• Sonuç bulunamadı

1.3. Doğrudan Yabancı Yatırımların Belirleyicileri

1.3.2. Ekonomik Faktörler

Bir ülkeye doğrudan yabancı yatırım kararını belirleyen temel faktörlerden biri de ekonomik faktörlerdir. Ülkenin temel ekonomik göstergeleri arasında pazar büyüklüğü, ekonomik büyüme, döviz kuru, dışa açıklık, işgücü maliyetleri, ulaşım maliyetleri, altyapı imkanları ve doğal kaynaklar gibi unsurlar yer almaktadır.

Piyasadaki talep potansiyelini belirleyen nüfus ile tüketicilerin alım gücünü belirleyen kişi başına düşen milli gelir tarafından ölçülen pazar büyüklüğü, doğrudan yabancı yatırımı belirleyen önemli ekonomik faktörlerin başında gelmektedir. Çok uluslu şirketler ev sahibi ülkenin piyasasının büyük olması durumda, bu durumdan yararlanmak amacıyla ihracat yerine DYY yapmayı tercih ederler. Çünkü ülkenin pazarının büyük olması, ölçek ekonomilerinden dolayı piyasaya arz edilen malın maliyetini düşürmekte ve çıktı birim başına daha düşük maliyete neden olmaktadır (Lim, 2001: 9-10 ; Özalp, 1998: 180).

Efe (2002)’ye göre DYY için ev sahibi ülkenin pazar genişliği, pazarın gelişme hızı, pazar yapısı, yerel ticaretin gelişmişliği, bölgesel ve küresel pazarlara erişim olanağı ve ülkeye özgü tüketici tercihleri önemlidir. Çünkü yabancı yatırımcıya göre yatırım yapılan ülkenin pazar genişliği ve gelişme hızı daha yüksek talep ve daha yüksek karlılık anlamına gelmektedir. UNCTAD (1998) raporuna göre, büyük pazarlar yerli ve yabancı işletmeler için yer imkanı sağlar, ölçek ve kapsam ekonomileri için işletmelere ticari mal üretiminde yardımcı olur. Ayrıca, pazarın büyüme hızı firmalar için bir mıknatıs görevi görür ve ev sahibi ülke pazarının yüksek büyüme hızı yerli ve yabancı yatırımcıları yatırıma teşvik eder.

18

Ekonomik büyüme, yıllık bazda milli gelirdeki değişim olarak ifade edilmektedir. DYY yapmak isteyen firmanın, Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH)’nın yıllık değişiminin yüksek olduğu alanlara yönelmesi beklenmektedir (Berköz ve Türk, 2007: 65). DYY ile ekonomik büyüme arasında iki yönlü ilişki olduğu yani hem ekonomik büyümenin yabancı yatırımları artırdığı hem de yabancı yatırımların ekonomik büyümeyi hızlandırdığı varsayılmaktadır.

Büyümenin DYY üzerindeki etkisinin daha iyi anlaşılabilmesi için, hızlı ve yavaş büyüme oranlarına sahip ülkelerin karşılaştırılması gerekmektedir. Hızlı büyüyen ekonomiler firmalara, nispi olarak daha iyi fırsatlar sunmakta yani daha iyi kar olanakları sağlamaktadır (Açıkalın vd., 2006: 276). Genel olarak hızlı ve istikrarlı büyüme oranlarına sahip ülkeler daha yavaş büyüyen ekonomilere göre yatırımcılara yüksek getiri elde etme imkanı sağlamaktadır. Yüksek getiri elde etme imkanı da doğrudan yabancı yatırımları hızlı ve istikrarlı büyüme oranlarına sahip ülkelere doğru yönlendirmektedir.

Yıllar itibarı ile doğrudan yabancı yatırımların yönünü etkileyen unsurlar farklılık göstermiştir. Doğrudan yabancı yatırımları 1970’li yıllardan itibaren gelişmekte olan ülkelere yönelten en önemli nedenlerin başında ucuz emek gelmiştir (Çinko, 2009:119). Gelişmekte olan ülkelerdeki hızlı nüfus artışının sonucu olan ucuz emek ve sağladığı maliyet avantajı, yatırımcıları dünya pazarına dönük üretim için bu ülkelere yönlendirmiştir. Günümüzde de dünya ticaretini ve üretimini yönlendiren çokuluslu şirketler, rekabet ortamı içinde pazar paylarını korumak veya genişletmek için ucuz emek faktörüne sahip ülkelerde faaliyette bulunmayı tercih etmektedirler.

Literatürde dış ticaret hacminin gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı ulusal ekonominin dışa açıklığının göstergesi olarak kullanılmaktadır. Bu oran, aynı zamanda ticaret kısıtlamalarının bir ölçüsü olarak da yorumlanmaktadır (Asiedu, 2002: 111). Genel olarak açık ekonomilerin daha fazla yabancı yatırım çektiği görüşü savunulmakta ve bununla birlikte ticari kısıtlamalar, bazı doğrudan yabancı yatırımlarda pozitif bir etki yaratabilmektedir. Mesela, yerel piyasalara hizmet etmeyi amaçlayan firmalar, söz konusu ülkeye, ticari kısıtlamalardan dolayı kendi ürünlerini ithal etmekte zorlanıyorsa o zaman bu ülkede şube kurmaya karar verebilir. Buna karşın ihracat yönlü yatırımlarda bulunan çok uluslu firmalar, daha açık bir ekonomide yatırım yapmayı tercih etmektedir (Gövdere, 1997: 8).

19

Ev sahibi ülkenin döviz kuru da yatırımcılar için önemli bir faktördür. Yatırım yapılan ülkenin aşırı değerli ulusal parası DYY’nin ülkeye girişinin azalmasına neden olacaktır. Çünkü aşırı değerli ülke parası gelen yatırımın alım gücünü azaltacaktır. Buna ilaveten döviz kurundaki istikrarsızlıklar da DYY miktarını azaltmaktadır. Dolayısıyla döviz kuru ve döviz kuru istikrarsızlığı ile DYY arasında ters yönlü bir ilişki vardır (Erkılıç, 2013: 17).

Ulaşım maliyetleri ise doğrudan yabancı yatırımı iki farklı açıdan etkilemektedir. Birincisi, yatırım yapılacak olan ülkedeki ulaşım maliyetlerinin artması yerel piyasada faaliyet göstermek için gelen yabancı yatırımları uyarırken ihracata yönelik yapılan yabancı yatırımcılar için caydırıcı olacaktır. İkincisi, uluslararası taşıma maliyetlerinin artması yerel piyasadaki rekabet gücünü artırırken ihracat amaçlı üretim yapan firmaların rekabet gücünü azaltacaktır (Chakrabarti, 2003: 164).

Ev sahibi ülkenin iletişimi, ulaşımı ve dağıtımı kolaylaştıracak gelişmiş bir altyapısının olması, DYY üzerinde olumlu etkiler yaratan önemli bir faktördür. Ülkede organize edilmiş sanayi bölgelerinin olması ve ulaşım ağının gelişmiş olması yabancı yatırımcıların yatırım kararlarını vermelerinde etkili olmaktadır. Bunun yanında ülkede enerji ve iletişim harcamalarının yüksek olması, DYY yapan firmalara maliyet avantajları ve iş kolaylıkları sağlayacaktır (Zhang, 2001: 252 ).

UNCTAD (1998: 106)’a göre; ev sahibi ülke açısından yabancı yatırım çekmede en önemli belirleyicilerden biri de doğal kaynaklardır. 19. yüzyılda Avrupa, ABD ülkeleri ve Japonya ekonomik ve sağlam kaynaklara ulaşma amacıyla yatırım yapmışlardır. İkinci dünya savaşı öncesine kadar, yapılan yabancı yatırımların %60’ı doğal kaynak bulmak için gerçekleşmiştir. 1960’lı ve 1970’li yıllardan sonra, doğal kaynak bulma amacı, yatırım yapan girişimciler açısından önemini kaybetmiş ve 1970 yılında doğal kaynak arayan yabancı yatırımcı oranı %25’e, 1990 yılında ise %11’e düşmüştür.