• Sonuç bulunamadı

2.4. Din Eğitimi ve Medya

2.4.1. Din Eğitiminin Medya Kullanımı Üzerindeki Etkisi

Teknoloji alanındaki gelişmeler kitle iletişim araçlarının da gelişmesinde önemli bir yere sahiptir. Yazılı basın, televizyon, radyo, sinema ve internet toplumsal alanda birçok kurumu etkilemiş ve değişime uğratmıştır. Bireyler ise, kitle iletişim araçlarının sunduğu içeriklere kolayca ulaşması sayesinde, medya yeni bir boyut kazanmıştır. Birey toplumda olup bitenden sürekli haberdar olmakta, vakit geçirmekte bunların yanında ise medyada kendini var edebilmektedir.

Dünyaya geldiği andan itibaren çevreyle iletişim içerisine giren fert farkında olmadan çevresini etkilemeye, değiştirmeye, yine bilinçli ya da bilinçsizce etkilenmeye, çevresine uyarlanmaya ya da çevresini kendi kurallarına

65 uydurmaya çaba göstermektedir. Bireyselleşme sürecinde oluşan kimlik, iletişim, alışkanlık ve çabalarıyla ortaya konulmaktadır (Yüksel, 2001: 4). Fert bu toplumsallaşma süreci içerisinde kitle iletişim araçlarının sağladığı imkânlardan mümkün olduğunca yararlanmaya çalışmaktadır.

Televizyon, radyo, basılı medya ve internet yayınları kendi çaplarında dini eğitim yapmaktadırlar. Bunları iki grupta incelemek mümkündür. Birincisi, normal yayınları arasında belirli zamanlarda dine yer verenler. İkincisi ise doğrudan dini yayın yapanlar (Okumuşlar, 2013:125-126). Belirli zamanlarda yani ramazan ayı, kandil programları, dini bayramlar gibi günlerde medyada konu olan din aynı zamanda her gün medya da yer alan programlara göre insanlar tarafından ne denli etki bıraktığı konusu tartışmalı bir konudur. Başka bir deyişle sürekli dini içerikli yayın yapan medya ile belirli zamanlarda dini içerikli yayın yapan medya kuruluşlarının bireylere sağladığı dini bilgiler söz konusudur. Bu bilgiler ise bireylere olumlu mu yoksa olumsuz mu yansıdığı algılama düzeylerine göre farklılık göstermektedir.

Bugün elektronik medyanın gelişmesiyle birlikte kamusal alan sınırları aşmış, öte yandan bir yere, mekana, aidiyet hissini de zayıflatmıştır. Tartışma zeminlerinin çoğalması ve farklılaşması, bilginin, görüşlerin akışlarını kolaylaştırmakla birlikte, kamusal alanın birleştirici, toplayıcı niteliğini geri plana itmiştir. Kutsal söylem ve dini inançlarla dünyevi menfaatler arasında ilişki kuran medya, televizyon ve radyonun özelleşmesi Türkiye’deki tartışma ortamlarını çeşitlendirmiş ve hareketlendirmiştir. Konunun uzmanı olsun veya olmasın hemen hemen tüm kanallarda ve hatta “sabah kuşakları” adı altında düzenlenen ve ağırlıklı olarak magazinel boyutta içeriklere sahip olan yayınlarda dahi dini konular tartışılır ve herkes neredeyse kendi fetvasını verir hale gelmiştir (Göle, 2000:17).

Din eğitimi, bir yandan doğrudan bireylerin eğitimine katkı sağlarken, bir yandan da bireyin genel eğitim alabilir hale gelmesine destek olmaktadır. Din eğitimi, insanların doğuştan beraberinde getirdiği din duygusunun açığa çıkarılması ve geliştirilmesinde ona yardımcı olmaktadır. Din alanı ile ilgili davranış geliştirmeye ihtiyacı olan birey, gelişim süreci içinde aldığı din eğitimi, onun kişilik gelişimine, varoluşsal sorularına cevap bulmasına ve yaşamını anlamlı hale getirebilmesine yardımcı olacaktır. Bireyselleşme sürecinde kişilik

66 gelişiminin önemi dikkate alındığında, din eğitiminin genel eğitime bireyselleşmeye yaptığı katkıyla destek verdiği söylenebilir (Keyifli, 2013:119).

Din eğitiminin bireye sağladığı katkılar bunlarla da sınırlı kalmamakta, bireye eğitim aldığı konuları gündelik hayatta uygulama imkânı sağlar. Verilen din eğitimi aslında eğitim olarak sınırlandırılmamalıdır. Çünkü din eğitimi yaşamda karşılık bulmasıyla etkisi devam eden bir eğitimdir. Din eğitimi verilirken ortaya koyulan yasak, günah, sevap gibi kavramlarla bireyi kontrol etmeyi amaçlamaktadır. Öyle ki bireylerin hangi davranışı sergileyeceği, ne giyeceği, ne izleyeceği gibi birçok konuda din eğitimi etkili olmaktadır. Hatta bu etki bireylerin medya kullanım alışkanlıklarına kadar uzanmaktadır. Medyanın ortaya koyduğu içerikler kimi zaman eleştirilmekte hatta dini değerlere ters düştüğü için de bazen tercih edilmemektedir. Bazı içerikler ise tam tersine dini eğitimi desteklemektedir. Günümüzde ise sosyal medya kitle iletişim araçları arasında önemli bir yere sahip olmuştur. Sosyal medya, günümüzde, tüm ayırıcı özellikleri ve yüksek etki gücüyle, birey, kurum ve çeşitli topluluklar arasındaki etkileşimi önemli ölçüde dönüştürmüş, bu birey, kurum ve topluluklara yepyeni imkânların kapılarını aralamıştır. Bireyler, zaman ve mekân sınırlarını aşan eğlenme, haber alma, sohbet, etkileşim ve paylaşım imkânlarıyla tanışmış, bu durum kişilerarası iletişime yepyeni boyutlar ekleyerek yeni sosyalleşme biçimleri meydana getirmiştir. Bireylerin ortak ilgi alanlarını keşfettiği ve böylelikle de yeni ağ toplulukları şeklinde örgütlendiği sosyal medya, bu yönüyle toplumsal uzamın yüksek erişime sahip bir ağ örgütlenmesi ya da akışlar uzamı şeklinde kurgulanmasına zemin hazırlamıştır (Çamdereli, 2014:377).

Sosyal medyanın yanı sıra diğer kitle iletişim araçları da toplumda varlığını devam ettiren ve önemli etkileri olan bir sosyalleşme aracıdır. Kitle iletişim araçları modern toplumda esaslı bir rol oynar duruma gelmiştir. Kitle iletişim araçları çok sayıda izleyiciye ulaşan ve yaşamımızda çok etkili olan araçlardır. Medya, yalnızca eğlence sunmaz, günlük yaşamda kullandığımız bilgilerin büyük kısmını sağlar ve onları biçimlendirir (Giddens, 2000:481). İşte medyanın sağladığı bu bilgiler bazen de dini içerikli olmaktadır.

Din eğitiminin içeriğinde yer alan bazı ritüeller, değerler ve kurallar bazen de bireyleri medya kullanımı konusunda uzaklaştırıcı etkiye sahip olabilmektedir. Bu uzaklaştırıcı etkilerin arkasında ise yasak, günah gibi kavramlar yer alır. Fakat, teknolojinin gelişimi ile bireyler medyayla iç içedir. Medyayla olan bağları kimi

67 zaman bilgi edinme kimi zaman ise boş zamanları değerlendirme boyutunda olabilmektedir.

2.4.2. Din Eğitiminin Medya Kullanımı ve Medya Algılaması Üzerindeki

Benzer Belgeler