• Sonuç bulunamadı

3. Divanda İsmi Geçen Şahışlar

3.5. Divanda geçen Halveti silsilesi

Ümmî Sinan bir şiirinde(Kaside 8) Hz. Peygamber’den kendisine kadar gelen büyük şeyhlerinin isimlerini sayar. Bu silsilenin Hz. Ali’den sonrası şu şekildedir:

Hasan-ı Basrî: Ebu'l-Said Hasan bin Yesar el-Basri (ö. 110/728). Hasan-ı Basrî, Basra şehrinde, Hz. Ömer’in halifeliği zamanında 20 (Miladi 640-41) yılında dünyaya geldi. Bazı kaynaklar Medine de doğduğunu söyler. Annesi Hayra Hatun’dur. Kendisi Ümmü Seleme’nin azatlı kölesidir.67

Ümmî Sinan’a göre o içi dışı bayındır bir kimsedir ve pirlerin yol göstericisidir.

Ol daḫı bil Ḥasan-ı Baṣrīye telḳīn eyledi

Ẓāhiri bāṭını maʿmūr pīrleriñ burhānıdur (K. 8/3)

Habîb-i Acemî: Şeyh Habib el-A'cemi. Aslen İranlı olan ailesi ve hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Habîb’in tasavvuf tarihi açısından asıl önemi, zühd döneminden sonraki asırlarda teşekkül eden tarikatların silsilelerinde Hasan-ı Basrî’den sonra yer almış olmasıdır. Bu silsilelerde Dâvûd et-Tâî onun müridi olarak

66 Kaplan Üstüner, Tasavvuf ve Klasik Şiirimiz, Ankara, 2014.

67 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, Lemezât-ı Hulviyye ez Lemeât-ı Ulviyye Halveti Büyüklerinin Tatlı Halleri, hzl. Mehmet Serhan Taşlı, İstanbul, 2013, s. 149-162.

görülür. Nakşibendiyye, Kādiriyye, Mevleviyye gibi büyük tarikatların silsilelerinde yer alması menkıbelerinin günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır.68

Ümmî Sinan, Habîb-i Acemî’nin daima Sübhan olan Allah’ı zikrettiğini söyler.

Ol daḫı çün Ḥabīb-i ʿAcemīye telḳīn eyledi

Anuñ-içün dem-be-dem ẕikr itdügi Sübhānıdur (K. 8/4)

Hāce-i Dāvūd: Şeyh Davud et-Tai (ö.165/782). Şöhreti Davud-i Tâî, künyesi Ebû Sâlim, lâkabı Siraceddin ve ismi Davud’dur. Benî Tay kabilesinden olması hasebiyle Tâî diye meşhurdur. Bağdat’ta doğmuş, tarikat ve şeriata orada yol bulmuştur.69

Ümmî Sinan Hâce-i Davud’un canı ve başının Hâlik olan Allah’ın fermanı olduğunu söyler.

Ol daḫı bil Ḫ˅āce-i Dāvūda telḳīn eyledi

Anuñ-içün cānı başı Ḫāliḳıñ fermānıdur (K. 8/5)

Maʿrūf-ı Kerhī: Şeyh Ma'ruf Ali el-Kerhi (ö. 200/815). İsmi Mahmud, künyesi Ebü’l-Mahfûz’dur. Babasının adı Fîrûz’du. İranlı ateşperest iken, İslâm’la şereflenmiştir.70

Ümmî Sinan Maruf-ı Kerhî’nin bi-nişan u lâ-mekân71 âlemini seyran ettiğini söyler.

Ol daḫı çün Maʿrūf-ı Kerḫīye telḳīn eyledi

Anuñ-içün bi-nişān u lā-mekān seyrānıdur (K. 8/6)

68Erhan Yetik, “Habîb el-Acemî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 1996, c. 14, s.

370.

69 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 184-191.

70 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 197-205.

71 Bk. Ümmî Sinan Divanı’nda Tasavvuf; Bî-nişan u lâ-mekân.

Şeyh Sekatī: Şeyh Seriyyü's-Sakati (ö. 253/867). Serî-i Sakatî hazretlerinin ismi Serî b. Mugallîs’tir. Künyesi Ebü’l-Hasan’dır. Bağdat’ta oturup sakatat satışıyla uğraşırdı.72

Ümmî Sinan onun irşat kılıp Allah’ın bağışlaması ve rahmetine ulaştığını söyler.

Ol daḫı bil kim Şeyḫ Seḳaṭīye telḳīn eyledi Anuñ-içün ḳıldı irşād irdügi ġufrānıdur (K. 8/7)

Cüneyd-i Muhammed: Şeyh Ebu'l-Kasım Cüneyd el-Bağdadi (ö. 297/910).

Cüneyd-i Bağdadî hazretlerinin künyesi Ebü’l-Kasam, ismi Cüneyd, lakabı Harraz, şöhreti Seyyidü’t-taife’dir. Kendisi Şeyh Serî-i Sakatî’nin kız kardeşinin oğludur.

Bağdat’ta doğmuştur. Şeriat ilimlerini Bağdat’ta tahsil etmiştir.73

Ümmî Sinan onun zikrin en hası, en kıymetlisiyle zengin olduğunu söyler.

Ol daḫı Cüneyd-i Muḥammede telḳīn eyledi Anuñ-içün ẕikr-i ḫāṣuʾl-ḫāṣıla ol ġanīdür (K. 8/8)

Mümşād-ı Dīneverī: Şeyh Mimşad Dineveri (ö. 299/912). Şeyh Mümşâd ed-Dîneverî hazretlerinin ismi Ahmet, künyesi Ebü’l-Fâris ve Ebû Ali, şöhreti Mümşâd ed-Dîneverî’dir. Zahirî ilimlere vakıf, keşif ve keramette ise mahirdi. Kendisi ulema arasında Miftâhu’l-mezhep(Mezheplerin anahtarı) diye tanınmıştır. Fıkıhta fetva sahibidir.74

Ümmî Sinan onun şarabın bir damlasından sarhoş olduğunu söyler. Burada şarap tasavvufî anlamında kullanılmaktadır.

Ol daḫı Mümşād-ı Dīneverīye telḳīn eyledi

Anuñ-içün māyeniñ cürʿasınıñ mestānıdur (K. 8/9)

72 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 213-218.

73 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 223-228.

74 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 233-239.

Hāce-i Muhammed: Şeyh Muhammed Dineveri (ö. 340/951). İsmi Muhammed, babasının ismi Abdülhâlik, künyesi Ebû Abdullah’tır. Doğum yeri Ramenten’dir. Tahsilini Dînever’de tamamladığından Dîneverî lakabını almıştır.

Sonra yüksek ilimler ve tasavvuf ilimlerini tahsil için Bağdat’a gitmiştir.75

Ümmî Sinan onun ebediyen rabbanî âlemde olduğunu söyler.

Ol daḫı bil Ḫ˅āce-i Muḥammede telḳīn eyledi Anuñ-içün tā ebed ol ʿālem-i rabbānīdür (K. 8/10)

Vahyüddīn: Şeyh Vecihuddin (ö. 442/1050). İsmi Ömer’dir. Ebu Bekir-i Sıddık’ın neslindendir. Amcası Muhammed Dineverî’dir. Kendisi Ebû Muhammed Ümeyye’nin oğludur. Sühreverd’de doğmuş ve Bağdat’ta ilim tahsil edip ömrünü burada geçirmiştir.76

Ümmî Sinan onun, sır ilinde Deyyân olan Allah’a kavuştuğunu söyler.

Ol daḫı bil anı Vaḥyüddīne telḳīn eyledi

Anuñ-içün ʿilm-i sırdan irdügi Deyyānıdur (K. 8/11)

Ebüʾn-necīb: Şeyh Ebu Necib Sühreverdi (ö. 598/1201). İsmi Muhammed b.

Abdülkâhir b. Saîd b. Hasan b. Âsım el-Bekrî’dir. O, Hz. Ebû Bekir’in soyundandır.

Künyesi Ebü’n-Necîb, lakabı Ziyâeddin’dir. Vecîhüddin el-Kadı hazretlerinin başhalifesi ve postnişiydi.77

Ümmî Sinan onun dost yolunda canını ve başını kurban ettiğini söyler.

Ol daḫı bil kim Ebüʾn-Necībe telḳīn eyledi

Anuñ-içün işbu yolda cān u baş ḳurbānıdur (K. 8/12)

Kutbüddin: Şeyh Kutbuddin el-Ebheri (ö. 622/1225). İsmi Ebû Bekir b.

Ahmet b. Muhammed el-Ebherî’dir. Künyesi Ebû Reşid’dir. Lakabı ise Kutbüddin’dir. Kendisi Semerkant nahiyelerinden Ebher köyünde doğmuştur.

75 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 245-252.

76 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 257-261.

77 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 266-269.

Merâga’da yaşamış ve ilim tahsili için Azerbeycan’a gitmiş, oradan Bağdat’a hicret etmiştir.78

Ümmî Sinan, dost yolunda onun erkânına göre hareket edildiğini söyler.

Ol daḫı bil anı Ḳuṭbüddine telḳīn eyledi

Anuñ-içün dôst yolında yüriyen erkānıdur (K. 8/13)

Rüknüddin: Şeyh Rükneddîn-i Sincâsi (ö. 628/ 1230-31). İsmi Ali b. Haydar b. Muhammed’dir. Künyesi Ebü’l-Hasan, lakabı Rükneddin’dir. Sincas bir dağın ismi olup o civardaki dağ köylerinden birinde doğmuştur. Tebriz’de ve Merâga’da büyüyüp Bağdat’ta ilim tahsil etmiştir.79

Ümmî Sinan onun, aşk vesilesiyle dost bağında gülüp eğlendiğini söyler.

Ol daḫı fehm ile Rüknüddine telḳīn eyledi

Anuñ-içün ʿaşḳ-ıla dôst bāġınıñ ḫandānıdur (K. 8/14)

Şehābüddīn: Şeyh Şehabeddin Tebrizi (ö. 702/1302). Şeyh Rükniddin hazretlerinin dervişlerinden biri ve seçkin halifelerindendir. İsmi Haddâdâr b.

Muhammed b. Ali b. Melikdâd-i Tebrizî’dir.80

Ol daḫı çünkim Şehābüddīne telḳīn eyledi

Anuñ-içün bu ḳurılan ol şāhıñ meydānıdur (K. 8/15)

Cemālüddīn: Şeyh Cemaleddin-i Ezherî. İsmi Muhammed, lakabı Cemaleddin, künyesi Ebü’l-Hasan’dır. Şiraz’da, Kalincâr nahiyesi Yenkenler köyünde doğmuştur. Tüm tahsilini Mısır’da Câmiu’l-Ezher’de tamamladığından Ezherî diye tanınmıştır. Tahsilini tamamladıktan sonra saltanat merkezi olan Tebriz’e yerleşip, Şeyh Şehâbeddin’in hizmetinde bulunmuştur.81

Ümmî Sinan onun dostun reyhân çiçeğine kavuştuğunu söyler.

78 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 273-277.

79 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 281-286.

80 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 293-297.

81 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 303-309.

Ol daḫı bil kim Cemālüddīne telḳīn eyledi

Anuñ-içün irdügi dôst ẕātınıñ reyḥānıdur (K. 8/16)

Zāhid-i ibrāhīm: Şeyh İbrahim Zahid Gîlânî (ö. 705/1305-1306). Lakabı, Tâceddin, künyesi Ebü’s-Safvet, ismi İbrahim b. Ruşen Emîr b. Yâbil b. Şeyh Bidârü’l-Kürdî es-Sincanî’dir. Azerbaycan’da Gîlân nahiyesine bağlı Siyâverûd köyünde doğmuştur. Tahsilini Gîlân’da tamamlamıştır.82

Ümmî Sinan onun, zahir olsun batın olsun tarikat yolunun sultanı olduğunu söyler.

Ol daḫı Zāhid-i İbrāhīme telḳīn eyledi

Anuñ-içün ẓāhir ü bāṭın ṭariḳat ḫānıdur (K. 8/17)

Halvetī Muhammed: Şeyh Ahî Muhammed (ö. 780/1378). İsmi Muhammed, lakabı Kerîmüddin, künyesi Ebü’l-Füyûzât, şöhreti Ahî Muhammed’dir.

Horasan’ın Hârizm vilayetinde doğduğundan Hârizmî lakabıyla da anılmıştır.

Kendisi önceleri, ümmetin âlimlerindenken, gördüğü bir rüya üzerine biat ederek Gîlân’da şeyhiyle birlikte uzun süre bir arada bulundu. Sonra şeyhi tarafından hilafetle Hârizm’e gönderildi. Uzun süre Hârizm zaviyesinde irşad üzere bulunduktan sonra, Hârizm’den göç ederek Gîlân’da Heri kasabasına yerleşti.

Vefatına kadar burada irşadla meşgul oldu.83

Ümmî Sinan onun, zikirle sevgiliye kavuştuğunu söyler.

Ol daḫı Ḫalvetī Muḥammede telḳīn eyledi

Anuñ-içün ẕikr-ile ol yāra irmek şānıdur (K. 8/18)

Halvetī Pīr Ömer: Şeyh Ömer Halveti (ö.800/1397). Künyesi Ebû Abdullahtır. Lakabı Sirâceddin, babasının ismi Ekmeleddin’dir. Soyu ve nesebi Şirvan’ın ünlü şeyh ailelerinden çıkması sebebiyle, şeyh-zadelerdendir. Şeyh Muhammed ile kardeş çocuklarıdır. Gîlân’da doğup büyümüş ve daha sonra Hârizm’e gelip şeyhe inâbe ederek hizmetine girmiştir. Sonra onunla birlikte Heri’ye

82 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 314-320.

83 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 329-332.

gitmiş, vefatında amcasının postnişini alarak irşad makamına oturmuştur. Ardından Tebriz civarında Hoy kasabasına yerleşmiştir. Orada uzun zaman irşad ve halvet üzerinde bulunmuştur.84

Ümmî Sinan onun, küntü kenze85 sır yoluyla misafir olduğunu söyler.

Ol daḫı Ḫalvetī Pīr ʿÖmere telḳīn eyledi

Anuñ-içün küntü kenziñ sırrıla mihmānıdur (K. 8/19)

Mirim Halvetī: Pir Ahi Mirem (ö.812/1409). Heri kasabasının nahiyelerinden Kelibat köyünde doğmuştur. Heri ve Şirvan’da yaşamış, ilim tahsilini buralarda tamamlamıştır. Timur istilası sırasında, Heri’den göç ederek Tatar askerinden önce Rum’a gelmiş, Anadolu’da Kırşehir’e yerleşmiştir. Kendisine Ahî denilmesi ise, Ahî Evran evladından olmasından dolayıdır.86

Ümmî Sinan onun, dost bağına mazhar olduğunu söyler.

Ol daḫı bil Mirim Halvetīye telḳīn eyledi

Anuñ-içün maẓharı dôst bāġınıñ būstānıdur (K. 8/20)

İzzüddīn: Şeyh İzzeddin Türkmânî (ö.828/1425). İsmi Mahmud b. Mevdûd b. Ahmet, künyesi Ebü’l-Muhsin’dir. Kendisi, Mısır hâkimi Ayberk Türkmânî’nin evlatlarındandır. Şemmâhî kasabasının nahiyelerinden Mîr Ali Kalesi kapısı yanında bir evde dünyaya gelmiştir.87

Ümmî Sinan onun, tarikat sırrının sultanı olduğunu söyler.

Ol daḫı fehm ile ʿİzzüddīne telḳīn eyledi

Anuñ-içün bu ṭarīḳat sırrınıñ sulṭānıdur (K. 8/21)

Sadrüddīn: Şeyh Sadreddin Hıyâvî (ö.860/1455). Şirvan eyaleti, Hıyav kasabası, Müşekka köyünde dünyaya gelmiştir.88

84 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 338-344.

85 Tasavvufa göre yaratılışın sebebi “Küntü kenzen mahfiyyen” ifadesiyle başlayan “Ben bir gizli hazine idim, bilinmeyi istedim, bilineyim diye âlemi yarattım.” anlamındaki hadis-i kudsiye bağlanır.

86 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 349-354.

87 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 359-365.

88 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 369-374.

Ümmî Sinan onun, içinde dürr-i azam bulunan denizin kaynağı olduğunu söyler.

Ol daḫı bil anı ṣadrüddīne telḳīn eyledi

Anuñ-içün dürr-i aʿẓam baḥrınıñ ol kānıdur (K. 8/22)

Seyyid-i yahyā: Şeyh Seyyid Yahya-yı Şirvani (ö. 868/11463-64). Şirvan vilayetinin Şemmâhî nahiyesinde doğmuştur. Kendisi nesebi sağlam bir seyyiddir.

Ecdadı ise hep nakibler sülalesindendir. Babası Bahâeddin, Şirvan Sultanı Halil Bey’in nakîbü’l-eşrafıdır(peygamber soyundan gelenlerle ilgilenmek üzere kurulan teşkilatın sorumlusu).89

Ol daḫı bil Seyyid-i Yaḥyāya telḳīn eyledi

Anuñ-içün faḫr-i ʿAcem ẕikr olan ʿirfānıdur (K. 8/23)

Pīr-i Mevlā: Şeyh Pîr Muhammed Erzincanî(ö. 869/1464). Erzincan’ın Kerliç kasabasında doğmuştur. Mümtaz bir müderris olan Pîr Muhammed Erzincânî sayısız talebe yetiştirmiştir.90

Ümmî Sinan onun, zâhirî ve bâtınî ilimlerin kaynağı olduğunu söyler.

Ol daḫı bil kim Pīr-i Mevlāya telḳīn eyledi

Anuñ-içün ʿilm-i ẓāhir ʿilm-i bāṭın kānıdur (K. 8/24)

Tācüddīn Kaysarī: Şeyh Taceddin İbrahim el-Halvetî(ö. 860/1455-56).

Kayseri’de doğmuştur. Şeyh İbrahim Tennurî hazretlerinin akrabasından olup seyyid neseplidir. Babası ticaretle uğraşan bir kişidir. Kendisinin de ticarete hevesi vardır.

Kervan seferleri tertip edip çok zengin olmuştur.91

Ümmî Sinan onun, sır ilmi ve Hak ilminin pinhânı olduğunu söyler.

Ol daḫı Tācüddīn Kayṣarīye telḳīn eyledi

Anuñ-içün ʿilm-i sırrı ʿilm-i Ḥaḳ pinhānıdur (K. 8/25)

89 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 380-388.

90 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 394-400.

91 Mahmud Cemaleleddin el-Hulvi, a.g.e., s. 404-408.

Şemsüddīn: Şeyh Yiğit Başı Ahmet Şemseddin(ö. 1505). Halvetiyye tarikatında “orta kol” olarak bilinen Ahmediyye şubesinin kurucusudur. 839’da (1435-36) Akhisar’ın Göl Marmarası veya Marmaracık köyünde doğdu.

İlköğrenimini muhtemelen bir Halvetî şeyhi olan babası Îsâ Halîfe’den gördü. Zâhirî ilimleri tahsil ettikten sonra, Uşak’ın Kabaklı köyünde irşad faaliyetinde bulunan Halvetî şeyhi Alâeddin Uşşâkī’den feyiz aldı; sülûkünü tamamlayarak Manisa’ya gitti ve orada müridlerini irşad etmeye başladı. Şeyhi Alâeddin Uşşâkī’nin vefatından sonra onun yerine geçti. Manisa’nın merkezinde çeşitli camilerde sürdürdüğü irşad görevine daha sonra defnedildiği Seyyid Hoca mahallesindeki türbesinin yanında bulunan tekkesinde devam etti.92

Ümmî Sinan onun, tarikat ehlinin yiğidi olduğunu söyler.

Ol daḫı fehm-ile Şemsüddīne telḳīn eyledi

Anuñ-içün bu ṭarīḳat ehliniñ merdānıdur (K. 8/27)

Vehhāb-ı Elmalu: Abdülvehhab Ümmi(ö. 1595-96). Tam künyesi Abdulvehhâb el Ümmî el-Elmalî el-Halvetîdir. Şeyh kısaca Vahib Ümmi adıyla tanınmıştır. Lakabı Ümmi olmakla birlikte, bu ümmiliğin okuryazarlıkla değil, tasavvufi manâda irfan sahibi olmakla ilgili olduğundan şüphe yoktur.93

Ümmî Sinan onun Hz. Peygamber’in nurunun misafiri olduğunu söyler.

Ol daḫı Vehhāb-ı Elmaluya telḳīn eyledi

Anuñ-içün ol Muḥammed nūrınıñ mihmānıdur (K. 8/28)

Eroġlı: Eroğlu Nuri Efendi(ö. 1012/1603). Yiğitbaşı halifelerinden Elmalılı Şeyh Abdülvahhap Efendiden halifelik almış olup Elmalı’dandır. Kula ile Eşme kazaları arasında kendi ismiyle söylenen Eroğlu köyünde gömülüdür.94

Ümmî Sinan onun Hakk’ın zatında Rahmana kavuştuğunu söyler.

92 Süleyman Uludağ, “Ahmet Şemseddin, Yiğitbaşı”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 2, İstanbul, 1988, s. 135-136.

93 Mustafa Tatçı ve Ahmet Ögke, Elmalılı Vahip Ümmi Halveti Divan-ı İlahiyat, İstanbul, 2016.

94 Bursalı Mehmed Tahir Efendi, Osmanlı Müellifleri, hzl. A. Fikri Yavuz ve İsmail Özen, c. 1, İstanbul, 1972 s. 93-94.

Ol daḫı bil anı Eroġlına telḳīn eyledi

Anuñ-içün ẕāt-ı Ḥaḳda irdügi Raḥmānıdur (K. 8/29)

Benzer Belgeler