• Sonuç bulunamadı

2. Bölüm Kuramsal Çerçeve

2.2. Eğitim Göçleri Perspektifinden Türkiye

Küresel ölçekte teknolojinin ve ulaşım faaliyetlerinin modernleşmesi sonucunda hızlı bir ivme kazanan eğitim göçleri, insanların belirli bir süre için gerçekleştirdikleri gönüllü göç hareketlerini kapsar (Aksoy, 2012). Kendi ülkelerinin dışında yükseköğrenim almak isteyen pek çok öğrenci kısa veya uzun zaman için farklı ülkelere göç etmektedir. Bu göç türünün temelinde bireyin daha iyi eğitim almasının yanında, yaşam şartlarını değiştirerek daha rahat koşullarda hayatını devam ettirmesi veya farklı kültürlerle tanışmak istemesi gibi nedenler de bulunur (Koçak & Terzi, 2012). Bazı durumlarda ise bu geçici göçler, kalıcı göçlere

dönüşerek anavatandan kopuş ve yeni ülkeye sürekli yerleşmeyle sonuçlanabilir. Nitekim insanlar, genel olarak eğitim göçünü belirli bir süre için gerçekleştirmekte ancak eğitim süresini tamamladıktan sonra kendi ülkelerine dönebildikleri gibi, eğitim aldıkları ülkede de yaşamlarını sürdürmek isteyebilmektedir (Aksoy, 2012).

Eğitim göçleri, genellikle uzun vadeli entegrasyon süreçlerini teşvik etmek için önemli bir unsur olarak kabul edildiğinden, göçmenlerin işgücü piyasasına girmelerine yol

19

açacak beceriler kazanmalarını sağlar. Bununla birlikte bireylerin, hedef ülkelerin kültürünü ve geleneklerini anlamalarına yardımcı olur (Redfield, Linton, & Herskovit, 1936).

Uluslararası eğitim göçü hareketliliği bilim dünyasında çekme-itme terminolojisi kullanılarak açıklanır. İtme dinamiği için ülkenin eğitim ve ekonomisindeki olumsuz koşullar öngörülürken, çekme dinamikleri arasında ev sahibi ülkedeki özel ve kamusal faktörler bulunur (Altbach, 1998). Bu kapsamda öğrencileri farklı bir ülkeye çeken dinamikler için kamusal ve özel gerekçeler bulunur. Kamusal gerekçeler arasında, ücret farklılıkları, iş fırsatları, siyasi gelişmeler ve çevresel etmenler yer alır. Özel gerekçeler arasında ise akademik tercihler, iklim tercihleri, kentsel/kırsal bağlam, yemek tercihleri, dil becerileri, ailevi durumlar (örneğin bir akraba olması) ve ev sahibi ülkeyi ve insanlarını sevmek gibi nedenler vardır (Chen, 2006; Li & Bray 2007). Dil, siyaset, kültür ve inanç yakınlığı da bazen gidilen ülkenin seçiminde belirleyici olmaktadır. Slav ülkelerinden gelen öğrencilerin

Rusya’yı, Arap ülkelerinden gelen öğrencilerin Mısır’ı, Türk Cumhuriyetleri’nden gelen öğrencilerin Türkiye’yi seçmesinde bu kültürel yakınlık büyük önem taşır.

Yükseköğretim perspektifinde uluslararası öğrenci hareketliliğinde her geçen gün küresel ölçekte artışlar yaşanmakta, bu tür öğrenci dolaşımları üniversitelerin farklı kültürel öğelerle birlikte şekillenmesine ve gelişmesine katkılar sağlamaktadır (Yıldıran, Özkan &

Büyükyılmaz, 2016). Türkiye, bu noktada küresel öğrenci hareketliliği içinde hem yurt dışına öğrenci gönderen hem de yurt dışından öğrenci alan bir ülkedir. Ülkemiz, birçok göç

hareketinin merkezinde olup özellikle jeopolitik konumundan kaynaklı uluslararası göçe maruz kalmaktadır. Bundan ayrı olarak Afrika kıtası ile yakın etkileşimi vardır (Yazıcı &

Koca, 2007). Üç kıtanın birleştiği coğrafi mekânda yer alan Türkiye’nin bu anlamda hem önemli avantajları hem de bazı dezavantajları bulunur. Türkiye’nin farklı kıtalara yakınlığı, komşuları ile olan siyasi ve kültürel tarihsel bağı, deniz ve ulaşım yollarının zenginliği, ortak dinsel bağı, uygun yaşam koşulları ve siyasi istikrarı, eğitim göçlerini Orta Asya Türk

20

Cumhuriyetleri, Kafkas Cumhuriyetleri, Rusya Federasyonu, Balkan ülkeleri, Orta Doğu ülkeleri, başta olmak üzere birçok coğrafyadan ülkemize çekmektedir

(https://istatistik.yok.gov.tr/).

Son yıllarda Türkiye için önemi artan bir göç türü olan eğitim göçleri ülkemizde sayıları gitgide artan üniversitelere bağlı olarak da öne çıkmaktadır (Işık, 2009). Ülkemizde özellikle 1992-1993 yılları arasında başlatılan “Büyük Öğrenci Projesi” ve 2006-2007 yıllarından sonra artış gösteren üniversite sayıları da bu göç hareketliliğinin hızlanmasına neden olmuştur. Kondakci (2011), eğitim göçü kapsamında uluslararası öğrencilerin Türkiye’yi tercih etmelerinin arkasındaki temel motivasyonunun öncelikle akademik kalite olduğunu ifade eder. Türkiye’deki yükseköğretim sisteminin Anglo-Sakson eğitim sistemi ile uyumlu olması (iç denetim sisteminin kamu yönetim sistemine entegre edilmesi) ve

yükseköğretimde daha geniş bir kapasiteye sahip olması eğitim göçlerini teşvik etmektedir.

Bunun yanı sıra Türkiye, kariyer, mesleki gelişim ve çalışma alanları açısından büyük potansiyele sahip bir ülke olarak bilinmektedir. Uluslararası öğrencilerin farklı bir kültürü öğrenme arzusu, Türk halkına ve Türk kültürüne duyulan sempati, Türkiye’nin turizm potansiyeli ve zengin turistik kaynakları, Türkiye’de geçmişten gelen bir akraba bağının olması gibi nedenler yabancı öğrencilerin Türkiye’ye eğitim amaçlı gelmelerinin en önemli nedenleri arasında yer alır. Özellikle Balkan ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlerle paylaşılan ortak kültürel ve tarihsel bağların bu bölgelerden öğrencileri Türkiye’ye çektiği

düşünülmektedir (Ersoy, 1998; Akkuş & Akkkuş, 2020).

Aşağıdaki satırlarda Türkiye’ye yönelen eğitim göçlerinin nedenleri ülke özelliklerine göre maddeler halinde sıralanmıştır:

• İç savaş, siyasi istikrarsızlık, yoksulluk ve etnik çatışmalar Suriye, Somali, Afganistan, Nijerya ve Filistin gibi ülkelerden çok sayıda uluslararası öğrencinin Türkiye’ye gelmesini belirlemektedir.

21

• Derin tarihsel-kültürel bağlar, yoğun siyasi ve iktisadi ilişkiler, benzer sosyo-kültürel değerler ve gelenek-görenekler, ortak megaetnos ve ortak dinsel kimlikler,

Türkmenistan, Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan ve Özbekistan gibi Türk Cumhuriyetlerden binlerce uluslararası öğrencinin Türkiye’ye gelmesini belirlemektedir.

• Rusya sınırları içinde yer alan bazı Türk kökenli özerk cumhuriyetlerin Türkiye’ye çok sayıda uluslararası öğrenci gönderdikleri dikkat çekmektedir. Kabartay-Balkar Cumhuriyeti, Karaçay-Çerkez Cumhuriyeti, Başkırt Cumhuriyeti, Çeçen Cumhuriyeti, Kuzey Osetya Cumhuriyeti, Tataristan Cumhuriyeti ve Adige Cumhuriyeti gibi Türk kökenli nüfus yapılarına sahip özerk cumhuriyetlerin Türkiye’ye çok sayıda üniversite öğrencisi gönderdikleri anlaşılmaktadır.

• Osmanlı siyasi ve kültürel mirası, ortak coğrafi yaşam alanı ve bu ülke topraklarında bugün bazı Türk azınlık gruplarının var olması hem Bulgaristan, Yunanistan, Kuzey Makedonya, Arnavutluk ve Sırbistan gibi Balkan ülkelerinden hem Mısır ve Fas gibi Afrika ülkelerinden hem de Irak, İran, Ürdün ve Yemen gibi Ortadoğu ülkelerinden çok sayıda uluslararası öğrencinin Türkiye’ye gelmesine neden olmaktadır.

• Fransa, Hollanda, Almanya, Belçika, Büyük Britanya ve Avusturya gibi bazı Batı Avrupa ülkelerinde kalabalık Türk diaspora topluluklarının yer alması ve bu diaspora üyelerinin anavatan Türkiye ile yakın sosyo-kültürel etkileşimlerini sürdürmeleri bu ülkelerden binlerce uluslararası öğrencinin Türkiye’ye gelmesine neden olmaktadır.

Sonuç olarak günümüzde göç tipolojisindeki bu zengin çeşitlilik, topluluklardaki farklı grupların ihtiyaçlarını karşılaması adına yeni eğitim uygulamalarını gerektirmektedir.

Yurt dışından gelen öğrencilerin etnik ve inanç kökeni, kültürel ve tarihsel geçmişi, yaşı ve cinsiyeti, gelenek-görenekleri ve dilleri, kültürlerarası öğrenme için yeni fırsatlar

yaratmaktadır (Holmes, Fay & Andrews, 2017). Göç eden bireylerin ev sahibi ülkeden

22

aldıkları eğitim, yaşam alışkanlıkları ve kültürel değerler öğrencilerin daha sonraki

hayatlarında unutulmayan anılar, kişisel tecrübeler ve hayat deneyimleri olarak yer edinir.