Eğitimde Psikolojik Hizmetlerin Rolü ve Önemi
EĞİTİMDE PSİKOLOJİK HİZMETLER
Günümüzde, eğitim de psiklojik hizm etler deyimi, çağ daş okulda yönetim ve öğretim hizm etlerinin dışında öğ renciye verilen tüm pdikolojik yardım hizmetlerini kapsa maktadır. Bu hizmetlerin merkezinde, yine bugünkü adı 32
ile, psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri vardır. Bu nun içindir ki psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri deyimi yerine, her geçen gün daha da yoğunlaşan biçim de, eş anlamlı olarak psikolojik hizmetler deyimi kullanıl maktadır. Ancak, eğitimin çeşitli kesimlerinde ve özellikle okulda verilebilecek tüm öğrenci kişilik hizmetleri dikka te alındığında, kapsam olarak eğitimde psikolojik hizmet lerin, psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinden daha geniş bir hizmet alanını oluşturduğu da söylenebilir.
Eğitimde psikolojik hizmetlerin kavram ve uygulama lar olarak gelişimi burada incelenemiyecek kadar geniş bir konudur. Ancak, bu hizmetlerin temelinde 1910'larda okullarda başlatılan rehberlik hizmetleri, daha sonra bu na eklenen psikoiojik danışma hizmetleri ve nihayet gü nümüzde yönetim ve öğretimden ayrı ve esası psikoiojik
yardım olan, psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri
vardır. Batı'da ve özellikle Amerika'da gözlenen bu geliş me 1950'lerden bu yana benzeri bir biçimde ülkemizde de izlenmiştir. Ülkemizde 1981'den bu yana ise, kaydedilen daha yeni gelişmelerle, eğitimde psikolojik hizmetler yük seköğretim kurumlarında bölüm ve anabiliın dalı düzeyle rinde örgütlenm iş; lisans, yüksek-lisans ve doktora prog ramları ile akademik ve profesyonel bir öğrenim ve uygu lama alanı haline getirilm iştir. Bu şekilde, eğitimde psiko lo jik hizmetler alanının, kavram ve uygulamaları ile, ülke düzeyinde hızla tanınması ve yayılması ümit edilmektedir.
Günümüzde, eğitimde psikolojik hizmetlerin eğitim
sürecinin ayrılmaz ve tamamlayıcı bir yanını oluşturduğu yaygınlıkla kabu: edilmekte; hatta psikolojik hizmetlerden
yoksun bir eğitim sürecinin tam sayılamıyacağı b elirtil
mektedir. Bu gelişme, kuşkusuz, sadece yönetim ve öğre tim etkinliklerinden oluşan bir eğitim sürecinin, bireyi bir bütün olarak her yönü ile ve en uygun düzeyde
geliştire-miyeceği gerçeğine dayanmaktadır. Yani, başka bir de yişle, sadece yönetim ve öğretim etkinliklerinden oluşan bir eğitim düzeninin yetişm ekte olan çağdaş insanın geli şim ve gerçekleşim ihtiyaçlarını karşılaması mümkün de ğildir. Bu nedenle, modern okulda yönetim ve öğretim in
yanı sıra, üçüncü bir boyut olarak psikolojik hizmetler
vardır ve mutlaka bulunmalıdır.
Eğitimde psikolojik hizmetler ile eğitim süreci, baş langıçta olduğundan çok daha ileri bir düzeyde her geçen gün birbiri ile bütünleşm ektedir. Bu bütünleşme, kuşku
suz, eğitimde yeni anlayış ve uygulama değişmelerine
neden olmaktadır. Nitekim, günümüzde eğitim öğrencinin bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal olan tüm kapasite
lerini kendine en uygun bir düzeyde geliştirmeye caba
gösteren bir süreç olarak anlaşılmaktadır. Günümüzde
eğitim bireyi çeşitli yönleri ile bir bütün olarak ele alma ve geliştirm e durumundadır. Buna göre, eğitim örneğin, bireyin zihinsel, gelişimi kadar kişisel-sosyal gelişimi ile de ilgilenmek zorundadır (2). Öte yandan, erişilmek iste nen bir sonuç olarak alındığında, yaklaşım biçimlerindeki farklılıklar dışında, psikolojik hizmetler ile eğitimin amacı
aynı noktada bütünleşm ektedir. Bu amaç ise, psikolojik
hizmetlerin dayandığı anlayışlara uygun bir anlatımla, bN
reyin, yani yetişmekte olan insanın bütün kapasitelerini
en uygun bir düzeyde geliştirerek onun gelişim ve ger çekleşim ihtiyaçlarının karşılanmasıdır.
EĞİTİMDE PSİKOLOJİK HİZMETLERİN AMACI Bireyin bütün kapasitelerini kendine en uygun bir dü zeyde geliştirerek onun gelişim ve gerçekleşim ihtiyaçla
rının karşılanmasına yardım etme, eğitimin olduğu gibi,
onun ayrılmaz bir yanı olan psikolojik hizmetlerin de oma-34
cıdır. İşte, eğitim süreci içinde psikolojik hizmetlerin yeri ve önemi bu amaç bütünlüğü noktasında toplanmaktadır.
Yetişm ekte olan insanın her yönü ile bir bütün olarak
gelişmesine yardım amacı çerçevesinde, psikolojik hiz
metlerde amaç konusu işlenirken, hemen hemen aynı an
lama gelen, kendini gerçekleştirm e deyimi daha yaygın
olarak kullanılır. Buna göre, tüm etkinlikleri ile, eğitimde psikolojik hizmetlerin amacı öğrencilerin kendilerini ger çekleştirm elerine yardım etm ektir.
Kendini gerçekleştirm e kavramı oldukça karmaşık
bir kavramdır. Burada fazla ayrıntılara girmeye yer yok
tur. Ancak, özet bir anlatımla, kendini gerçekleştirme
kavramının ortaya çıkmasında normal insanı bir bütün
olarak incelemeyi esas alan hiim anistik psikoloji alanın da izlenen gelişmelerin önemli katkısı olmuştur. Kendini gerçekleştirm e kavramı ilk kez Maslovv tarafından kulla nılmış ve geliştirilm iş (3); Rogers tarafından daha da iş lenm iştir (4). Bu kavram üzerinde sonroki dönemlerde ge niş araştırm alar yapılmış; kendini gerçekleştirm ekte olan insanın belli başlı özellikleri sıralanmıştır.
İşte, eğitimde psikolojik hizmetlerin rolü, kendini ger çekleştirm ekte olan insanın taşıdığı özelliklerle önem ka zanmaktadır. Hemen söylemek gerekir ki kendini gerçek leştirm ekte olan bireyin taşıdığı özellikler, asinda, psiko lojik sağlığı yerinde olan çağdaş insanda bulunması ge rekli özelliklerdir. Bu özelliklerden bazıları şöyle özetlene b ilir :
Kendini gerçekleştirm ekte olan birey daha yeterli
bir kişiliğe sahiptir; daha verimlidir. Kim olduğunu gerçek çi bir gözle algıladığı gibi kim olabileceği hakkında daha tutarlı bir görüşe sahiptir. Kendini gerçekleştirm ekte olan birey hem kendisi hem de başkaları hakkında iyi
düşün-çelere sahiptir insan değerlerine saygı duyar; onları be nim ser ve geliştirir. Kendini gerçekleştirm ekte olan birey zamanını iyi kullanır. Geçmişten daha çok geleceğe dö nüktür. Yaratıcıdır. Kendine saygı duyar ve kendini oldu
ğu gibi kabul eder; duygularını açığa vurmaktan kaçın
maz. Kendini gerçekleştirm ekte olan birey değişmeye ve yeni yaşantılara açıktır. Kendini, değişmekte olan bu ger çek dünyanın yine değişmekte olan bir parçası gibi görür, v.b. (5).
Kendini gerçekleştirm e, kuşkusuz, yaşam boyu de
vam eden bir süreçtir. Ancak, bu sürecin en önemli ve en hızlı olduğu dönem her halde eğitim dönemidir. Bu ne denle, kendini gerçekleştirm ekte olan insan bulunması is tenen bu çağdaş özelliklerin her öğrencide belirli bir dü zeyde kazandırılması için, çeşitli etkinlikleri ve psikolojik hizmetleri ile, eğitim sürecinde her türlü çaba gösteril melidir.
EĞİTİMDE PSİKOLOJİK HİZMETLERİN DAYANDIĞI BAZI TEMELLER
Eğitimde psikolojik hizmetlerin dayandığı temeller çe şitli kaynaklarda uzun yıllardan beri önemli bir konu ola rak işlenmiştir. Bu tem eller adeta eğitimde psikolojik hiz
metlerin bir gerekçesi olarak vurgulanmıştır. Yeni kay
naklarda ise, eğitimde psikolojik hizmetlerin gereğine
inandırıcı nitelikteki temeller fazla tartışma konusu yapıl mamaktadır. Bunun önemli bir nedeni, kaydedilen geliş meler karşısında, artık eğitimde psikolojik hizmetlerin var olması gerçeğinin tartışm aların ötesinden kabul edilmiş
olmasıdır. Yani, eğitimde psikolojik hizmetlerin, kavram
ve uygulamaları ile, kaydettiği gelişmeler bu hizmetlerin eğitim in tamamlayıcı bir yanı olarak mutlaka bulunması gereğini kanıtlayacak boyutlara erişmiştir. Öte yandan. 36
yetişmekte olan insanın gelişme ve gerçekleşme ihtiyaç larının önemine çekilen dikkat ve böylece eğitim sürecinin tüm amaç ve işlevlerindeki yeni anlayışlar, eğitimde psi kolojik hizmetlerin gerekli olup olmadığı tartışmasını ta mamen ortadan kaldırmıştır. Ancak, gerçek böyle olsa b i le, eğitimde psikolojik hizmetlerin dayandığı bazı tem el leri oluşturan gerekçeler bu hizmetlerin önem ve ayrıntı larına dikkati çekmek bakımından halen değerli olabilirler. Eğitimde psikolojik hizmetlerin dayandığı bazı tem el ler ve bunlardan oluşan gerçekler birçok kaynakta işlen
mektedir. Ayrıca, Türkçe kaynaklarda da bu konunun
önemle ele alındığı görülm ektedir (6, 7, 8).
Çeşitli kaynaklarda verilen bilgilerin ışığında, eğitimde
psikolojik hizmetlerin okullarda önemle ele alınmasının
gerekçesini oluşturabilecek temellerden bazıları şöylece özetlenebilir :
Her yönü ile yaşam karmaşık haldedir. Kuşaklarara- sı farklar hızla büyümekte, değer yargıları değişmektedir. Toplum içindeki çok çeşitli hareketlilikler bireyler için önemli uyum sorunları yaratmaktadır. Bireylerarası ayrı lıklar, her bireyin sahip olduğu niteliklerdeki ayrılıklar ve cinsel farklar gerçeği insanın psikolojik yardım almasını zorunlu kılmaktadır. Gelişme farklılıkları, gelişim ödevleri ve ergenlik döneminde karşılaşılan sorunlar önemli uyum güçlükleri yaratmaktadır. İlâç ve uyuşturucu madde kulla nımında önemli artışlar vardır. İdeolojik ve politik etkin likler seçim ve uyum güçlükleri yaratmaktadır. İşsizlik ve iş bulamama bunalımlar doğurmaktadır, işlenen suçlar ve intihar olayları artmaktadır. Kadının çalışması anne, çocuk ve aile ilişkilerini etkilemektedir. Gençlerin erken evlen^
mesi çeşitli sorunları beraberinde getirmektedir. Eğitim
programlarının karmaşıklığı seçim ve uyum zorlukları ya ratmaktadır. Okuldan ayrılmalar, evden ve okuldan kaç malar çoğalmaktadır. İkili ve üçlü öğretim ne yapılacağı 37
pek belli olmayan boş zamanı artırm aktadır. Okullarda başarısızlık oranı yüksektir. Çeşitli nedenlerle yeteneğinin
altında veya üstünde başarılı öğrencilerin sayılarında
önemli artışlar vardır. Kız-erkek arkadaşlık ilişkilerinde ve cinsel ilişkilerde önemli sorunlar ve uyum suzluklar vardır. Yalnızlık, güvensizlik ve kaygı gibi duygusal sorunlar a rt makta ve bunlar önemli seçim ve uyum zorlukları ya ra t m aktadır vb.
S O N U Ç
İşte, burada erişilen bir genel sonuç olarak, çok çe şitli sorunlar ve uyum güçlükleri yetişmekte olan insanın kendine en uygun düzeyde gelişmesi vie kendini gerçekleş tirm esini önemli ölçüde engellemektedir. Gelişme ve ger çekleşmenin en hızlı olduğu eğitim kesiminde ise, çocuk lar ve gençler üzerindeki bu engellemeler daha da olumsuz
boyutlara erişmektedir. Bunun için, genellikle toplumun
her kesiminde, ancak özellikle eğitimde psikolojik hizmet lerin rolü ve önemi tartışmasız kabul edilmeli; bu hizmet lerin daha da yaygınlaşması için gerekenler yapılmalıdır.
K A Y N A K L A R
1. Shertzer, B., Stone, S.C. Fundam entals o f Counseling. B os ton : H oughton M ifflin C o„ 1974. s. 5-8.
2. Shertzer, B., Stone, S.C. Fundam entals o f Guidance. 3. Ed. B o s t o n : H oughton M ifflin Co., 1976. s. 3942.
3. M aslow , A .H . M otlvation and Persoııality. N ew Y o rk : Harper and B rothers, 1954.
4. Rogers, C.R. On B-scoming a Person. B oston : H oughton M ifflin Co., 1961.
5. Kepçeoğlu, M . P sikolojik D an ışm a ve Rehberlik. 2. Baskı. An kara : T oram an M atbaacılık, 1986. s. 12, 13.
6. Baym ıır, F. O kullarım ızda Ö nem li B ir Sorun : Rehberlik. An kara : Hacettepe Üniversitesi B asım evi, 1971.
7. Tan, H . Rehberliğin E sasları. 4. B askı. A n k a r a : Ayyıldız M at baası A.Ş., 1985.
8. ö zo ğ lu , S.Ç. Eğitim de Rehberlik ve Psikolojik D anışm a. İz m ir : Ege Üniversitesi M atbaası, 1982.
GENEL TARTIŞMA
BAŞKAN (DOÇ. DR. GÜVEN VURAL) — Sayın konuş macımıza soru sormak ve katkıda bulunmak isteyen varsa buyursunlar efendim.
YILDIZ KUZGUN (AÜ Eğitim Bilim leri FakültesP) — Efendim, daima şikâyet ediyoruz rehberlik anlayışı bir türlü okullarımıza yerleşmedi diye. Çok haklı arkadaşımız; yöneticiler, öğretmenler ve danışmanlar arasında görüş ay rılığı yüzünden yerleşemiyor. Ben hep rehberliği bir nevi organ nakline benzetiyorum, dışardan getirildi bu anlayış, dem okratik bir toplumun kendi bünyesinde oluşturduğu vo geliştirdiği bir anlayışı biz o toriter geleneksel ilişkilerin
hâlâ süregeldiği bir toplumda yerleştirmeye çalışıyoruz.
Rehberlik hizmetleri yeni başladığı zaman şöyle bir yazı yazmıştım eğitim dergisine : Bu çelişkiye veya bu güçlük lere baştan işaret ettikten sonra demiştim ki, «Bir süre sonra biraz rehberlik bize benzeyecek, biraz da biz rehber liğe göre anlayışımızı değiştireceğiz.» Yani yavaş yavaş bir uyum sağlayacağız ve hâlâ bu uyumu sağlama sürecin deyiz; ama bunun hemen gerçekleşmesini beklemek ben ce bir hayâl. Asıl güçlük şuradan kaynaklanıyor veya belki burada yapılması gereken şey şu :
Rehberlik dersleri, öğretmenlik sertifikası programın dan kaldırıldığı zaman şahsen ben çok üzülmedim. Çünkü zaten yararına inanmıyordum. Ben dersle öğretilen her şe yin davranışa dönüşmediğini görüyorum. Rehberlik anla yışının gelişebilmesi için kişinin önce rehberlik hizmetinden
bizzat yararlanması gerekir. Bunun kanımca en doğru yo lu, öğretmen yetiştiren kuramlarda rehberlik ve psİKolojik danışma servislerini en iyi şekilde kurmak, elden geldiği 'kadar bunu işler hale getirmekti. Bir hizmetin nim etlerin den yararlanan bir kimse onu unutmayacaktır ve gittiği
yerde aynı ortamı, aynı çevreyi yaratm ak için gerekli ça bayı gösterecektir. Aynı işi biz öğretm enlikte de yapıyoruz Mesela tartışm alı derslerin, uygulamalı derslerin çok daha iyi bir öğrenme yaratacağını biliyoruz ama tartışm a ve uy gulama metodlarını da yine ta krir yoluyla anlatıyoruz, yan
lışlık kaniu.ca buradan ileri geliyor. Yükseköğretim Ku-
rumunun almış olduğu karar, yahut Yükseköğretim Kanu- nunda rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin fakül te bünyesinde kurulmasını her kim yazmışsa hayırlı bir iş yapmış, bunu işler hale getirm ektir yapılacak şey.
Teşekkür ederim efendim. BAŞKAN — Buyurun efendim.
PROF. DR. SÜLEYMAN ÇETİN ÖZOĞLU — Ben gö rüşümü belirttikten sonra bir soru sormak istiyorum Sayın
Kepçeoğlu'na. Yapılan tartışm aların temelinde yatanlar
dan bir tanesi şudur : Biz bu hizmetleri okullarda uzun yıllar «Yetişenlerle» değil de «Atananlarla» yürütük. Yapı lanlar belli. Millî Eğitimde bir ekip geldi, işbaşında mev cut olup, gitmesi gereken ekibi nereye gönderdi? Rehber lik ve Araştırma Merkezlerine gönderdi. Bu merkezlere böylece gelenler de atandıkları için rehebr oldular, bu uy; gulama hâlâ sürüyor. Yetişerek rehber olanlar da atanma olanağını bulamadı ve bu ters, olumsuz ilişki sürdü. Kuş
kusuz bu uygulama sistemdeki personel politkasıyla, uz man kullanma anlayışı ile çok yakından ilgili bir konu. Ye
tişen kimseler, eğitim sistemi içerisinde örgütlenem edi
ler, seslerini duyuramadılar, uzman çerçevesinde meslekî bir özellik kazanamadılar, bunun sıkıntısını hâlâ çekiyoruz. Belki bir süre daha çekeceğiz. Eleman yetiştirm e konusuna baktığımız zaman tablo ana çizgileriyle şöyle : Yedi sekiz tane Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık programı yürü ten öğrenci alan üniversite programı var. Beş altı tane do 40
öğrenci alan Psikoloji programı var. Bunların toplam öğ renci sayısı yaklaşık 500-600 civarında. Bu sayılarla bu ko nuya yetişmiş eleman boyutunda yaklaşmanın olanağı ve
olasılığı yok. Öyle ise bu hizmetleri okullarda atanan
atanan kimselerle sürdüreceğiz, yani atananların kararna melerinden kazandıkları yetki ile bu işleri yürütmeye de vam edeceğiz. Bu hizmetler için yetişmiş ve yeterli olan ları arama endişesi ve gereğini duymamaktayız. İster ye terli ve uygun rehberlik anlayışı olsun, ister olmasın, a ta nanlar işi bildikleri gibi yapacaklardır. Bu belirlemeyi yap tıktan sonra şu soruyu sormak istiyorum : Özellikle eğitim sistemimizin son gelişmeleri çerçevesinde, «Kendini Ger
çekleştirmeyi» kolaylaştırma, okullarda bu tür Psikolojik
Hizmetleri sürdürmede temel hedeflerden veya amaçlardan bir tanesi veza bazı zaman tek amaçlı olabilir mi? Biliyo ruz ki eğitim sistemimizde bu «Kendini Gerçekleştirmeyi» hedeflere yerine, iyi davranan, ahlâklı davranan, uslu ve uyan öğrencileri yetiştirm ek için, Psikolojik Hizmetlerin yerini, bazı maneviyata yönelik derslerden, başka tür uy gulamalardan medet umduk, bunları programımıza koy duk. Dedik ki Din Bilgisi ve Ahlâk dersini okutursak, ah lâklı, İslam dini bilgisine sahip, doğru davranan, karak teri \üksek, dürüst davranan öğrenciler yetiştiririz. Böyle- ce b j çerçevedeki uygulamalar, bir yerde, Psikolojik Hiz metler diye tanımlayabileceğimiz hizmetlerin yerini alır g i bi bi' özellik kazanmaya başladı. Bu dersleri verenleri de bu iş için yetişmiş olanlar diye kabul ettik, en iyi bilenler diye <abul ettik ve onlar ahlâkı yüksek, ehliyetli kişiler ola rak chlâk bilgisini ve gerekli öğütleri verdikleri zaman, öğrenciler de ahlâklı ve terbiyeli olur dedik. Acaba Psiko lojik Hizmetlerle, bu din bilgisi ve ahlâk derslerinin amaç ve u/gulaaları arasındaki ilişki çerçevesinde, okullarımız
uyuşmazlık var mı? Bu konuda Kepçeoğlu ne düşünür? Görüşlerini belirtirse sevinirim.
Teşekkür ederim efendim.
BAŞKAN — Buyurun Sayın Kepçeoğlu.
PROF. DR. MUHARREM KEPÇEOĞLU — Değerli Ho
ca Özoğlu başlangıçta güzel şeyleri anlattı ama şimdi zor bir soru sordu. Önce şunu arzetmek istiyorum. Yine ko nuşmalarımda her zaman söylerim, Millî Eğitim Bakanlığı değil, ‘Millî Eğitim Bakanlığımız olarak konuşurum, bura da da böyle söylemek istiyorum. Çünkü 20 yıl bu Bakanlı ğa hizmet verdim, bu hizmetlerin gelişmekte olduğu dö nemde de yine oradaydım. Bir dönem yaşadık. Gerçekten okuldaki rehberlik servislerine görevli danışmanlar atandı. Ama, şu anda 400-450 danışmandan söz ettim. Bu sayı az dır. Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri yerinde mi verilecek? Bütün mesele bu. Yerine verilecek ise, yani ge lişmekte olan, yetişmekte olan öğrenciye okulun içinde verilecekse meselenin boyutları çok daha farklıdır. Bunu yapabilir miyiz? işte 15-17 yıllık bir uygulama. Nedeni ne olursa olsun, işte yaklaşık 500 tana danışman, işte 200 ta ne okul. Ğelişmeler sınırlı. Bu mutlaka bir çözüme kavuş malıdır. Ya okullarda bu hizm etler gelişsin, ya da belli
merkezlerde yoğunlaşsın. Bilemiyorum ikisi de olabilir;
ama, belli merkezler belki daha pratik görünüyor. Biz on- binlerce danışmanı kolay kolay yetiştiremeyiz. Biraz önce yine belirtildi. Gerçekten yetiştirebiliyor muyuz?
Yine konuşmamda şu anda dokuz kadar üniversite mizde psikolojik hizmetler dalında lisans öğrenimi yapılıyor dedim. Lisans öğrenimi yeterli olabilir; ama öğretim ele manı bakımından düşündüğünüz zaman, Yükseköğretim^ Kurulunun da açıklamalarını dikkate alarak, gerçekten do 42
kuz tane üniversitede psikolojik hizmetlerde lisans öğreni mine katkıda bulunacak öğretim elemanı var mı? Onun için, bunu kim yapacaksa bir plana, programa bağlamalı.
Saygılarımı sunarım.
BAŞKAN — Teşekkür ederiz efendim. Biraz acı ger çekler oldu ama herhalde yarardan uzak değildir acı da o l sa bu gerçekler.
Efendim, Üçüncü Oturuma geçmek için Sayın Prof. Dr. Mahmut Adem'i oturum başkanı olarak kürsüye davet ediyorum.
BİLDİRİ t III