• Sonuç bulunamadı

Ebeveynlerin Dini Hassasiyetlerinin Kişinin Banka Kullanımına Etkisi

BÖLÜM 2: MÜŞTERİLERİN BANKA TERCİHLERİNİ ETKİLEYEN

3.5. Bulgular ve Değerlendirilmesi

3.5.12. Ebeveynlerin Dini Hassasiyetlerinin Kişinin Banka Kullanımına Etkisi

Bu bölümde katılımcıların ebeveynlerinin dini hassasiyetleri ve bunun banka kullanımına etkisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda katılımcılara şu sorular yöneltilmiştir:

-Ebeveynleriniz yani anne ve babanızın dini bilgileri veya dini tutumları nasıldır?

-Ebeveynleriniz küçüklüğünüzde sizi dini hassasiyetle yetiştirmeye gayret ederler miydi?

158

-Ebeveynlerinizin düşünce yapıları ya da davranışları sizin de düşünce yapınız veya davranışlarınızın şekillenmesinde etkili olmuş mudur?

-Acaba geleneksel bankayı tercih etmenizde ailenizin(ebeveynlerinizin) değer yargılarının veya geçmişten gelen alışkanlıklarınızın etkisi olabilir mi?

Geçmişte geleneksel bankanın kredi kartını kullanan K1, ailesini görmeden yetiştiğini, ancak ailesinin dini hassasiyete sahip olan insanlar olduğunu çocukluğunda yaşadığı bir hikayesini paylaşarak şöyle ifade etmiştir:

K1: “Ben annemi babamı pek görmedim. Kur’an kurslarında kaldım. İmam hatibe gidip geldim. Okul bittikten sonra imamlığa başladık vekaleten. Askerlik, fahri görev, resmi görev derken anne babamın yanında pek kalmadım. Hatırladığım birkaç şey var. Sabah namazıydı. Seslenmişler, ben kalkmamışım. Anam, bırak çocuğu kaldırma, dedi. Uykusuz, dedi herhalde. Babam, ‘Yarın büyüdüğü zaman vebalini alacak mısın? Ona göre kaldır ya da kaldırma.’ dedi. Ben onu duyuyorum, onu hiç unutmam. Hayatını etkiliyor tabii ki ister istemez.”

Katılım bankasından kredi kullanan K5, ailesinin dini hassasiyete sahip bireyler olduğunu; ancak tercih edeceği bankayı belirlemede bunun hiçbir etkisinin olmadığını şu cümlelerle belirtmiştir:

K5: “Ellerinden geldiği kadar dikkat ediyorlar. Beni yetiştirirken de dikkat ettiler. Benim şu anki düşünce yapımın oluşmasında etkileri oldu; ancak banka tercihimde etkileri yok.”

Katılım bankasından kredi kullanan K6, ebeveynlerinin dini bilgilerinin yetersiz; ancak dini hassasiyetlerinin ileri düzeyde olduğunu şöyle dile getirmiştir:

K6: “Ailemde babam hademe, annem ise köyde inekleri olan tarlada çalışan bir hanım. Allah razı olsun, bizi yetiştirdiler. Bizim kadar okumadılar. Bizim kadar dini bilgileri yok; ama huşu olarak benden daha iyidir. Onların düşünce tarzları benim düşüncemin şekillenmesinde etkili olmuştur. Hassas insanlar.”

Geleneksel bankanın kredi kartını kullanan; fakat katılım bankasından kredi alan K9, ebeveynlerinin dini bilgilerinin yetersiz olduğunu, banka konusunda Diyanet personelinde dahi çok fazla eksikliğin olduğunu bu bağlamda kendisi üzerinde ailesinin yönlendirmesi ile oluşmuş bir etkinin olamayacağını şöyle beyan etmiştir:

K9: “Bana göre yetersiz. Bankalar konusunda da yetersiz. Beni dini hassasiyet ile yetiştirmeye çalışıyorlardı; ama şu anki pencereden bakınca yetersiz olduğunu görüyoruz. Benim düşünce yapım veya davranışlarım eğitimle oluşmuş bir şey. Bu ailemin etkisi değil. Ben din hizmetlerinde çalışan kişilerin bile geleneksel

159

banka ile katılım bankası için aynı şey dediğini duyuyorum. Yani bu konuda çok fazla bilgi eksikliği var. O nedenle ailemden getirmem mümkün değil bu bilgileri.”

Geleneksel bankadan kredi alıp geleneksel bankanın kredi kartını kullanan K19, ailesinin teşvik ve yönlendirmeleri ile mesleğini belirlediğini, ailesinin dini bilgilerinin yetersiz olmasına karşın inançlı insanlar olduğunu ve son dönemde kooperatiften kredi kullandığını şöyle ifade etmiştir:

K19: “Annem babam küçümsediğimden değil, ama cahil kişiler. Yine de beni okuttular en zor şartlara rağmen. Hatta yurtta kalıyordum. Yurttan kaçıp geldim. Geri gönderdiler beni. Okumama vesile oldular. Dini konularda okumadıkları için bilgi sahibi değiller; ama namazlarını falan kılıyorlar. Mesela ben bir vakit namaz kılmasam, sen nasıl hocasın, diye uyarıyorlar. Ben daha önce müezzindim. 3 yıldır müftülükteyim. Babamın teşvikleriyle ben imam oldum, yoksa olamazdım. Babam dedi ki, eğer okumazsan imam olmazsan sana hakkımı helal etmem, dedi. Onların fikirleri beni bu yöne doğru sevk etti. Babam şimdiye kadar hiç kredi kullanan birisi değildir. Biz aslen yörüğüz. Denizli’de kooperatif vardır, destekleme. Biz köyde çiftçi olduğumuz için genelde babam oradan kullanır. Son zamanlarda babam da kredi çekti traktör almak için. Onda da aldığı traktör zaten 7-8 bin liralık bir traktör. Ondan öncesinde hiç kredi falan almadı babam. Etrafından borç alır. Mesela tanıdık kuyumcular vardır. Kuyumcudan altın alır. Onu yine altın olarak öder. Kuyumcudan dolar alır. Onu yine dolar olarak öder. O şekilde yani.”

Geleneksel bankanın kredi kartını kullanan K21, çocukluk zamanlarında dinin kültürleşmiş halinin hâkim olduğunu ve kendi dini bilgilerini ailesinden değil, küçük yaşta gittiği dini kurumlardan aldığını şu sözlerle dile getirmiştir:

K21: “…Eski dönemlerde örf, adet, gelenek, ayıp kültürleri vardı. Benim annem babam çok dini bildiklerinden değil. Önceden dini emirler kültüre dönüşmüştü. O zaman günah yerine ayıp vardı. Ayıp derlerdi, günah demezlerdi. Yine büyüklerinden gördükleri kadarıyla dini hassasiyetleri vardı; ama şimdi bilinçli olarak yapıyoruz işlerimizi. O zaman tabi ben annemden babamdan dini konuda şudur budur diye eğitim almadım. Biz 7 kardeşiz. En küçükleri benim. Beni aldılar. Kur'an Kursuna verdiler. Biz öyle yetiştik. Ben kursta edindiğim yani dışarıda aldığım bilgilerle bu hale geldim, ailemden değil.”

İhtiyacı olduğu dönemde geleneksel bankadan kredi çeken, şu an ise faizden kaçınmak amacıyla katılım bankası kullandığını belirten K22; ailesinin dini bilgiye sahip olup faizden uzak durduğunu, kendi faiz hassasiyetinin oluşumunda da onların etkisinin olduğunu şöyle dile getirmiştir:

K22: “Ailemin dini bilgisi iyidir. Babam da Diyanette görevli. Böyle şeylere çok dikkat eder. Kredi çektiğini hiç hatırlamam. Maaşıyla ne yapabiliyorsa onu yapar.

160

Faize bulaşmadan ne yapabilirse onu yapmaya çalışır. Faize karşı tutumumda onların da etkisi var.”

Geçmişte 3 defa geleneksel bankadan kredi kullanan, şu an hem geleneksel bankanın hem de katılım bankasının kredi kartını kullanan K23, ailesinin banka konusunda belli hassasiyetlerinin olduğunu belirttikten sonra Türkiye’deki bireysel kredi geçmişine değinerek şöyle söylemiştir:

K23: “Annem çok hassastır aslında ama dini bilgisi sıfır. Babamın hiçbir şekilde hassasiyeti olduğunu düşünmüyorum; ama annemden daha bilgili olduğunu düşünüyorum. Gençliğinde çok kitap okurmuş. Annem ve ablam çok uğraşırdı dini konularda. Ben özellikle ergenlik döneminde onların üsluplarını yanlış bulduğum için uğraşlarına hep tepki gösteriyordum. Ailemin düşünce yapısının benim düşünce yapımın şekillenmesinde çok etkisi olduğunu düşünmüyorum. Terimleri kullanmakla da alakalı çok bilgileri yoktu. Genelde ben İmam Hatip hocalarımdan ve arkadaş çevremden etkilenerek bu hale geldim. Yani sistematik olarak %100 şunun sayesinde diyemeyeceğim. Hepsinin etkisiyle oldu diyebilirim. Kredi alırken geleneksel bankayı tercih etmemde alışkanlıklarımın bir etkisi yok. Ailemde de banka alışkanlığımız çek dışında yoktu. Bankaya para yatırmazdık. Banka, faiz v.s. bunlar ailede hoş karşılanmazdı. Evde gündemimizde İslam'la ilgili şeyler sürekli olurdu. Onlar da bizi belli hassasiyetlere sürüyorlar. Sadece ticaretle uğraştığımız için çek kullanırdık. Ben de bankaya hiç bulaşmamaya çalıştım. Zaten eskiden bugünkü anlamda kredi çekme alışkanlığı yoktu. 2000’li yıllardan sonra meydana geldi. Ailede kredi çekme alışkanlığının olmaması normal. Belki benim ailem bugün ticaret yapsa kredi çekme alışkanlığı olabilirdi. O dönemde enflasyon oranları da çok yüksekti. Çektiğiniz krediyi sürekli olarak faizi artarak ödüyordunuz. Sabit taksit oranları sonradan ortaya çıktı. O zaman yoktu. O yüzden insanlar çok mecbur kalmadıkça krediye bulaşmıyordu.”

K23 yaşayış tarzımızı ve inançlarımızı belirleyen şeyin toplum olduğunu dile getirerek şu şekilde bir yorumda bulunmuştur:

K23: “Bizim inançlarımızı belirleyen şey toplum, sosyal yaşamdır; ayet, hadisler değildir. Aslında biz ayet ve hadislerle kendi yaşam tarzımızı delillendiriyoruz. Genel anlamda böyleyiz. Ayet ve hadis okuyarak yaşantısını düzeltmek herkese nasip olmuyor. Bu kolay bir şey de değildir. Alışkanlıklar ile alakalı. Alışkanlıklarınızı değiştirmeniz lazım. Ayeti gördünüz, mesela Hz. Ömer diyor ki 12 yılda Bakara suresini ezberledim. Aslında orada şunu diyor: ‘Ben ayeti gördüm. Ayet ile beraber davranışlarımı değiştirdim, düzenledim.’ demek istiyor. Biz ise öyle yapmıyoruz. Daha kolay yöntem seçiyoruz. Bir yaşam tarzım var benim. Alışkanlıklarım var. Ayete bakıyorum. Ayeti hiçbir şekilde tevil edemiyorsam görmüyorum onu. Hemen unutuyorum. Tevil edebileceğim bir ayeti de kendi yaşam tarzımı delillendirmek için kullanıyorum. Genelde böyleyiz. Tabii ki ayet okudukça hadis okudukça kendi yaşantısını güzelleştiren insanlar var; ama bunlar azınlıktadır.”

161

Geçmişte 2 defa geleneksel bankadan kredi alan K26, esasında ailesinin kredi kullanmasını istemediğini eşi dolayısıyla almak zorunda olduğunu şöyle dile getirmiştir:

K26: “Ebeveynlerim iyi, namazında abdestinde. Umreye gittik beraber. Mesela babam der; sen kredi çekme ben sana nakit vereyim. Ben kredi çekerken ailemin haberi yoktu. Biz boşanma arifesindeydik. Eşim benim çevreme güvenerek beni borçlandırdı.”

Geleneksel bankadan hem kredi hem de kredi kartı kullanan K29, Anadolu ve Batı çocuğu sınıflandırması yaparak ailesinin faiz hassasiyetini şu sözlerle ifade etmiştir:

K29: “Ebeveynlerimin dini bilgileri pek yok; ama hassasiyetleri çok. Biz Anadolu çocuğuyuz. Anadolu çocuğu ile modern Batı çocuğu değişiktir. Anadolu çocuğu İslami bilgisi olmasa bile gördüğünü uygular. Faiz haram mı haram der. Bu kadar. Benim düşüncelerimin şekillenmesinde ebeveynlerimin etkisi ister istemez elbette var.”

Geleneksel bankadan hem kredi hem de kredi kartı kullanan K30, ebeveynlerinin dini hassasiyet sahibi insanlar olduğunu ve çektiği krediden hoşnut olmadıklarını; ancak karşı da çıkmadıklarını şöyle dile getirmiştir:

K30: “Ebeveynlerim dini konularda hassastırlar. Onlar bizi yetiştirdiler. Aile tabii ki etkili. Geleneksel bankadan kredi çekerken ailem, niye neden oldu diye sordular. Biz de bunu izah etmek zorunda kaldık. Onların da elinde imkân olsa faizli para çekmemize izin vermezlerdi. Biz de kendi çarkımızda döndürmek istedik. Çok taraf olmadıkları bir durum; ama karşı da çıkmadılar.”

Mülakat yorumları incelendiğinde katılımcıların çoğunluğunun ailesinin yeterince dini bilgi sahibi olmadığı tespit edilmiştir. Aileler dini bilgi açısından yetersiz olsalar da inanç ve hassasiyet noktasında dikkatli davranmaya gayret etmektedir. Dini kültürel olarak yaşayıp belli ibadetlere ehemmiyet göstermektedir. Katılımcıların ebeveynlerinin çoğunluğunun banka ile hiçbir münasebeti olmamıştır.

Bu bağlamda tüm faktörler birlikte değerlendirildiğinde ebeveynlerin dini bilgi ve hassasiyetlerinin Diyanet personelinin banka tercihi üzerinde doğrudan etkisinin olmadığı saptanmaktadır. Aile; meslek, okul veya kurs seçiminde yönlendirici olmaktadır. Namaz gibi bazı ibadetlerde hassasiyetin gelişmesi ve faizin haram olması gibi bilgi seviyesindeki temel konuların öğrenilmesinde de etkili olmaktadır. Dolayısıyla bazı temel değerler ailede çocukken kazanılmaktadır. Ancak katılımcılar çocukluktan çıkıp hayatlarının ileriki safhalarına geldiklerinde onları etkileyen şeyler toplumsal normlar, çevreleri, ekonomik sebepler vs. olarak değişmektedir.

162