• Sonuç bulunamadı

EBELİK VE HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN ÖZYETERLİK ALGI DÜZEYLERİ VE ETKİLİ FAKTÖRLER

EBELİK VE HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN ÖZYETERLİK ALGI DÜZEYLERİ VE ETKİLİ FAKTÖRLER

MIDWIFERY AND NURSING STUDENTS’ SELF-COMPETENCY PERCEPTIONS LEVEL AND EFFECTIVE FACTORS

Mustafa KILINÇ12, Mukaddes ÖRS 13

Özet

Bu araştırmanın amacı, bir kamu üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde öğrenim görmekte olan ebelik ve hemşirelik bölümü öğrencilerinin öz-yeterlik algı düzeylerini ve bu algıların demografik özelliklere göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymaktır. Durum saptamaya yönelik betimsel bir çalışma olup, tarama modeli esas alınarak yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini ebelik bölümü (n=106) ve hemşirelik bölümünde (n=250) öğrenim gören toplam 356 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada herhangi bir örneklem seçim yöntemi kullanılmadan evrenin tamamına ulaşılması hedeflenmiştir. Araştırmanın yapıldığı tarihlerde izinli veya raporlu olma veya anketlere eksik cevap verme gibi nedenlerden dolayı 333 öğrenciye ulaşılmıştır. Üniversite öğrencilerinin öz-yeterliklerini belirlemek amacı ile “Genellenmiş Öz-yetkinlik Beklentisi Ölçeği” kullanılmıştır.

Verilerin analizinde, Kruskal Wallis testi ve Mann Whitney U testi kullanılmıştır.

Elde edilen bulgulara göre, ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin genellenmiş öz-yetkinlik beklentisi ölçeğinden aldıkları puanların ortalaması ölçek orta puanının (25.00) üstündedir.

Öğrencilerin bölüm değişkenine göre özyeterlik algılarında anlamlı bir farklılık bulunmuştur (p<0.05).

Ebelik bölümü öğrencilerinin Genellenmiş Özyetkinlik Beklentisi Ölçeği puanı anlamlı derecede yüksek görülmüştür. Cinsiyet, Anne-baba eğitim düzeyi, gelir düzeyi ve serbest zaman etkinliklerinin öğrencilerin özyeterlik algıları üzerinde etkisinin olmadığı görülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Öz-yeterlik, ebe, hemşire, üniversite öğrencisi Abstract

The investigation of the self-efficacy perception levels of the students studying in the Departments of Midwifery and Nursing in Faculty of Health Sciences constitute the problem of the present study.

The present study is a descriptive one intended for determining the situation, and the screening model was taken as the basis in conducting it.

The population of the study comprised a total number of 375 students who studied in the Department of Midwifery and the Department of Nursing in the Faculty of Health Sciences in Amasya University in the 2016-2017 academic year. It was aimed to reach to all population of the study without employing any sampling method. Due to the reasons such as being on leave or sick leave throughout the period when the study was conducted or giving incomplete replies to the questionnaires, 333 students could be reached.

As the data collection instruments, the Personal Information Form and the Generalized Self-Efficacy Expectation Scale were used in the study.

The “Generalized Self-Efficacy Expectation Scale” was employed to determine the self-efficacy of the university students. This scale, which was developed by Jerusalem and Schwarzer (1979) in order to determine the perceived general self-efficacy sense, aims to predict the adaptation following any stressful experience, as well as the power to cope with the daily problems. The target group of the scale includes the adult group and adolescents. The scale is a four-point Likert-type rating scale composed of 10 items, and it is composed of the options of “not correct”, “a little

12 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, mkilinc@mehmetakif.edu.tr

13 Amasya Üniversitesi, mukaddesors@hotmail.com

EYUDER YAYINLARI 82

correct”, “more correct” and “completely correct”. In scoring, the values of the replies given to each of the 10 items are added to obtain a single score. The score interval is 10-40. The scale was translated to Turkish in 1993 by Yeşilay (Tarhan, 2012, 103-104). The Cronbach’s Alpha reliability coefficient of the scale has been found out to be .83.

The SPSS-22.0 software package was used for the analysis of the data obtained in the present study. The frequency and percentage analyses were used for the data concerning the demographic characteristics of the students taking part in the study.

According to the findings, the mean of the scores of midwifery and nursing students' scores on the generalized self-efficacy expectancy scale is above the mid-scale score (25.00). There was a significant difference in self-efficacy perceptions according to departmen variables (p <0.05).

Midwifery students' scores of Genericized Self-efficacy Expectation Scale were significantly higher.

Parental education level, income level and leisure time activities did not have any effect on self-efficacy perceptions of students.

Key Words: Self-efficacy, Nurse, Midwife, University student Problem Durumu

Öz-yeterlik, bireylerin arzuladıkları hedeflere ulaşmaları için gereken belirli davranışları gerçekleştirme kapasitelerine olan inançlarıdır (Bandura, 2000). Senemoğlu (2013) ise öz-yeterliği, bireyin farklı durumlarla başa çıkma, belli bir faaliyeti başarma yeteneğine ve kapasitesine ilişkin algılayışı, inancı ve yargısı olarak tanımlanmaktadır.

Öz-yeterlik; bireylerin aktivite seçimlerinde, işleri ile ilgili olarak gösterecekleri çabada ve stresli durumlarla uğraşırken motivasyonlarını ne kadar süre devam ettireceklerinde temel belirleyicidir (Bandura, 1977, s. 196). Öz-yeterlik inancı yüksek olan bireyler, planlama yapmakta, aldıkları sorumlulukları yerine getirmekte ve karşılaştıkları sorunları çözmekte başarılıdırlar. Öz-yeterlikleri düşük olan bireylerde ise başarısızlık oranları ve buna ilişkin olumsuz duygular yüksek olmaktadır (Yılmaz ve Bökeoğlu, 2008, s. 148). Öz-yeterlik, yaşamı başarılı bir şekilde sürdürmede önemli bir etkiye sahiptir (Schwarzer, Boehmer, Luszczynska, Mohammed, Knoll, 2005).

Öz-yeterlik inanç ve algısının yüksek olması; bireylerin karar alma, öğrenmeyi düzenleme, güdü ve etkileşimde son derece önemlidir (Gürlen, 2011, s. 222). Öz-yeterlik, sadece başarı davranışlarını etkilemez, yetenek, bilgi, beceri, sonuç beklentileri ve öğrenmenin fark edilen değeri ya da diğer sonuçlar için de önemlidir. Öz-yeterlik duygusu öğrenme için yararlıdır, çünkü bireylerin yeterliklerini geliştirmeleri için onları motive eder (Schunk, 1996, s. 5).

yeterlik inancı bireyin düşünce biçimini ve duygusal tepkilerini de etkilemektedir. Öz-yeterliği yüksek bireyler zor görev ve aktiviteler karşısında sakinliklerini korurken, öz-Öz-yeterliği düşük bireyler olayları olduğundan daha zor algılamakta ve problemin çözümünde dar bir bakış açısı sergilemektedir (Pajares, 2002). Bireyin sahip olduğu öz-yeterlik düzeyi herhangi bir alanda karşılaştığı güçlükleri aşabilme seviyesini etkilemekte, yüksek öz-yeterliğe sahip olan bireyler zorluklar karşısında sabırla çalışarak başarıya ulaşırken, düşük öz-yeterliğe sahip bireyler zorluklar karşısında umutsuzluğa kapılarak başarısız olmaktadır (Hızlıok, 2012, s. 22-23). Özyeterliği yüksek öğretmenlerin de sınıf içi etkilikleri ve sınıf yönetim becerileri iyileşmektedir (Babaoğlan ve Korkut, 2010).

Bandura (1994) bireyin yaşam boyu öz-yeterlik gelişimini; kişilik algısının, ailenin, arkadaş çevresinin, okulun, ergenlikte yaşanan deneyimlerin, yetişkinlik döneminde karşılaşılan sorunların ve geçmiş yaşantıların etkilediğini belirtmektedir.

Ebe ve hemşireler, düzensiz ve ağır iş koşulları, uykusuzluk, yorgunluk, görev, yetki ve sorumlulukların yeterince belirlenmemiş olması, acı çeken ve ölmekte olan insanlara hizmet veren

EYUDER YAYINLARI 83

çalışanlar grubunu oluşturmaktadırlar. Ebelik ve hemşirelik mesleğinde iş stresi ile başa çıkmada yetersizlikten dolayı işe karşı olumsuzluk, kayıtsızlık, işten sürekli yakınma, eleştirme, devamsızlık, işten ayrılma gibi örgütsel sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bununla birlikte hastaya verilecek kapsamlı hasta bakımının kalitesi de etkilenerek iş performansında azalma olacaktır. Öz-yeterliğin, iş stresi ile başa çıkmada rolü olduğu düşünülmektedir. Ebe ve hemşirelerin veya ebe ve hemşire adaylarının yüksek öz-yeterlik algılarına sahip olması, onlara yüklenen sağlıklı toplumsal değişimi sağlamada aracı olma rolünü etkili biçimde gerçekleştirmelerini sağlayacaktır.

Alanyazın incelendiğinde, Türkiye’de ebe ve hemşirelerin/ veya ebe-hemşire adaylarının öz-yeterlik algılarına ilişkin araştırmaya rastlanmamıştır. Bu araştırmanın sonuçlarının ebelik ve hemşirelik öğrencilerinde öz-yeterliğin geliştirilmesine ve alanyazına katkı sağlayacağı düşülmektedir.

Bu bilgiler ışığında Sağlık Yüksekokulu ebelik ve hemşirelik bölümü öğrencilerinin öz-yeterlik algıları düzeyleri ve bu algıları etkileyen faktörlerin incelenmesi bu araştırmanın problemini oluşturmaktadır.

Amaç

Bu araştırmanın amacı, Amasya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nda öğrenim görmekte olan ebelik ve hemşirelik bölümü öğrencilerinin öz-yeterlik algı düzeylerini ve bu algıların demografik özelliklere göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymaktır. Bu amaç çerçevesinde aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır.

1. Ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin öz-yeterlik algıları ne düzeydedir?

2. Ebe ve hemşire adaylarının öz-yeterlik algı düzeyleri;

a) Cinsiyete,

b) Öğrenim gördükleri bölüme, c) Anne-babanın eğitim düzeyine, d) Öğrencilerin gelir düzeyine,

e) Öğrencilerin serbest zaman etkinliklerine göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir?

Yöntem Araştırmanın Modeli

Bu araştırma, durum saptamaya yönelik betimsel bir çalışma olup, tarama modeli esas alınarak yürütülmüştür. Tarama modeli, geçmişte ya da halen var olan bir durumu veya olayı var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımıdır (Karasar, 2014).

Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini 2016-2017 öğretim yılında Amasya Üniversitesine bağlı Sağlık Yüksekokulu Ebelik bölümü (n=106) ve hemşirelik bölümünde (n=250) öğrenim gören toplam 356 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada herhangi bir örneklem seçim yöntemi kullanılmadan evrenin tamamına ulaşılması hedeflenmiştir. Araştırmanın yapıldığı tarihlerde izinli veya raporlu olma veya anketlere eksik cevap verme gibi nedenlerden dolayı 333 öğrenciye (92 ebelik öğrencisi, 241 hemşirelik öğrencisi) ulaşılmıştır.

Veri Toplama Aracı

Veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgi Formu ve Genellenmiş Öz-yetkinlik Beklentisi Ölçeği”

kullanılmıştır.

Kişisel bilgi formda öğrencilerin sınıf, bölüm, anne-babanın eğitim düzeyi, öğrencinin gelir düzeyi ve serbest zaman etkinlikleri ile ilgili sorular bulunmaktadır.

Üniversite öğrencilerinin öz-yeterliklerini belirlemek amacı ile “Genellenmiş Öz-yetkinlik Beklentisi Ölçeği” kullanılmıştır. Jerusalem ve Schwarzer (1979) tarafından algılanan genel öz-yetkinlik duygusunu belirlemek için geliştirilen ölçek, günlük sıkıntılarla başa çıkma gücünün yanı sıra

EYUDER YAYINLARI 84

her türlü stres verici yaşantıdan sonraki uyumu da kestirmeyi amaçlamaktadır. Hedef kitlesi ergenler de dahil yetişkin gruptur. Ölçek 10 maddeden oluşan dörtlü likert tipi derecelendirme ölçeği olup “doğru değil”, “biraz doğru”, “daha doğru”, “tümüyle doğru” seçeneklerinden oluşmaktadır. Puanlamada 10 maddenin her birine verilen cevaplar toplanır ve tek bir puan elde edilir, puan aralığı 10-40’dır. Ölçek Türkçe’ye 1993 yılında Yeşilay tarafından çevrilmiştir (Tarhan, 2012). Ölçeğin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı .83 olarak bulunmuştur. Bu çalışmada ise Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı .90 olarak tespit edilmiştir.

Verilerin Toplanması

Araştırmaya başlanmadan önce Amasya Üniversitesi Rektörlüğü’nden yazılı izin alınarak, öğrencilerin katılımında gönüllülük esası aranmıştır. “Genellenmiş Özyetkinlik Beklentisi Ölçeği”

Amasya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu ebelik ve hemşirelik bölümü öğrencilerine uygulanmıştır.

Öğrencilere araştırmanın amacı belirtilmiş ve gönüllülük esasına dayalı olarak veri toplama araçlarını doldurmaları talep edilmiştir. Çalışmaya katılmayı kabul eden öğrencilere kendilerinden alınan bilgilerin yalnızca anketi uygulayan kişi tarafından değerlendirileceği, başka biri tarafından incelenmeyeceği konusunda açıklama yapıldıktan sonra anket formunu doldurmaları istenmiştir.

Uygulamalar, bizzat araştırmacı tarafından, 19.03.2017 ile 17.04.2017 tarihleri arasında yapılmıştır.

Verilerin Analizi

Bu araştırmada verilerin analizi için SPSS-22.0 paket programı kullanılmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin demografik özelliklerinden elde edilen veriler için frekans ve yüzde kullanılmıştır.

Araştırmadan elde edilen veriler normal dağılım gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla Kolmogorov-Smirnov ve Shapiro-Wilk testleri yapılmıştır. Analizler sonucunda genellenmiş özyetkinlik beklentisi ölçeğinin toplam puanlarının normal dağılım göstermediği görülmüştür (p>.05).

Gruplar normal dağılım göstermediğinden, non-parametrik testlerden üçlü karşılaştırmalarda Kruskal Wallis testi, ikili karşılaştırmalarda ise Mann Whitney U testi kullanılmıştır (Büyüköztürk, 2010, s.

155-166; Kalaycı, 2010, s. 99-106).

Üniversite öğrencilerinin öz-yeterlik algı puanlarının hesaplanmasında toplam ortalama puanlar ve standart sapmalar ile ölçekten alınabilecek minimum, orta ve maksimum puanlar ölçüt olarak alınmıştır. Ölçekteki cümleler olumlu uç ile olumsuz uç arasında puanlandırıldıkları için bir katılımcının tutum puanı ölçekleme boyutunun ortalarında bir yere düşerse bu kişinin tutumunun ortalarda veya tam oluşmadığı söylenebilir (Turgut ve Baykul, 1992). Buna göre 4’lü Likert tipi bir ölçekte başlangıç noktası bir alındığında 2,5 değeri “doğru değil ile tümüyle doğru” değerlerinin orta noktası varsayılmıştır. Bu çalışmada da ölçeğin genel ortalamasında ölçekten alınabilecek minumum puan (10X1) 10, ortanca puan (10X2,5) 25 ve maksimum puan (10X4) 40 olarak belirlenmiştir.

Bulgular

Tablo 1. Araştırmaya katılan öğrencilerin bazı betimsel özellikleri

Değişkenler n %

Cinsiyet Kadın 277 83.2

Erkek 56 16.8

Sınıf

1.sınıf 85 25.5

2.sınıf 82 24.6

3.sınıf 60 18.0

4.sınıf 106 31.8

Bölüm Hemşirelik 241 72.4

Ebelik 92 27.6

EYUDER YAYINLARI 85

Anne eğitim durumu

İlkokulu 192 57.7

Ortaokul 70 21.0

Lise 48 14.4

Lisans 23 6.9

Baba eğitim durumu

İlkokul 116 34.8

Ortaokul 77 23.1

Lise 78 23.4

Ön Lisans 23 6.9

Lisans 39 11.7

Aylik gelir

500 TL den az 33 9.9

500-1000 TL 80 24.0

1000 TL den fazla 220 66.1

Serbest zaman etkinliği

Kitap Okuma 94 28.2

Televizon İzleme 174 52.3

Sinemaya Gitme 21 6.3

Spor Yapma 44 13.2

Toplam 333 100,0

Tablo 1 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerin % 83.2’sinin kız, % 16.8’inin erkek,

%25.5’i birinci sınıfta, % 24.6’sı ikinci sınıfta, % 18.0’i üçüncü sınıfta, % 31.8’inin dördüncü sınıfta öğrenim görmekte olduğunu, % 28.2’si kitap okuduklarını, % 52.3’ü televizyon izlediğini, % 6.3’ü sinemaya gittiğini, % 13.2’si spor yaptıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin anne ve baba eğitim düzeyleri incelendiğinde; öğrencilerin annelerinin % 57.7’sinin, babalarının ise % 34.8’inin ilkokul mezunu olduğu belirlendi. Öğrencilerin % 66.1’inin aylık ortalama gelir durumunun 1000 TL’den fazla olduğu görülmektedir.

Tablo 2. Ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin öz-yeterlik algı düzeylerine ilişkin betimsel istatistikler

N Minimum Maximum Mean edian Ss Genellenmiş Öz -yetkinlik Beklentisi

Ölçeği 333 10.00 40.00 28.49 29.00 6.77

Tablo 2’de, ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin genellenmiş öz-yetkinlik beklentisi ölçeğinden alınan puanlar incelendiğinde, alınan en düşük puanının (10.00) ve en yüksek puanın (40.00); ölçek ortalamasının ise (28.49) olduğu görülmektedir. Ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin genellenmiş öz-yetkinlik beklentisi ölçeğinden aldıkları puanların ortalaması ölçek orta puanının (25.00) üstündedir.

Bu durum öğrencilerin öz-yeterlik algılarının pozitif yönde olduğunu göstermiştir.

Tablo 3. Genellenmiş Öz-yetkinlik beklentisi ölçeği puanlarının cinsiyet değişkenine göre MANN Whitney U Testi Sonuçları

Cinsiyet n Mean Median ss Sıra

ort. U p

Genellenmiş Öz -yetkinlik Beklentisi Ölçeği

Kız 277 28.74 30.00 6.51 170.67

-1.55 0.121 Erkek 56 27.25 28.00 7.91 148.85

Tablo 3 incelendiğinde, kız ve erkek öğrencilerin öz-yeterlik algılarında cinsiyete göre anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05). Araştırmaya katılan kız öğrencilerin sıra ortalaması (170.67),

EYUDER YAYINLARI 86

erkek öğrencilerin sıra ortalamasından (148.85) daha yüksektir. Bu farkın kız öğrencilerin lehine olduğu gözlenmiştir.

Tablo 4. Genellenmiş Özyetkinlik beklentisi ölçeği puanlarının bölüm değişkenine göre MANN Whitney U Testi Sonuçları

n Mean Median ss Sıra

ort. U p

Genellenmiş Öz -yetkinlik Beklentisi Ölçeği

Hemşirelik 241 28.01 29.00 6.89 160.00

-2.15 0.031 Ebelik 92 29.75 30.00 6.32 185.34

Tablo 4 incelendiğinde, araştırmada yer alan üniversite öğrencilerinin, bölüm değişkenine göre özyeterlik algılarında anlamlı bir farklılık bulunmuştur (p<0.05). Bu anlamlı farklılık, ebelik bölümü öğrencilerinin genellenmiş öz-yetkinlik beklenti ortalamalarına ait sıra ortalamalarının (185.34), hemşirelik bölümü öğrencilerinin sıra ortalamalarından (160.00) daha yüksek olmasından kaynaklanmaktadır. Anlamlı farkın ebelik bölümü öğrencilerinin lehine olduğu görülmektedir.

Tablo 5. Genellenmiş Özyetkinlik beklentisi ölçeği puanlarının annelerinin eğitim durumuna göre Kruskall-Wallis H Testi Sonuçları

Anne Eğitim n Mean Median Ss Sıra

Ort. H p

Genellenmiş Öz yetkinlik Beklentisi Ölçeği

İlkokulu 192 28.75 30.00 6.62 172.77

1.81 0.611 Ortaokul 70 28.20 29.00 6.97 159.29

Lise 48 27.63 28.00 7.15 155.59 Lisans 23 29.04 28.00 6.90 166.13

Tablo 5 incelendiğinde, araştırmada yer alan öğrencilerin annelerinin eğitim durumlarına göre özyeterlik algılarında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05). Anlamlı farklılık olmamasına rağmen annesi lisans mezunu olan öğrencilerin ölçekten aldıkları puan ortalamlarına ait sıra ortalamalarının, annesi diğer eğitim kademesine sahip öğrencilerin ölçekten aldıkları puan ortalamasına dayalı sıra ortalamasından daha büyük olduğu fakat bu farkın anlamlı olmadığı görülmektedir.

Tablo 6. Genellenmiş Öz-yetkinlik beklentisi ölçeği puanlarının babalarının eğitim durumuna göre Kruskall-Wallis H Testi Sonuçları

Baba Eğitim n Mean Median ss Sıra

Ort. H p

Genellenmiş Öz -yetkinlik Beklentisi Ölçeği

İlkokul 116 28.75 30.00 6.07 171.41

0.591 0.964 Ortaokul 77 28.62 29.00 6.76 168.72

Lise 78 28.04 28.00 7.93 162.35 Ön Lisans 23 28.04 28.00 7.50 163.04 Lisans 39 28.64 28.00 6.08 162.13

Tablo 6 incelendiğinde, araştırmada yer alan üniversite öğrencilerinin babalarının eğitim durumlarına göre özyeterlik algılarında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05). Babanın eğitim durumuna göre öğrencilerin ölçekten aldıkları puan ortalamalarına dayalı sıra ortalamalarının bütün eğitim kademelerinde birbirine çok yakın olmasından dolayı anlamlı farklılık olmadığı görülmektedir.

EYUDER YAYINLARI 87

Tablo 7. Genellenmiş Özyetkinlik beklentisi ölçeği puanlarının serbest zaman etkinliklerine göre Kruskall-Wallis H Testi Sonuçları

Serbest Zaman Etkinliği n Mean Median ss Sıra Ort. H p Genellenmiş Öz

-yetkinlik Beklentisi Ölçeği

Kitap okuma 94 28.87 30.00 6.10 173.06

5.5 0.138 Televizon izleme 174 27.83 29.00 6.86 157.99

Sinemaya gitme 21 27.95 29.00 7.34 158.31 Spor yapma 44 30.55 29.50 7.28 193.83

Tablo 7 göreye, araştırmada yer alan ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin serbest zaman etkinliklerine göre özyeterlik algılarında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05). Anlamlı farklılık olmamasına rağmen serbest zamanan etkinliği olarak spor yapan öğrencilerin ölçekten aldıkları puan ortalamalarına dayalı sıra ortalamalarının, serbest zaman etkinliği olarak diğer aktiviteleri yapan öğrencilerin ölçekten aldıkları puan ortalamalarına dayalı sıra ortalamalarından daha yüksek olduğu fakat anlamlı farklılık yaratmadığı görülmektedir.

Tablo 8. Genellenmiş Öz-yetkinlik beklentisi ölçeği puanlarının aylık gelir düzeylerine göre Kruskall-Wallis H Testi Sonuçları

Aylık Gelir n Mean Median ss Sıra Ort. H p Genellenmiş Öz

-yetkinlik Beklentisi Ölçeği

500 TL < 33 27.45 28.00 6.67 154.95

0.681 0.712 500-1000 TL 80 28.34 29.00 7.02 165.34

1000 TL den > 220 28.70 29.00 6.71 169.1

Tablo 8 incelendiğinde, araştırmaya katılan ebelik ve hemşirelik öğrencilerin aylık gelir düzeylerine göre özyeterlik algılarında anlamlı bir farklılık yoktur (p>0.05). Anlamlı farklılık olmamasına rağmen 1000 TL den daha fazla aylık gelire sahip olan öğrencilerin ölçekten aldıkları puan ortalamalarına dayalı sıra ortalamalarının, diğer gelir düzeyine sahip öğrencilerin ölçekten aldıkları ortalamaya dayalı sıra ortalamasından daha büyük olduğu, fakat anlamlı farklılık yaratamadığı görülmektedir.

Sonuç ve Tartışma

Bu çalışmada elde edilen bulgular doğrultusunda, ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin öz-yeterlik algılarının pozitif yönde olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgu alanyazın ile tutarlıdır. Satıcı (2013) üniversite öğrencileriyle yaptığı araştırmada, üniversite öğrencilerinin büyük çoğunluğunun yüksek akademik öz-yeterlik düzeyine sahip olduğunu ve Karaduman (2015), üniversite öğrencilerinin özyeterlik algılarının yüksek düzeyde olduğu sonucuna ulaşmıştır. Tenaw’ın (2013) eğitim fakültesi ikinci sınıf öğrencileri ile yaptığı araştırmanın sonucunda, öğrencilerin özyeterlik seviyesinin orta düzeyde olduğu bulunmuştur.

Bu sonuca göre ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin bir davranışa ya da işe yönelik ısrarcı ve yapabilirliklerinin güçlü oldukları söylenebilir. Öğrencinin özyeterlik inancı arttıkça daha azimli, kararlı davranabilir ve yüksek performans gösterip daha başarılı olabilir.

Bu araştırmanın bulgularına göre, kız öğrencilerin özyeterlik algılarının erkek öğrencilerin özyeterlik algılarından daha yüksek düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Alanyazın incelendiğinde bu bulguyu destekleyen araştırmaların olduğu görülmektedir. Durdukoca (2010) tarafından yapılan çalışmada, erkek öğretmen adaylarının akademik özyeterliklerinin kız öğretmen adaylarının akademik özyeterliklerinden daha yüksek düzeyde anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Özdemir (2008), öğretmen adaylarının öğretim sürecinin bazı boyutlarına ilişkin öz-yeterlik inançlarının cinsiyet değişkenlerine göre anlamlı düzeyde farklılık gösterdiği sonucuna ulaşmıştır. Aregu (2013) yaptığı çalışmada,

EYUDER YAYINLARI 88

özyeterlilik, özsaygı ve cinsiyetin üniversite birinci sınıf öğrencilerinin konuşma görevlerindeki performansına etkilerini, ele alınan değişkenlerin korelasyonları ve bu değişkenlerdeki cinsiyet farklılıklarını incelemiştir. Araştırma sonucunda erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre tüm değişkenlerde üstün geldiği, tüm değişkenlerin birbirleriyle pozitif ilişkili olduğunu tespit etmiştir.

Ekici (2008) araştırmasında sınıf yönetimi dersini alan öğretmen adaylarının öğretmen-özyeterlik algı düzeyindeki değişmeyi incelemek amacıyla yaptığı çalışmada, özyeterlik algı düzeylerinin cinsiyet açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermediği sonucuna varmıştır. Öğretmenlerin özyeterlik algılarının araştırıldığı başka bir araştırmada ise, erkek öğretmenlerin özyeterlik algı düzeylerinin kadın öğretmenlerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir (Korkut ve Babaoğlan, 2012).

Bu araştırmanın bulgularına göre, üniversite öğrencilerinin bölümleri ile özyeterlik algıları arasında anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir. Ebelik bölümü öğrencilerinin özyeterlik algılarının, hemşirelik bölümü öğrencilerinin özyeterlik algı düzeylerinden daha yüksek düzeyde olduğu tespit edimliştir. Benzer şekilde Özdemir (2008), sınıf öğretmeni adaylarının öz-yeterlik inançlarının öğrenim görülen branşa göre anlamlı düzeyde farklılık gösterdiği sonucuna ulaşmıştır.

Bu araştırmanın bulgularına göre ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin anne-babalarının eğitim düzeylerinin özyeterlik algıları üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı tespit edilmiştir. Benzer şekilde Karaduman (2015), üniversite öğrencileriyle yaptığı araştırmada anne-babalarının eğitim düzeylerinin özyeterlik algıları üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Bu bulguların aksine Çetin (2008), sınıf öğretmeni adaylarının bilgisayara ilişkin özyeterlik algılarında anne-babalarının eğitim

Bu araştırmanın bulgularına göre ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin anne-babalarının eğitim düzeylerinin özyeterlik algıları üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı tespit edilmiştir. Benzer şekilde Karaduman (2015), üniversite öğrencileriyle yaptığı araştırmada anne-babalarının eğitim düzeylerinin özyeterlik algıları üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Bu bulguların aksine Çetin (2008), sınıf öğretmeni adaylarının bilgisayara ilişkin özyeterlik algılarında anne-babalarının eğitim