• Sonuç bulunamadı

1.3. EKONOMĠK KRĠZLER

1.3.3. Ekonomik Krizin Türleri

Ekonomik krizler oluĢum biçimlerine göre iki ayrı grupta ele alınmaktadır. Birincisi reel sektör krizleridir. Bu krizler, mal ve hizmet piyasalarında görülen enflasyon krizleri ve durgunluk krizleri ve iĢ gücü piyasalarında görülen iĢsizlik krizleri olarak ortaya çıkmaktadır. Ġkincisi ise finansal krizlerdir. Bu krizler para piyasalarındaki sorunlara dayalı olarak oluĢmakta olup kendi içinde alt gruplara ayrılmaktadır156. Ekonomik krizlerin, krizin oluĢtuğu piyasalara göre sınıflandırılması

ġekil-5‟te gösterilmektedir.

ġekil-5 Ekonomik Krizlerin OluĢtukları Piyasalara Göre Sınıflandırılması157

1.3.3.1. Reel Sektör Krizleri

Reel krizler, mal ve hizmet piyasalarındaki (üretimde) ve/veya iĢ gücü piyasalarındaki (istihdamda) ciddi daralmalar biçiminde ortaya çıkan kriz türüdür158.

Reel krizler doğrudan ekonominin üretim yapan kısmı ile ilgilidir. Reel sektörün üretim yapabilmesi için sermayeye ve giriĢimciye ihtiyacı vardır. Sermayenin bulunmasını ise finansal kesim sağlamaktadır. Dolayısıyla bu iki kesim birbirleri ile iliĢki içindedir. Birinde oluĢacak bir kriz durumu diğerini de doğrudan etkileyecektir159.

156 Yücel ve Kalyoncu, a.g.e., s.54. 157 Kibritçioğlu, a.g.e., s.178. 158 Kibritçioğlu, a.g.e., ss.174-175.

159 Ozan Kayarkaya, “1980 Sonrası Türkiye‟de Ekonomik Krizler ve Bu Krizlerin Getirdiği Bir Sonuç

Olarak Banka Konsolidasyonları”, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġzmir, 2006, s.5

46

ġekil-5‟e göre reel sektör krizleri kendi içinde; mal ve hizmet piyasalarında görülen krizler ve iĢ gücü piyasasında görülen iĢsizlik krizleri olarak 2 sınıfa ayrılmaktadır.

Mal ve Hizmet Piyasalarında Görülen Krizler

Eğer mal ve hizmet piyasasındaki fiyat artıĢları sürekli ve belirli bir sınırın üstündeyse, bu durum enflasyon krizi olarak adlandırılmaktadır. Bir ekonomide fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artıĢların özellikle geçmiĢte Türkiye‟de olduğu gibi inatçı bir karakter kazanıp yüksek oranlarda seyretmesine, kronik enflasyon denmektedir160. Fiyatlar genel seviyesindeki artıĢların, mal ve hizmet üretiminde yatırımları teĢvik edecek düzeyin altında gerçekleĢmesi halinde, baĢka bir ifadeyle, ekonomide yeterince yatırımın yapılamamasından ötürü GSMH artıĢ hızının düĢük düzeyde kalması halinde ise “durgunluk krizi” meydana gelmektedir.161.

ĠĢgücü Piyasasında Görülen ĠĢsizlik Krizleri

ĠĢsizlik krizi, emek piyasasındaki iĢsizlik oranlarının alıĢılmıĢ düzeyin üzerinde gerçekleĢmesi olarak ifade edilmektedir162.

1.3.3.2. Finansal Krizler

Finansal krizler, çeĢitli faktörler sebebiyle finansal piyasalarda meydana gelen dalgalanmalar ve buna istinaden finansal piyasaların kendinden beklenilen görevleri yerine getirememesi durumu olarak tanımlanmaktadır163. Finansal krizler, hisse senedi ve döviz piyasaları gibi finans piyasalarındaki Ģiddetli fiyat dalgalanmaları ya da bankalara geri dönmeyen batık kredilerin aĢırı ölçüde artması neticesinde ortaya çıkan ciddi ekonomik problemler olarak bilinmektedir164.

Finansal krizlerin dört temel nedeni olduğu ileri sürülmektedir. Bunlar aĢağıda sıralanmaktadır165.

160 Kibritçioğlu, a.g.e., ss.174-175.

161Azzem Özkan, “Ekonomik Kriz ve Muhasebe Uygulamalarına Bazı Yansımalar”, Hacettepe Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt:23, Sayı:2, 165-180, 2005, s.166.

162

Kayarkaya, a.g.e., s.5.

163 Muharrem AfĢar, Finansal Küreselleşme ve Türk Bankacılık Krizleri Üzerine Etkisi, Anadolu

Üniversitesi Yayınları No:1558, EskiĢehir, 2004, s.77.

164 Kibritçioğlu, a.g.e., ss.174-175.

165 Frederic S. Mishkin, “Understanding Financial Crises: A Developing Country Perspective”, Annual World Bank Conference on Development Economies, Eds: Michael Bruno and Boris Pleskov, The

47  Mali sektör bilançosunda bozulmalar,  Faiz oranlarında artıĢ,

 Finansal piyasalardaki belirsizlik oranında artıĢ,  Banka panikleri.

Finansal kriz, iktisadi sistem veya alt bileĢenlerinin iĢleyiĢinde beklenmedik bir biçimde geliĢen ve sistemin iĢleyiĢini önemli derecede negatif yönde etkileyen bir durumdur166. Bir ekonomide finansal krizin doğacağına dair temel göstergelerin baĢlıcaları ise; döviz kurlarındaki büyük dalgalanmalar, gecelik faizlerde yaĢanan aĢırı yükselmeler ve döviz rezervlerindeki önemli miktarda azalmalardır167.

ġekil-5‟e göre; finansal krizler kendi içinde, para/döviz krizi, bankacılık krizi, dıĢ borç krizi ve borsa krizi olarak 4 sınıfa ayrılmaktadır.

Para/Döviz Krizi

Para krizleri, özellikle sabit döviz kuru sistemlerinde piyasadaki katılımcıların taleplerini yerel parayla piyasaya sunulmuĢ olan aktiflerden yabancı aktiflere doğru yönlendirmeleri neticesinde, Merkez Bankası‟nın döviz rezervlerinin tükenmesi biçiminde ortaya çıkmaktadır168

. Bir ülke parasına yapılan spekülatif saldırıya istinaden, resmi otoritenin ülke parasında büyük ölçüde devalüasyona gitmek zorunda kaldığı ya da ülke parasının önemli ölçüde değer kaybettiği veya ülkenin uluslararası rezervleri ile veya faizlerde ciddi bir artıĢ ile parasını savunmaya çalıĢtığı krizlerdir169

.

Para krizinin oluĢmasındaki baĢlıca etkenler; döviz kurundaki ani hareketler ve sermaye akımlarındaki hızlı değiĢmedir. Böyle bir durum; ülke parası üzerindeki spekülatif bir atağın devalüasyonla sonuçlanmasına, uluslararası rezerv hacminin azalmasına ve faiz oranlarının yükselmesine yol açacaktır. Bu noktadan sonra, ulusal parayı koruyabilmek ise oldukça maliyetli bir hale gelecektir. Dolayısıyla para krizi, yalnızca döviz kurundaki değiĢimleri değil, uluslararası rezervlerdeki ve faiz

166 Zeynep Karaçor vd., “Finansal Krizler: Tarihsel ve Teorik BakıĢ Açısı”, Kriz: Disiplinlerarası Bir İnceleme, Ed: Serpil Ağcakaya vd., Ekin Basım Yayın, 3-26, 2016, s.7.

167Christian Grund and Tanja Walter, “Management Compensation and the Economic Crisis:

Longitudinal Evidence from the German Chemical Sector”, Review of Managerial Science, No:9, 751- 777, 2015, p.751.

168 Güven Delice, “Finansal Krizler: Teorik ve Tarihsel Bir Perspektif”, Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Sayı:20, 57-81, 2003, s.59.

169IMF, “Eye of the Storm: New-Style Crises Prompt Rethink About Prevention and Resolution

Measures”, Finance and Development, International Monetary Fund (IMF), Vol:39, No:4, 4-7, 2002, p.6

48

oranlarındaki hareketleri de kapsayan spekülatif bir baskı endeksi olarak açıklanabilmektedir170.

Para krizleri kendi içinde, ödemeler dengesi krizi ve döviz kuru krizi Ģeklinde ikiye ayrılmaktadır. Sabit kur sistemi uygulayan ülkelerde yaĢanan para krizleri ödemeler dengesi krizi olarak adlandırılmakta olup burada döviz rezervi azalmalarına dikkat edilmelidir. Esnek kur sistemi uygulanan ülkelerde yaĢanan krizlere ise döviz kuru krizi adı verilmekte olup bu durumda kur değiĢmelerine dikkat edilmesi gerekmektedir171.

Para Krizlerinin belirleyicileri genel olarak aĢağıda sıralanmaktadır172

.  Zayıf makroekonomik göstergeler ve hatalı iktisat politikaları,

 Finansal altyapının yetersizliği,  Ahlaki risk ve asimetrik bilgi,

 Piyasadaki kreditörlerin ve uluslararası kuruluĢların hatalı his ve önerileri,  Siyasal suikast ve terörist saldırı gibi beklenmedik olay ve tesadüfler.

Bankacılık Krizi

Bankacılık krizi, çoğunlukla bankaların yükümlülüklerini yerine getirememeleri ve banka iflasları durumunda; mevduatların kendilerine ödenmeyeceği Ģüphesi ile banka mudilerinin bir veya daha fazla bankadan kaçıĢları halinde; hükümetlerin bu durumun önüne geçmek amacıyla kurtarma ve kamulaĢtırma operasyonları ile müdahalede bulunduğu durumlarda veya büyük ölçüde dönmeyen kredilerin varlığı halinde meydana gelmektedir173.

Geri dönmeyen kredilerdeki artıĢ, menkul kıymetler piyasasındaki dalgalanmalar ve reel sektörde küçülme sebebiyle bankaların aktif yapıları bozulmaktadır. Dolayısıyla banka bilançolarının küçülmesi ve bilanço aktif yapısının bozulması sebebiyle bankacılık krizleri ortaya çıkmaktadır174. Bankacılık krizlerine

yol açan birçok sebep olabilmektedir. Günümüzde çoğunlukla rastlanan sebep ise geç yapılan reformlardır. Bir tek bankadaki kriz kötü yönetimden kaynaklanabilir. Ancak kriz birçok bankayı kapsıyorsa bu durum yapısal bir probleme iĢaret etmektedir.

170 Melike Bildirici ve Ġlker Parasız, Finansal Makro Ekonomi, Ezgi Kitabevi, Bursa, 2003, ss 492-493. 171 Kibritçioğlu, a.g.e., s.175.

172 Kibritçioğlu, a.g.e., ss.175-176. 173

Gerard Caprio, "Banking on Crises: Expensive Lessons from Recent Financial Crises", The World

Bank Development Research Group, Working Papers, 1998, pp.3-4.

174 Emine Hatun BektaĢ, “Bankacılık Krizleri ve Türk Bankacılığına Etkileri”, Gazi Üniversitesi, Eğitim

49

Bankacılık krizlerinin baĢlıca nedenleri aĢağıda sıralanmaktadır175.

 Makroekonomik Ģoklar,  Daha riskli faaliyetler, Daha yoğun rekabet, Kötü yönetim,

Finansal serbestleĢmeye yeterince hazırlanmamıĢ olma.

DıĢ Borç Krizi

Bir ülkenin, karĢılaĢtığı dıĢ ödeme sorunları nedeniyle kamu kesimine ya da özel kesime ait dıĢ borçlarının anaparasını ve faizini ödeyememesi halinde dıĢ borç krizi meydana gelmektedir176. Bir borçlu borcunu ödeyemediğinde veya borç verenler borçların ödenmeme ihtimali olduğunu düĢünerek yeni krediler vermeyip verdikleri kredilerin ödenmesini istediklerinde borç krizleri ortaya çıkmaktadır. Bu borç krizleri kamu ve özel sektörün borcundan kaynaklanabilmektedir. Kamu kesiminin borcunu geri ödeyemeyeceği Ģeklindeki risk algılamaları, özel sermaye giriĢlerinde ciddi bir azalmaya yol açarak bir para krizine sebep olmaktadır177.

DıĢ borç krizleri aĢağıdaki özelliklere sahiptir178.

 DıĢ borç krizi bir ülkenin dıĢ borç geri ödeme miktar ya da vadelerindeki yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğini beyan etmesi ile baĢar.

 Ülke, cezai yaptırımlara katlanmak suretiyle, kıt kaynaklarını yatırım ve üretim gibi öncelikli alanlara tahsis etmek üzere dıĢ borç geri ödemelerini askıya alabilir.

 DıĢ borç krizine düĢen bir ükenin olumsuz etkileri sadece alacaklı taraf ile sınırlı kalır.

Borsa Krizi

Borsa krizi, borsada iĢlem görmekte olan menkul kıymetlerin fiyatlarında meydana gelen büyük ölçüdeki düĢüĢleri ifade etmektedir. Borsa‟nın yükselmesi;

175 Karaçor vd., a.g.e., s.13. 176 Erdoğan, a.g.e., s.19. 177

IMF, Finance and Development, p.6

178

50

ülke ekonomisine olan güvene ve ekonomik göstergelerin olumlu seyretmekte olduğuna iĢaret etmektedir. Borsada büyük ölçülü değer kayıplarının yaĢanması ise; ekonomide yolunda gitmeyen durumlar olduğunu göstermektedir179.