• Sonuç bulunamadı

2.5. Akademik Başarıyı Etkileyen Faktörler

2.5.3. Akademik Başarıyı Etkileyen Sosyo-Ekonomik Değişkenler

2.5.3.5. Ebeveynlerin Eğitim Seviyesi ve Akademik Başarı

Evli çiftler arasındaki uyumu etkileyen unsurlardan birisi de kişilerin eğitim seviyeleridir. Bireylerin eğitim seviyeleri yükseldikçe, bireyler kendilerini daha iyi ifade etmekte ve karşılaşılan sorunlar karşısında daha etkili çözüm yolları bulmaktadır. Eğitim seviyesi düşük olan kişilerde ise iletişim çatışmaları daha sık yaşanmaktadır. Ayrıca eğitim seviyesi yükseldikçe, bireylerin boşanma olayına daha olumlu bir bakış sergiledikleri saptanmıştır. Çünkü bireylerin eğitim seviyesi yükseldikçe bireyler tek başına yaşamını devam ettirebilecek ekonomik güce sahip olmakta ve olaylara farklı bakış açılarıyla yaklaşabilme özelliğine kavuşmaktadırlar (Arıkan, 1996; Akt. Erkal, 2013, s. 38).

44

Eşlerin benzer eğitim seviyesine sahip olması, eşler arasındaki uyumu kolaylaştırmakta ve aile içindeki huzurun artmasına sebep olmaktadır. Eşlerin eğitim seviyeleri arasındaki fark büyüdükçe, eşlerin birbiriyle iletişim kurmaları güçleşmekte ve bu durumda çeşitli sorunları doğurmaktadır. Yani farklı eğitim seviyelerine sahip olan veya farklı kültürel çevrelerden gelen bireylerin etkili iletişim kurabilmeleri, kusursuz bir ilişki yürütmeleri oldukça güçtür. Ebeveynler arasındaki iletişimin niteliği de dolaylı olarak çocukların başarısı üzerinde etkili olmaktadır (Yörükoğlu, 2000; Akt. Erkal, 2013, s. 39).

Bunun yanı sıra, eğitim düzeyi yüksek olan ailelerin, çocukların eğitimine daha fazla destek olduğu yapılan araştırmalar sonucunda ortaya konulmuştur. Anne ve babanın eğitim seviyelerinin, çocuklarından beklentilerini ve eğitim sürecine katılma oranlarını etkilediği ifade edilmektedir. Yapılan araştırmalardan elde edilen bulgular, yüksek eğitim seviyesine sahip olan ailelerin çocuklarını eğitimleri süresince daha fazla desteklediklerini, aynı zamanda çocuklarından beklentilerinin daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur (Dursun ve Dede, 2004, s. 225).

Anne-babanın eğitim seviyeleri, ailelerin eğitim harcamalarını da etkileyen faktörlerden birisidir. Annenin eğitim seviyesi arttıkça, ailelerin eğitim için yaptıkları harcamaların da arttığı gözlenmiştir. Buna karşın, çocuklarını özel okullara gönderen ailelerde anne eğitim seviyesine göre eğitim alanında yapılan harcamaların anlamlı bir farklılık göstermediği saptanmıştır. Bunun yanı sıra araştırmadan elde edilen bulgular, babanın eğitim seviyesi arttıkça, ailenin eğitim harcamalarının da buna paralel olarak arttığını göstermiştir. Eğitime yapılan harcamaların miktarı da, akademik başarı üzerinde etkili olmaktadır (Ulusoy, 2013, s. 193).

Yapılan araştırmalar, baba-çocuk ilişkisinin hem nicelik hem de nitelik açısından anne-çocuk ilişkisinden farklı olduğunu ortaya koymuştur. Baba-çocuk ilişkisinin istenilen nitelikte olması, anne-çocuk ilişkilerinin de daha sağlıklı yürütülmesine zemin oluşturur. Baba-çocuk ilişkisi, çocuğun kişilik gelişimi ve kimlik oluşturması üzerinde etkilidir. Aşırı baskıcı veya aşırı ilgisiz tutum takınan babaların çocukları diğer çocuklara göre daha fazla çekingen olmaktadırlar. Baba, çocuğun zeka gelişimi, kişilik gelişimi üzerinde olduğu gibi psiko-seksüel gelişimi üzerinde de etkilidir. Özellikle erkek çocuklarının cinsiyetlerine özgü rolleri öğrenebilmesi, babasıyla özdeşim kurmasına bağlıdır. Bu durum erkek çocuğun cinsiyet kimliğini oluşturmasında önemli

45

bir yere sahiptir. Bundan dolayı babanın eksikliği, çocuğun ahlaki gelişiminin istenilen seviyede gerçekleşmemesine, arkadaşlarıyla etkili iletişim kuramamasına, saldırgan davranış kalıpları geliştirmesine veya ailesine aşırı bağımlı hale gelmesine neden olmaktadır (Güngörmüş, 1989, s. 245; Akt. Genez Muluk, 2004, s. 21). Ayrıca Cengiz’in (2008, s. 122-125) yaptığı araştırma sonucunda, babanın eğitim seviyesi yükseldikçe çocuğun okul başarısının da buna paralel olarak arttığı görülmüştür. Benzer şekilde, annenin eğitim seviyesi ile öğrencinin akademik başarısı arasında da pozitif yönlü bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir.

Yani hem annenin hem de babanın eğitim seviyesinin artışı, çocuğun başarısı üzerinde olumlu etki yapmaktadır. Anne ve babanın eğitim seviyelerinden hangisinin daha etkili olduğuna yönelik olarak MEB tarafından yapılan araştırmalar, annelerin eğitim seviyelerinin çocukların başarısı üzerinde daha etkili olduğunu ortaya koymuştur. Çünkü bebeklikten itibaren çocuğun ihtiyaçlarının giderilmesinde ve onun yaşama hazırlanmasında anneye daha çok görev düşmektedir. Eğitim seviyesi yüksek olan anneler daha bilinçli bir şekilde çocuklara yaklaşacak ve bu durum da çocuğun gelişimini ve başarısını olumlu yönde etkileyecektir (Gelbal, 2008, s. 5).

Yapılan bir araştırmanın bulgularına göre, anneler babalara göre eğitim sürecine daha fazla dahil olmaktadır. Bu nedenle annelerin eğitim seviyelerinin çocuklar üzerinde daha etkili olması şaşırtıcı bir sonuç değildir. Ayrıca ebeveynlerin eğitim seviyeleri ile eğitim sürecine katılmaları arasında pozitif yönlü bir ilişki söz konusudur. Yani anne-babaların eğitim seviyesi arttıkça, katılım puanları da buna paralel olarak artmaktadır (Sucuoğlu, 1996; Akt. Keçeli Kaysılı, 2008, s. 75).

Sezer’in (2007, s. 31) araştırmasında, sınıf tekrar eden öğrencilerin büyük kısmının annesinin ya okuma-yazma bilmediği ya da en fazla ilkokul mezunu olduğu ve annelerin eğitim seviyesi yükseldikçe, sınıf tekrar eden öğrenci sayısının giderek azaldığı belirtilmiştir. Ayrıca okuryazar olmayan annelerin sayısının, okuryazar olmayan babaların sayısının göre daha fazla olduğu, ortaokul ve lise mezunu babaların çoğunluğu oluşturduğu saptanmıştır.

Anne-babaların eğitim seviyeleri, aynı zamanda öğrencilerin istenmeyen davranışları sergileme düzeyleri üzerinde de etkili olmaktadır. Yapılan araştırma sonucunda, öğrencilerin istenmeyen davranış puanları ile annelerinin eğitim seviyeleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Annesi okur-yazar olmayan öğrencilerin

46

istenmeyen davranış puan ortalaması 4.08, annesi okur-yazar olan öğrencilerin istenmeyen davranış puan ortalaması 4.83 olarak bulunmuştur. Bunun yanı sıra, annesi ilköğretim mezunu olan öğrencilerin istenmeyen davranış puan ortalaması 2.11, annesi lise mezunu olan öğrencilerin istenmeyen davranış puan ortalaması 1.56 ve annesi üniversite mezunu olan öğrencilerin istenmeyen davranış puan ortalaması 1.00 olarak tespit edilmiştir. Görüldüğü üzere, annenin eğitim seviyesi yükseldikçe, öğrencilerin istenmeyen davranışları sergileme puanları düşmektedir (Ocak, 2004, s. 63).

Ayrıca öğrencilerin istenmeyen davranış puanları ile babalarının eğitim seviyeleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Babası okur-yazar olmayan öğrencilerin istenmeyen davranış puan ortalaması 5.90, babası okur-yazar olan öğrencilerin istenmeyen davranış puan ortalaması 4.40 olarak bulunmuştur. Ayrıca babası ilköğretim mezunu olan öğrencilerin istenmeyen davranış puan ortalaması 2.80, babası lise mezunu olan öğrencilerin istenmeyen davranış puan ortalaması 1.64 ve babası üniversite mezunu olan öğrencilerin istenmeyen davranış puan ortalaması 1.74 olarak bulunmuştur. Araştırmadan elde edilen verilerden de anlaşıldığı gibi, babanın eğitim seviyesi yükseldikçe, genellikle çocukların istenmeyen davranışları sergileme puanları düşmektedir (Ocak, 2004, s. 64).