• Sonuç bulunamadı

Tarihsel süreç içerisinde oyunla ilgili görüĢlere bakıldığında. Oyunun hep önemi vurgulanmıĢ ve oyunla öğretime gereken yerin verilmesi üzerinde durulmuĢtur. Platon (M.Ö.427-347), çocuğun eğitiminde beden eğitiminin ve ruh eğitiminin birlikte yapılmasını önerir. Çocuğun oyunla büyümesi gerektiği üzerinde durur. Platon, yetiĢkinin çocuğu aĢırı engellemesinin zararlı olacağını ve çocukların yeteneklerinin keĢfedilmesinde oyunun önemli bir yere sahip olduğunu belirtmiĢtir. Rousseau (1712 - 1778), insanın doğası gereği iyi bir varlık olduğunu ve kurumların insanı kötüleĢtirdiğini savunmaktadır. Ona göre insan özgür hareket etme eğilimindedir. Çocuğun yetenekleri doğrultusunda eğitilmesi gerektiğini vurgular. Eğitimin baĢlangıç noktasının aile olduğunu belirterek, ailede temelleri atılan eğitimin devlet tarafından sürdürülmesi gereğini vurgulamıĢtır. John Dewey'e (1859-1952) göre, ezberlemenin yerine çocuğun yaparak yaĢayarak öğrenme ortamı içine alınmasının önemli olduğunu savunur. Bu nedenle oyunda böyle bir ortam hazırlar. (Koçyiğit ve diğerleri, 2007: 328- 329).

Oyunun bugünkü eğitsel temelini bilimsel yönden ilk ele alan Alman filozofu Guts Muts olmuĢtur. 1796 yılında yayınlanan “Beden Eğitimi ÇalıĢmaları için Oyunlar” adlı kitabında oyunun sosyal, pedagojik ve politik açıdan değeri anlatılmaktadır. ÇağdaĢ eğitimde çocuğun beden, ruhen ve fikren çok yönlü ve düzenli geliĢmesine yararlı olan tüm beden eğitimi uğraĢlarında oyunun önemi vurgulanmaktadır. Mükemmel bir toplum bedenen ve ruhen sağlıklı, fikren eğitilmiĢ, milli hisleri kuvvetli bireylerden oluĢur. Böyle bir toplumun oluĢumuna çocuğun farkına varmadan oynadığı, yöneticinin ise bilinçli olarak ele aldığı oyun uğraĢlarının katkıları fazladır. O halde oyunun kazandıracağı olumlu yöndeki etkilerini Ģöyle sıralayabiliriz (Aslan, 1977: 9) :

Oyun bir eğitim aracıdır. Oyunlar, ister sahalarda hareket halinde isterse sınıfta oturarak değiĢik türde oynansınlar, çocuğun hayal kurmasını, fantezisini olumlu yönde etkilemektedir. Eğitim açısından oyun, kurallara uyma, grup içinde baĢkalarının haklarına saygılı ve dürüst olma özelliklerini kazandırdığı gibi bellek, kavrama, beraber düĢünme ve karar verme yeteneklerini de geliĢtirmektedir. Toplu halde iĢ görme ve belirli bir amaç etrafında gruplaĢma oyunla kolaylaĢmaktadır.

Oyun sağlığın korunmasında, çocuğun ve gençliğin sağlıklı yetiĢmesinde en önemli etkendir. KoĢu ve top oyunlarında vücudun çok yönlü çalıĢması, kasların kasılma ve gevĢemesi, bazen tüm kas gruplarının bazen bölgesel kas gruplarının aralıklarla çalıĢması, çocuğu fizyolojik olarak istenilen yönde hazırlamaktadır. Güçlü bir vücut berrak bir ruha sahiptir.

Oyun, boĢ zamanı en iyi değerlendiren bir uğraĢtır. Küçük oyunlar boĢ zamanı olanlar için en iyi uğraĢ olup büyük oyuncu ve seyirci grubunu aynı anda meĢgul etmektedir. Bünyesinde heyecan, neĢe ve canlılık yayar, zevk ve eğlenceli dakikalar yaĢatmaktadır. Oyunlar, çocuğa serbest hareket etme olanağı sağladığından ilgili oyun kuralları çerçevesinde uygun verilen kararla bir çok iĢ yapılmaktadır. Bu nedenle oyun içinde bütün yetenekler seferber edilmektedir.

Oyun düzenli bir toplum oluĢumuna etki yapar. Oyun, bireylerin olduğu kadar toplumlarında sosyal ve ekonomik kalkınmalarının temel unsurudur. Oyun ve spor aracılığıyla vatandaĢı yalnız fiziksel yönden değil sosyal yönden de eğitmek mümkündür.

Oyun milletleri dostça birbirine yaklaĢtırır. Ülkeler arası karĢılaĢmalarda oyuncular kendi vatan ve milletine karĢı sorumluluk yüklendiğini unutmamalıdır. Oyuncunun kendi tutumu ve saygılı davranıĢı, diğer milletleri de saygılı olmaya davet etmektedir (Aslan, 1977: 10-13).

Çocuk eğitiminde hareketin, taklidin ve eğitsel oyunun yeri çok büyüktür. Oyun, eğitimde çocuğun zevk alarak ve bıkmadan öğrenmesini sağlar. Amerika‟da yapılan incelemelerde oyun ve sportif çalıĢmalara düzenli katılan öğrencilerin derslerinde daha baĢarılı oldukları ortaya çıkmıĢtır (Acar, 2006: 19).

Beden eğitimi ve spor uygulamaları ile ilgili genel esaslar arasında; ilkokulun ilk üç sınıfında, beden eğitimi dersleri hayat bilgisi üniteleri ile bağlantılı olmalı, oyun ve taklitlerden büyük ölçüde yararlanılmalıdır. Oyun, çocuk hayatının bir parçasıdır. Bu yolla beden, zihin ve sosyal yetenekleri ile duyguları ortaya çıkar. Ancak oyunlar her türlü hareketleri kapsamadığından, dersin amaçlarını gerçekleĢtirebilmek için hareket değeri kazandırılmıĢ dramatizeler ile az ölçüde düzeltici alıĢtırmalara da yer verilmelidir, maddesi yer almaktadır (Acar, 2006: 31).

Oyun, çocuğa göredir. Eğitici, hazırlayacağı eğitsel oyunlar çocuğa göre düzenlemelidir. Oyunun merkezine çocuğu almalıdır. Çünkü oyun çocuğun psiko- motor, psiko-sosyal, zihinsel ve duyuĢsal yeteneklerini geliĢtiren önemli bir eğitim aracıdır. Aynı zamanda çocuğun haz duyduğu önemli bir öğrenme sürecidir (MEB, 2006). Oyunun özellikleri arasında Ģunlar yer almaktadır (Onay, 2007: 14).

 Oyun dayatmacı değildir. Bünyesinde esnekliği ve yaratıcılığı barındırır. Bu bağlamda özgür bir ortam içinde kurallara uymayı öğreten nadir unsurlardan biridir.

 Oyun hayal gücünü geliĢtiren en büyük unsurdur. Oyundan yoksun bir çocuk hayal kuramaz.

 Oyun stresi azaltır. Doğru ve sağlıklı düĢünmeye yardımcı olur.

 Oyun, baĢkalarına saygı göstermeyi, yalan söylememeyi, kendini grup içinde kontrol etmeyi pekiĢtirir.

 Sorumluluk duygusunu öğretir.

 ArkadaĢlığı, dostluğu, takım olma duygusunu geliĢtirir. Çocuklar oyun içerisinde birbirlerine verdikleri destekle grup çalıĢmasını öğrenirler.

 Oyun bencilliğin önüne geçer.

 Oyun içinde yer alan çocukların farklı zeka türlerine sahip oldukları gerçeğini göz ardı etmezsek bu etkileĢim yoluyla oyun, zeka geliĢimini olumlu yönde etkiler.

 Oyun, öğretimin hangi alanında olursa olsun monotonluğu kırar ve iĢlevsellik adına olaya zevk ve heyecan getirir. Bu da derse olan ilgiyi artırır (Onay, 2007: 14).

Oyun yolu ile yorgunluğa uğramadan organlar güçlenir. Oyun, hareket doğurur. Hareket diyagramı, solunum organlarını aktif kılar. Oyun, dikkati, çabuk karar vermeyi, çevikliği, ataklığı ve cesareti artırır, güçlendirir. Oyun yolu ile çocuklar kendi kendilerini yönetmeyi öğrenirler. Aralarından baĢkan seçerler, kurallar koyarlar ve farkında olmadan sosyal hürriyetin ilk denemelerini görerek hayatın çıraklık dönemini yaĢarlar. Oyun içindeki çocuklar kendi menfaatlerini arkadaĢları için hiçe saymayı öğrenirler (Sel, 1993: 34; Tarcan, 1932: 148).

Oyun öteden beri zihin yorgunluğunu gideren bir araç gibi görülmüĢtür. Derslikte 40 dk öğretmenlerini dinleyen öğrencilerin dikkati dağılır. Bu fikir

yorgunluğunu geçirmek için öğrenciler teneffüse çıkarıldıklarında neĢeleri yerine gelmekte, bağrıĢmalar, koĢuĢturmalar baĢlamaktadır. Oyun, dıĢtan bir etki baskı olmadan kendi kendine oluĢan içgüdüsel bir etkinliktir. Çocuk bedensel ve ruhsal geliĢiminin en belirgin özelliği olan bu etkinliklerle, bilinçsiz ve amaçsız bir Ģekilde koĢar, oynar, güler, bağırır ve tırmanır. Böylece oyun çocuk için neĢe ve mutluluk kaynağıdır. Aynı zamanda çocuğun yönelimleri doyurulup geliĢtirilerek iĢ hayatına, sosyal ve gerçek hayata basamak basamak hazırlanmaları sağlanır (Tarcan, 1932: 146; GüneĢ, 2003: 47-48).

GeliĢimin bir bütün olarak seyrinde oyun, en önemli besleyici kaynaklardan birisidir. çocuğun bütün geliĢim alanlarına katkı sağlayan oyun etkinlikleri iyi organize edilmiĢ bir eğitim ve öğretim sürecinin de temel öğrenme araçlarından biri konumunda olması kaçınılmazdır (Koçyiğit ve diğerleri, 2007: 328).

2012-2013 eğitim dönemi itibariyle uygulanmasına karar verilen yeni eğitim sistemine göre eğitim süreci ve yapısı 4 yıl ilkokul, 4 yıl ortaokul, 4 yıl lise olmak üzere kesintili olarak 12 yıl olarak düzenlenmiĢ, ilkokula baĢlama yaĢı da 66 aya (5,5 yaĢa) çekilmiĢtir. Ġlkokul düzeyi temel eğitim, ortaokul düzeyi mesleki ve akademik yönlendirme eğitimi ve lise düzeyi de mesleki ve akademik yönlendirmelere bağlı eğitimin devamını sağlayacak kurumlar olarak tasarlanmıĢtır. Eğitim sisteminde gerçekleĢtirilen son düzenlemelere göre özellikle ilkokullar ve ortaokullarda okutulacak dersler, bu derslerin içerikleri ve ders saatlerinde ciddi değiĢiklikler oluĢturulmuĢtur. ĠĢte bu derslerden birisi de ilkokulların haftalık ders çizelgelerinde yer alan “oyun ve fiziki etkinlikler” dersidir. Haftalık ders çizelgesinde dikkate değer en önemli noktalardan birisi “oyun ve fiziki etkinlikler” dersinin haftalık ders saati (5 saat) açısından Türkçe ve Matematik dersinden sonra üçüncü sırada olduğudur (Topkaya, 2012: 1).

Oyun ve fiziki etkinlikler dersinin amacı; öğrencilerin oyun ve fiziki etkinlikler yolu ile yaĢamları boyunca kullanacakları temel hareketler, aktif ve sağlıklı yaĢam becerileri, kavramları ve stratejileri ile birlikte bunlarla iliĢkili yaĢam becerilerini geliĢtirerek bir sonraki eğitim düzeyine hazırlanmalarıdır. Oyun ve fiziki etkinlikler dersi oyun yoluyla öğrenme temellidir. Yaratıcılığı geliĢtirme, eleĢtirel ve yansıtıcı düĢünme ön plandadır. Centilmence oyun ve mücadele anlayıĢını geliĢtirmeyi amaçlar.

Eğlenerek öğrenme ortamı sağlar. KeĢfederek öğrenme yaklaĢımı, öğrencilerin düĢünmesi ve problem çözmesini sağlamayı amaçlar (Topkaya, 2012: 7).

Sportif oyunlarla tanıĢan öğrenciler, spor branĢına yönelik oyun seçer. Oyun ile teknik kapasitesini geliĢtirir. Oyunda kendisinin, rakibinin teknik-taktik kapasitesini, zayıf ve güçlü yönlerini tespit ederek fikir yürütür, karar alır, taktik geliĢtirir ve geliĢtirdiği taktiği uygular (MEB, 2006).

Çocuklar için oyun öğrenme ortamı sağlamaktadır. Bu nedenle de eğitimciler Oyunla Öğretim Yöntemlerini ortaya koymuĢlardır. Çocuğa öğretmekte güçlük çekilen pek çok kural, oyun sırasında kolaylıkla öğretilebilir. Nesneleri sıralama, düzene koyma, karar verme, seçim yapma ve iĢbirliği, baĢkasının yaptığına saygı gösterme gibi kural ve kavramları çocuk, oyunlar sırasında farkına varmadan öğrenir. Oyun hayal gücünü geliĢtirir, dil geliĢimini sağlar, insanlar arasında etkileĢimi artırır, çocuğun kendi bedenini denetlemesine yardımcı olur, dikkatini toplamasını sağlar, bunların yanı sıra oyun, çocuğun çevreyi gerçek yönleriyle tanıma ve araĢtırmasına imkan verir, yetiĢkin rollerini benimsemesini sağlar, mantık yürütme yeteneğini geliĢtirir, kuralları kavramayı ve kurallara uymayı kolaylaĢtırır. Çocuğun kendine güvenini artırarak keĢfetme isteğini uyarır. Çocuk oyun sayesinde fazla enerji birikimini de toplumca kabul edilen bir yolla boĢaltma olanağını bulur (Sünbül, 2010: 265).

Eğitimde kullanılan oyunla ilgili yöntemler Ģunlardır:

1. Rol Yapma-Rol Oynama: Rol yapma, düĢünme ve eylemler yoluyla bilgileri iĢleme tekniğidir. Bu teknikte ele alınan sorun betimlenir, gösterilir ve tartıĢılır. Uygulama esnasında bazı öğrenciler rolleri gerçekleĢtirirken bazıları da gözlemler. Birey kendini bir diğerinin yerine koyar ve sonra rolde oynayan arkadaĢlarıyla etkileĢim kurmaya çalıĢır. Rol oynama, gerçek bir sorun durumunda katılımcı ve gözlemcilerin çözüm yollarına iliĢkin zihinsel yaklaĢımları kazanmalarını ve uygulamalarına fırsat verir. Rol oynama iĢlemi öğrenciler için; duygularını anlamalarını, davranıĢları, değerleri ve algılamalarına yönelik iç görü kazanmalarını, problem çözme becerilerini geliĢtirmelerini sağlar (Sünbül, 2010: 265-266).

2. Drama: EtkileĢim ve iletiĢim, drama çalıĢmalarının temel özelliğidir. Bu teknik öğrenci merkezli olup tek taraflı değildir. Hem oyuncular, katılımcılar hem de izleyiciler sözlü ve sözsüz etkileĢim içerisindedir. ÇalıĢmaların doğasında yaĢayarak öğrenme vardır. Eğitimde drama, öğrencilerin kendilerini baĢkalarının yerine koyarak çok yönlü geliĢmesi, öğretme-öğrenme sürecinde etkin rol almasıdır. ÇalıĢmaların temel amacı bireyin kendini ifade edebilmesi, yaĢamı çok yönlü algılaması, araĢtırma istek ve duygusunun geliĢtirilmesi ve yaratıcı kılınmasıdır. Ayrıca problem çözme ve karar verme becerileri kazandırmaktadır (Sünbül, 2010: 267).

3. Yapılandırmacı Oyun Öğretimi: Bu öğretim modeli öğrencinin geliĢimine ve oyun oynamayı anlamasına odaklanır. Bu odaklanmanın gerçekleĢtirilmesinde gerçek oyunun farklı unsurlarını farklılaĢtırılmıĢ biçimlerde içeren uyarlanmıĢ oyunlar kullanılmaktadır. Grehaigne ve Godbout (1998), oyun performansının yapılandırılmasında aĢağıdaki süreci önermektedir:

1. Öğrencileri karĢılaĢtıkları problemleri çözebilmeleri için farklı problem durumları ile tanıĢtırmak,

2. Öğrencilere kendi eylemlerinin sonuçlarını sunmak,

3. Öğrencileri kendi performanslarını değerlendirmeye ve tatmin edici olup olmadığına karar vermeye teĢvik etmek,

4. Sonuçların tatmin etmemesi durumunda öğrencilere daha farklı çözümler bulmaları için araĢtırma Ģansı vermek.

Bu sürece dayanarak oyunların öğretimi ve öğreniminde öğrencilerin kendi oyun bilgilerini ve yeterliklerini yapılandırmaları için kendi kendilerine öğrenme olanağı sağlayacak iki temel unsur bulunmaktadır: Ġlki oyun oynama davranıĢlarının gözlemi, ikincisi fikirlerin tartıĢılması yoluyla eleĢtirel düĢünmedir (Demirhan ve diğerleri, 2010: 9-10).

Yapılandırmacı oyun öğretiminin temel unsurları:

1. Oyun Gözlemi : Öğrenciler, problem ile iliĢkili kendi kiĢisel referans çerçevelerini yapılandıracakları için mutlaka öğrencinin oyun oynama yoluyla kendini anlaması ve yeterliğini yapılandırabilmesi için gözlem yeterliğini de

kazanması gerekmektedir. Öğrencinin kendi ve arkadaĢlarını değerlendirmesi için oyun ile iliĢkili bilgi üretmesi gereklidir. Bu bilgiler, fikirlerin tartıĢılması yoluyla öğrencilerin tartıĢma ve eleĢtirel düĢünme becerilerinin geliĢtirilmesi için de faydalı olabilir.

2. EleĢtirel DüĢünme :

- Öğrencilerin keĢfetmesine izin vermek, - Açık uçlu sorular sormak,

- Öğrencilerin tartıĢmalarında yer almak ve belirli sorular sormak, - Öğrencilerin uygun bulduğu çözümlerini uygulamak.

3. Fikir TartıĢması : Oyun içinde düĢüncelerin sözel olarak anlatılması öğrencilerin oyundaki performansları hakkında konuĢabilmeleri, fikirlerini söyleyebilmeleri, öğrencinin kendi bakıĢ açısından gerçekliğin anlaĢılması önemlidir. Fikir tartıĢmasını baĢlatabilmek için öncelikle öğretmenin uyarlanmıĢ oyunda kullanacağı taktikleri öğrencilere açıklaması gerekmektedir. Bu iĢlem ise Ģu Ģekildedir:

Adım 1 : Oyuncuları, oyun süresince ortaya çıkan problemleri tanımlamaya ve listelemeye teĢvik etmektir. Örneğin takım oyununda topu kaybetmiĢ olabilir çünkü;

- Top taĢıyıcı kötü pas atmıĢ,

- PaslaĢmada yanlıĢ bir karar verilmiĢ,

- Top yakalayıcı tarafından yanlıĢ bir durumla karĢılaĢılmıĢ, - KarĢı takımın savunmasının zayıf olması nedeniyle olabilir.

Adım 2 : Öğrencilerin oyunda deneyimledikleri durumları kendi yorumları ile açıklanmasıdır.

Adım 3 : Öğrencilerin olaylarla ilgili yorumlarından etkili stratejiler çıkarılmaktadır. Oyunda karĢılaĢılan problemlere dayanarak gelecek oyun

durumları için mantıklı cevapların yapılandırılmasına temel oluĢturmaktadır (Demirhan ve diğerleri, 2010: 10-12).

4. Taktiksel Oyun YaklaĢımı (TOYA): “Taktiksel Oyun YaklaĢımı-TOYA” nın temelinde öğrencilerin zihinsel olarak etkin bir Ģekilde oyuna katılarak fiziksel becerileri öğrenmeleri vardır. Modelde öğrencilerin etkin katılımı ve toplumsallaĢmaları göze çarpar. TOYA‟da geçen taktik sözcüğü, ders içerisinde genel yaklaĢıma hizmet eden kısa süreli düzenlemeleri ifade eder. Bir baĢka deyiĢle, öğrenciler oyun içerisinde değiĢen koĢullara göre davranarak problemlere çözümler üretirler. TOYA‟da öğrencilere taktik bilinci kazandırmak amaçlanarak oyunun biliĢsel boyutu oyun içerisinde elde edilir. Modelin üç özelliği vardır. Bunlar; taktiksel problemin ortaya konulması, taktiksel problemi yansıtacak uyarlanmıĢ bir oyun seçilerek öğrencinin bu çalıĢmaya katılması ve öğrencilerin konu ile ilgili özel problemlere özel tepki verebilecekleri bir dizi sorularla yönlendirilmeleridir. TOYA‟da “oyun kuralları (koĢulları), taktik hedef, taktik problem, karar-hareket-beceri” sırası izlenir (Temel ve AvĢar, 2011: 59).

GeliĢim açısından çocuğun bütün geliĢim alanlarını etkileyen oyun, çocuğun vazgeçilmez öğrenme aracıdır. Çevreyi tanımada, diğer insanlarla iliĢki kurmada çocuğa yardım eden oyun içinde çocuk sosyalleĢmektedir. Oyun sadece çocuğun geliĢim alanlarını etkilemekle kalmayan; aynı zamanda öğretmene, aileye vb. kiĢilere çocuğu tanıma ve anlama ortamı sunan bir etkinliktir. Çocuklar çoğu zaman iç çatıĢmalarını, kaygıların, öfkelerini ve sıkıntıların oyun .içerisinde dıĢa vurmakta, ailede ya da çevrede karĢılaĢtığı olumsuz durumları oyuna yansıtarak bu durumlardan duyduğu rahatsızlığı oyuna yansıtmaktadırlar. Çoğu kez çocuk, yetiĢkin hayatına yönelik becerileri oyunda deneyerek aileden, arkadaĢ grubundan, öğretmenden ve diğer yetiĢkinlerden gördükleri davranıĢları oyunda tekrarlayarak beceri haline getirmektedirler (Koçyiğit ve diğerleri, 2007: 339).

Benzer Belgeler