• Sonuç bulunamadı

2.2. MACERA TURİZMİ KAVRAMI

2.2.4. Niş Turizm Bağlamında Macera Turizmi Kavramının Değerlendirilmesi

2.2.4.2. Doğa Temelli Turizm ve Macera Turizmi

2.2.4.2.1. Doğa Turizmi

Whelan, doğa turizminin ayırt edici özelliklerini vurgulayan ilk çalışmayı yapmıştır. Bu çalışmada, ekoturizmin önemini yoğun bir şekilde vurgulamış, ayrıca, doğal kaynakların acilen yönetilmesi ve korunması gerektiğini savunmuştur (Williams ve Soutar, 2005: 251; Yılmaz, 2004: 1).

Boo ise, ekoturizmi, doğa turizminin eş anlamlısı olarak kullanmıştır. Ekoturizmi; ‘kısmen bozulmamış, hayranlık duyulacak manzaraya sahip, vahşi bitki örtüsü, hayvan çeşitliliği ve kültürel görünümü olan doğal alanlara yapılan özel amaçlı seyahatler’ olarak tanımlamıştır (Khan, 1996: 46; Valentine, 1992: 108; Sung, 2000: 33; Williams ve Soutar, 2005: 250; Björk, 2000: 191).

Lucas’a göre ise, doğa turizmi, doğayı gözlemleme ve doğal alanlarda bulunmaktan hoşlanma üzerine kurulu turizmdir. Ayrıca, bu tür turizmin emek yoğun

özelliğe sahip olduğunu, çevreye zarar vermediğini ve sosyo-ekonomik açıdan ülkeye yüksek bir katkısı olduğunu da belirtmiştir (Aktaran: Sung, 2000: 33). Kısacası, doğa turizmi hakkındaki tanımlarda, turizmin yalnızca doğal ortamlara olan etkisi değil, aynı zamanda insanlar ve mekânlara olan etkileri de vurgulanmaktadır. Örneğin, gelişmekte olan ülkelerdeki korunmuş turistik mekânların geliştirilmesiyle turizmin sosyo-ekonomik etkisinden daha olumlu bir şekilde faydalanılabilir (Valentine, 1992: 113; Williams ve Soutar, 2005: 252).

Doğa turizmi ile ilgili sosyal analistlerin yaptığı tanımlamalarda, doğa turizmini, daha geniş turizm biçimlerinin alt grubu olarak kabul ettiklerini görülmektedir. Bu kavramlardan olan; alternatif turizm (Gonsalves, 1987) ve uygun turizm (Richter, 1987), geniş ölçekli kitlesel turizmde kritik bir yer kapsamaktadır (Valentine, 1992: 108). Ayrıca, sorumlu veya etik turizm (Kutay, 1989), çevre dostu seyahat (Borst, 1990), yeşil turizm veya sürdürülebilir turizm (Lane, 1990), doğa turizmi ve ekoturizmi ifade etmek için kullanılan diğer terimlerdir. Turizmin çevreye olan etkisine ilişkin, etik doğa tüketiciliği gibi, farklı bakış açıları da mevcuttur (Pierce, 1992: 16-18; Valentine, 1992: 108; Sung, 2000: 34; Björk, 2000: 191; Akşit, 2007: 444).

Kısacası, doğayı turizmle ilişkilendirmek için değişik tanımlamalar kullanılmıştır. Valentine, bu karmaşayı çözmek için, turizmi çevreye bağlamanın kısmen basit bir tanımla başlaması gerektiğini savunmuştur. Valentine’ e göre, doğa esaslı turizm öncelikli olarak, doğanın kısmen dokunulmamış bazı olgularından (fenomen) direkt zevk alma ile alakalıdır. Bu tip turizm, kendine has özellikleri olan mekânlarda ve ekolojik dengeyi bozacak kalıcı etki yaratılmazsa sürdürülebilir (Valentine, 1992: 108; Sayan Atanur, 2001; Williams ve Soutar, 2005: 252; Akşit, 2007: 444).

Ayrıca, doğa turistlerinin homojen bir yapıya sahip olmadıkları açıktır. Kalıplaşmış turist inanışı, sadece, tamamen sayı temelli olan ve niteleyici belirtenlerin olmadığı, erişim kısıtlaması gibi tuhaf yönetim uygulamalarına götürür. Doğa turizmi teriminin kapsadığı turist tipini ve faaliyetleri sınıflandırmak için

kullanılan birkaç farklı boyut olduğu açıktır. Özellikle, etkinliğin doğaya bağlılık derecesi en önemli unsur olarak görünmektedir (Valentine, 1992: 110).

Cassels ve Valentine (1991), doğa temelli deneyimleri, bir etkinlik sınıflandırması kullanarak ayırdılar (Valentine, 1992: 110; Sung, 2000, 34; Björk, 2000: 191):

• Doğaya dayanan etkinlikler

• Doğa tarafından güçlendirilen etkinlikler • Doğal ortamın neden olduğu tesadüfî olaylar

Örneğin, vahşi yaşamda hayvanları gözlemlemek isteyen insanların doğal çevreye ihtiyacı vardır ve edindikleri bu tecrübeden memnun kalırlar. Kuş gözlemciliği, doğada gerçekleşebilecek bir etkinliktir ve tecrübeli tur operatörlerinin yardımına ihtiyaç vardır. Kampçılık, doğa tarafından güçlendirilen bir etkinliktir, insanlar ormanda kamp yapmayı, taşocağında kamp yapmaya tercih ederler. Bu tip tercihler doğaya bağlıdır. Fakat etkinlik, bazı katılımcılarına eşdeğer bir tatmini tamamen bir doğal ortam olmadan da bağlayabilmelidir. Eğer bir kişinin beklentisi, serinlemek için yüzmek yönündeyse, suyun temiz olup olmaması ikinci derecede önem taşır. Ayrıca, bazen de, piknik alanınızı karıncaların basması veya sahilde köpek balıklarının bulunması gibi etkinlikleriniz doğa tarafından bozulabilir. Sonuçta, doğa temelli turizm özel ilgi turizminin bir türü olarak, temelde doğaya bağlıdır (Valentine, 2000: 110; Björk, 2000: 192).

Bu bağlılık boyutu çok pratik bir başlangıç noktası olarak gözükse de, doğa turizmin daha birçok boyutu mevcuttur. Doğa temelli turizmin tam evrenini daha iyi çerçevelendirmek için, Valentine (1992) deneyim (etkinlik), stil (ağırlayan-misafir ilişkisi) ve konumdan (çekiciliğin sürdürülebilmesi) oluşan geniş kategorileri önermiştir. Doğa turizmin önceki tanımlarında ortaya çıkan anahtar unsurlar çoğunlukla deneyim (etkinlik) kategorisinin kapsamına girerken, diğer iki kategori olan stil (ağırlayan-misafir ilişkisi) ve konum (çekiciliğin sürdürülebilmesi), yönetim için söz konu olan noktalar üzerinde durmaktadır (Valentine, 1992: 110; Sung, 2000, 34; Björk, 2000: 194).

Tablo 2. 3. Doğa Temelli Turizmin Boyutları

Kategoriler Boyutlar ve Çeşitleme Deneyim

(Etkinlik)

Doğaya bağlı olma Etkileşimin şiddeti Sosyal hassaslık Süre

Bağımlı, geliştirilmiş Tahsis edilmiş, tesadüfî İç grup dinamikleri

Stil

(Evsahibi-misafir ilişkisi) Destek altyapı düzeyi Grup boyutu ve tipi Kültürel etkileşim unsurları Ödeme istekliliği Ziyaret uzunluğu Alan, temel Mekân (Destinasyon Sürdürülebilirliği) Erişilebilirlik Gelişimine katkısı Mülkiyet Dirençsizlik Uzaklık Kentsel, Kırsal Özel Sektör, Hükümet Sürdürülebilirlik, Kapasite Kaynak: Valentine, 1992: 110.

Tablo 2.3. doğanın, turistleri özel mekânlara çekmeye yönelik öncelikli rolünü oldukça belirgin bir şekilde göstermektedir. Bu çerçevedeki turizm, doğa esaslı olarak geniş bir bakış açısıyla tanımlanabilir. Örneğin, tüketilmemiş vahşi yaşamla etkileşim sağlayan mekânlar gibi doğal çevreler, doğa gezileri için mevcuttur. Böyle bir turizmin başarılı olabilmesi için ziyaretçiler (misafirler) ve topluluklar (ev sahipleri) arasındaki sağlam ilişkiye dayanması gerekmektedir. Ayrıca, destinasyonlarda, turizmin etkisinin sürdürülebilir olması gerekmektedir. Doğa turizmin sürdürülebilirliği, özellikli mekânların gerekli şekilde korunmasına, el değmemişliğinin bozulmamasına bağlıdır. Doğa turizmi çerçevesinde yapılan etkinlikler, doğal çevrenin yok olmasına neden olmamalıdır. Doğa turizminin sürdürülebilmesi, doğayı korurken, yerel gelişimi de sağlayabilme başarısına bağlıdır (Valentine, 1992: 109; Sung, 2000, 35; Akşit, 2007: 445-446).