• Sonuç bulunamadı

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ: MEVCUT DURUM VE UYGULAMALAR TEACHING PROFESSION: CURRENT SITUATION AND PRACTICES

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ: MEVCUT DURUM VE UYGULAMALAR TEACHING PROFESSION: CURRENT SITUATION AND PRACTICES

Ertuğ CAN7

Özet

Öğretmenlik mesleği, görev ve sorumlulukları yasalarla belirlenmiş profesyonel bir meslektir.

Statüsü, saygınlığı, çalışma koşulları ve eğitim olanakları ülkelere göre farklılık gösteren öğretmenlik mesleği, son yıllarda Türkiye’de en çok tercih edilen meslek grupları arasında yer almaktadır.

Profesyonellik ve uzmanlık gerektiren, doğrudan insan eğitimi ile ilgili bir mesleği yerine getiren öğretmenlerin meslekî eğitimi, yetiştirilmeleri, bazı yeterliliklere sahip olmaları büyük önem arz etmektedir. Bu araştırmanın amacı, öğretmenlik mesleğinin mevcut durumunu ve bu alandaki uygulamaların genel bir değerlendirmesini yapmak ve öğretmenlik mesleğinin gelişmesine yönelik öneriler geliştirebilmektir.

Araştırma bulgularına göre, öğretmenlerin yetiştirilmesi, niteliklerinin arttırılması ve meslekî statülerinin yükseltilmesi ihtiyacı öncelikli konulardan biridir. Hizmet öncesi öğretmen yetiştirmede öğretmen adaylarının seçilmesi, yetiştirilmesi, öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarının yeterliliği, öğretim programlarının içeriği, yapısı, öğretim üyelerinin niteliğinin geliştirilmesi gerekmektedir. Özellikle, eğitim politikası, öğretmenlik mesleğine hazırlanma koşulları, öğretmen yetiştirme programları, öğretmen yetiştirme kurumları, öğretmenlerin yetkinleştirilmesi, öğretmenlik mesleğine giriş, ilerleme ve yükselme koşullarının yeniden gözden geçirilmesi ve düzenlenmesi, öğretmenlik mesleğinin gelişmesine önemli katkılar sağlayabilir.

Anahtar Kelimeler: Öğretmen, öğretmen eğitimi, öğretmenlik mesleği, öğretmenlerin statüsü.

Abstract

The teaching profession is a professional occupation with the duties and responsibilities which are established by law. The teaching profession, whose status, prestige, working conditions and training opportunities differ among countries in recent years, is among the most preferred professions in Turkey. To have vocational training and some qualifications are of great importance for teachers whose professionalism and expertise are vital and who are directly involved in human education. The aim of this research is to make a general assessment of the current situation of the teaching profession and the practices in this area, and to propose suggestions for the development of the teaching profession. Thesis, reports, statistical data and online sources were used for the literature review of this research.

According to the findings, the need to train teachers, increase their qualifications and raise their professional status is one of the priority issues. The selection and training of teacher candidates, the sufficiency of higher education institutions that educate teachers, the content and structure of teaching programs and the qualifications of professors should be improved in pre-service teacher education. In particular, education policy, conditions for the preparation of teaching profession, teacher training programs, teacher training institutions, improving competency of teachers, entering the teaching profession, revision and regulation of progress and promotion conditions could provide important contributions to the development of the teaching profession.

Keywords: Teacher, teacher training, teaching profession, teacher's status.

7 Yrd.Doç.Dr., Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi Ana Bilim Dalı, Kırklareli, ertugcan@gmail.com

EYUDER YAYINLARI 42

Problem Durumu

Öğretmen, eğitim sisteminin en temel öğelerinden biridir. Öğretmenlerin niteliği, eğitim sisteminin niteliğini doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, öğretmenlere yönelik hizmet öncesi ve hizmet içinde sağlanan eğitimin niteliği, eğitim hizmetlerinin niteliğini de belirleyen önemli bir faktördür. Öğretmen, öğrenme-öğretme sürecinde önceden belirlenen öğretimsel amaçları öğrencilerine kazandırabilmek için değişik yöntem ve teknikler kullanarak etkileşimde bulunan kişidir. Bununla birlikte, öğretmenlik mesleği görev ve sorumlulukları yasalarla belirlenmiş profesyonel bir meslektir.

Profesyonellik ve uzmanlık gerektiren, doğrudan insan eğitimi ile ilgili bir mesleği yerine getirecek kişilerin yani öğretmenlerin meslekî eğitimi, yetiştirilmeleri, bazı yeterliliklere sahip olmaları büyük önem arz etmektedir. Öğretmenler aynı zamanda, donanımlı bireyler yetiştirmek suretiyle toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına da önemli katkılar sağlamaktadırlar. Statüsü, saygınlığı, çalışma koşulları ve eğitim olanakları ülkelere göre farklılık gösteren öğretmenlik mesleği KPSS’ye giren aday sayıları dikkate alındığında (ÖSYM, 2017) son yıllarda Türkiye’de en çok tercih edilen meslek grupları arasında yer almaktadır. ÖSYM (2017) verilerine göre, 2017 yılında KPSS ÖABT sınavı için 308.125 öğretmen adayı müracaat etmiştir. 2003-2016 yılları arasında Öğretmen olmak amacıyla KPSS’ye giren toplam aday sayısı 3.525.159 olup, bu adaylardan 532.353 kişinin ataması yapılmıştır. Bu sayısal veriler, öğretmenlik mesleğinin değişik nedenlerle fazla tercih edilen bir meslek olduğunu göstermektedir. Öğretmenler, bir yandan devletin eğitim politikasını uygulayan, diğer yandan eğitim politikalarından doğrudan etkilenen ve eğitim ile ilgili tartışmaların merkezinde yer alan kişilerdir.

Meslek olarak öğretmenlik, toplumu yeniden inşa etme işleviyle saygınlığını sürdürürken iktidar ve maddî karşılıklar bakımından yetersiz olmasıyla da saygıya dönük değer yitimi ile karşı karşıyadır (Celep, 2004). Öğretmenlik mesleğinin niteliğinin yükseltilmesi; öncelikle öğretmenlerin sahip olması gereken genel ve özel alan yeterliklerinin bilinmesi, daha sonra bu yeterliklerin hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim programlarıyla öğretmen adaylarına ve görev yapan öğretmenlere kazandırılması ile sağlanabilir.

Öğretmenlik Mesleğinin Özellikleri

Öğretmenlik, değişik meslek grupları içinde, kendisinden en çok görev ve sorumluluk üstlenmesi ve yerine getirmesi beklenen mesleklerden biridir. Türkiye’de öğretmenlik mesleğinin yasal dayanağını oluşturan 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nda (1973), öğretmenlik mesleğinin özellikleri, işlevleri ile öğretmenliğin aynı zamanda bir uzmanlık alanı olduğu ve öğretmenlik mesleğine hazırlığın özel alan eğitimi, genel kültür ve pedagojik formasyon ile sağlanabileceği, belirtilmektedir (Can, 2014: 52). Türkiye’de öğretmenliğin meslekleşmesini sağlayan başlıca koşullar şunlardır (Celep vd. , 2004):

- Örgün meslekî eğitimden geçme/uzmanlık bilgisine sahip olma.

- Mesleksel kültüre sahip olma.

- Mesleğe girişte belirli bir seçim ve denetimden geçme.

- Toplumca ve devletçe meslek olarak tanınma ve kabul görme.

- Mesleğin gerektirdiği temel değerler ya da meslek etik kurallarına sahip olma. Görüldüğü gibi, öğretmenlik mesleği belli özellikleri olan ve uzmanlık gerektiren profesyonel bir meslektir.

1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanununu 43. maddesine göre (MEB, 1973): “Öğretmenlik, devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.

Öğretmenler bu görevlerini Türk Milli Eğitiminin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak ifa etmekle yükümlüdürler. Öğretmenlik mesleğine hazırlık; genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon ile sağlanır. Yukarıda belirtilen nitelikleri kazanabilmeleri için, hangi öğretim kademesinde olursa olsun, öğretmen adaylarının yüksek öğrenim görmelerinin sağlanması esastır. Bu öğrenim lisans

EYUDER YAYINLARI 43

öncesi, lisans ve lisansüstü seviyelerde yatay ve dikey geçişlere de imkân verecek biçimde düzenlenir”.

Bu kanun maddesi, öğretmenlik mesleğinin uzmanlık gerektiren özel bir alan olduğunu, mesleğe hazırlık için genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon eğitiminin gerekli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Öğretmenlik mesleğinin genel özellikleri (Tezcan, 1996; Ünal ve Ada, 1999; Şişman, 2000;

Yaşar, 2001; Çeliköz, 2003; Gündüz, 2003; Erden, 2005; Yaşar, 2008) incelendiğinde; genel olarak, sevgi ve özveri mesleği olarak toplumsal statüsünün ve gelirinin düşük, kariyer yapma ve meslekî gelişim olanaklarının sınırlı, meslekten ayrılma oranlarının ise yüksek olduğu görülmektedir. Ayrıca, öğretmenlerin çoğunluğunun devlet memuru olduğu, tüm ülkelerde yaygın olarak görülen mesleklerden biri olduğu, kadınların yoğun olarak çalıştığı meslek grubu içinde yer aldığı, gelir düzeyi orta ve alt grupta yer alan bireylerin tercih ettiği meslek olarak karşımıza çıkmaktadır. Görüldüğü gibi, öğretmenlik mesleği yürütülen işin niteliği, çalışma koşulları, çalışma ortamları, meslekî gelişim ve kariyer yapma olanakları, tercih edilme nedenleri ve toplumsal statüsü vb. yönlerden diğer mesleklerden farklılık göstermektedir. Türkiye’de ise öğretmenlik mesleğinde ilerleme ve yükselme olanaklarının kısıtlı, az seçenekli ve öznel koşullara bağlı olduğu, öğretmenlerin öğretme görevleri yanında yönetim görevlerinin de bulunduğu söylenebilir.

Eğitimin niteliği de büyük ölçüde öğretmenlerin niteliği ile doğru orantılıdır. Bu bakımdan eğitim sistemi içinde görev alacak öğretmenlerin, gerek hizmet öncesinde, gerekse hizmet içinde, iyi bir biçimde yetişmesi ve yetiştirilmesi, eğitim hizmetlerinin kalitesi yönünden önemlidir (Celep, 2004).

Öğretmen Yeterlikleri

Yeterlik, bir meslek alanına özgü görevlerin yapılabilmesi için gerekli olan meslekî bilgi, beceri ve tutumlara sahip olma durumu (MEB, 2008:11) olarak tanımlanmaktadır.

Öğretmenlik mesleğinin niteliğinin yükseltilmesi; öncelikle öğretmenlerin sahip olması gereken genel ve özel alan yeterliklerinin bilinmesi, daha sonra bu yeterliklerin hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim programlarıyla öğretmen adaylarına ve görev yapan öğretmenlere kazandırılması ile sağlanabilir (MEB, 2008: 13).

Geçmişten bugüne kadar öğretmenlik mesleği sürekli sorgulanmakta ve öğretmenlerin görev ve niteliklerinin geliştirilmesi gerektiği üzerine tartışmalar yapılmaktadır. Türkiye’de de öğretmenlik mesleğinin niteliği ve statüsünü geliştirmek için toplumsal beklentileri karşılamak, öğretmenlerin meslekî gelişimlerinde açık, anlaşılır ve güvenilir bir kaynak oluşturmak, öğrenciler, veliler ve toplum için kalite güvencesi sağlamak gibi amaçlarla ilk defa Yüksek Öğretim Kurulu(YÖK: 1998) ve Millî Eğitim Bakanlığı (MEB: 2006) tarafından öğretmen yeterlikleri tanımlanmıştır.

MEB ve üniversite temsilcilerinden oluşan “Öğretmen Yeterlikleri Komisyonu” tarafından 1999 yılında belirlenen ve 2002 yılında yürürlüğe konulan “eğitme-öğretme yeterlikleri”, “genel kültür bilgi ve becerileri” ve “özel alan bilgi ve becerileri” ana başlıklarından oluşan yeterliklerin amaçları (MEB, 2002:4), öğretmen yetiştirme politikalarının belirlenmesi, öğretmenlerin hizmet öncesi eğitimi, öğretmenlerin seçimi, öğretmenlerin denetlenmesi ve performanslarının değerlendirilmesi, öğretmenlerin hizmet içi eğitimleri, öğretmenlerin kendilerini geliştirmesi, olarak belirlenmiştir.

MEB Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü'nün Koordinatörlüğünde (MEB ve Üniversiteler) 2008 yılında tamamlanan “Öğretmen Yeterlilikleri” ise (MEB:2008), eğitme- öğretme yeterlikleri, genel kültür bilgisi ve becerileri ile özel alan bilgi ve becerileri olarak tanımlanmıştır.

Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü (2017), 01/12/2017 tarih ve 20525423 sayılı Bakanlık Oluru ile öğretmenlik mesleği genel yeterliklerini güncelleyerek meslekî bilgi, meslekî beceri, tutum ve değerler olmak üzere 3 yeterlik alanı altında yer alan 11 yeterlik ve bu yeterliklere ilişkin 65 gösterge belirlemiştir.

EYUDER YAYINLARI 44

Şekil.1 Öğretmen Yeterliklerinin Kullanım Alanları (MEB, 2017:9).

Şekil.1’de görüldüğü gibi(MEB, 2017:9), Türkiye’de öğretmenlik mesleğine ilişkin yeterlik belirleme sürecinde, öğretmenlik mesleği genel yeterliklerinin kullanım alanları, öğretmen yetiştirmeye yönelik programların düzenlenmesi, öğretmen istihdamı, adaylık ve yetiştirme süreçleri, öğretmenin öz değerlendirme yapması, öğretmen performans değerlendirme, kariyer gelişimi ve ödüllendirme, hizmetiçi eğitim programları, öğretmenlik mesleği genel yeterlikleri göstergeleri üzerinde durulmuştur.

Öğretmenlik mesleğinin genel yeterlikleri incelendiğinde, öğretmen adaylarının hizmet öncesinden başlayarak etkili bir şekilde yetiştirilmeleri, istihdamları ile mesleğe başladıktan sonra kariyer gelişimlerinin sağlanması hedeflenmiştir. Öğretmen yetiştiren kurumlar ve MEB tarafından etkili bir şekilde uygulanması halinde nitelikli öğretmen yetiştirmeye önemli katkılar sağlayabileceği görülmektedir.

Öğretmenlerin Kişisel ve Meslekî Nitelikleri

Öğretmenlik mesleği pek çok kişisel ve meslekî niteliklere sahip olmayı gerektirmektedir.

Nitekim bazı araştırmalarda (Özdemir ve Yalın, 1998; Gürkan, 2001; Eskicumalı, 2002; Sünbül, 2003;

Demirel, 2004; Erden, 2005), öğretmenlerin meslekî yönden gelişmeleri ve başarılarının kişisel nitelikleri ile ilişkili olduğu belirtilmekte ve öğretmenlerin sahip olması gereken kişisel nitelikleri şu şekilde sıralanmaktadır:

- Hoşgörülü, sabırlı ve anlayışlı olma, - Açık düşünceli ve esnek olma, - Sevecen ve esprili olma,

- Başarıya odaklanma/Yüksek başarı beklentisi içinde olma, destekleyici güvenilir özgür bir sınıf ortamı yaratma,

- Güdüleyici, cesaretlendirici, coşkulu, içten ve destekleyici olma.

Öğretmenlerin eğitim-öğretim etkinliklerinde verimi artırmak, öğrencilerle etkili iletişim kurmak, daha nitelikli insan gücü yetiştirmek için bazı kişisel niteliklerin yanı sıra meslekî yeterlik ve niteliklere de sahip olmaları gerekmektedir. Öğretmenlerin sahip olması gereken bu meslekî nitelikler, kişisel niteliklerin aksine eğitim yoluyla kazandırılabilir ve geliştirilebilir (Yaşar, 2008:188).

Öğretmenlerin sahip olmaları gereken meslekî nitelikler ise değişik araştırmalarda (Demirel 2004;

Gürkan 2001; Aktaran: Yaşar, 2008:188): Öğretim etkinliklerini planlama, öğretim yöntem ve

EYUDER YAYINLARI 45

tekniklerinden yararlanma, etkili iletişim kurma, sınıf yönetimi, zamanı etkili kullanma, öğrenmeyi değerlendirme, rehberlik yapma şeklinde sıralanmaktadır. Görüldüğü gibi, eğitim öğretimin daha etkili yürütülebilmesi için öğretmenlerin bazı önemli meslekî niteliklere sahip olmaları gerekmektedir.

Amaç

Bu araştırmanın amacı, öğretmenlik mesleğinin mevcut durumunu ve bu alandaki uygulamaların genel bir değerlendirmesini yapmaktır. Ayrıca, öğretmenlik mesleğinin gelişmesine yönelik öneriler sunabilmektir.

Yöntem

Araştırmada genel tarama modelinden yararlanılmıştır. Böylece, konu alanı ile ilgili var olan durum veya gerçeklik, olduğu gibi araştırılarak açıklanmaya çalışılmıştır. Araştırma bir derleme çalışması olup, doküman incelemesi yapılmış, literatür tarama yöntemi kapsamında bu alanda yapılan bilimsel araştırmalar, tezler, raporlar ile istatistiksel verilerden ve online kaynaklardan yararlanılmıştır.

Literatür taramasının temel amacı, okuyucuyu konu hakkındaki kuramsal tartışmalar, uygulamalar ve araştırma bulgularından haberdar ederek var olan çalışmaların aydınlattığı ve eksik bıraktığı yönleri ortaya koymaktır. Literatür tarama yöntemi kullanılarak alandaki güncel tartışmaların belirlenmesi, elde edilen sonuçların karşılaştırılması, toplu değerlendirmelerin yapılması hedeflenmiştir. Literatür tarama kapsamında birincil kaynaklar ile ikincil kaynaklardan yararlanılmıştır. Türkiye’de Tanzimat’tan günümüze kadar öğretmen yetiştirme modelleri ve uygulamaları incelenmiştir. 2014 yılında uygulanmaya başlanan öğretmen yetiştirme sistemi incelenmiş ve mevcut durum

“Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi” raporu esas alınarak değerlendirilmiştir Bulgular ve Sonuçlar

Geçmişten günümüze kadar öğretmenlik mesleği sürekli sorgulanmakta, öğretmenlerin görev ve niteliklerinin geliştirilmesi gerektiği üzerine tartışmalar yapılmaktadır. Türkiye’de öğretmenlik mesleğinin niteliği ve statüsünü geliştirmek için toplumsal beklentileri karşılamak, öğretmenlerin meslekî gelişimlerinde açık, anlaşılır ve güvenilir bir kaynak oluşturmak, öğrenciler, veliler ve toplum için kalite güvencesi sağlamak gibi amaçlarla YÖK ve MEB tarafından öğretmen yeterlikleri hazırlanmıştır. Öğretmenlik mesleğinin genel yeterlilikleri ve özel alan yeterlilikleri incelendiğinde (MEB, 2008, MEB; 2017); öğretmenin temel görevinin, "ulusal ve evrensel değerleri benimseyen ve sorunlara çözüm üreten, millî eğitimin ve alanıyla ilgili ders programlarının amaçlarını davranışa dönüştüren, öğrenmeyi öğrenen bireyleri her bireyin gereksinimlerini dikkate alarak yetiştirmek"

olarak tanımlandığı görülmektedir.Türkiye’de öğretmen yetiştirmenin yaklaşık 170 yıllık tarihi incelendiğinde, Tanzimat döneminde başlayan öğretmen eğitimine yönelik uygulamaların günümüze kadar farklı model ve yapıda devam ettiği ve değişik kademelere öğretmen yetiştirmenin de farklı şekillerde olduğu görülmektedir. Ancak, YÖK’ün 28.04.2014 tarihli kararı ile 360 farklı lisans programı öğrencileri ile mezunlarına açık ve uzaktan eğitim seçenekleri de kullanılarak pedagojik formasyon eğitimi verilmesi kararı alınmıştır (YÖK, 2014). Farklı lisans programında öğrenim gören ve mezun olan öğrenciler 2.050 Tl ücret karşılığında pedagojik formasyon eğitimini Eğitim Fakültelerinin bulunduğu Üniversitlerden alabilmektedir. Ancak, Yükseköğretim Kurulu aldığı bir karar (YÖK, 2017) ile İlahiyat/İslami İlimler/İslam ve Din Bilimleri Fakültelerinde formasyon derslerinin halen eğitime devam eden tüm öğrencilere verilebileceğini duyurmuş ve bu uygulama 2017-2018 Güz yarıyılında tüm ilahiyat fakültelerinde uygulanmaya başlamıştır. Bu karar ile İlahiyat Fakültelerinde eğitimlerine devam eden hazırlık ve birinci sınıf öğrencileri için de formasyon derslerinin lisans eğitimi içerisinde verilebileceği belirtilmiştir. Böylece, Türkiye’de öğretmen yetiştirmede sürekli değişen ve birbiri ile uyumlu olmayan uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Bir yanda 2.050 TL ücret karşılığında Fen-Edebiyat Fakülteleri başta olmak üzere diğer fakülte öğrencileri ve mezunlarının almış olduğu pedagojik formasyon eğitimi, diğer yanda ise İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin almış olduğu ücretsiz eğitim yer almaktadır. Görüldüğü gibi birbiriyle tutarlı olmayan

EYUDER YAYINLARI 46

öğretmen yetiştirme uygulamalarının daha sağlıklı bir planlama ile düzenlenmesi ihtiyacı bulunmaktadır. Öğretmen adaylarının öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarına seçiminden, öğretmenlerin yetiştirilmesi ve öğretmenlerin mesleki bağlılıklarının nasıl geliştirileceği ile ilgili hususlara kadar pek çok konuyu ele alan ve farklı paydaşların görüşleriyle şekillenen Ulusal Öğretmen Stratejisi Belgesinin etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir.

Türkiye’de Öğretmen Eğitimi ve Gelişmeler

Öğretmenlik mesleğinin ortaya çıkışı, toplumlarda okulların ortaya çıkması ile başlamıştır.

Bilgiye sahip olan bireylerin, bilgilerini yeni yetişen bireylere aktarması ya da yeni yetişen bireylerin, bilgisi olan bireyleri gözleyerek ve taklit ederek bilgileri ve davranışları edinme etkinliği olarak başlayan bireyden bireye eğitim, zamanla yetersiz kalmıştır. İnsanların bir toplumsal düzen içinde yaşamaya başlamalarıyla birlikte, giderek artan bilgi birikiminin, yeni yetişen kuşaklara aktarılmasında yetersiz kalınması, örgütlenmiş eğitimi, başka bir deyişle, bilgiye sahip olanların (öğretmenlerin) bilgilerini yeni yetişen bireylere öğretmesinin amaçlandığı okulların ortaya çıkmasına neden olmuştur (Sağlam, 2008: 202).

Eğitim sisteminin bir alt sistemi olarak okul kurumunun ortaya çıkması ile birlikte toplumu oluşturan bireylerin her yönden eğitilmesi, geliştirilmesi okulların en temel fonksiyonu haline gelmiştir. Okullarda ise toplumun amaçlarını gerçekleştirme ve bireyleri eğitme görevi öğretmen olarak adlandırılan uzmanlara verilmiştir. Okulların bireysel ve toplumsal ihtiyaçları karşılayabilmeleri, istenilen bilgi, beceri, tutum ve davranışları bireylere kazandırabilmeleri için öğretme görevini yerine getiren ve öğretmen olarak tanımlanan kişilerin alanlarında iyi yetişmiş olmaları gerekmektedir. Öğretmenlerin görev aldıkları okullarda kendilerinden beklenen amaca uygun hizmet edebilmeleri, eğitim öğretim etkinliklerini planlamaları, uygulamaları ve değerlendirebilmeleri için planlanmış etkinliklerle eğitilmeleri gerekmektedir. Öğretmenlerin hizmet öncesi ve hizmet içinde yetiştirilmeleri devletin temel görevleri arasında yer almaktadır. Ancak, son yıllarda öğretmenlerin eğitiminde nitelik konusu gündeme gelmekte ve tartışılmaktadır. Eğitimde nicelikten çok nitelik sorunu bulunduğuna ilişkin görüşler ön plana çıkmaktadır.

Eğitim ve öğretim etkinliklerinin başarılı olabilmesi öğretmenlerin yeterli donanıma sahip olmalarına bağlıdır. Eğitim öğretim sürecinde tüm sorumluluğu öğretmene yüklemek doğru değildir.

Öğretmenlerin her yönden yeterliliğinin sağlanması, rehberlik yapılması gerekmektedir.

Öğretmenlerin program geliştirme, ölçme ve değerlendirme, özel eğitim, rehberlik, eğitim yönetimi, müzik vb. alanlarda iyi yetiştirilmeleri, yine bu alanlarda yetiştirilmiş yardımcı personelin öğretmenle birlikte çalışması son derece önemlidir.

Türkiye’de Tanzimat döneminde başlayan öğretmen eğitimine yönelik uygulamalar, bugüne kadar farklı model ve yapıda devam etmiştir. Değişik kademelere öğretmen yetiştirmenin de farklı şekillerde olduğu görülmektedir. Örneğin, okulöncesi öğretmenleri, sınıf öğretmenleri ve alan öğretmenleri farklı türde kurumlardan yetiştirilmişlerdir.

Öğretmen eğitimindeki uygulamalar incelendiğinde (Sağlam, 2008: 207-215; Şişman, 2013: 257-263), faklı kademelerdeki öğretmenlerin değişik kurumlar aracılığıyla yetiştirildikleri görülmektedir:

Okulöncesi Eğitime Öğretmen Yetiştirme:

Ana Muallim Mektebi(1927-1933), Kız Teknik Yüksek öğretmen Okulu(1935-1982), Kız Enstitüsü/Kız Meslek Lisesi(1963-1973), Eğitim Yüksekokulları(1982-1992), Eğitim

Fakülteleri(1993-……), Açıköğretim Fakültesi(2000-2012).

İlköğretim Birinci Kademeye Sınıf Öğretmeni Yetiştirme:

Köy Öğretmen Okulları(1927-1933/1937-1940), Eğitmen Kursları(1937-1946), Köy Enstitüleri(1940-1954), İlköğretmen Okulları(1923-1974), Eğitim Enstitüleri(1974-1982), Eğitim

EYUDER YAYINLARI 47

Yüksekokulları(1982-1992), Sınıf Öğretmenliği Sertifika Programları(1996-2000), Eğitim Fakülteleri(1993-……).

İlköğretim İkinci Kademe ve Ortaöğretime Öğretmen Yetiştirme:

Eğitim Enstitüleri(1927-1978), Yüksek Öğretmen Okulları(1923-1982), Eğitim Fakülteleri(1982-…..), Enstitüler-Ortaöğretim Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans Programı(1998-…..), Pedagojik Formasyon Sertifika Eğitimi Programı(2014-……).

Görüldüğü gibi, geçmişten bugüne okulöncesi dönemden ortaöğretim düzeyine kadar sürekli değişen birbirinden farklı kurumlar ile farklı modellerde öğretmen yetiştirilmeye çalışılmıştır. Bugün de sürekli değişen bir öğretmen yetiştirme sistemi varlığını sürdürmektedir.

Türkiye’de öğretmen yetiştirmenin yaklaşık 170 yıllık tarihi incelendiğinde, öğretmen yetiştirmede çok değişik modellerin uygulandığı görülmektedir. Özellikle 1974 yılında başlayan mektupla öğretmen yetiştirme, gece öğretimi, 1978 yılında uygulanan hızlandırılmış programlarla öğretmen yetiştirme, 1986 yılında Açıköğretim Fakültesi lisans tamamlama programlarının başlaması, 2000 yılında yine Açıköğretim Fakültesi bünyesinde 4 yıllık öğretmen yetiştirme programlarının açılması, öğretmen ihtiyacı bulunduğu gerekçesiyle, öğretmen yetiştirmede farklı uygulamalar olarak kendini göstermektedir. YÖK’ün 09.02.2012 tarihli kararıyla açık ve uzaktan eğitim sistemiyle öğretim yapan öğretmenlik lisans programlarına öğrenci alınmaması ve bu programların kapatılması, ayrıca

Türkiye’de öğretmen yetiştirmenin yaklaşık 170 yıllık tarihi incelendiğinde, öğretmen yetiştirmede çok değişik modellerin uygulandığı görülmektedir. Özellikle 1974 yılında başlayan mektupla öğretmen yetiştirme, gece öğretimi, 1978 yılında uygulanan hızlandırılmış programlarla öğretmen yetiştirme, 1986 yılında Açıköğretim Fakültesi lisans tamamlama programlarının başlaması, 2000 yılında yine Açıköğretim Fakültesi bünyesinde 4 yıllık öğretmen yetiştirme programlarının açılması, öğretmen ihtiyacı bulunduğu gerekçesiyle, öğretmen yetiştirmede farklı uygulamalar olarak kendini göstermektedir. YÖK’ün 09.02.2012 tarihli kararıyla açık ve uzaktan eğitim sistemiyle öğretim yapan öğretmenlik lisans programlarına öğrenci alınmaması ve bu programların kapatılması, ayrıca