• Sonuç bulunamadı

Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları

B. Sermaye Hareketleri Kanalı

1. Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları

Doğrudan yatırım, bir ülkede bir firmayı satın almak veya yeni kurulan bir firma için kuruluş sermayesini sağlamak ya da mevcut firmanın sermayesini arttırmak yoluyla o ülkede bulunan firmalar tarafından diğer bir ülkede bulunan firmalara yapılan ve kendisiyle birlikte teknoloji, işletmecilik bilgisi ve yatırımcının kontrol yetkisini de beraberinde getiren yatırımdır.92

Doğrudan yabancı sermaye yatırımı bir sermaye transferi olmakla birlikte, aynı zamanda teşebbüs, teknoloji, risk taşıma ve organizasyon aktarımı da sağlamakta ve bu nedenle de ev sahibi ülke ekonomisi üzerinde çeşitli etkiler yaratmaktadır. İlk öncelikle, gittikleri ülkenin sermaye birikimine ve üretim kapasitesine etkide bulunmaktadırlar. Çünkü az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kişi başına düşen milli gelirlerinin düşük olmasının ve fakirlik kısır döngüsünü kıramamalarının en büyük nedeni sermaye birikiminin yetersiz olmasıdır. İşte bu şirketler, hem başlangıçta getirdikleri sermaye ile hem de sağladıkları karı yeniden dağıtarak o ülkenin üretim kapasitesini arttırmaktadırlar.93 Kaynak kullanımının artması sonucunda ise, yatırım oranı yükselmekte, ülkenin kendi iç tasarruflarıyla sağlayabileceği üretim ve gelir artışının ötesinde bir üretim ve gelir artışı sağlanmaktadır. Yani ekonomi daha hızlı bir şekilde büyümektedir.

İkinci olarak, bunlar gittikleri ülkenin teknoloji ve yönetim bilgisine katkıda bulunurlar. Çünkü gelişmekte olan ülkeler araştırma-geliştirme faaliyetlerine kaynak ayıramadıkları için kendi teknolojilerini yaratma imkanından yoksundurlar. İşte bu nedenle yabancı sermaye yatırımları, ülkeler arasındaki teknoloji transferi yollarından birini oluşturmaktadır. Bu yol teknolojiyi transfer eden ülke için de avantajlı olmaktadır. Çünkü teknolojinin yurtdışından patent, lisans, know-how, vb. yollarla ithali bu ülkelere çok pahalıya mal olmaktadır. Ayrıca yerli personeli işletmecilik konusunda eğitmesi de önemli bir konudur.

92 Rıdvan Karluk, Uluslararası Ekonomi, Bilim Teknik Yayınevi, 2.Baskı, İstanbul, 1994, s. 418. 93 Halil Seyidoğlu, a.g.e., s. 676.

ÇUŞ’ların gittikleri ülke ekonomisine başka bir etkileri de ödemeler bilançosu konusunda olmaktadır. Burada ilk etki, sermaye girişiyle birlikte döviz rezervlerinin artması şeklinde olmaktadır. Uzun dönemde ise, ithal edilen ürünler yurtiçinde üretildiği için ithalat azalacaktır. Bir de, sermayenin ülkeye girişine izin verilirken ihracata yönelik üretimde bulunma şartı konulduysa ödemeler bilançosu bu durumdan olumlu yönde etkilenecektir. Kısacası, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkenin ödemeler bilançosu üzerinde kısa sürede olumlu etkiler yaratabilmesi için, şirketin ihracata yönelmesi, yerli girdi kullanımını zamanla arttırması, ilk yatırımın finansmanında optimal bir yerli-yabancı kaynak bileşimin kabul etmesi ve elde ettiği karları yeniden yatırıma yönlendirmesi gerekmektedir.94 Bu şirketlerin başka bir etkisi de rekabet konusunda yaşanmaktadır. Özellikle yerli endüstri tekelci bir yapıya sahipse yabancı sermayenin gelişiyle tüketicinin tercih şansı artacak, fiyatlar belli bir oranda düşüş gösterecektir. Bunun yanı sıra, rekabetin etkisiyle ülkedeki pazar payı daralan yerli yatırımcının ihracata yöneldiği de görülmektedir.

Özellikle gelişmekte olan ülkelerde yabancı sermayenin gelişiyle

gerçekleşmesi beklenen etkilerden birisi de istihdam olanaklarının artmasıdır. İşsizlik oranın oldukça yüksek olduğu bu ülkelerde yeterli düzeyde yatırımı yapıp işsizliği önleyecek kaynak potansiyeli olmadığı için istihdam düzeyini arttırma açısından yabancı sermaye yatırımları büyük önem taşımaktadır. Yabancı sermaye hem kendi yatırımlarıyla hem de yan sanayileri teşvik ederek sorunun çözümüne katkıda bulunabilir. Tabii ki burada seçilen teknolojinin niteliği, yatırımın yapıldığı yer, ülkenin ekonomik koşulları ve yatırımın yapıldığı endüstrideki rekabet avantajları yabancı yatırımın istihdam üzerindeki etkilerini belirleyen önemli unsurlardır.95

Yabancı sermaye yatırımlarının bir başka etkisi de ülkelerin uluslararası sisteme daha çabuk ve daha verimli bir şekilde entegre olmasını sağlamaktadır. Çünkü uluslararası sisteme entegre olmak ve yabancı sermayeyi çekmek isteyen ülkeler, yabancı sermayenin önündeki engelleri kaldırma yolunda önemli adımlar atmak zorunda kalacaklardır.

94 Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, a.g.r. , s.21-22.

95 Ahmet Ulusoy-Birol Karakurt, Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelik Sermaye

Hareketleri:Nedenleri ve Etkileri, İktisat İşletme ve Finans Dergisi, Yıl:19, Sayı:223, Ünal ofset,

Ancak tüm bu olumlu yanlarına karşılık ÇUŞ’ların başka ülkelerde faaliyet göstermeleri ve giderek etki alanlarını genişletmeleri sonucu ülke ekonomileri üzerindeki yabancı denetimi artmaktadır. Yabancı sermaye, özellikle özelleştirme yoluyla, ana sektörleri (ulaştırma, haberleşme, vb) ele geçirerek ülke ekonomisini denetim altına alabilir. Bu durum ülkenin ekonomik ve siyasal bağımsızlığını tehlikeye sokacak, bağımsız politikalar izlenmesini engelleyecektir.

Ayrıca bu şirketlerin gelişiyle ülkede ikili (dual) bir yapı oluşabilir. Bir yanda ileri üretim teknikleri uygulanırken diğer tarafta hala geleneksel yöntemlerle üretim yapılması ekonomiyi ikiye bölecektir.

Bu şirketlerin arkasında genellikle dev bir sermaye vardır. İleri teknoloji ve yöneticilik bilgisi ile genelde büyük ölçekli üretimi tercih ederler. Bu durum ise küçük ölçekli yerli şirketlerin endüstriyi terk etmesine yani haksız rekabete yol açmaktadır.

Eğer bu şirketler, beklendiği gibi ihracata yönelmez ise döviz giderleri artacaktır. Ayrıca bu şirketlerin karlarını yurtdışına transfer etmesi, üretim için gerekli makine, hammadde ve teçhizatın dışarıdan ithali ödemeler bilançosunu negatif yönde etkileyecektir.96

Bunun dışında, yabancı şirketlerin araştırma-geliştirme faaliyetlerini ana merkezlerinde toplaması da gelişmekte olan ülkeler açısından olumsuz bir durumdur. Çünkü ev sahibi ülke bu faaliyetlere katılmadığı için yeni teknolojiyi sürekli ithal etmek zorunda kalacak ve bir süre sonra bu teknolojik anlamda bağımlılığın oluşmasına neden olabilecektir.

Tüm bu olumlu ve olumsuz yanlarına rağmen her geçen gün sayıları artmakta ve uluslararası ekonomik sistem onlara daha bağımlı bir hale gelmektedir. Zaten artık bu şirketlerin ihtiyaçlarını ve çıkarlarını gözetmeyen bir ekonomik sistemden bahsetmek de imkansızdır.

96 Ekram Demirtaş, Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarında Dünya ve Türkiye’deki