• Sonuç bulunamadı

1.4. Zaman ve Çelişki

1.4.1 Değişim Zaman İlişkisi

Aristoteles düşüncesinde zaman, ancak hareket ve değişim ile birlikte ele alınarak anlaşılabilirdir.53 Her ne kadar değişimden bağımsız olarak bir zamandan söz edip edemeyeceğimiz tartışma konusu olsa da zamanın idraki için değişim olması zorunludur. Aristoteles, zaman değişim ilişkisini incelerken öncelikle zamanın varlığı için gerek koşul olarak değişim ve değişimi idrak edecek bir zihnin varlığından bahsetmektedir. Ardından ise zamanın değişim ile

insanın değer verdiklerini diğer insanlardan daha önde görmesidir. Bkz. Teoman Duralı, “Aristoteles’in Kategorilerinde, Fizik’i ile Metafizik’inde Değişme ve Zaman Sorunları”,

Felsefe Arkivi, sayı 26 (1987): 94–123.

53 Aristoteles zaman değişim ilişkisi ile ilgili görüşlerinin büyük kısmını Fizik IV. kitabında 10.

ve 14. bölümler arasında vermiştir. Bu bölüme dair yazılmış olan müstakil bir eser de bulunmaktadır. Söz konusu eserde Ursula Coope, zamanın değişim olup olmaması, değişimin bir türü olması (İng. kind of change), zamanın değişimin bir parçası olması (İng. something of

change) ve neden zamanın değişime nispetle tanımlanıp da değişimin zamana nispetle

tanımlanmadığı gibi konuları incelemektedir. Daha sonra zamanın sayı olarak tanımı, ölçü olarak tanımı gibi tanımlar verilmiştir. Bkz. Ursula Coope, Time for Aristotle: Physics IV.10-

26

aynı şey olup olmadığını incelemektedir. Bu incelemeyi yaparken Aristoteles’in kullandığı temelde iki argümanı vardır. Bu argümanlar şu şekildedir:54

• Hareket ve değişim ya değişen nesnenin içindedir ya da değişen nesnenin bulunduğu mekândadır. Zaman ise hem her yerde her nesne için aynı şekildedir.

• Değişme daha hızlı veya daha yavaş olabilir ancak zaman daha hızlı ve daha yavaş olamaz. Çünkü değişme belirli zaman içerisindeki hareket ve değişim miktarına göre daha yavaş veya daha hızlı diye adlandırılırken zaman ne niteliği ne niceliği bakımından başka bir zamanla belirlenemez.

Bu iki argümanı dikkate aldığımızda zamanın değişim veya hareket ile eş değer olmadığı sonucuna varabiliriz. Peki değişimden bağımsız olarak zamandan söz edilebilir mi? Aristoteles’e göre değişimden bağımsız olarak zamandan ontolojik düzeyde söz edilemez. Çünkü zaman ancak değişimin varlığı ile idrak edilebilen bir şeydir. Zaman ve değişim eşzamanlı olup aynı anda algılanmaktadırlar. Öyleyse zaman değişim ilişkinin çift yönlü bir ilişki olduğunu da söyleyebiliriz. Nasıl değişim olduğunda zamanın geçtiğini anlıyorsak zamanın geçtiğini idrak ettiğimizde de değişim olduğunu bilmekteyizdir. Düşünsel düzeyde ise değişimden bağımsız mutlak bir zamanın varlığını düşünebilmekteyiz. Öyleyse, Aristoteles’e göre zamanın ontolojik düzeyde değişimden bağımsız olmadığını ancak zaman ile eş değer de olmadığını söyleyebiliriz.55 Ancak, Aristoteles için idrak edilebilmesi itibariyle felsefi araştırmaya konu olan zaman değişime bağlı olarak ortaya konan zamandır.

Aristoteles, değişimi “önce” ve “sonra” olarak belirlediğimizde zamanın geçtiğini anladığımızı belirtmiştir.56 Çünkü, Aristoteles’e göre değişim içerisindeki bir nesnenin öncesi ve sonrasının farklı olduğunu idrak etmemiz

54 Aristoteles, Fizik, 218 b 8-18.

55 Aristoteles, Fizik, 218 b 20-30. 56 Aristoteles, Fizik, 219 a 23-25.

27

sayesinde belirli bir zaman geçtiğinin farkına varılmaktadır. Aristoteles bu durumu şöyle ifade etmiştir:57

Uçları ortadan değişik şeyler diye düşündüğümüzde, düşüncemizde iki ‘ân’ var; “biri önce, öteki sonra” dediğimizde işte bunun zaman olduğunu ileri sürüyoruz: nitekim zamanın “ân” ile belirlenen şey olduğu düşünülüyor, dayanağımız bu olsun.

Bu tanımdan hareketle değişimin ve zamanın temelinde ân kavramının bulunduğu görülmektedir. Ân kavramını incelemeden önce zaman ve değişim ilişkisini incelemeye devam edelim.

Aristoteles değişim zaman ilişkisine dair en net tanımını “zaman, önce ile sonraya göre değişimin sayısıdır” şeklinde vermiştir.58 İlk bakışta sayının ölçü anlamında kullanıldığı düşünülebilir ki Aristoteles de bu tanımın hemen ardından zamanın değişimin bir ölçüşü olduğunu, değişimin çokluğunu ya da azlığını zaman aracılığıyla seçtiğimizi belirtmiştir. Zamanın ölçü olmasını ve sayı olmasını dikkate aldığımızda zamanın düşünsel kesiti olarak ânlar kendisi ile saydığımız birimler halini almaktadır. Aristoteles ise zamanın sayılan bir şey olduğunu onunla saydığımız (birim gibi) bir şey olmadığını belirtmiştir.59 Zamanın hem bir ölçü olarak nitelendirilmesi hem de kendisi ile saydığımız birim olarak kabul edilmemesi önemli bir güçlük oluşturmaktadır. Zamanın ölçü olmadığını varsayarsak hangi anlamda sayı olduğunu ortaya koymak gerekir.

Aristoteles’in zamanı tanımlarken sayı (Yun. Arithmos) tabirini kullanırken ölçü (Yun. Metron) tabirini kullanmaması dikkat çekicidir. Coope, Aristoteles’in ölçüm yerine şimdileri ölçtüğümüz bir sıra/düzen (İng. Order) anlamında sayıyı kullanıldığını ve bu anlamda sayının amacının önce ve sonrayı

57 Aristoteles, Fizik, 219 a 27-29.

58 Aristoteles, Fizik, 219 b. 59 Aristoteles, Fizik, 219 b 7.

28

saymak olduğunu belirtmiştir.60 Sayının ne anlamda kullanıldığı konusunda

Kategoriler’e baktığımızda Aristoteles, zaman ve sayı arasındaki benzerliği

şöyle dile getirmiştir:

Zamanın bölümlerinin bir düzeni olduğunu ve bu düzenden ötürü bunlardan birinin önce, ötekinin sonra olduğunu söylemek daha iyi olur. Bu düşünce sayıya da uyar: ikiden önce bir üçten önce iki sayılır.61

Hem zamanın kendisi ile saydığımız bir şey olmadığının belirtilmesi hem de zaman sayı ilişkisinin ikisinin de sırayı ortaya koymaları itibariyle benzer olduğunun Aristoteles tarafından ortaya konulmuş olması, zamanın ölçüm olmadığı savını güçlendirmektedir. Ancak nihai olarak Aristoteles’e göre zaman değişimin sırasıdır gibi bir tanım vermek mümkün değildir çünkü Aristoteles zamanın ölçüm olduğunu da belirtmiştir. Öyleyse karşılaştığımız bu durumun Aristotelesçi zamanı düşünme biçiminin önemli bir zorluğu olduğunu söyleyebiliriz.