• Sonuç bulunamadı

Tanzimat öncesinde, II.Mahmud döneminde başlayan eğitimde modernleşme faaliyetleri, Tanzimat Fermanı’ndan sonra da devam etmiştir. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. Bu da, Tanzimat Fermanı’nda Osmanlı eğitimi düzenlenmesi-modernleştirilmesi hakkında izlenilecek bir yol ya da yöntem olmamasıydı. Ferman’a bakıldığında adlî, idarî, iktisadî gibi alanlarda yeniliklerin yapılması hakkında ayrıntılı bilgiler yer verilmesine rağmen, eğitimle ilgili bir eğilim yoktu.239 Bu ne demekti? Osmanlı ülkesinde eğitim yeterli miydi? Ya da yeterli derece de önem verilmekte miydi? Bir başka ifade ile hem Osmanlı Devleti merkezinde hem de vilayetlerinde eğitim faaliyetleri ile ülkeye yeteri kadar yönetici yetiştirebiliyor muydu?

Tanzimat dönemi Osmanlı eğitim faaliyetleri yeni yeni gelişme içerisindeydi. Fermanda belirtilmese de, bu dönemde eğitim alanında da, eğitimin düzenlenmesi ve geliştirilmesi için çalışmalar yapılmıştır. Bu dönemde eğitimde ilköğretim olarak adlandırılan iptidaiye mektepleri zorunlu hale getirilmiştir. İptidaiye mekteplerinin zorunlu hale getirilmesinin ardından vilayet velilerine büyük görev düşmüştür. Buna en iyi örnek Konya valisinin çalışmalarıdır. Konya Valisi Sakızlı Ahmet Es’ad Paşa, Konya vilayet merkezi olan Konya’da modern usullerle planlı-programlı eğitim yapan iptidai mektepleri için harekete geçmiştir. Bunun içinde vali, vilayet merkezini Köprübaşı, Hamidiye, Altunçeşme Mahmudiye, Akçeşme Karaçan ve Feridiye olmak üzere şehri yedi bölgeye ayırmış her bölgeye de bir iptidai mektebi yaptırmıştır.240 Ebubekir Sami Paşa tarafından kurulan, kurucusunun adını taşıyan ve bir medrese kurulmuştur. Paşa Dairesi ismiyle maruf medrese, Nakşibendîlerin Konya’daki ikinci önemli eğitim kurumudur. Vali bu medresenin giderleri için de bir vakıf oluşturmuştur.241

Vilayetler de ilköğretim yaygınlaşma yolunda devam ederken, bir taraftan da merkez, eğitimin iyileştirilmesi için çalışmalarına devam etmekteydi. Bunun için 1845 yılında “Meclis-i Maarif-i Muvakkat” adı altında bir kurul oluşturmuştur. Modern

239Fermân için bkz. BOA. MFB. 48, (1255), 1839; karşılaştır, Düstûr, I/1, s. 4-7; karşılaştır, Takvim-i Vekâyi, Defa 187, 1255/1839; karşılaştır, Kaynar, Tanzimat, s. 178-179.

240Tuş, Konya, s. 158.

241Yaşar Sarıkaya, “Osmanlı Dönemi Konya’sında Medrese Kurucusu ve Patronu Olarak Sufiler ve Âlimler (18.-19. Yüzyıllar)”, Turkish Studies, II/1 Ankara 2007, s. 180.

67

eğitimin yaygınlaştırılması için bu meclis görevlendirilmişti. Bu doğrultuda yapılması gerekenleri 1846 yılında merkeze bildirilmiştir. Merkez bu düşünce ile rüşdiyelerin yaygınlaştırılmasını kararlaştırılmış, 1847 yılından itibaren İstanbul başta olmak üzere İstanbul’a yakın büyük şehirlerde rüşdiyeler yaygınlaştırılmıştır.242 Ayrıca bu tarihlerde

vilayetlerde valilerin öncülüğünde, var olan mahalle mekteplerinin ve medreselerinin yanı sıra merkezin isteği ile rüşdiye, idadîye oluşturulmaya başlandı. 1850 yılından sonra ise daha modern ilk ve orta öğretim okulları yaygınlaşmaya başlamıştır.243 Vilayetlerde valilerin bu konudaki gayretli çabalarıyla da 1853 yılına gelindiğinde, başta Bursa olmak üzere İzmir, Konya, Erzurum, Sivas, Ankara, Aydın gibi pek çok vilayette çok sayıda rüşdiye açılmıştır. 244

1860’lı yıllara gelindiğinde ülke genelinde eğitim yaygınlaşsa da eksiklikler devam etmekteydi. Kimi yerlerde çocuklar okula devam etmiyor, kimi yerlerde de eğitim için yeteri derecede okulların olmadığı şikâyet edilmekteydi. 1862 yılında Edirne Valisi Mehmet Paşa, Maarif-i Umumiye Nezareti'ne bir yazı göndermiştir. Vali yazıda, Edirne'de çocukların büyük oranda mekteplere devam etmediklerinden şikâyet etmiş ve çocukların okullara devam etmesi hususunda anne ve babaların uyarıldığı ifade edilmiştir.245 1864 yılında İzmir valisi Hamdi Paşa, Aydın ve Tire’de eğitim için rüşdiye okullarının yeterli olmadığını ve bu nedenle, bu illerde rüşdiye mektebi yapılmasının kararlaştırmıştır. Bu amaçla okul inşaatı için uygun bir yer bulunması ve gerekli masrafları tespit edilmesi ve gerekli projenin çizilmesi için özel bir memur görevlendirmiştir.246 Ayrıca, valiler, okulların eğitim müfredatları ile de yakından ilgilenmekteydiler. Bu doğrultuda Edirne valisi, Maarif-i Umumiye Nezareti'ne bir yazı göndererek, Edirne’deki sıbyan mektepleri eğitiminden şikâyetçi olmuştur. Bu yazıda valinin, sıbyan mekteplerinde çocukların Kur'an ve ilmihal okudukları, ancak İstanbul mekteplerinde olduğu gibi Edirne mekteplerinde de edeb, ahlak ve fünün-ı nafiaya dair kitapların okutulmasının uygun olacağı belirtilmekte ve bu derslere ait kitapların gönderilmesi istenmektedir.247 Bununla birlikte valiler zaman zaman okulları ziyaret etmişler, sınavlar tertip ederek öğrencilerin başarı düzeyini ölçerek, başarılı olanlara ödül vermiştir. Sivas, İzmir, Bursa, Kastamonu gibi vilayetlerde çocuklar için açılan

242Çadırcı, Anadolu Kentleri, s. 286-287. 243Satıcı, Hüdavendigar Eyaleti, s. 221. 244Çadırcı, Anadolu Kentleri, s. 286-287. 245BOA. İ.DH. 33733, 1279/1862.

246Necdet Hayta, Tarih Araştırmalarına Kaynak Olarak Tasvir-i Efkâr Gazetesi(1862-1869), TTK Yay., Ankara 2002, s. 219.

247Zeki Salih Zengin, Tanzimat Dönemi Osmanlı Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve

68

rüşdiyelerden öğrencilerine imtihan yapıldığı ve bu imtihanda Sivas, Kastamonu ve Bursa gibi vilayetlerde başarılı olan öğrencilere valiler tarafından hediye ve ziyafet verilmiştir.248

Okullaşma ile birlikte Osmanlı Devleti’nde yabancı devletlerden tarafından özel okullar açmaları da söz konusu olmuştur. Devlet ise bu yönde düzenleme yapma gereksinimi duymuş ve 1869 yılında Maarif Nizamnamesinin yayınlamıştır. Bu nizamnamenin 129. ve 130. maddeleri; okullardan mezun olacak olanların hangi aşamalardan geçmesi gerektiği, okullarda hangi derslerin okutulacağı, vilayetlerde gerekli incelemeleri kimlerin yapacağına dairdir. Buna göre mezun olmuş ve öğretmenlik yapacak kişilerin, Maarif Nezareti ya da mahallî maarif idareleri tarafından verilmiş şahadetname(diploma) bulunacaktı. Terbiye ve ahlâk kurallarına ve Devletin politikasına aykırı ders okutturulmaması ve bu amaçla ders programlan ve kitaplarının Maarif Nezareti ya da mahallî maarif idaresi ve vali tarafından tasdik edilmesi gerekecekti. Maarif Nezareti ya da mahallî maarif idaresi ve vali tarafından açılış izni verilmesi. Bu şartlar yerine getirilmeden özel okul açılmasına ve de çalıştırılmasına izin verilmez; aksi halde engellenir ve kapatılır.249 Tanzimat döneminde böyle bir karar alınmış ve bu karar 1872 yılında uygulanmak istenmiş, ancak uygulanamamıştır.250 dönemde uygulanmaya çalışılmıştır. Fakat Buna göre Cizvitler Tokat’ta bir okullar açmışlardı. Bu okullardan, kırk-elli parçadan oluşan ve askerî mızıkalara benzeyen birer bando grubu oluşturmuşlardır. Okul yönetimi oluşturulan bando takımıyla birlikte belirli vakitlerde şehir sokaklarında dolaştırıldıklarını ve bunun da şikâyete konu olduğunu bildirmiştir. Vali ayrıca bu okulların ders programlarını da vilayete bildirilmediğini dile getirmiştir. Memduh Paşa, bu şikâyetlere rağmen Cizvitlerin çan çalmalarını engelleyecek kanunî bir maddenin bulunmadığı belirterek, başta kendisi olmak üzere yerel yetkililerin çaresiz kaldıklarını da belirtmiştir.251 Valiler, ayrıca,

ticaret, sanayi ve ziraatın gelişmesinin sağlanması, tarım topraklarının düzenlenmesi, sandıkların kurulması, hastaneler, şirketler ve fabrikaların kurulması, maden ve ormanları çoğaltılması gibi görevleri üstlenecekti. Bununla birlikte bunların yerine getirilmesi için oluşturulan daireleri de denetleyecekti.252

248Hayta, Tasvir-i Efkâr Gazetesi, s. 221.

249Yahya Akyüz, Yahya Akyüz, “Cevdet Paşa’nın Özel Öğretim ve Tanzimat Eğitimine İlişkin Bir Layihası”, OTAM, 2, Ankara 1992, s. 94.

250Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Kerim Sarıçelik, Konya’da Modern Eğitim Kurumları(1869-

1919)”,Çizgi Kitapevi Yayınları, Konya 2010, s. 281.

251Uğur Demir, “Cizvitlerin Tokat’taki Faaliyetleri”, Tokat Sempozyumu, I, Tokat 2012, s. 105. 252Düstûr, I/1, s. 32; karşılaştır, Toraman, Taşra Teşkilâtında Reform, s. 83.

69

Görüldüğü kadarıyla Tanzimat döneminde Osmanlı Devleti’nde okullaşma faaliyetleri büyük hızla devam etmiştir. Bu noktada özellikle vilayetlerde hatta vilayet merkezlerinde valiler öncülüğünde okul yaptırma, okul müfredatını takip etme, başarılı öğrencileri ödüllendirme gibi faaliyetlerde bulunulmuştur.

70

III.BÖLÜM

VALİLERİN YÖNETİCİLERLE VE HALKLA

MÜNASEBETLERİ

Bir ülkeyi yönetmek, birbirine bağlı pek çok yöneticinin koordineli çalışmasıyla gerçekleşir. Yöneticiler arasında da her zaman alt üst ilişkisi olmak zorundadır. Alt üst ilişkisi, devlet teşrifatının zorunlu bir getirisidir. Bu durum Osmanlı Devleti’nde kuruluştan itibaren mevcuttu. Fakat Fatih döneminde hazırlanan kanunname ile devlet erkânının teşrifatta ve teşkilattaki yeri yazılı olarak belirtildi. Yöneticiler arasında belirli bir çizgi konuldu. Bu durumda vilayet merkez ilişkileri de en belirgin şekilde belgelerin diline de en doğal şekilde yansımıştır. Yazışma dili resmi olmakla beraber, kimi zaman yöneticiler zaman zaman kendi aralarında yakın ilişkiler kurmuyor değillerdi. Ancak yine de münasebet kurulurken, atl-üst ilişkisi göz ardı edilmiyordu. Bu çerçevede valilerin bu bölümde vilayet valilerinin merkezle, vilayet yöneticileri ve halk ile ilişkileri nasıldı? Bir başka ifade ile Tanzimat döneminde valileri çeşitli kanunlarla kontrol altına almak isterken başta bu dönemin padişahları olmak üzere sadrazamların istekleri nelerdi? Bu istekleri karşılamaları için nasıl tavır sergilendi? Ayrıca bu dönemde yapılan onca düzenlemeler valilerin vilayet yöneticileri ve hatta kaza, nahiye yöneticileri ile ilişkileri nelerdi ve onlara karşı nasıl hareket edeceklerdi? Bir başka cevaplanması gereken soru da, valilerin halk ile ilişkileri. Tanzimat’ın amacı, valilerin halka karşı keyfi uygulamaların önüne geçmek ise; bu dönemde valilerin halk ile ilişkileri nasıldı, bir başka ifade ile valiler, kendilerinin eski alışkanlıklarını tekrar etmemeleri için çıkartılan kanunlara ve krallara riayet ediyorlar mıydı? Halka kötü muamelede bulunanlara karşı tutumları nasıldı? Halkın sıkıntıları ile yakından ilgileniyorlar mıydı, gibi soruların cevapları bu bölümde verilmeye çalışılacaktır.

Benzer Belgeler