• Sonuç bulunamadı

3. BÖLÜM: EĞİTİM

3.4. Liberalist Yaklaşım ve Eğitim

3.4.1. Teori Olarak Liberal Eğitim

3.4.1.1. Eğitimin Amaçları ve Metotları

Mill’in ortaya koyduğu eğitim yaklaşımı entelektüel, ahlaki ve estetik eğitimin birlikte varolduğu bir ortamı öngörmektedir. Öğrencinin tabi olduğu eğitim onun hem aklına hem de duygularına hitap ederek bu yetilerini geliştirmeyi hedeflemelidir. Bu süreçte, öğrencinin öğrendiklerinin bir ‘taşıyıcı’sı olmaması gerektiğini belirten Mill, hedefin gerçekleşmesini öğrencinin bilgiyi kendinin kılmasında bulmaktadır. Yukarıda ayrıntılı şekilde tartışıldığı üzere, mutluluğu temel hedef olarak belirleyen bireyin bağımsız ve özerk öğrenci olarak kendini ortaya koyması, yönlendirilen ve daima kontrol

531 Mill, J, S, (1981), s. 951.

532 A. g. e. s. 952.

166

edilen öğrenci modeline kıyasla tercih edilmelidir. Etoloji ve karakter formasyonu vurguları, Mill’in yüzeysel çözümlere nazaran kökten ve temelden bir çözüm arayışı içinde olduğunu da göstermektedir. Bir başka deyişle, her bireyin kendi otonomluğu çerçevesinde özerk ve bağımsız olarak doğru ve yetkin hareket etmesinin sağlanması daha kalıcı ve süreklilik arz eden bir çözümün adıdır. Özetlemek gerekirse, Mill için eğitimin en önemli hedefi Yaşam Sanatının da hedefi olan mutluluğa erişme ve onu artırmadır. En mutlu bireyler Mill için özgür bireyler olduğu için, eğitimin amacı özgür (liberal/free), otonom (özerk) ve bağımsız (independent) bireylerin yetişmesini sağlamak olmalıdır.

İkincil olarak eğitimin metotlarına gelecek olursak, Mill için bu metotlar karakter formasyonunun başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlayan metotlar olmak durumundadır. Milli Eğitimin taçlandırıldığı son safha olarak üniversite eğitiminin en önemli amacını ‘kabiliyetli ve mantıklı insanlar yetiştirmek’ olarak belirleyen Mill önerdiği üniversite müfredatını üç bölüme ayırmıştır: Entelektüel eğitim, estetik eğitim ve ahlaki eğitim. Bütün bu alanlar bir araya gelerek üniversitenin insan hayatındaki rolünü belirlemekteydi. Bir başka deyişle üniversitenin rolü sadece avukat, doktor veya öğretmen yetiştirmek değil ‘insan’ yetiştirmektir.533 Üniversiteler mesleki anlamda profesyonel eğitim vermek yerine, örneğin doktor yetiştirmek yerine ‘iyi’ bir doktor yetiştirmeyi hedeflemelidir. Bunun içindir ki Mill belirlediği müfredatta entelektüel boyutun yanına estetik ve ahlaki boyutu da eklemiş ve bireyin gelişimine holistik bir katkı sağlamanın önemini ve gerekliliğini vurgulamıştır.

Mesela, Mill’e göre eğitim, basitçe bir ‘ayakkabıcı’ yetiştirmeyi değil ‘akıllı’ veya

‘rasyonel’ bir ‘ayakkabıcı’ yetiştirmeyi amaç edinmelidir. Şüphe yok ki çocuğun gelecekte mutlu olabilmesi için bir meslek edinip maddi gelir elde etmesi gerekmekte dolayısıyla da ‘ayakkabının nasıl yapıldığını’ iyi bilmesi gerekmektedir. Fakat, Mill’e göre, çocuk bu becerileri bir şekilde elde edeceği için daha önemli olarak ona ‘aklını’ ve

‘zekasını’ kullanarak nasıl bu ‘becerileri’ni harekete geçireceğini ve böylece de sadece kendine değil başkalarına da katkı sağlayacağını öğrenmesi daha önceliklidir. Üniversite eğitimi, bu bakımdan, eğitimin son safhası olduğuna göre burada ‘profesyonel bilgi’

yerine bu profesyonel bilgiyi ve tekniği aklı sayesinde ‘nasıl’ kullanacağı

533 Mill, J, S, (1984), s. 218.

167

öğretilmelidir.534 Olgusal bilgi üniversite eğitimi öncesi verilmeli, üniversitede ise daha önce ‘parçalı’ (fragmentary) bir şekilde edinilen bu bilgi ‘metodize’ edilerek tekniği yönlendirecek bilincin öğretilmesi sağlanmalıdır.535

Ana ve alt hedeflerin gerçekleştirilmesinde izlenecek bir diğer önemli yol da eğitimin her türlü baskıcı ve dayatmacı anlayışlardan arındırılmasıdır. Mill’e göre, birçok sosyal alanda olduğu gibi eğitim alanında da köklü bir reforma ihtiyaç vardır. Bu reformlardan biri de eğitimin bütün süreçlerini etkileyen ‘yerleşmiş düşünceler’in değiştirilmesi ile alakalıydı. Ona göre, her türlü yerleşik düşünce yanlış olmamakla beraber genellikle geleneğin bir ürünü olarak hükmeden sınıf ve sınıfların emellerine hizmet etmekteydi. Bu bağlamda, yerleşik düşüncelerin ağır bastığı veya şekillendirdiği bir eğitim sistemi mevcut güçlü sınıfın geleneksel ayrıcalıklarına razı olma anlamı da taşıyordu. Bu yerleşik düşünce ister devletten ister Kilise’den isterse toplumun çoğunluğunun geleneklerinden kaynaklansın, bireyi özgürleştirmeyi amaç olarak edinen eğitim anlayışının önünde duran en büyük engeller olarak kabul edilmeliydi.536 Mezkûr engellerin ortadan kaldırılması ile ancak eğitim açısından büyük bir reform gerçekleştirilebilirdi. Ailenin de çocuğun eğitimi boyunca kendi doğrusunu çocuğa zorla kabul ettirme yolunu seçmesi bir başka dayatmacı yöntem olacağı için, Mill’e göre, aile ahlak eğitimi kapsamında çocuğa ancak bir örnek teşkil edebilir.537 Çocuğun kendi fikirlerini ve değerlerini savunabilmesine müsaade ederek, anne ve baba çocuğa dolaylı olarak farklı düşüncelere gösterilmesi gereken toleransı da öğretmiş olacaklardır.

Mill’in en önemli eğitim metotlardan biri de öğrencinin eğitim süresince ‘doğru çevresel şartlar’ içerisinde yetiştirilmesinin temin edilmesidir. Bu anlayış Mill’in, Robert Owen’ın çevreselci yaklaşımından büyük ölçüde etkilendiğini de göstermektedir. Çünkü Owen’a göre öğrenci kendi şartlarını belirleyemeyeceği için doğru şartlar onun için belirlenmelidir. Ancak, etoloji başlığı altında tartışıldığı üzere, Mill bu yaklaşımı bireyin kendi karakterini oluşturamayacağını iddia eden yönleri bakımından reddetmiş fakat

‘uygun şartlar’ın oluşturulmasıyla da arzu edilen sonucun kesinkes olmasa da büyük

534 A. g. e. s. 218.

535 A. g. e. s. 219.

536 A. g. e. s. 70.

537 Mill, J, S, (1972c), CW, Vol. 16, ed. F, E, Mineka, & D, N, Lindley, University of Toronto Press, Toronto. s. 1468-9.

168

ihtimalle ortaya çıktığını savunmuştu. Onun çevreselci yaklaşımına göre, öğrencinin eğitim sürecindeki atmosfer başkaları tarafından doğru bir şekilde dizayn edilmeli fakat öğrencinin bireysel tercihleri de göz ardı edilmemelidir. Dolayısıyla, eğitim ortamı, içeriği ve metotları öğrenci tarafından belirlenmese de onun ilgi, tercih ve yönelimleri dikkate alınarak oluşturulmalıdır. Öğretmenin önemi de özellikle ahlak eğitimi safhasında ortaya çıkmaktadır. Mill’in Thomas Hawtrey’e yazdığı bir mektupta, eğitimin olmazsa olmazı olarak öğretmen-öğrenci ilişkisini “canlı bir insan ruhunun bir diğer canlı insan ruhu ile teması”538 şeklinde ifadelendirmesi onun öğretmen ile öğrenci arasındaki samimi duygu irtibatına verdiği önemi göstermektedir. Fakat öğretmen asla kendi yargılarını öğrenciye empoze etme yolunu seçmemeli; öğrenciyi bilgilendirmeli ve yönlendirmelidir.539

Mill’in Açış Konuşması’nda ortaya koyduğu müfredat çok kapsamlı bir yapıdadır.

O, öğrencilerin entelektüel bir birikim elde etmelerinin yanı sıra bu birikimlerini pratikte doğru uygulayabilmelerini sağlayacağını düşündüğü bu müfredatın bir ‘teorik’ bir de

‘pratik’ içerik ihtiva etmesine özen göstermiştir. Çükü amaç yalnızca bireyin kendi mutluluğu değil toplumun toplam ve genel mutluluğu olduğuna göre herhangi bir bireyin yalnızca teorik düzeyde kendisine yeten bir birikim elde etmesi yeterli olmayıp uygulamalarıyla başkalarına da fayda sağlaması gerekmektedir.

Mill’in sunduğu müfredatın teorik alanına baktığımızda, onun Mantık ve Psikoloji derslerine verdiği önemi görürüz. Mantık, Mill için, bütün ‘diğer bilimlerin gelişiminin vasıtası’ olmak durumundaydı.540 Mantık, usavurma (ratiocination) ve tümevarım (induction) yöntemlerinden beslenmelidir. Öğrenciler usavurma yöntemi sayesinde öncüllerden sonuç çıkarmayı, tümevarım ile de deneyimlerini kullanarak yeni gerçeklikler keşfetmeyi öğrenirler.541 Bu bakımdan, Mantık, Mill’in eğitim müfredatının teorik boyutunun temelini oluşturmaktadır.

Mill’in üniversite için önerdiği müfredatın önemli ayaklarından biri de sosyal bilimlerdir. Onun nazarında matematik ve fen bilimleri öğrencinin entelektüel gelişimi

538 A. g. e. s. 1304.

539 Mill, J, S, (1984), s. 249.

540 Mill, J, S, (1977a), s. 146.

541 Mill, J, S, (1984), s. 238.

169

için yeterli değildir. Mill’e göre, sosyal bilimler insanların ahlaki ve sosyal varlık olarak en yüce ilgilerini konu edinir.542 Bu bilimlerin kapsamına etik, politika, politik ekonomi ve hukuk gibi alanlar girmektedir. Mill’in bu derslerin öğretiminde bir ders kitabı kullanımı yerine büyük düşünürlerin eserlerinden örnekler sunularak ‘çıkarım’ ve

‘değerlendirme’ işinin öğrenciye bırakılması gerektiğine dair görüşü yine onun ‘öğrenci merkezli’ eğitim anlayışının bir yansımasını göstermektedir. Tarih ve klasik dillerin öğretimi de gerekli olup bu alanlar öğrencinin diğer medeni toplumları anlamasının bir vasıtası olarak işlev göstermektedir.543

Eğitimde amaç ve metotları yukarıda tartışıldığı şekilde belirleyen Mill açısından pedagojik yönerge, doğru bir eğitim süreci için, uygun bir çevrenin oluşturulması ve zihinsel yetilerin bilinçli bir şekilde disipline edilmesidir. Onun pedagojik olarak bu vurguyu yapmasının ana motivasyonu, eğitimin gerçekleşebilmesi için ‘aktif’ zihinlerin muhakkak suretle oluşturulması zaruretine dair olan inancından ileri gelmektedir.544 Mill bir taraftan özgür ve kendi kararlarını alabilen bir öğrencinin yetiştirilmesinden bahsederken öbür taraftan bu hedefin gerçekleştirilmesi için önerdiği ‘çevreselci’

yaklaşımla tutarsız bir pedagoji ortaya koymaktadır. Çünkü, etoloji başlığı altında tartışıldığı üzere, çevreselci yaklaşım öğrencinin doğru ve arzu edilen bir eğitimi alabilmesi için çevresel bütün faktörlerin belirlenen hedef doğrultusunda tanzim edilmesini öngörüyordu. Öğrencinin kendisi için başkaları tarafından tasarlanan bu eğitim ortamında kendi zihinsel aydınlanmasını yaşaması pek ihtimal dâhilinde gözükmemektedir. Öğrenci, böylesine bir eğitim ortamında zihinsel bir aydınlanma yaşama ihtimaline sahip değildir şeklinde yargıda bulunmadığımızı ifade etmemiz gerekir. Bu noktada temel husus, Mill’in biricik ve yüce olarak gördüğü kendi aydınlanmasını yaşayan birey olarak öğrenci modeli, bu çerçevede varlık gösteremeyebilir. Nitekim, Mill’in kendi gelişimini hatırlayacak olursak, o, kendi aydınlanmasını kendisi için düzenlenen eğitim ortamında değil, bu ortamın dışına çıkarak elde etmiştir.

542 A. g. e. s. 243.

543 A. g. e. s. 226.

544 Mill, J, S, (1965a), CW, Vol. 2, ed. J, M, Robson, University of Toronto Press, Toronto. s. 281.

170