• Sonuç bulunamadı

2.4. Dialetizmin Temellendirilmesi

2.4.1 Dialetik Doğruluk

2.4.1.2. Doğruluk, Yanlışlık ve Değil-Doğruluk

Priest’e göre herhangi bir evetleme ifadesi, doğru ve yanlış olmak üzere iki ihtimallidir. Evetleme için ne doğrudur ne yanlıştır gibi bir şey söyleyemeyiz.178 Bir ifade doğru değil ise ona yanlıştır diyebiliriz:

¬Tα →Fα

Doğruluk ve yanlışlık arasındaki belirsizlikten doğruluk değer boşlukları doğmaktadır. Priest’in doğruluk değer boşluklarına dair görüşlerini önceki

177 Buradan hareketle tüm ifadelerin doğruluğu söylemek amacıyla ortaya konduğunu

düşünmemek gerekir. Çünkü kişi bilinçli bir şekilde yalan söylemeye yönelik cümle kurabilmektedir veya oyunu kaybetmek için oyunu oynayabilmektedir. Ancak oyunu kaybetmek için oyuna başlayan birisi için oyunu kaybetmek aslında kazanmaktır. Benzer şekilde birisi doğru olmayan bir şeyi ifade etmek niyetindeyse ve bunu başarırsa “yanlış konuşmak” niyetine mutabık olarak doğruyu yapmış sayılmaktadır.

86

bölümlerde aktarmıştık. Yine de Priest, doğruluk ve yanlışlığın dialetik yorumunu vermek için doğruluğun uygunluk kuramını kullanan doğruluk değer boşlukları görüşünü semantik açıdan ele almayı doğru bulmaktadır. Doğruluk değer boşlukları görüşüne göre, belirli bir ifade α için, hem α’yı doğru yapan bir olgu hem de ¬α’yı doğru yapan bir olgu yoktur. Bir ifadenin gönderiminin dünyada mevcut olmaması durumu buna örnek verilebilir. Priest’in bu argümana yaklaşımını şu şekilde özetleyebiliriz;179 Bir ifadeyi bu dünyada doğru yapan olgusal karşılık olmadığını düşünelim. Ne bir kanıtlama ne bir deney ne de olgunun olmadığı durum, olgusal olarak ¬α’nın doğruluğu için yeterli bir olgu sayılmaktadır. Yani, α’yı doğru yapan bu dünyada olgusal karşılığın bulunmaması, ¬α’nın doğruluğu için yeterli bir olgu sayılmaktadır. Buna doğruluğun negatif koşulu denmektedir.180 Öyleyse dialetizme göre α bir ifade ve α’nın kaplamı boş yani α doğruluk değersiz ise ¬α doğrudur.181 Öyleyse dialetik mantığa göre, doğru ve yanlıştan en az birinin her zaman doğru olacağını yani doğruluk ve yanlışlığın karşılıklı kuşatıcı (İng. Mutually

exhaustive) karaktere sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Doğruluk ve yanlışlığın karşılıklı kuşatıcı olduğu ortaya konulduktan sonra klasik mantığın savunduğu gibi karşılıklı dışlayan (İng. Mutually

exclusive) yapıda olup olmadığını incelemeye çalışalım. Doğruluk ve yanlışlığın karşılıklı dışlayan olması demek, bir önermenin doğru ise yanlış olmaması veya

yanlış ise doğru olmamasını ifade eder. Dialetik mantık ise doğruluk ve yanlışlığın birbirini karşılıklı dışlayan şeyler olmadığını iddia etmektedir. Bunun için de paradokslar en önemli örneklerdir, paradokslarda doğruluk ve yanlışlık birlikte bulunabilmektedir. Öyleyse çift doğruluk durumlarında doğruluk ve yanlışlığın, karşılıklı kuşatıcı hem de karşılıklı dışlayan olmayan

179 Priest, In Contradiction, s. 67.

180 ¬α’yı doğru yapan olguları çeşitli türlere ayırabiliriz. Örnek olarak ‘Ahmet’in kardeşi

kasaptır’ ifadesini ele alalım bu ifade eğer Ahmet’in kardeşi yok ise gönderimi bulunmadığı için yanlış sayılacaktır. Eğer Ahmet’in kardeşi var ve o kişi kasap değilse ifade yine yanlış sayılacaktır. Ancak doğruluk değeri tartışması için bu farklılık önemli değildir her hâlükârda ifade yanlış sayılmaktadır. Konu hakkında detaylı bir araştırma için bkz. Graham Priest, “Indefinite Descriptions”, Logique et Analyse 22, sayı 85/86 (1979): 5–21.

87

bir karakterde olduğunu göstermek gerekir. Bunu göstermek için Priest, değil doğru kavramını kullanmıştır.

Değil-doğru (İng. Untruth) yanlışlık gibi doğruluğa karşıt olan kavramlardan biridir. Belirli bir α ifadesi için değil doğruluk ¬Tα şeklinde gösterilir. İlk bakışta değil-doğruluk ve yanlışlık benzer görünmektedir ancak Priest’e göre aralarında farklılık bulunmaktadır. Şu iki ilkeyi dikkate alalım; ¬Tα →T¬ α (1)

T¬ α →¬Tα (2)

Bu ilkelerden ilki kuşatma ilkesini ikincisi ise dışlama ilkesini ifade eder. Eğer hem (1) hem (2) kabul edilirse T şeması evriği mümkün (İng.

Contrapossible) bir şema olduğu ortaya çıkar. Priest’e göre klasik mantık hem

(1) hem de (2)'yi doğru kabul ettiği için yanlışlık ve değil-doğruyu eş gibi düşünmektedir. Doğruluk değer boşluklarını kabul eden mantık ise (2)’yi kabul edip (1)i kabul etmeyecektir. Klasik dialetizm ise (1)i kabul edip (2)’yi kabul etmeyecektir.182 Ancak Priest’e göre (2)’yi kabul etmemizi sağlayabilecek bazı sebepler de bulunmaktadır;

T¬ α ↔ ¬ α

Bu T şemasının evriği ise;183 ¬Tα ↔¬ α’dır.

Eğer evrik T şeması kabul edilirse (2)’yi de kabul etmek gerekir. Priest, T şemasının ters evrik olmadığını göstermek için bir kanıtlama ileri sürmese de ters evrik olmadığını varsaymayı daha makul bulmaktadır.184 Kanaatimizce, T şemasının ters evrik olmasının kabul edilmesi dialetik mantık için bazı sorunlara

182 Priest, In Contradiction, s. 70.

183 T şemasının evriği mümkün olması demek T¬ α’dan ¬Tα’ya geçiş yapılabilmesi demektir.

Yani bir şey yanlış ise (T¬α) doğruluğu doğru değildir (¬Tα) demektir.

88

yol açacaktır. Eğer T şemasının ters evrik yorumu geçerli ise yanlış olan bir önermenin, doğruluğunun imkânı ortadan kalkacaktır. Bu durumda da T şeması içinde çift doğruluktan bahsetmek mümkün olmayacaktır.

Yanlışlık ve değil-doğruluk arasındaki farklara dönecek olursak. Priest’e göre şaşırtıcı bir şekilde yanlışlık ve değil-doğruluk arasındaki farklar çok küçüktür. Doğruluk ve değil-doğruluk, doğruluk ve yanlışlıkta olduğu gibi

kuşatıcı’dır ve dışlayan değil’dir (İng. Nonexclusive). Doğruluk ve değil-

doğruluk kuşatan’dır çünkü doğruluk ve yanlışlıkta olduğu gibi doğruluğun negatif koşulu geçerli olacağı için en az bir değer alma söz konusudur. Priest’e göre doğruluk ve değil-doğruluk birbirini dışlayan değildir çünkü birlikte doğru oldukları durumlar mevcuttur. Genişletilmiş yalancı paradoksunu düşünelim; α değil-doğru’dur. (α)

T şemasını uygularsak;

(α) doğrudur ↔ α değil-doğru’dur.

Görüldüğü üzere değil-doğru ve doğru birlikte bulunabilmektedirler öyleyse birbirini dışlayan değillerdir.185 Değil-doğru ve yanlışlık arasındaki farklara gelecek olursak. Dialetizmin temel iddiası olan şu ifadeyi dikkate alalım;

∃x (Tx∧¬Tx) (3)

Ayrıca üçüncü halin olmazlığı ilkesi olan ∀x(Tx∨ ¬Tx) ifadesine de Morgan kuralları uygularsak şu ifadeye ulaşırız:

¬∃x (Tx∧¬Tx) (4)

Bu çıkarımdan doğruluk ve değil doğruluğun hem dışlayıcı hem dışlayıcı olmadığını görebiliriz. Ancak doğruluk ve yanlışlık söz konusu olduğunda ∃x(Tx∧Fx) önermesini yalancı paradoksunu dikkate aldığımızda kolaylıkla

185 Priest, In Contradiction, s. 71.

89

savunabilmekteyiz ancak ¬∃x(Tx∧Fx) ifadesini savunmamız –paradoksu dikkate aldığımızda– imkânsızdır. Öyleyse Priest’in buradan çıkardığı sonuç doğruluk ve değil-doğruluğun doğruluk ve yanlışlığa göre daha tutarsız olduğudur.186

Sonuç olarak dialetik mantığın ortaya koymuş olduğu doğruluk anlayışında doğruluk kuşatıcı ve karşılıklı dışlayan olmayan karakterdedir. Böyle olduğu için de çift doğruluğa imkân verecek şekilde “T¬ α →¬Tα” çıkarımı geçerli değildir.