• Sonuç bulunamadı

Doğal Teoloji Neden İmkânsızdır?

B. OCKHAMLI WİLLİAM’IN EPİSTEMOLOJİSİ

1. Doğal Teoloji Neden İmkânsızdır?

Doğal teoloji, doğal, bilişsel kaynaklar kullanmak suretiyle, Tanrı hakkında ge-reken bilgiyi elde etme çabasına denir. Buradaki doğal bilişsel kaynaklardan kasıt, doğal teolojiye ait bilgi ve metot konusunu da içermektedir. Bu süreç, akıl ve duyu algısı yoluyla kazanılan, bütün insan varlığını ilgilendiren hakikatlere dayanır. Aynı zamanda aklı kullanmanın normal teknikleri ile, bilgi edinme süreci gerçekleşir. Doğal teoloji; geleneksel kabule göre, Tanrı’nın varlığını kanıtlamak ve sonra da Tanrı’nın doğasıyla ilgili gerçekleri ortaya sermek amacını güder. Tanrı’nın sonsuzluğu, değiş-mez oluşu, mutlak bilgi sahibi oluşu ve Tanrı’nın âlemle olan ilişkisi gibi hususların akıl yoluyla ve duyu algısı marifetiyle izah edilmesini konu edinmektedir.211

Yukarıdaki tanımdan da anlaşılacağı gibi doğal teoloji, Tanrı’yı, bilgi nesnesi olarak görmektedir. Ortaçağları ve modern çağları aşan ve tartışılmakla tükenmeyen bu konuda Ockhamlı’nın durduğu yer, elbette doğal teoloji karşıtlığı olacaktır. Doğal teolojinin hassas olduğu nokta, Tanrı’nın aşkınlık alanında var olması ve bizim bilgi edinme süreçlerimizle uyuşmazlık hususlarının var olmasıdır. Ockhamlı da bu husus-lara benzer eleştirel düşüncelerini, doğal teoloji karşıtlığı ohusus-larak geliştirmiştir. Ock-hamlı kategorik olarak, doğal yollarla inanç unsurlarının kanıtlanmaya müsait olmadı-ğını savunmaktadır. Bunun yanında, doğal teolojinin vardığı sonuçlar ile Ockham-lı’nın Tanrı’ya dair görüşleri arasında zıtlıklar yoktur. Yani Ockhamlı için de tıpkı klasik teizmde olduğu gibi, Tanrı’dan daha mükemmeli ve O’ndan daha yüce olan bir varlık yoktur. Ancak Ockhamlı’nın itirazı; bu konuları akıl yoluyla kanıtlama imkânından yoksun olduğumuz yönündedir.212

Tanrı’nın bilinebilir olup olmadığı konusunu temel problemler arasında gören Ockhamlı, bu şekilde doğal teolojinin imkânını da tartışma alanına sokmuştur. Buna göre; kesin olarak ve açık bir biçimde aynı hakikat, hem teolojik olarak hem de doğal bilgi konusu olarak kanıtlanabilir mi? Bu soru aynı zamanda doğal teolojinin imkânını da sorgulayan bir soru olarak karşımıza çıkmaktaydı. Ona göre, bir ve aynı hakikat,

211 Claude Panaccio, “William of Ockham”, Concise Routledge Ensiclobedia Of Philosophy, s. 614.

212 Ockham, Philosophical Writtings, s. 125

bilgi edinmenin iki ayrı türünde aynı şekilde bilinemez. Burada hem teoloji hem de doğal bilimde önermenin orta terimleri farklı bilgilerin ortaya çıkmasına neden olmak-tadır. Bu nedenle, sonuç da zorunlu olarak farklı anlamlara sahip olacaktır.213

Doğal bilim ve teolojinin, aynı sonuca ulaşıp ulaşmadıkları konusunda eğer şöyle bir itirazla karşılık verilerek doğal bilginin, iki anlama sahip olduğundan hareket edilirse, o zaman birinci anlamı kesinlik içerirken, ikinci anlamı ise sonuçla ilgili olan bütün karmaşık ve karmaşık olmayan içeriklerin toplamını ifade eder. Şimdi biz birin-ci anlamı yani kesinlik içeren yönü ile ele aldığımızda, teolojik sonuç hem doğal bilgi-de hem bilgi-de teolojibilgi-de kanıtlanamaz. Bunun böyle olmasının nebilgi-deni, aynı sonuçların farklı bilimlerde aynı şekilde kanıtlanamaz oluşundan ileri gelmektedir. Fakat ikinci anlamda ele alırsak, o zaman bir sonuç hem doğal bilgide ve hem de teolojide kanıtla-nabilir. Bu da her iki bilimin aynı akılda var olması şartıyla mümkün olur. Örneğin,

“Tanrı bilgedir” ve “Tanrı iyidir” önermelerinin taşıdığı sonuçlar böyledir. Bu ispatla-nabilir bir önermedir. Çünkü aksini iddia edecek fazla neden yoktur. Hem doğal bi-limde ve hem de teolojide aynı sonuç, kanıtlanabilir ve uygun kanıt her ikisinde de bulunabilir. Bir başka örnek, zihinsel önermeler konusunda ortaya çıkmaktadır. Örne-ğin “sonsuz varlık yoktur” önermesine karşılık “sonsuz varlık vardır” önermesi hem teolojide hem de doğal bilimde kanıtlanabilir. Dolayısıyla bu durumda aynı önerme hem teolojide hem de doğal bilimde aynı anlama sahip olmuş olur.214

Bu şekilde kurulan bir düşünce dizgesine karşı Ockhamlı’nın cevabı olumsuz-dur: Bir teolog, “Tanrı” terimiyle, farklı bir türdeki varlığın sonsuzluğundan daha yüce bir sonsuz varlığı anlar. Dolayısıyla doğal yolla Tanrı bilinemez. Bir şeyin sonsuz var oluşu nedensellik ve hareketten bağımsız olarak doğal bir kanıt olma özelliği taşımaz.

Dahası, teoloğun ve felsefecinin kullandığı orta terimler ya aynı anlama sahip sonuçla-rı kanıtlar ya da farklı anlamlara sahiptirler. Birinci alternatifi kabul edecek olursak, o zaman sonuç ve sonuca ait terimler (hem felsefeci ve hem de teolog için) tam olarak aynı anlama sahip olabilir. Böylece sonuç, bilginin iki farklı türü tarafından kanıtlan-mamış olur. İkinci alternatifte ise kesin sonucun bir tanımlama olduğuna dair uygun

213 a.g.e., s. 97.

214 a.g.e., s. 98.

bir orta terim veya terimlerdeki tasvirler, “bu nedir”? gibi bir soruya cevap olarak tahmin edilebilen terimlerdir. Böyle bir tasvir, farklı tür bilgiler için farklıdır. Anlamı farklı olacak bir konudur.215

Ockhamlı, burada ortaya çıkan itiraza cevap olarak, aynı anlama ait bir sonuç, farklı bilimlerde kanıtlanamıyorsa, o zaman “inanan bir teolog” ile “putperest bir filo-zof”, “Tanrı üçtür ve birdir” önermesiyle ilgili olarak birbirleriyle çelişki içinde olma-yacaklardır diyerek karşı çıkar. Çünkü cümledeki önermeler, zihindekiler çelişki taşı-madıkça, onlar da çelişkili olmayacaktır. Zihindeki tasdik edici ve negatif önermeler aynı türe ait kavramlardan oluştuğu müddetçe bu böyledir. Şu örnek üzerinde de bu durumu görebiliriz: “Her köpek koşar, bazı köpekler koşmaz”. Burada kavramlar fark-lı türdedirler. “Havlayan köpeğin biri” ve “gökyüzündeki yıldızlardan biri”, bu örnek-lerin sunduğu gerçeklik şudur; aynı anlama gelen bazı sonuçlar, farklı bilimlerde ka-nıtlanamaz. Bilginin bütün farklı türleri tarafından kanıtlanabilen bütün sonuçlar böy-ledir.216

Ockhamlı, konuya derinlik katmak açısından şu örnekler üzerinde durmaktadır:

“Üç ve bir oluş” (teslis) konusunda olduğu gibi yukarıda bahsedilen sonuç, farklı bilgi türleri içerisinde kanıtlanabilen herhangi bir Tanrı kavramı hakkında, önceden tahmin edilebilir. Fakat bu, sadece inanç faraziyesi şeklinde teolojide kabul görebilir. Bu ne-denle “Tanrı iyidir” , “Tanrı bilgedir” ve “Tanrı, kendisinden daha mükemmeli olma-yandır” önermeleri teoloji dışında kanıtlanamaz. Tanrı’nın bu örneklerdeki gibi kabul edilmesi Tanrı’nın doğal bir şey gibi kanıtlandığından değildir. Mesela O’nun “iyi”

olduğunu kabul etmekle kanıt silsilesini başka sonuçlar için devam ettiremeyiz. “İyi”,

“bilge” gibi sıfatlar, Tanrı kavramının önceden dikte ettiği şeylerdir ve buradan da anlıyoruz ki hiçbir şey Tanrıdan daha mükemmel ve üstün değildir. Hatta Tanrı’dan hiçbir şeyin daha önce var olmadığını da anlamaktayız. Çünkü bu anlamda Tanrı’nın varlığı kanıtlanmıştır. Aksi halde sonsuzca geriye gitmek zorunda olacağız. Ta ki, var olanlar arasında daha mükemmeli bulununcaya kadar. Ya da “ilk neden”in dayandığı

215 a.y.

216 a.g.e., s. 99.

“iyi” sonucu hem teoloji hem de doğal bilgi sayesinde bazı kavramlara ulaşılabilecek-tir.217

Sonuçta, Ockhamlı açısından aynı sonucun iki farklı tür bilgide, yani hem do-ğal bilimde ve hem de teolojide bilinemeyeceği esastır. Ancak bu konunun Ockhamlı açısından taşıdığı değeri anlamak için “tek seslilik” ve “benzerlik” konularının da ele alınması gerekmektedir.