, 11.04.2001 Tarih ve 4641 Sayılı Ekonomik ve Sosyal Konseyin KuruluĢu, ÇalıĢma Esas ve Yöntemleri Hakkında Kanun‟da “ekonomik ve

sosyal politikaların oluşturulmasında, toplumsal uzlaşma ve işbirliğini sağlayacak, sürekli ve kalıcı bir ortam yaratarak, istişari mahiyette ortak görüş belirlemek” (m.1)

olarak ifade edilmektedir. Benzer hüküm Anayasa‟ya 07.05.2010 tarihinde eklenmiĢ; ancak kanundaki “toplumsal uzlaşma ve işbirliğini sağlayacak, sürekli ve kalıcı bir

ortam yaratarak” ifadesi Anayasa‟da yer almamıĢtır. (A.Y. m.166/son)

Ġlgili yasanın gerekçesinde Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi‟nden bahsedilmiĢ olmakla birlikte, Türkiye‟deki ESK‟dan farklı olarak belirtilen komitede hükümet veya herhangi bir devlet temsilcisi yer almamakta; komitede yalnızca çeĢitli sivil toplum kuruluĢları temsil edilmektedir. (Koray ve Çelik, 2007: 406) Ġlgili kanunda ESK‟nın olağan olarak üç ayda bir baĢbakanın daveti üzerine veya baĢbakanın belirlediği üyeler dıĢında kalan üyelerin yazılı talebi üzerine olağanüstü olarak toplanabileceği (4641 S. K. m.7) ve konsey baĢkanının baĢbakan olduğu belirtilmiĢtir (4641 S. K. m.4). Yasanın komisyon çalıĢmaları sırasında konulan muhalefet Ģerhlerinde ESK‟nın bağımsızlığı talebi ön plana çıkmakla birlikte (Koray ve Çelik, 2007: 406-407), hükümetin güçlü olduğu bir yapı meydana gelmiĢtir.

Konseyin görev ve yetkilerinin ilk sırasında “Toplumdaki ekonomik ve sosyal

birimlerin, hükümetin ekonomik ve sosyal politikalarının oluşturulmasına katılımlarını sağlamak, hükümet ile toplumsal kesimler arasında ve toplumsal

155

kesimlerin kendi aralarındaki uzlaşma ve işbirliğini güçlendirecek çalışmalar

yapmak” yer almaktadır. Yapılan çalıĢmaların hükümete, TBMM‟ye,

CumhurbaĢkanlığı‟na ve kamuoyuna uzlaĢılan ve uzlaĢılmayan hususların tek tek belirtilerek sunulması, sürekli ve geçici çalıĢma kurulları oluĢturulması, Türkiye-AB Karma ĠstiĢari Komitesi üyelerinin belirlenmesi ve çalıĢmalarının takip edilmesi, ulusal ve uluslararası seminer ve toplantılar düzenlenmesi, ekonomik ve sosyal konularda yayın ve araĢtırmalar yapılması veya yaptırılması ESK‟nın diğer görev ve yetkileri olarak sıralanmaktadır.(4641 S. K. m.3). Ancak 2014 yılında hazırlanan bir kanun tasarısında konseyin “Toplumdaki ekonomik ve sosyal birimlerin, hükümetin

ekonomik ve sosyal politikalarının oluşturulmasına katılımlarını sağlamak, oluşturduğu görüş, öneri ve raporları hükümete, TBMM‟ye, cumhurbaşkanına ve kamuoyuna sunmak, amaçları doğrultusunda ulusal ve uluslararası düzeyde seminer ve toplantılar düzenlemek, ekonomik ve sosyal konularda yayınlar ve araştırmalar yapmak ve yaptırmak.” yetkilerinin kaldırılması ve konseyi oluĢturacak üyelerin

bakanlar kurulunca çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenmesi hükmünün getirilmesinin hedeflendiği iddia edilmektedir. (Zaman Gazetesi, 09.07.2014)

4641 S. K. hükmü uyarınca Ekonomik ve Sosyal Konseyin TeĢekkülü ile ÇalıĢma Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik çıkarılarak 08.08.2001 tarihinde Resmi gazete‟de yayınlanmıĢtır. Yönetmelikte ESK‟nın iĢleyiĢine iliĢkin hükümler arasında çalıĢma kurullarının en az ayda bir kez toplanacağı ve kurul içerisinde ortaya çıkacak farklı görüĢlere çalıĢma raporunda yer verilebileceği ifade edilmiĢtir (Yön. m.13/son).

Amaç ve iĢleyiĢi 4641 S. K. ve ilgili yönetmelikte bu Ģekilde belirlenmiĢ olan ESK ile ilgili pek çok konuda düzenleme bulunmaması, düzenlemelerin göstermelik olarak, ILO ve AB‟ye uyum çalıĢmalarının yerine getirildiği izlenimi yaratmak için meydana getirildiği düĢüncesi yaratmaktadır. (GörmüĢ, 2007: 132) Ayrıca, 2001 yılında ESK‟nın o zamana kadarki genel durumu ile ilgili bir değerlendirmede, siyasi iktidarların gerçek anlamda sosyal kesimlere danıĢmak ve kararlara katılımlarını sağlamak amacıyla değil, sıkıĢtıkları zamanlarda aldıkların kararları sosyal

156

kesimlerde meĢrulaĢtırmak amacıyla istedikleri zaman kullandıkları bir araç olduğu düĢüncesi ifade edilmektedir. (Ruhi, 2001: 156)

2000-2001 krizleri sürecinde ESK‟ya, belirtilen eleĢtirileri haklı çıkaracak Ģekilde iĢlev yüklenmiĢtir. GEGP‟nin enflasyon hedefine ulaĢabilmesinin özel sektörün de ücret politikası geliĢtirmesine bağlı olduğu ifade edilmiĢ, buna yönelik olarak hükümet, sosyal taraflar arasındaki diyaloğa katılacağını belirtmiĢtir. ÇalıĢma barıĢı ve taraflar arasındaki diyaloğun bir ekonomik ve sosyal konsey oluĢturularak temin edileceği ve ücret-fiyat politikalarının karĢılıklı anlaĢma yoluyla belirleneceği söylenmiĢtir. (ġahin, 2009: 266)

Bununla birlikte, ESK‟nın kurulmuĢ olması, ilgili ILO hükümlerinin yerine getirildiği anlamına gelmemektedir. ILO‟nun 144 sayılı sözleĢmesi uyarınca kurulan bir konseyin sadece iĢçi, iĢveren ve hükümet temsilcilerinden meydana gelmesi gerekmektedir. Farklı kesimlerin temsil edilmesi durumunda ise konseyin iĢlevleri değiĢmektedir. (Koç, 1999: 2) Bu nedenle ESK, değiĢik iĢleve sahip bir kurumdur. ILO hükmünün yerine gelmesi amacıyla “Çalışma barışının ve endüstri ilişkilerinin

geliştirilmesinde, çalışma hayatıyla ilgili mevzuat çalışmalarının ve uygulamalarının izlenmesi amacıyla; Hükümet ile işveren, kamu görevlileri ve işçi sendikaları konfederasyonları arasında etkin danışmayı sağlamak üzere, üçlü temsile dayalı istişari mahiyette bir danışma kurulu oluşturulur.” hükmü 2003 tarihli ĠĢ

Kanunu‟nda yer almıĢtır (m.114). 2004 yılında da Üçlü DanıĢma Kurulu‟nu düzenleyen ÇalıĢma Hayatına ĠliĢkin Üçlü DanıĢma Kurulunun ÇalıĢma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik çıkarılmıĢtır.

Benzer Belgeler