• Sonuç bulunamadı

2.3 Öz-Disiplin

2.3.1 Öz-disiplin kavramının tanımı ve tarifi

Pek çok ülkede, kültürde ve dilde disiplin kavramı ceza, itaat, otorite, denetleme ve kontrol kavramları ile eş değer olarak kullanılmaktadır. Ancak bu kavramlar disiplin kavramını tam olarak karşılamaktan uzaktır (Durrant, 2010; Gordon, 2002; Lungka, 2014). Genel olarak disiplin sözcüğünden “Kural ve yönetmeliklere uygun olarak sergilenen davranış, düzen ya da eğilimler” anlaşılır (Gordon, 2002). TDK’nın (2018) tanımına göre disiplin, “Bir topluluğun, yasalarına ve düzenle ilgili yazılı veya yazısız kurallarına titizlik ve özenle uyması durumu, sıkı düzen, düzence, düzen bağı, zapturapt”dır. Disiplin, toplumsal olarak kabul edilebilir bazı davranış modellerine bağlı kalmaktır. İdeal olarak disiplin, davranışta ifade edilen sosyal olarak onaylanmış değerlere ve tutumlara kişisel bağlılığı içerir (Wayson, 1985).

Disiplini eğitim ve psikoloji açısından inceleyen Onur (1979), kavramın itaat ve özgürlük kavramları ile birlikte incelenmesi gerektiği görüşündedir. Disiplin ve özgürlük birbirini tamamlayan süreçlerdir. Özgürlük, kişinin doğal dürtülerini istediği gibi açığa vurması değildir. Olumlu otorite ise bilgi vermek, ikna etmeye çalışmak, tartışmak, diyalog kurmaktır. Durrant’a (2010) göre etkili disiplin, zorlayıcı durumlarla karşılaşılması halinde yapıcı çözümler bulmak ve öğrenme odaklı davranmak şeklinde ifade edilen pozitif disiplindir. Disiplinin nihai amacı öz-disiplinin gelişmesidir (Bear, 2010a; Bear, 2011; Rogus, 1985).

Literatürde disiplin kavramı konusunda üzerinde durulan konulardan biri de iç disiplin ve dış disiplin konularıdır. Dış disiplin başkalarının koyduğu disiplin ya da dışardan gelen yönlendirme olarak ifade edilirken iç disiplin kişinin kendi kendine koyduğu disiplin olarak ifade edilmektedir (Gordon, 2002). Kondu ve Yıldız (2009) iç disiplini kişinin hayat çizgisinde yaşadığı zorluklar karşısında devam edebilmesini

47

sağlayan zihinsel kaynak olarak tanımlamıştır. Yazarlara göre iç disiplin kişinin adım atabilmek için ihtiyacı olan içsel kuvvet, irade gücüdür. Yapılan araştırmalar iç disiplini olan kişilerin denetim odağının kendi içinde olduğunu göstermiştir (Gordon, 2002).

Öz-disiplin kavramında geçen öz, benlik, “self” kavramı Yunan filozoflarının ilk yazılarında bulunur ve bugüne kadar bireyleri farklılaştıran, onların düşüncelerini ve eylemlerini yönlendiren tutarlı, üniter bir yapıya veya kuvvete atıfta bulunmaktadır. James, Freud, Sullivan, Allport ve daha çok sayıdaki teorisyen kişinin öz- farkındalığının toplumsal uyumunu etkilediği görüşünü savunurlar (Kanfer ve Karoly, 1972). Öz-disiplinli kişilik özelliğinin özünde pozitif kendilik (self) kavramı bulunmaktadır. Kendileri hakkında olumlu hisseden kişiler, kişisel izlenimlerinden kaygı duymaksızın kendilerini bir göreve adayabilirler. Kendileri hakkında pozitif görüşe sahip olan kişiler, kalabalığı takip etmeye daha az ihtiyaç duyarlar. Kendi yollarını oluştururlar ve bu yolu takip ederler. Bu kişiler başkaları istediği için değil; kendileri istediği için sorumluluk hissederler ve öz-disiplin davranışı sergileriler (Comb, 1985). Ayrıca kendilik bazı filozoflar tarafından öz-kontrol eylemi için gerekli olan motivasyonun kaynağı olarak ele alınmıştır. Bu açıdan bizler bize göre en uygun olan eylemler tarafından motive oluyoruz (Mens, 2016).

Budak’ın (2009) psikoloji sözlüğünde öz-disiplin, “Kişinin arzularını ve dürtülerini kontrol edebilmesi, uzun vadeli hedefler uğruna anlık doyumlarından vazgeçebilmesi” olarak tanımlanmıştır. Ruh bilim terimleri sözlüğünde ise öz-düzence olarak tercüme edilen kavram “Kişinin benimsemiş olduğu ülkülerine uygun olarak davranışlarını denetleyip yönetmesi” şeklinde tanımlanmıştır (Enç, 1990). Kilpatrick’in (1960) tanımına göre kişinin hem içsel tatminini sürdürmek hem de toplumun beklentilerine uyum sağlamak amacıyla kendi eylemleri üzerinde kontrol sahibi olmasıdır. Kelly’e göre ise öz-disiplin kişinin arzu ettiği amaçlarını başarabilmesi için iradesini devreye sokması ve hazzı ertelemesi veya arzu edilmeyen davranışları engellemek için iradesini kullanmasıdır (akt., Duckworth, 2009).

Öz-disiplin dışsal ödül beklentisi veya cezalandırılma korkusundan ziyade, içsel faktörler tarafından motive edilen sosyal ve ahlaki davranış olarak görülmektedir. Dreikurs ve Cassel (1972) öz-disiplini herhangi bir otorite veya birey tarafından dikte edilmeyen ancak kişinin veya grubun kendisine dayattığı disiplin olarak ifade etmiştir. Yani öz-disiplin korkudan dolayı yapılan itaat değil; öz-kontrolün akıllı bir şekilde

48

gelişimidir (Bear, 2009). Öz-disiplin, evet ya da hayır deme ve geçerli bir sebep olmaksızın kişinin fikirlerini değiştirmeme yeteneğidir (Sasson, 2003).

Öz-disiplin farklı disiplinlerin çalışma alanına girdiği için, kavramın yerine kullanılan ya da kavramla birlikte kullanılan çok sayıda terim vardır. Bu terimlerden bazıları; öz-düzenleme, öz-motivasyon, öz-denetim, amaçları yerine getirme, irade ve düzenleyici davranışlardır (Tung, 2013). Duckworth ve Seligman (2006) öz-disiplin ve öz-kontrol kavramını birbirinin yerine kullanmış ve kavramı daha yüksek bir amaca ulaşmak için güçlü dürtüleri bastırmak ve böyle bir seçimin otomatik olmaktan ziyade bilinçli çaba gerektirdiğini belirtmek şeklinde tarif etmiştir. Lungka’ya (2014) göre ise öz-disiplin şu 6 kategoriden oluşmaktadır: Öz-kontrol, sorumluluk, özgüven, empati ve problem çözme. Kişinin kendi iradesi ile gerçekleştirdiği eylemlerinde (ceza korkusu ya da dışardan herhangi bir ödül beklentisi olmaksızın yapılan eylemler) sosyal ve ahlaki sorumluluğu ifade eden öz-disiplin zaman zaman otonomi, öz-düzenleme ve öz-kontrol kavramlarının yerine de kullanılabilmektedir (Bear ve Duquette 2008).

Taylor, Kuo ve Sullivan’a (2002) göre öz-disiplin şu üç faktörün bir araya gelmiş formudur: Konsantrasyon (odaklanma), ilkel dürtülerin engellenmesi ve hazzın ertelenmesi. Konsatrasyon, zihnin dağılma eğiliminin üstesinden gelinmesi; can sıkıntısı, yorgunluk, hayal kırıklığı ve dikkat dağıtıcı şeylere rağmen dikkatin sürdürülmesidir. Kişinin dikkatini belli bir konuya yöneltmesi öz-disiplinin açık göstergelerinden biridir. Konsatrasyon yeteneği kişinin zihinsel olarak belli bir görev üzerinde çalışmasını ve sürdürmesini sağladığı için önemlidir. Hazzın ertelenmesi, sabırsızlığın üstesinden gelmeyi, kısa süreli ödüller yerine uzun süreli ödülleri tercih etmeyi içerir. Hazzın ertelenmesi kişinin içselleştirmiş olduğu prensiplerini ve ahlaki standartları içerir. Bu özellik kısa süreli zevkler yerine uzun soluklu hedeflere ulaşılması noktasında önemlidir. Yani kişinin amaç yönelimli davranışlarını sürdürmesine yardımcı olur. İlkel dürtülerin engellenmesi, kişinin dürtülerine göre davranmasını ve doğrudan sonuca atlaması eğiliminin üstesinden gelmesini gerektirir. Kişinin herhangi bir durumla veya problem ile karşılaştığı zaman ani tepki vermek yerine alternatif yolları, fayda ve maliyetini değerlendirmesi ve ona göre davranmasıdır. Dürtülerin engellenmesi kişinin daha ihtiyatlı ve sağduyulu seçimler yapmasını ve böylece daha sağduyulu eylemlerde bulunmasını sağlar.

49

Öz-disiplin; öz-kontrol, olumsuz sonuçlara yol açabilecek herhangi sağlıksız bir şeyden kaçınabilme yeteneği anlamına gelmektedir (Sasson, 2018). Öz-disiplinin temel özelliklerinden biri çaba ve zaman gerektirse bile, daha büyük kazanımlar ya da daha tatmin edici sonuçlar elde edebilmek için anlık tatmin eden ve zevk veren şeylerden vazgeçebilme yeteneğidir. Öz-disiplin, sebat, baskılama (dizginleme), dayanıklılık, harekete geçmeden önce düşünmek, yapmaya başladığınız işi bitirmek, sıkıntılara, zorluklara ya da engellere rağmen kendi kararlarını ve planlarını yerine getirme gibi çeşitli biçimlerde ortaya çıkar (Sasson, 2018).

Öz-disiplin kişinin hedefe ulaşmak için iradesini kullanma ve arzu ettiği standartları sürdürme yeteneğidir. Yani öz-disiplin diğerlerinin emrettiği şeyleri yapmaktan ziyade kendi arzuladığı şeyi yapma yeteneğidir. Duygu ve düşüncelerini nasıl yöneteceğini, davranışlarını nasıl planlayacağını bilmektir ki bu da kişiyi amacına ulaştıracaktır (Duckworth, 2009). Öz-disiplin öz-kontroldür ve fiziksel, zihinsel, duygusal ve manevi disiplin şeklinde tezahür eder (Sasson, 2003).

Öz-disiplin davranışının ortaya çıkmasında kişinin kendisine koyduğu hedeflerin büyük önemi vardır. Hedeflerin gerçekleştirilmesi için kişinin öncelikle hedefine bağlanması ardından da hedefini gerçekleştirmesi için çaba göstermesi gerekmektedir. Koyulan hedef için çabalamanın önündeki en büyük zorluklar ise bir başlangıç yapmak ve bunu sürecin sonuna kadar devam ettirmektir. Bu ise öz-disiplin gerektiren bir süreçtir (Duckworth, Grant, Loew, Oettingen ve Gollwitzer, 2011).

Özetle öz-disiplin kişinin sahip olduğu irade ve otorite gücünü kendi üzerinde uygulaması, kendi davranışlarının denetiminin kendi elinde olmasıdır. Kişinin dışarıdan bir otorite gücü olmaksızın sahip olduğu irade ile kendisine kurallar koyması, kendi prensiplerini oluşturması, sınırlar çizmesi ve bunlara dayalı olarak oluşturduğu yaşam felsefesi doğrultusunda hayatını sürdürmesi, bu prensiplerden elinden geldiğince taviz vermeden yoluna devam etmesidir. Yukarıda da ifade edildiği gibi kişinin bir yaşam felsefesi oluşturabilmesi için hedef ve amaca sahip olması büyük önem taşımaktadır.

Öz-disiplin, kişinin kendi dünyasında ve kişiliğinde oluşturduğu kurallar ve sorumluluklar bütünüdür. Öz-disiplin bir karakter özelliği olup kişinin günlük yaşamı, iş yaşamı, sosyal ilişkileri, akademik başarısı ve daha pek çok alanda kendini gösterir. Bir süreç olarak düşünebileceğimiz bu özellik, anlık olmayıp kişinin yaşamının tüm

50

boyutlarını kapsamaktadır. Yukarıdaki açıklamalarda da görüldüğü üzere kişinin zorluklara katlanması, gerektiğinde anlık hazlarından vazgeçmesi, sorumluluk alması, hedefine odaklanması ve hedefine ulaşana kadar mücadele içinde olmasıdır.