• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.1. Bekir Sıtkı Çobanzade‟nin Hayatı

4.1.2. Doğumu ve Çocukluğu

Bekir Sıdkı Çobanzâde 15 Mayıs 1893 tarihinde Kuzey Kırım‟ın Tavrida vilayeti Kefe ili Simferopol (Akmescit) kazasının Karasubazar kasabasının Argın köyünde doğmuĢtur. Rastgele isimli Ģiirinde doğduğu yerin Karasubazar olduğunu ve ilkbahar mevsiminde doğduğunu vurgulamıĢtır.

Rastgele isimli Ģiir, Ģairin doğduğu yer hakkında en kesin bilgi elde

edilen Ģiiridir. Tesadüf olarak isimlendirilmiĢtir. Çobanzade bu Ģiirde Kırım, Karasubazar doğumlu olduğunu ve ilkbahar mevsiminde doğduğunu söylemiĢtir. Kaynaklara göre Çobanzade 15 Mayıs doğumludur. ġiirde belirttiği gibi ilkbahar mevsiminde doğmuĢtur. Doğduğu yer Karasubazar‟ın Argun köyüdür. ġair doğumundan göç ediĢine kadar olan süreyi manzum hikâye biçiminde kısa ve öz anlatmıĢtır. ġiiri, BudapeĢte‟de öğrenciyken kaleme almıĢtır. 8 ġubat 1919 tarihlidir.

“Tuvdum Qırımda, Qarasubazarda, Cılanday ceşil bir calancı baharda... Hər muçem tekmil, közlərim açıq, Başımnı sıqmadı ebanay-qarıçıq. Tuvalmay öle edi, balalar öle,

Men qaldım bir çette şulay rast kele...”

(Bir Saray Kurcakman,2001:74)

ġiirlerinden edinilen bilgilerden hareketle çocukluk çağlarında yaz günleri, babası ile birlikte Karasubazar‟ın Karabey yaylasının eteklerinde zengin (aytuvlu) kiĢilerin koyunlarına çobanlık etmiĢ, kıĢları ise köy mektebinde eğitim görmüĢtür. ġairin çobanlık devresi on dört yaĢına kadar sürmüĢtür.

“Atası Çoban Vahab, zirek, zahmetkeş, çalışkan olsa da maddi imkânı çok mahdut idi. Çocuklarına Tanrı tarafından bolluca istedad (yetenek) payı verilmesine bakmayarak aile onları okutmak gücünde değildi. Bekir, uşak yaşlarında bir mollanın evinde çalışırdı. Öyle ki ilk savadını (okuryazarlığını) da burada kazanır molladan Arap dilini öğrenir. Sonra Kuranı kıraat etmeye, Şark klasiklerini okumaya başlar. Şehirde ki rüştiye mektebine dâhil olduğunda artık onun hayli bilgisi vardı” (Efendiyeva, 2013:

16).

Gelirler Ģiiri ise Ģairin on yaĢında çobanlık ettiği zamanda yaĢadığı bir

anıdan meydana gelmektedir. Çobanlık yıllarının saf ve temizliğine özlem duymakta olan Ģair, Ģiirde tabiat tasvirleri ile dikkat çekmektedir.

“On yaşımda kiçkene çoban edim, Yayla astında çalaşım qurğan edim...

Hava açıq, kök yüksek, rüzgâr taya... Aydın, ayrı körüne tavlar,qaya... Uzaq yoldan ötken atnın ayaq sesin, Yaş özennin qır astından şay ötmesin,

Men bir qırğa uzanır, tınlar edim, Baraqlarman,qoçlarman çınlâr edim.” (Bir Saray Kurcakman,2001:138).

Gelecek isimli Ģiirinde çocukluk yıllarında, çobanlık yaptığı yıllarda

gelincik çiçekleriyle dolu kırlarda geçirdiği vakitlerin tasvirine yer vermiĢtir.

“Balalıqta, kelinçikli qırlarda, Catar edim, qoyçıqlarım cayar da, Qulağımnı cerge salıp tıñlasam, Añlar edim: atlı cüre otarda. Bazı, temiz çoqraqlarnıñ aqışın Tuyar edim, bazı, çiçek öskenin, Ava durğun bolsa, ya ki çöllerde Cer altında başqa bir cel eskenin... Kültelengen yüksek otlar içinde,

Tabar edim başqa dünya, başqa ses... Mağa erte kelir edi gizlice

Köyge daim keççe cetken Hıdırlez... Bugün uzaq o tuvğanım qırçıqlar, Qaç cıllardır Budin qırı durağım... Men qırılğan, bir solacaq çiçekmen...”

(Bir Saray Kurcakman,2001:105).

Çobanzade‟ye Sıdkı ismini veren kiĢi Karasubazar RüĢtiye‟sinin müdürü olan merhum Yusuf Ziya Efendi‟dir (Otar,1999: 13). Çobanzâde‟nin o dönem kullanılan ismi, öz adı ve babasının adı kısaltılarak Bekir Vahab oğlu Çobanzade olarak kaynaklara geçmiĢtir (ġamil,2012: 79). F.D AfĢin‟in belirttiğine göre, imtihan heyetinin “Aferin sana çoban balası” nidaları Ģairin hoĢuna gider ve Çobanzade ismini özüne familya seçer (Acar, 2001:37,38). ġevki Bektöre, Bekir Sıdkı Çobanzade‟nin asıl isminin o zamanlar Kırım‟da yaygın olarak kullanılan Ebubekir ismi olduğunu ve halk arasında bu isimin

Bekir olarak kullanıldığını aktarmıĢtır (Otar,1999: 58).

Çobanzade Anam Ģiirinde Seyid Bekir ismini öz adı olarak kullanmıĢtır.

“Mənim ömrüm-günüm, ağlım-fikrim Hamısı səndədir, Seyid Bəkirim.”

Anam (Otar, 1999:58) “Deyərdi: ah, Bavbek, ah, əziz dostum,

Bildinmi qum üstə mən nələr yazdım? Çox olub dünyaya gələn və gedən, Çoxu Əzrayıldan qorxmamış, əlbət.”

Stüdent (Otar, 1999:116)

4.1.3. Eğitim ve Öğretim Hayatı

Çobanzade 14 yaĢında çobanlık mesleğini bırakıp eğitim hayatına baĢlamıĢtır. 1905 yılında eğitim hayatına adım atmıĢtır. 1906 yılında Cemiyet-i Hayriyye‟nin açtığı rüĢtiyeye kayıt olmuĢtur. Safter Nagayev, Cemiyet-i Hayriyye‟nin 1905 yılında kurulduğunu belirtmiĢtir (Nagayev, 1991: 95-122). Taymas, bu mektebin Akmescid (Simferepol)‟de değil Karasubazar‟da açılmıĢ olduğunu söylemiĢtir (Taymas, 1955: 23-24). Elnur Ağayev ise ilköğrenimini Karasubazar‟da yaptıktan sonra Akmescid‟e geçtiğini belirtmiĢtir (Ağayev, 2013:135-170). Çobanzade bu dönemde çalıĢkanlığıyla dikkati üzerine çekmiĢtir. Çobanzade‟yi keĢfeden ilk kiĢi Yusuf

Ziya Efendi‟dir. Dönemin Cemiyet-i Hayriye müdürü Süleyman Akmollayev‟da

Yusuf Ziya Efendi gibi Çobanzade‟deki üstün zekâyı fark etmiĢtir. Çobanzade‟yi keĢfeden üçüncü isim Hasan Sabri Ayvazov‟dur.

“İmtihan vakti muallim şair Hasan Sabri buyurdu ki, öne çıkayım. Ama üstümdeki yamalı kıyafetten utandım ve yerimden kımıldamadım. Bunu anlayan muallim bana yakınlaştı. Derhal ayağa kalkıp yüksek sesle konuşmaya başladım:

„Ne istiyorsanız, sorun! Sadi‟den, Hafız‟dan, Fuzuli‟den sual verin, hepsini ezbere diyeceğim‟. Hasan Sabri gülümseyip göğsünü kabarttı ve bana yaşıma göre çetin sayılan sualler verdi. Birer birer sualleri cevaplandırdım. Bu Hasan Sabri‟yi çok şaşırttı. O, hemkarını yanına çağırarak dedi:

„İsmail Bey (İsmail Gaspıralı), sen Allah, bir bakın, burada bir derya var!‟ Bana adımı soyadımı sordular. Adımı dedim, ama soyadım olmadığı için sustum…” (Ferecov, 2013: 15).

Çobanzade eğitim hayatının baĢlangıç sürecinde Hasan Sabri Ayvazov‟un desteğini hissetmiĢtir.

“Asan Sabri Ayvazov, Bekir‟in sınavdaki başarısını gördüğünde onu başının üstüne kaldırır ve “Aferin, Çoban- zade‟ye! İşte sana Çoban oğlu” diye seslenir (Ağayev, 2013:

137).

Çobanzade bu mektepte sadece soyadını kazanmakla kalmamıĢ aynı zamanda fikri sürecinin ilk adımlarını burada atmıĢtır. ġairin buradaki eğitimi, gelecekteki ideolojik duruĢu ve bilimsel çalıĢmalarının zeminini hazırlamıĢtır. Taymas‟ın ifadesi ile “Bu çoban çocuğunun ruhuna fikir, milliyetçilik ve

yurtseverlik tohumları daha bu mektepte atılmış bulunuyordu,” Ģeklindedir

(Ağayev, 2013:135-170).

1909 yılında Cemiyet-i Hayriye (Yardım Derneği) üyeleri Çobanzade‟nin eğitim hayatını devam ettirmesi için Türkiye‟ye göndermiĢtir. Sultanî‟de burslu okumuĢtur. Memed Adilov, Çobanzade‟nin eĢi Rukiye hanımın aktarımından hareketle Ģunları yazmıĢtır:

“Bekir Sıdkı Çobanzâdenin hatıralarına esaslanan hayat yoldaşı Rukiye hanımın dediğine göre, kentten çıkmış tecrübesiz bir genç, parasını düzgün harcayabilir ve tezlikle parasını kurtardığı için İstanbul‟da bir çaycının yanında çıraklık yapmaya başlar. Çaycı, Çobanzâde‟deki isteği görür ve ona yardım etmek ister. Bir gün sultaniye mektebinin rehberlerinden birisini Çobanzâde ile tanıştırır. Böylelikle, Bekir Sıdkı Çobanzâde tezlikle Galatasaray Sultânîsine dâhil olur” (Memed Adilov,2007:6).

Çobanzâde‟nin liseden mezun olduğu yıl hakkında farklı görüĢler mevcuttur. Ġsmail Otar ele almıĢ olduğu belgelerde Çobanzâde‟nin Sultanî‟den 1915 yılında mezun olduğu fikrinin yanlıĢ olduğunu Çobanzade‟nin Sultanî‟den 1914 yılında mezun olduğunu Çobanzâde‟nin Birinci Dünya SavaĢı yaklaĢırken Kırım‟a dönmesini delil olarak göstermiĢtir. ġevki Bektöre Prof. Bekir Sıdkı Çobanzâde adlı yazısında Otar‟ın bu görüĢünü kanıtlamıĢtır. (Otar,1999: 16. A.Taymas “1915 yılında Sultaniyi

kendisine verilen şahadetnameden anlaşıldığını” ileri sürmüĢtür (Taymas,1954:240).

Çobanzâde Sultanî‟de öğrenciyken Arapça, Farsça ve Fransızcayı öğrenmiĢtir. Ġstanbul‟da bulunduğu bu dönem hayatında, fikirlerinde, ideolojik bakıĢ açısı kazanması bakımından önemli bir yer teĢkil etmektedir. Zira bu dönem Ġkinci MeĢrutiyet devridir. Türkçülük akımı ve Ziya Gökalp etkisinin sürdüğü bu dönem hayatının Ģekillenmesinde dönüm noktası olmuĢtur. Aynı zamanda okuduğu lisenin müdürü Tevfik Fikret, Çobanzade‟yi etkileyen isimler arasında yer almıĢtır.

4.1.4. Türkiye’ye GeliĢi ve Türkiye Yılları: Eğitim ve Siyasi

Benzer Belgeler