• Sonuç bulunamadı

Duygu İfade Etme İle İlgili Yurtiçi ve Yurtdışında Yapılan Çalışmalar

2.2. İlgili Araştırmalar

2.2.2. Duygu İfade Etme İle İlgili Yurtiçi ve Yurtdışında Yapılan Çalışmalar

Beceren-Özdemir ve Zembat, (2016) “Güçlü Başlangıç Sosyal Duygusal Öğrenme Programı”nın okul öncesi eğitim alan beş yaş çocuklarının duygusal gelişimleri üzerine etkililiğini inceledikleri, toplam 40 çocuğun çalışma grubunu oluşturduğu deneysel bir araştırma gerçekleştirmişlerdir. Deney grubuna alınan 20 çocuğa on iki hafta boyunca ve haftada bir kez “Güçlü Başlangıç Sosyal Duygusal Öğrenme Programı” uygulanmıştır. Çalışmada veri toplama amacıyla “Çocukların Duygusal Becerilerinin Değerlendirilmesi Testi” kullanılmıştır. Deneysel çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, uygulanan sosyal duygusal eğitim programı beş yaş çocuklarının duygusal gelişimleri üzerine olumlu düzeyde etki sahibidir. Deney grubundaki çocukların, diğer başka bulgulara ek olarak, duyguları ifade etme beceri düzeylerinin, kontrol grubu çocuklarıyla kıyaslandığında anlamlı düzeyde farklılaştığı belirlenmiştir (Beceren-Özdemir ve Zembat, 2016).

Yıldırım ve Karaman (2016) gerçekleştirdikleri çalışmada 48-66 aylık okul öncesi dönem çocuklarının sosyal beceri düzeyleri ile sosyal ve duygusal uyumları arasındaki ilişkileri incelemişlerdir. Çalışma grubu Kilis İlinden 97’si erkek ve 103’ü kız olmak üzere 200 çocuktan oluşturulmuştur. Çocukların sosyal ve duygusal uyum düzeyleri “Marmara Sosyal Duygusal Uyum Ölçeği” ile ve sosyal beceri düzeyleri “Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği” ile belirlenmiştir. Çalışma sonuçlarına göre, okul öncesi dönem çocuklarının “sosyal duruma uygun tepki verebilme” puanları ile sosyal beceri alt boyutları “kişilerarası beceriler”, “sözel açıklama becerileri” ve “dinleme becerileri” puanları arasında anlamlı düzeyde ilişki olduğu görülmüştür. Okul öncesi dönem çocuklarının “sosyal duruma uygun tepki verebilme” puanları ile sosyal beceri alt boyutları “kızgınlık davranışını kontrol etme ve değişikliklere uyum sağlama becerileri”, “akran baskısı ile başa çıkma becerileri”, “kendini kontrol etme becerileri”, “amaç oluşturma becerileri”, “görevleri tamamlama becerileri” ve “sonuçları kabul etme becerileri” arasında anlamlı

düzeyde bir ilişki olmadığı belirlenmiştir. Ek olarak “Marmara Sosyal Duygusal Uyum Ölçeği”nin duygu ifade etme becerilerini ölçtüğü düşünülebilecek diğer bir alt boyutu olan “sosyal çevreye pozitif yaklaşma” puanlarının, yukarıda sıralanan sosyal beceri alt boyutlarıyla anlamlı düzeyde bir ilişkiye sahip olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Kuru-Turaşlı ve Zembat (2013) deneysel desende gerçekleştirdikleri çalışmada “Benlik Algısını Destekleyen Sosyal-Duygusal Hazırlık Programı”nın okul öncesi eğitim alan 6 yaş çocuklarının benlik algıları, sosyal-duygusal uyum düzeyleri ve okula hazırlık becerileri üzerindeki etkisini incelemişlerdir. Deneysel işlem için aynı ilköğretim okuluna ait bir ana sınıfından 20 çocuk, bu çocukların anneleri ve öğretmenleri deney grubuna, diğer ana sınıfından 20 çocuk, bu çocukların anneleri ve öğretmenleri kontrol grubuna olmak üzere toplam 82 kişi çalışma grubuna alınmıştır. Çocukların sosyal-duygusal uyum düzeyleri “Marmara Sosyal Duygusal Uyum Ölçeği (MASDU)” ile ölçülmüştür. Çalışma sonuçlarına göre, deney grubu çocuklarının “sosyal duruma uygun tepki verme” ve “olumsuz sosyal duruma uygun tepki verme” son-test puanlarının kontrol grubu çocukların puanlarından yüksek olduğu ve puanlar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir.

Chaplin ve Aldao (2013) çocukların duygu ifade etmelerinde cinsiyet farklarını inceledikleri bir meta analiz çalışmasında toplam 21709 katılımcıya ait 166 bilimsel çalışmayı analiz etmişlerdir. Meta analize dahil edilen 166 çalışma bebeklikten ergenlik dönemine kadar yapılmış duygu ifade etme ilgili araştırmalardan oluşturulmuştur. Genel anlamda meta analiz sonuçlarına göre, toplamda çok küçük olmakla beraber cinsiyete dayalı anlamlı fark olduğu görülmüştür. Kız çocuklar erkek çocuklara göre daha fazla olumlu ve içsel duygular (üzüntü, kaygı ve sempati) sergilerken, erkek çocuklar kız çocuklara kıyasla daha fazla dışsal duygular (öfke) sergilemektedirler. Meta analiz çerçevesinde elde edilen okul öncesi dönem çocukları ile ilgili sonuçlara göre üç-beş yaş erkek çocukları kız çocuklardan daha fazla dışsallaştırılmış duygu (öfke) ifade etmektedirler.

Bir diğer çalışma (Durmuşoğlu-Saltalı ve Deniz, 2010) Duygu Eğitim Programı’nın altı yaş okul öncesi dönem çocuklarının duygusal becerilerine etkisini incelemeyi hedefleyen deneysel bir araştırmadır. Çalışmada bağımlı değişken olarak tanımlanan duygusal becerilerden biri “duyguları ifade etme” becerisidir. Çalışma Konya İlinde iki resmi ilkokulun ana sınıflarına devam eden 32’si deney ve 32’si kontrol grubu olarak belirlenen toplam 64 çocukla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada veriler “Altı Yaş Çocuklarının Duygusal Becerilerinin Değerlendirilmesi Testi” ile toplanmıştır. Çalışma sonuçlarına göre

çocuklara sunulan duygu eğitimi programının altı yaş çocuklarının duygusal becerilerini anlamlı düzeyde artırdığını ve programın etkisinin kalıcı olduğu görülmüştür. Özel olarak vurgulanmak istenirse, duygu eğitimi programı altı yaş okul öncesi dönem çocuklarının “duyguları ifade etme” becerilerini anlamlı düzeyde artırmış ve bu etkinin izleme testinde kalıcı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Arı ve Seçer (2004) Konya ilinde belirledikleri bir örneklem üzerinde 60-72 aylık okul öncesi dönem çocuklarının mutlu, üzgün, öfkeli ve şaşkın yüz ifadelerini tanıma düzeylerinin çeşitli değişkenlerle olan ilişkisini incelemişlerdir. Araştırma 100 çocuk üzerinde gerçekleştirilmiştir. Örnekleme alınan çocukların mutlu, üzgün, öfkeli ve şaşkın yüz ifadelerini tanıma düzeyleri Cüceloğlu (1968) tarafından geliştirilen yüz ifadelerinin bilgisayarda yeniden çizilmesi ve boyutlarının büyütülerek çocuklara gösterilmesi yoluyla belirlenmiştir. Çalışma sonuçlarına göre çocukların mutlu, üzgün ve öfkeli yüz ifadelerini tanıma düzeyleri üzerinde şehirde ve kırsalda yaşama durumlarının etkili olduğu, şaşkın yüz ifadesini tanıma düzeyinde ise yaşanılan yerin etkili olmadığı görülmüştür. Ayrıca çocukların cinsiyetlerinin ve kardeş sayılarının mutlu, üzgün, öfkeli ve şaşkın yüz ifadelerini tanıma düzeyleri üzerinde etkili olmadığı; hem anne hem de baba eğitim seviyelerinin ise etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Denham ve Burton (1996) dört yaşında ve risk grubunda olan okul öncesi dönem çocuklarına sosyal duygusal temelli bir eğitim programı uygulayarak deneysel bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. Çalışmada çocukların öğretmenlerine 32 haftalık sosyal ve duygusal gelişimi destekleyici uygulamalara yönelik eğitim verilmiştir. Eğitim alan bu öğretmenlerin öğrencileri müdahaleden önce ve sonra olmak üzere ölçüme tabi tutulmuştur. Ölçme işlemi hem öğretmen derecelendirmeleri hem de gözlem yoluyla veri toplama şeklinde gerçekleştirilmiştir. Ölçüm sonuçları benzer özellikler taşıyan ancak müdahale programına alınmayan bir başka grup çocuğun puanlarıyla karşılaştırılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, diğer başka bulguların yanında, müdahaleye maruz kalmış çocukların olumsuz duygu ifadelerinde anlamlı düzeyde azalma meydana geldiği rapor edilmiştir.

2.2.3. Duygu İfade Etme ve Saldırganlıkla İlgili Yurtdışında Yapılan Çalışmalar