• Sonuç bulunamadı

1. KAMU GELİRLERİ VE VERGİ

1.3. Vergilerin Sınıflandırılması

1.3.1. Dolaylı ve Dolaysız Vergiler

Tıpkı vergilerin sınıflandırılması konusunda olduğu gibi, dolaylı ve dolaysız vergilerin belirlenmesi için kullanılan ölçütler konusunda da maliyeciler arasında farklı görüşler bulunmaktadır.57

Bu farklı görüşlerin kökenleri 16’ıncı yüzyıla kadar uzanmaktadır.58

Bununla birlikte genel olarak dolaylı ve dolaysız vergileri ayıran temel özellik, dolaysız verginin, bu vergiyi yasal olarak yüklenmiş kişi tarafından ödeniyorken, dolaylı verginin bir kişiye yüklenmiş olmasına karşın, kısmen ya da tamamen bir başka kişi tarafından ödeniyor olması şeklinde açıklanmaktadır.59

Gelişmiş ülkelerdeki vergi sistemleri, toplam vergi gelirleri içinde dolaysız vergilerin ağırlıkta olduğu bir yapı sergilerken, gelişmekte olan ülkelerde ise dolaylı vergiler ön

53 Türk, İ. (2010) Kamu Maliyesi, Turhan Kitabevi, Ankara, s.155

54 Edizdoğan, N. & Çetinkaya, Ö. & Gümüş, E. (2011) Kamu Maliyesi, Ekin, Bursa, s.276 55

Pehlivan, O. (2011) Kamu Maliyesi, Murathan Yayınevi, Trabzon, s.119 56 Komisyon (2006) Vergi Rehberi – 2006, Ernst & Young, s.19

57 Eker, A. (2001) Kamu Maliyesi, Anadolu Matbaacılık, İzmir, s.197 58 Edizdoğan, N. & Çetinkaya, Ö. & Gümüş, E. (2011), s.285 59

plana çıkmaktadır.60

Dolaylı ve dolaysız vergileri ayırmak için en çok başvurulan ölçütler “yansıma ölçüsü” ile “verginin devamlılığı (sürekliliği)” ikilisidir.61

1.3.1.1. Yansıma Ölçüsü

Bir vergi mükellefinin ödediği vergiyi bazı ekonomik olaylardan, özellikle de arz ve talep koşullarında oluşan fiyat mekanizmasından yararlanarak kısmen ya da tamamen, ileriye ya da geriye olmak üzere bir başkasına devretmesine “yansıma” denilmektedir.62 Dolayısıyla vergi yansımasının gerçekleştiği durumlarda söz konusu vergiye ilişkin yasal mükellefi ile aynı verginin fiili mükellefi farklı kişiler olmaktadır.63

Sınırlı ya da sınırsız şekillerde yansıma yapılabilmektedir. Buna göre verginin tüm üretim ve tüketim aşamalarında yansıtılmasının mümkün olduğu çeşidine sınırsız yansıma adı verilirken, ödenen vergilerin söz konusu üretim ve tüketim aşamalarının yalnızca belirli halkalarında yansıtılabildiği durumlara sınırlı yansıma denilmektedir.64

Uygulamaya bakıldığında, Gümrük Vergisi, Katma Değer Vergisi gibi vergilerin yansıtılabildiğini görmekteyiz.65

Yine Özel Tüketim Vergisi de yansıtılabilmektedir.66

Oysa Gelir, Kurumlar ve Emlak Vergileri gibi mükellefin ekonomik bileşenlerinden doğrudan elde edilen vergilerde bir yansıtma yapmak mümkün değildir.67

Maliye literatüründe, yansıtılabilen vergilere dolaylı, yansıtılamayan vergilere ise dolaysız denilmektedir.68

60 Susam, N. & Oktayer, N. (2007) “Türkiye Ekonomisinde Genel Bütçe Vergi Gelirleri İçinde Dolaysız ve Dolaylı Vergiler”, İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Vol.21 (2), s.112

61

Akdoğan, A. (2011) Kamu Maliyesi, Gazi Kitabevi, Ankara, s.293

62 Erdem, M. & Şenyüz, D. & Tatlıoğlu, İ. (2011) Kamu Maliyesi, Ekin, Bursa, s.100; Eker, A. (2001)

Kamu Maliyesi, Anadolu Matbaacılık, İzmir, s.197

63 Yılmaz, G.A. (2009) Kamu Maliyesi, Türkmen Kitabevi, İstanbul, s.153

64 Mutluer, M.K. & Öner, E. & Kesik, A. (2010) Teoride ve Uygulamada Kamu Maliyesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, s.228

65 Pehlivan, O. (2011), s.119

66 Erdem, M. & Şenyüz, D. & Tatlıoğlu, İ. (2011) Kamu Maliyesi, Ekin, Bursa, s.101 67 Akdoğan, A. (2011), s.293

68

Bununla birlikte vergilerin dolaylı ve dolaysız olarak sınıflanmasında yansıma ölçüsünün her zaman kesin bir ölçü sağlamadığını, zira yansıyan vergilerin değişen ekonomik koşullarda bazen yansıtılamadığını veya yansıtılamayan vergilerin yansıtılabilir konuma geçtiğini de vurgulamakta yarar vardır.69

1.3.1.2. Verginin Sürekliliği

Vergi verme yeteneği açısından bazı vergiler süreklilik gösterirken, bazı vergilerde bu süreklilik bulunmamaktadır.70

Burada süreklilik kavramıyla vergi kanunlarının önceden belirlenebilecek nitelikteki vergi konularını vergilendirerek, belirli zamanlarda ada bağlı olarak tarh ve tahsil edilen, konuları düzenli ve sürekli olan vergiler anlatılmak istenmektedir.71

İşte tahakkuku ve ödemesi belirlenmiş zaman aralıklarında gerçekleştirilen vergiler de, yansıtılamayan vergilere denildiği gibi, dolaysız vergiler sınıfına atfedilmektedirler.72

Verginin, mükellef önceden belli olmaksızın, sürekliliği olmayan bir vergi doğuran olay sonucunda ortaya çıktığı ve geçici olarak tarh ve tahsil edildiği durumlarda ise söz konusu vergiler dolaylı vergiler olarak kabul edilmektedirler.73

Buna göre yansıtılmaları kolay olan ve süreklilik arz etmeyen vergilere dolaylı, yansıtılmaları güç olan ve süreklilik arz eden vergilere de dolaysız vergiler denilmektedir. Maliye teorisine göre mükellefin mali gücünü, hiçbir aracı olmaksızın, doğrudan doğruya vergilendiren dolaysız vergiler daha adil bir vergi çeşididir.74

Oysa dolaylı vergilerde en son vergilendirilmek istenen kimse belli olmadığı için, bu tür vergilerin kişilerin ödeme güçlerine uydurulması çoğu zaman

69 Eker, A. (2001) Kamu Maliyesi, Anadolu Matbaacılık, İzmir, s.198; Akdoğan, A. (2011) Kamu

Maliyesi, Gazi Kitabevi, Ankara, s.294; Bilici, N. & Bilici, A. (2011) Kamu Maliyesi, Seçkin, Ankara,

s.151 70

Erdem, M. & Şenyüz, D. & Tatlıoğlu, İ. (2011), s.101 71 Akdoğan, A. (2011), s.295

72 Bilici, N. & Bilici, A. (2011), s.151 73 Eker, A. (2001), s.198

74

olanak dışıdır ve bu nedenle de vergi adaleti açısından dolaysız vergilere oranla daha az adil görünmektedir.75

Zira farklı gelir gruplarındaki mükellefler dolaysız vergi söz konusu olduğunda aynı miktar harcama yaptıklarında aynı miktarda vergi öderler. Oysa harcamalar üzerinden ödenen vergilerin tutarı mükelleflerin gelirlerine oranlandığında geliri çok olan mükelleflerin, geliri az olan mükelleflere oranla daha düşük oranda vergi ödemiş olmaktadır.76

Dolaysız vergilerde ise, doğrudan mükellefin serveti ve geliri ölçüt alındığı için bu adaletsiz durum ortadan kalmaktadır. Günümüzde dünyada da küresel düzeyde dolaysız vergilerin etkinliği ve adilliğine ilişkin artan bir güven eğilimi vardır.77

Dolaylı ve dolaysız vergileri verimlilik açısından karşılaştırmak da mümkündür. Teorik olarak yansıtılamayan ve bu nedenle de bizzat mükellefin kendi cebinden çıkan dolaysız vergilerin toplanabilmesi güçlü bir vergi iradesini gerektirdiği için dolaylı vergilere oranla düşük bir verimliliğe sahiptir.78

Dolaylı vergiler doğrudan mükellefin kendisine değil de tüketicilere yansıtıldıkları için daha verimli olarak toplanmaktadır.